Desam Başkanı Gürkan Avcı: "Milli Eğitim Şurası Acilen Toplanmalıdır"
Demokrasi ve Eğitim Stratejik Araştırmalar Merkezi (DESAM) Başkanı Gürkan Avcı, “Milli Eğitim şurası acilen toplanmalıdır” dedi.
Demokrasi ve Eğitim Stratejik Araştırmalar Merkezi (DESAM) Başkanı Gürkan Avcı, "Milli Eğitim şurası acilen toplanmalıdır" dedi.
DESAM ofisinde eğitimci uzman ve akademisyenler ile eğitim bileşenleri temsilcilerinin katılımıyla yapılan toplantıda, Milli Eğitim Bakanlığının yol haritası ve çok boyutlu olarak eğitim sistemi ele alındı.
Toplantının sonuç ve kapanış konuşmasını yapan DESAM Başkanı Gürkan Avcı, Bakan Ziya Selçuk'un eğitimci kimliği ve çok yönlü tecrübesiyle eğitim camiasında büyük bir heyecan ve umut oluşturduğunu kaydederek, "Ziya Selçuk Bakan olduğunda yaptığı ilk değerlendirmesinde 'Bilimin, aklın ışığında elimizden gelen bütün gayreti ekibimizle göstereceğiz' sözüyle, demokratik ve pedajojik vizyonuyla tüm eğitim bileşenlerinden bugüne kadar hiçbir Milli Eğitim Bakanına nasip olmayan ama bir o kadar da riskli bir alkış ve destek bulmuştur. 20 milyon öğrenci, 30 milyon veli, 1 milyon öğretmen acil çözüm bekliyor. Sistem anarjisi içerisinde bunalmış, haksız, adaletsiz uygulamalarla canından bezdirilmiş, başarısız reformlar nedeniyle bir dokun bin ah işit noktasına getirilmiş 20 milyon öğrenci, 30 milyon veli, bir milyonu aşkın öğretmen ve on binlerce idari personelden müthiş bir destek gören Bakan Ziya Selçuk, bu paralelde de büyük bir beklenti noktası olmuştur. Hemen herkes eğitimde kangren haline gelmiş sorunlar yumağına bir an önce nitelikli ve kalıcı çözümler bekliyor." diye konuştu.
Bakan Ziya Selçuk'un beyan ettiği ilkesel kararlar çerçevesinde masaya yatırdığı eğitim reformlarından birkaç tanesi dahi içerik, kapsam ve nitelik olarak Milli Eğitim Şurası'nı toplaması için yeterli olduğunu söyleyen DESAM Başkanı Gürkan Avcı, şunları kaydetti;
"Eğitimin tüm paydaşlarının görüş ve önerileri alınmadan hemen her sene müfredat değiştiriliyor. Ders kitapları yanlış olmuş diye geri toplanıp tekrar tekrar basılıyor. Bir gecede eğik yazıdan vaz geçilip dik yazıya geçiliyor. Kimseye sormadan okul kıyafet yönetmeliği, okul gidiş saatleri değiştiriliyor.
Öğretmenlerin tayin ve terfi kriterleriyle sabah akşam oynanıyor. TEOG, KPSS ve üniversite sınavlarında çocuk ve gençlerimizin kaderini etkileyecek oynamalar hemen her yıl yapılıyor. Eğitim yılının ortasında kural değişiklikleri yapılarak çocuklarımız denek, velilerimiz kızgın, öğretmenlerimiz ise şaşkın hale getiriliyor.
Siyasetçiler eğitimden elini çekmelidir. Bu iş eğitim sisteminin paydaşlarının işidir. İdeolojik ve siyasi hesaplar, çıkarlar doğrultusunda değil, pedagojik bir bakış açısıyla ve çocuklarımızın yüksek faydasını önceleyerek tüm toplumsal kesimlerin katılacağı bir eğitim şurasına acilen ihtiyaç vardır.
Eğitimde, ben yaptım oldu dayatmasına artık son verilmelidir. Eğitimde sürdürülebilir iyileştirme ve niteliksel başarıyı yakalamamız gerekiyor. Milli Eğitim Şurasında alınacak kararlar doğrultusunda herkesin altına imzasını atacağı bir eğitim reform paketi hazırlanmalıdır. Her yıl değişen, her bakan değişikliğinde eski uygulamaların rafa kaldırıldığı bir eğitim sistemi yerine önümüzdeki elli yılın eğitim politikalarına yön verecek ortak kararlar burada alınmalıdır.
Artık bu saatten sonra tüm eğitim bileşenlerinin görüşlerini almadan, onayını sağlamadan yapılacak reformlar hem kalıcı olmaz hem de toplumsal desteği bulamaz. Başta Milli Eğitim bürokrasisi olmak üzere, il, ilçe milli eğitim müdürleri ve okul yöneticilerine kadar yandaş parti, sendika, köken ayrımı yapılmadan iş liyakatli ve ehil ellere verilmelidir.
Eğitim sisteminde yapılan ve yapılması gereken reform ve değişikliklerin şurada değerlendirilip, tartışılıp yürürlüğe girmesinin, eğitim sisteminin birlik ve dirliği ile toplumsal barış ve esenliği için çok faydalı olacaktır.
Milli eğitim sistemi özellikle son yarım asırdır yapboz tahtasına dönmüş ve yapılan eğitim reformlarının kalıcı olmayacağı, her bakan değişikliğinde rafa kaldırılacağı ve dahası her yıl değişeceği inancı toplumda ciddi bir rahatsızlık ve depresyon oluşturmuştur. On yıllardır adına reform denen politikalarla eğitim sistemi deforme edilmiştir. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ve Milli Eğitim Bakanı Selçuk'un eğitim alanındaki en mühim icraatı öğretmen, öğrenci ve velilerin eğitim sisteminin adil, eşitlikçi, bilimsel, parasız ve uzun soluklu bir insicama sahip olduğuna dönük inanç ve güveni kazandırmak olacaktır."
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Bakan Selçuk'un tarihi sorumluluğu olduğunu kaydeden Avcı, "Erdoğan ve Selçuk Türkiye'nin 2023, 2053, 2071 eğitim vizyon ve politikalarına yön verecek ve yine gündemdeki eğitim reformlarının sağaltımını yapacak kararları alması için biran önce; kapsamlı ve demokratik bir 'Milli Eğitim Şura'sı düzenlemesi gerekiyor.
Türk eğitim sisteminin 2023 ve 2071 vizyonuna uygun projeksiyonel bir yol haritasına ihtiyacı var. Bunun içinde herkesin altına imzasını atacağı bir eğitim reform hatta devrim paketi hazırlamak; tüm partilerin, sendikaların, ilgili sivil ve kamu kuruluşlarının içinde yer aldığı yeni ve büyük bir Milli Eğitim Şurası yapılmalıdır.
Cumhurbaşkanından tüm bakanlara kadar tüm siyasi partilerin katıldığı, eğitim alanında yetkin yerli ve yabancı tüm eğitim lider ve uzmanlarının iştirak edeceği yeni ve büyük Milli Eğitim Şurası'nın bilimsel, demokratik ve katılımcı bir anlayışla yapılması gerekiyor.
Bu Milli Eğitim Şurasının, eğitim camiasında hemen her kesimin tanıdığı ve saygı duyduğu, itibar gören Bakan Ziya Selçuk nezaretinde toplanması ve sonuçlanacak olmasının da toplum nezdinde büyük bir avantaj olarak görüleceğini düşünüyorum.
Bu eğitim şurası sayesinde Türkiye özentili, öykünmeci, kopyacı ve taklitçi, yap boz eğitim sistem ve reformlarından kurtulabilir.
Böylesi bir eğitim şurası sayesinde milletimiz çıkarlarının korunması adına çatışma çözümüne katkı sağlayacak entelektüel bilinç ve iletişim ortamı da yakalayacaktır.
Bu eğitim şurasında Türkiye kadim medeniyetinin yüksek, derin ve üstün değerleriyle, erdem ve inançlarıyla içselleşmiş bilimsel, özgün ve marka bir eğitim sistemine adım da atabilir.
Kasıtlı olarak eğitimsiz ve yoksul bırakılmış necip Milletimiz kendi yaratıcı kimliğini, kültür ve politikalarını özünden kök salan, birikimlerinden kaynak alıp evrenselliğe yönelerek gençliğini bilime, teknolojiye, en yüksek erdem ve değerlere ulaştıracak bir eğitim sistemini inşaya karar verebilir. Türkiye yeni bir eğitim sistemiyle büyük işler ve büyük fikirler gerçekleştirmeyi başaracağına top yekün inanabilir.
Her eğitim sisteminin kendine özgü varlık, bilgi, ahlak, hukuk, siyaset ve iktisat anlayış ve tahayyülü vardır. Küreselleşmenin eskiye dair hemen her şeyi alt üst ettiği günümüzde bu sıralanış her ne kadar baş aşağı olsa da Türkiye bu yeni dönemde eğitim sistemini diğer faktörlerin belirleyicisi haline getirmek zorundadır. Herkes için nitelikli, bilimsel, parasız ve demokratik bir eğitim sistemi Türkiye için ekmek, su kadar elzem bir ihtiyaçtır.
Bugün hepimize düşen görev eğitimde milli bir seferberlik ilan ederek Dünyanın ve Türkiye'nin gereklerine uygun özgün ve marka bir eğitim sistemi inşası için fütürist bir hayal gücü üzerine inşa edeceğimiz Milli Eğitim Şurası sonrasında ülkemizin müreffeh geleceği ve çocuklarımızın aydınlık istikbali için elimizi ve gönlümüzü taşın altına koymak olmalıdır. Bu amaçla DESAM olarak aşağıdaki konu başlıklarını Milli Eğitim Şurasında tüm yönleri ile değerlendirilmek üzere tartışılmasını saygıyla teklif ediyoruz." şeklinde konuştu.
DESAM Başkanı Gürkan Avcı, Milli Eğitim Şurası için ana tema önerilerini şöyle sıraladı:
Türk Milli Eğitim sisteminde etik eğitim ve iyilikte yarışmak.
Güç adalet ve medeniyet inşasında eğitim sistemimiz.
Küresel yeni dengeler, rekabet parametreleri ve Türk Milli Eğitiminin vizyonu.
Değişen devlet doğası, sivil beklenti yönetimi ve eğitim politikaları.
İnsan kaynağı inşasında model rol; mesleki eğitim politikalarımız.
Ortak değerler ve farklılıklar: çeşitlilik içinde eğitim sistemiyle birlik imkanı.
Medeniyetler arası etkileşim bağlamında MEB'in liderliği: küreselleşen eğitimde imkanlar ve sorunlar.
Milli Eğitim Şurası için Alt Tema Önerilerimiz:
Toplum 5,0 için Türk eğitim sisteminde düşünsel/felsefi alt yapı inşası.
Toplum 5,0 için Türk eğitim sisteminde strateji geliştirme.
Toplum 5,0 için MEB'in teknolojik kapasite inşası.
Toplum 5,0 için eğitim reformları.
Toplum 5,0 için Türkiye'nin kalifiye beyin gücü ve tersine beyin göçü planlaması.
Geleceğin eğitiminde yapay zeka.
Geleceğin eğitiminde robotik ve insansı robotlar.
Geleceğin MEB bürokrasisi ve örgütlenmesi.
Geleceğin eğitim ordusu.
Eğitimde istihbarat yönetimi.
Geleceğin e-eğitiminde veri ekolojisi, ağ güvenliği ve siber tehditler
Dijital eğitim ve eğitimin güvenliği.
Güvenlikleştirilen okul ve şehir okulları / kampüs
Geleceğin akıllı okulları ve demokratik okul yönetişimi
Geleceğin eğitiminde yumuşak güç bileşenleri
Milli Eğitim Şurası için Politika / Proje Atölyeleri Önerilerimiz;
Türk Eğitim Sistemi ve Bilim
Türk Eğitim Sistemi, İş Hayatı ve Girişimcilik
Türk Eğitim Sistemi, Sosyal Hayat, Siyaset ve Din, Türk Eğitim Sistemi, Sağlık, Sosyal Güvenlik ve İstihdam
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), Teknoloji ve İnovasyon
MEB, Sosyal Politikalar ve Sivil Toplum
MEB, Kültür ve Turizm
MEB, Uluslararası Kalkınma İşbirliği
MEB, Şehir ve Yerel Yönetişim
MEB, Düşünce ve Akademi
MEB, Uluslararası Diaspora. - ERZURUM