Des Genel Başkanı Gürkan Avcı Açıklaması
Demokrat Eğitimciler Sendikası (DES) Genel Başkanı Gürkan Avcı, Milli Eğitim Bakanlığı’nın öncelikle ders kitaplarını ve müfredatı batının çoktan terk ettiği ağır ideolojik öğelerden ve bilimsel hurafelerden ayıklayacak bir çalışma başlatması gerektiğini kaydetti.
Demokrat Eğitimciler Sendikası (DES) Genel Başkanı Gürkan Avcı, Milli Eğitim Bakanlığı'nın öncelikle ders kitaplarını ve müfredatı batının çoktan terk ettiği ağır ideolojik öğelerden ve bilimsel hurafelerden ayıklayacak bir çalışma başlatması gerektiğini kaydetti.
Örgütlenme çalışmaları için bulunduğu Kütahya'da yaptığı konuşmada Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı'nın entelektüel birikimi ve tecrübesi ile demokratik ve pratisyen yapısı ile özgün, milli, bilimsel ve çağdaş bir eğitim sisteminin inşası adına bir şans olarak görülmesi gerektiğini söyleyen DES Genel Başkanı Avcı, ders kitapları ve müfredat maharetiyle çocukların zihinlerine, bilim ve gerçeklik adına pozitivist, determinist, materyalist anlayışların ve bilimsel-dinsel hurafelerin enjekte edilmesine gönlünün razı olmadığını söyledi. Değerli bir yatırım olarak gördüğü FATİH projesinin politikasızlık ve sahipsizlikten kurtulması için eğitim sendikalarının katkı ve katılımının önemsenmesi gerektiğini kaydeden Gürkan Avcı, şunları söyledi:
"Zihinsel işgal altındaki Türk eğitim sistemine özgürlük, demokrasi ve sivilleşme kazandırılmalıdır. Eğitimin ve okulların inanç ve insani değerleri yerle bir eden yapısına müdahale edilmelidir. Eğitim sistemimiz çocuklarımızın akademik gelişimine bakıyor, ahlaki ve etik gelişimini önemsemiyor. Çocuklarımız iyi ve doğru şeyleri okullardan öğrenemiyor. Derslerin ve müfredatın hurafelerine karşı panzehir olarak alternatif kaynaklardan sivil toplum kuruluşlarının oluşturduğu eğitim ve yayıncılık faaliyetlerinden öğreniyorlar. Bu manada özel eğitim kurum ve kuruluşları çok önemli bir görev ifa ediyorlar."
Eğitim sisteminde derslerin ve müfredatın felsefi arka plana kavuşturulmasının ve eğitimle ruh, muhteva ve ideal verilmesinin gerektiğini vurgulayan Avcı şöyle devam etti:
"Eğitim reformlarında biçimsel, şekilsel tedbirler öne çıkıyor. Marifet ve hikmet yerine kuru bilgileri kafaya yığıp duran ezberci sistem ile sınav-test çözme için eğitim yapma hakim oluyor. Okullarla testlerle öğretilenlerin temeline inerseniz -ilkel, kaba, çağdışı pozitivist hurafeler ve jakoben söylemleri görürsünüz. Eğitimin bu ruhsuz hali ne öğrenciyi motive ediyor ne de öğretmeni. Ortaokullarda, liselerde zıvanadan çıkan tütün, alkol, uyuşturucu kullanımı, çarpık cinsellik gibi ahlaki çöküntüler bu eğitimin acı meyveleri değil mi? Bu ülkenin hırsızları, yolsuzları, darbecileri ve teröristleri kaba ve ilkel hurafeleri öğreten bu eğitim sisteminin yan ürünleri değil mi? Bu kabilde düşünce ve projelerimizi paylaştığımız MEB Müsteşarı Sayın Yusuf Tekin'in mevcut eğitim sistemine yeni bir ruh ve form kazandırma adına ifade ettiği çalışmalarının biran önce hayata geçirilmesine ihtiyaç vardır ki sendika olarak bu tür projelerin destekçisi ve katılımcısı olmaya hazırız.
Türkiye'nin eğitim sistemi de, Türkiye'nin başına örülen çorapların tamamı da ithaldir. Dünyada Batı'ya anlamsız ve içi boş şekilde yüzünü dönüp yürüyen tek millet biziz. Kökünden ve kadim mecrasından koparılmış, ucube eğitim sistemimiz yüzünden ne yaptığını, nereye gittiğini bilmeyen bir millet haline getirildik. Şaşkın ördeğe çevrildik. Türkiye Türkler'indir deniliyor fakat işin aslı ne yazık ki öyle değil, hiç olmadı. O kadar savaşlar, şehitler, kan ve gözyaşı döktük, büyük sıkıntılar ve acılar çektik fakat Türkiye sadece kağıt üzerinde bizim! Genetiği bozuk bu eğitim sistemi yüzünden bu asil ve nazif millet sadece kandırıldı. Tarih yazan bu toprakların aslan yürekli çocukları oyuncak haline getirildi.
Tarihimizi bile onlar yazdığı için gerçekleri dahi bilmiyoruz. Sağcı, solcu, muhafazakar, ülkücü hiç fark etmedi çünkü farkına varmadan herkes onların senaryosunun figüranı oldu ve kim kazanırsa kazansın onların çıkarlarına hizmet etti. Bizim eğitim sistemimiz kendi çocuklarını hormonlayıp, kökünden koparan ve derin salahiyetten dışlayan bir rejim paratoneridir. Çok önemli koltukları verdiğimiz insanların ezici çoğunluğu dahi bu oyunu göremez ve bilmez. Silahla, kılıçla yenemedikleri, baş edemedikleri bizleri bu eğitim sistemiyle bloke ettiler. Adım attırmadılar. Bir olmamız demek onların yenilmesi demek. Eğer Türkiye tekrar bizim olacaksa eğitim sistemi de, para ve zenginlikte, inisiyatifte bizim olmalı. Bunun içinde yan yana, sırt sırta, el ele olmalıyız." - ANKARA