Dervişoğlu'ndan 'Basın Kanunu' Tepkisi: "Bu Ceberut İktidarın Bilinsin Ki Artık Bir Seçimlik Ömrü Kalmıştır"
İYİ Parti Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu, “İktidar yaptıklarıyla sınırlı kalmayacaktır. Şimdide Basın Kanunu’nda yeni düzenlemeler yaparak sosyal medya paylaşımlarına kallavi hapis cezaları vermeyi planlıyorlar. Bunun adı baskıcılıktır, zorbalıktır ve istibdattır…Bu ceberut iktidarın bilinsin ki artık bir seçimlik ömrü kalmıştır. Herkes müsterih olsun. Artık yolun sonu görünüyor ve az kaldı” dedi.
İyi Parti Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu, "İktidar yaptıklarıyla sınırlı kalmayacaktır. Şimdide Basın Kanunu'nda yeni düzenlemeler yaparak sosyal medya paylaşımlarına kallavi hapis cezaları vermeyi planlıyorlar. Bunun adı baskıcılıktır, zorbalıktır ve istibdattır…Bu ceberut iktidarın bilinsin ki artık bir seçimlik ömrü kalmıştır. Herkes müsterih olsun. Artık yolun sonu görünüyor ve az kaldı" dedi.
Dervişoğlu, TBMM'deki basın toplantısı düzenledi. Dervişoğlu, özetle şunları söyledi:
HAVUZ MEDYASINDA SABAH BAŞLAYIP GECE YARILARINA KADAR ÇAM ÜSTÜNE ÇAM DEVRİLİYOR HABERLERİ VAR MI: İktidarın medya üzerindeki sopası haline gelen RTÜK yeni bir rezalete daha imza atmıştır. Gübre fiyatlarıyla akaryakıt zamlarıyla su ve elektrik faturalarıyla tarlasına küstürülen çiftçimizi dert etmeyenler zor durumdaki çiftçilerimizin durumuna isyan eden bir haber sunucusu üzerinden çalıştığı televizyon kuruluşuna ceza yağdırdı. Peki anlatılan ya da isyan edilen habere konu olanlar yalan mıydı? Hayır. Onlar gerçeğin ta kendisiydiler. Ama gerçekten korkan bu iktidarın gerçeklerden kopan emir eli konumundaki RTÜK, FOX TV'ye ağır bir ceza verdi. Neymiş de bardak devrilmiş. Havuz medyasında sabah başlayıp gece yarılarına kadar çam üstüne çam devriliyor haberleri var mı? Yandaş yorumcuları çeşitli sıfatların ardına saklanarak iftira denizinde sörf yapıyorlar, ağızlarını açan var mı?
CEZANIN TEK BİR GEREKÇESİ VAR, O DA GERÇEĞİN DİLE GETİRİLMİŞ OLMASI: Olaya baktığınızda aslında cezanın tek bir gerekçesi var, o da gerçeğin dile getirilmiş olması. Hakikatin cezalandırıldığı soruyorum sizlere, nerede görülmüştür. Biz bu sisteme boşuna 'ucube sistem' demiyoruz. Bu sistemin kendisi ucube, kararları ucube sopa olarak kullandığı kurumları da ucubedir.
DEMOKRATİK ÜLKELERDE GÖRÜLMEYEN DEMİR PERDE ÜLKELERİNİ ÇAĞRIŞTIRAN BU KABİL UYGULAMALAR İKTİDAR AÇISINDAN SADECE KORKUNUN İFADESİ: Aynı RTÜK ana muhalefet partisinin iddialarını konu alan yayınlardan dolayı Halk TV, KRT, Tele1 ve Flash TV'ye de ceza verdi. Ben bu cezaların içeriğini tartışmıyorum bile. Bir muhalefet partisinin genel başkanının iddiaları dünyanın her ülkesinde haberdir. Habercileri 'haber yaptı' diye cezalandırmak; siyasileri 'siyaset yaptı' diye, çiftçiyi 'tarlasını ekti' diye, sanayiciyi 'üretti' diye cezalandırmaya benzer. Demokratik ülkelerde görülmeyen, demir perde ülkelerini çağrıştıran bu kabil uygulamalar iktidar açısından sadece korkunun ifadesidir. Şurada bir kez daha not etmek isterim ki, korkunun ecele faydası yoktur.
BU CEBERUT İKTİDARIN BİLİNSİN Kİ ARTIK BİR SEÇİMLİK ÖMRÜ KALMIŞTIR: İktidar yaptıklarıyla sınırlı kalmayacaktır. Şimdide Basın Kanunu'nda yeni düzenlemeler yaparak sosyal medya paylaşımlarına kallavi hapis cezaları vermeyi planlıyorlar. Bunun adı baskıcılıktır, zorbalıktır ve istibdattır…Bu ceberut iktidarın bilinsin ki artık bir seçimlik ömrü kalmıştır. Herkes müsterih olsun. Artık yolun sonu görünüyor ve az kaldı.
ADLİYELERDE TAHLİYE DAVALARINA EN ERKEN 7 AY SONRAYA GÜN VERİLİYOR: Yüksek enflasyon ve durmak bilmeyen zamlarla mücadele eden vatandaşlarımız, ciddi bir barınma sorunuyla da karşı karşıya bırakılmışlardır. Ülkenin dört bir yanında ev sahibi ve kiracı kavgaları yaşanıyor. Tahliye davaları çığ gibi artıyor. Önümüzdeki günlerde hepimizi üzecek olaylara gebe olan bu konuda henüz ciddi bir adım atılmış da değildir. Seçim dönemlerinde Türkiye'deki her vatandaşımızı ev sahibi yapmış gibi caka satan iktidar 100 binleri bulan tahliye davalarını bugün görmezden geliyor. Buradan iktidara sesleniyorum, bu konuya acilen el atın. Adliyelerde tahliye davalarına en erken 7 ay sonraya gün veriliyor. Bu da sorunun nasıl da bir dağ gibi büyüdüğünün en açık göstergesi olarak karşımıza çıkıyor. Kafanızı kuma gömmeyin. Kimsenin canı yanmadan doğru bir adım atın. Her iki tarafı da koruyacak önlemleri alın. Yoksa sebep olduğunuz bu ekonomik yıkım daha çok can yakacaktır.
BİR KEZ DAHA ANLIYORUZ Kİ SİYASETTE UTANMA DUYGUSU ZİYADESİYLE ÖNEMLİYMİŞ: Cumhurbaşkanı milletin önemli bir bölümünün yıkımına karşı çıktığı Atatürk Havalimanı'nda nazire yapar gibi bir tören düzenledi. Sayın Erdoğan bu törende milli servet olan havalimanının ve pistlerin yıkılmasına itiraz edenleri beton perestlikle suçladı. Garipliğe bakar mısınız? 20 yıldır Türkiye'nin kaynaklarını, milletin vergilerini betona gömen Tayyip Erdoğan, bugün çıkmış muhalefeti beton perestlikle suçluyor. Milletin aklıyla dalga geçer gibi 'bunlar betona tapıyor' diyor. Türkiye'yi betoncu beşli çeteye mahküm etmemiş ve beton yığınlarının sorumlusu sanki kendisi değilmiş gibi caka satıyor, afi kesiyor. Bir kez daha anlıyoruz ki siyasette utanma duygusu ziyadesiyle önemliymiş.
20 YILLIK TECRÜBEMİZ BİZE DİYOR Kİ, 'KÖKLÜ BİR KURUMUMUZ ZARAR ETMEYE BAŞLAMIŞSA PEŞKEŞ ÇEKİLMESİNE AZ KALMIŞTIR: Türkiye yönetilemiyor. Tek sorunumuz yönetim sorunu da değil. Türkiye'nin varlıkları göz göre göre eriyor. Zarara uğruyor. Ucube sistemin mimari AK Parti iktidarı bir zoru daha başardı. 180 yıllık Türkiye Taş Kömürü İşletmeleri'ne de zarar ettirdi. 20 yıllık tecrübemiz bize diyor ki, 'köklü bir kurumumuz zarar etmeye başlamışsa peşkeş çekilmesine az kalmıştır.'
BU ZORBALIKLARIN BU YAĞMALARIN BU BASİRETSİZLİKLERİN BU SORUMSUZLUKLARIN HATTA BU İŞTAHIN İŞTİHANIN SONU GELDİ: Kaz Dağları'ndaki kıyıma imza atıp üzerine de milletimizle alay eden maden şirketi pılını pırtısını toplayıp gidiyor. 'Gel bakalım, yaptığın bu katliamın hesabı ne olacak' diye soran yok. Beytül malı yağmalatırken milletten utanmadıkları gibi 'elinizde bir fidan varsa yarın kıyamet kopacağını bilseniz onu dikin' diyen şanlı peygamber efendimizden de utanmıyor, Allah'tan da korkmuyorlar. Ama az kaldı. Bu zorbalıkların bu yağmaların bu basiretsizliklerin bu sorumsuzlukların hatta bu iştahın iştihanın sonu geldi. Kötüler gidiyor ve Allah'ın izniyle iyiler geliyor.
İYİ PARTİ SEÇİMLERDEN BİRİNCİ PARTİ OLARAK ÇIKACAK VE İKTİDAR OLACAKTIR: Millet sandığı bekliyor. Biz milletin ferasetine inanıyor ve milletin ferasetine güveniyoruz. Milli iradeye teslim olmaktan başka bir çaremiz yoktur. Dün Adalet ve Kalkınma Partisi'ne oy vererek onu iktidar yapan aziz milletimiz bugün ona oy vermeyerek iktidardan indirirken aynı oy verdiği zaman olduğu gibi yine haklı olacak yine haklı kalacaktır. İYİ Parti seçimlerden birinci parti olarak çıkacak ve iktidar olacaktır. Bu iktidarın bir seçimlik ömür kalmıştır.
VATANDAŞIN 12 LİRASI KİMİN CEBİNE GİDİYOR SORUSUNUN CEVABININ ARANMASI LAZIM: Fındık için özellikle fındığın sadece fiyatı üzerinden tartışmalar yapılırdı bugün kamuoyu gündeminde. Ama durum farklılaşmış. Artık fındık üreticisi ürettiği ürünün stratejik bir ürün olduğunun farkında. Fiyat belirleme noktasında ciddi sıkıntılar yaşanıyor. Geçen yıl fındığını Toprak Mahsulleri Ofisi'ne (TMO) 27 liradan veren vatandaşlarımız mağdur. TMO vatandaştan 27 liraya aldığı fındığı bugün 39 liradan satıyor. Vatandaşın 12 lirası kimin cebine gidiyor sorusunun cevabının aranması lazım.