Derviş ve Ölüm’e Sırbistan’dan Alkış

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları yurt içi ve yurt dışındaki başarılı turneleriyle göz doldurmaya devam ediyor. Şehir Tiyatroları'nın repertuarındaki en beğenilen oyunlardan biri olan "Derviş ve Ölüm" geçtiğimiz haftalarda gerçekleştirdiği Sırbistan turnesini tamamlayarak yurda döndü. Sırbistan'ın başkenti Belgrad'da düzenlenen Türk Kültür Günleri çerçevesinde perde açan oyun izleyiciyi kendisine hayran bıraktı. Meşa Selimoviç'in güçlü eseri, Şehir Tiyatroları oyuncularının başarılı performansıyla bir kez daha ölümsüzleşti.

BÜYÜK YANKI UYANDIRDI

Derviş ve Ölüm adlı oyun geçtiğimiz yaz Balkan turnesi çerçevesinde Sırbistan'a konuk olmuştu. Oyunun hayranlık uyandırması Şehir Tiyatroları'nın yeniden Sırbistan'a davet edilmesine neden oldu. Başkent Belgrad'a çağrılan Şehir Tiyatroları, 30 kişilik bir oyuncu ve teknik kadro ile katıldığı turnede Türkiye'yi başarıyla temsil etti. İzleyiciler tarafından beğeni ile karşılanan oyun, köklü kültürel ve tarihsel bağlarımızın bulunduğu Balkanlar'daki kültürel tanıtımımıza önemli katkı sundu.

ZENGİN OYUNCU KADROSU

Şehir Tiyatroları Müdürü Turgut Çakar'ın sorumluluğunda gerçekleştirilen başarılı turne çerçevesinde üç kez sahnelenen Derviş ve Ölüm'de, Şeyh Ahmet Nureddin'i Genel Sanat Yönetmeni A.Nejat Birecik, Hasan'ı Koray Onur, Molla Yusuf'u Serhat Güzel, İshak ve Eşkıya'yı Tarık Keskiner, Kadı'nın karısını Zeynep Özan, Müftü'yü Mehmet Serimer, Kadı'yı İbrahim Şahin, Müsellim'i Ahmet Yaşar Özveri, Hacı Sinaneddin'i Melih Düzenli, Kara Zaim'i Tekin Ezgütekin ve Cemal'i Cemal Aldıç canlandırdı. Başarılı oyunda Fatma Yılmaz, Nagihan Zengin, Emel Pala ve Nurcan Tural da otantik danslarıyla göz doldurdu.

İSYANA GİDEN YOL

Ölümsüz yazar Meşa Selimoviç tarafından kaleme alınan, Sırbistan Kültür Bakanı Nebojşa Bradiç tarafından uyarlanan oyunu Türkçeye Bilge Emin çevirdi. Yönetmenliğini Nurullah Tuncer yaptığı oyunun dramaturjisi Dilek Tekintaş, kareografisi Gjergji Prevazi ve müziği ize Nedim Yıldız'a ait.

OYUNUN KONUSU

Mevlevi Şeyh'i Ahmed Nureddin'in kardeşi Harun, tam olarak belli olmayan bir suçtan dolayı kaleye hapsedilmiştir. Ahmet Nurettin, kardeşini kurtarmaya çalışır. Kadı'nın karısının erkek kardeşi ve kendisinin de yakın dostu olan Hasan'la ilgili yardım istemesiyle başlayan, Kadı, Müsellim ve müftü ile devam eden görüşmeleri kardeşini kurtarmaya yetmez. Daha kardeşini görmeye bile gidemeden acı gerçekle karşılaşır; kardeşi hapisteyken öldürülmüştür. Adil olmayan bu durumu unutmamaya karar veren Nureddin; kardeşinin uğradığı haksızlığı ortaya çıkarmak için uğraşmaya devam edip, olayın peşini bırakmayınca başı belaya girer. Dövülür, hapsedilir ama bir süre sonra serbest kalır. Vazgeçmez ve çarşının en sevilen esnafı Hacı Sinaneddin'i ihbar ettirerek bir isyan başlamasına sebep olur. Ayaklanma sırasında öldürülen Kadı'nın yerine Kadı seçilir. Kardeşini de ihbar eden Molla Yusuf'un ve tepkisini çektiği idarecilerin hazırladığı son düzenle bir entrikanın içine düşer. Bu defa kurban kendisidir.