Depremin Batık Şehri"Nde Arama Kurtarma Dalgıçları Yetiştiriyor
İBRAHİM AKTAŞ - Merkez üssü Gölcük olan 7,4 büyüklüğü Marmara Depremi'nin ardından Deniz Kuvvetleri bünyesinde afet bölgesinde su altı faaliyetlerine katılan Murat Kulakaç, fay hattının kıyıdaki yapıları denize çekmesi sonucu oluşan "batık şehir"de arama kurtarma dalgıçları yetiştiriyor.
ŞAHİN OKTAY - İBRAHİM AKTAŞ - Merkez üssü Gölcük olan 7,4 büyüklüğü Marmara Depremi'nin ardından Deniz Kuvvetleri bünyesinde afet bölgesinde su altı faaliyetlerine katılan Murat Kulakaç, fay hattının kıyıdaki yapıları denize çekmesi sonucu oluşan "batık şehir"de arama kurtarma dalgıçları yetiştiriyor.
Asrın felaketi olarak adlandırılan Marmara Depremi sırasında Deniz Kuvvetleri'nde dalgıç olarak görev yapan ve yardım çağrısının ardından afet bölgesine gönderilen ekipte yer alan Murat Kulakaç, İzmit Körfezi'ne gömülen binalardaki hayatını kaybeden vatandaşların ve değerli eşyaların su üstüne çıkarılması faaliyetlerine katıldı.
Çalışmalar sırasında sivil toplum örgütlerinin su altı faaliyetleri noktasında vatandaşın yardım çağrısını karşılamakta yetersiz kaldığını fark eden Kulakaç, emekli olduktan sonra bu eksikliği gidermek için 2005 yılında Değirmendere Sualtı Topluluğu'nu (DESSAT) kurdu.
Kurduğu dernekle bu alanda Türkiye'de öncü olan ve ülkenin farklı yerlerinde meydana gelen olaylarda faaliyetlere katılan Kulakaç, aynı zamanda depremin oluşturduğu batık şehirde bugüne kadar 750 arama kurtarma dalgıcı yetiştirdi.
DESSAT Başkanı Murat Kulakaç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dalışla ilk kez 1985 yılında Deniz Kuvvetlerinde tanıştığını ve orada 24 yıl boyunca birinci sınıf dalgıç olarak görev yaptığını söyledi.
Marmara Depremi sırasında Deniz Kuvvetleriyle birlikte su altında kalanları çıkarmak için afet bölgesine geldiklerini anlatan Kulakaç, Gölcüğe vardıklarında Değirmendere ve Kavaklı sahilinde çok sayıda yapının suya gömülmüş olduğunu gördüklerini kaydetti.
"Su altı arama kurtarma dalgıçları yetersizdi"
Kulakaç, özellikle Değirmendere'nin Çınarlık sahilinde 500 metrelik bir alanın fay hattının çekmesiyle blok olarak sağ ve sola kayarak 55 metre derinliğe kadar inmiş olduğunu dile getirerek, çok sayıda bina, araç ve çınar ağacının hala suyun altında olduğunu ifade etti.
Depremde 300'e yakın vatandaşın denize gömülen binalarda kaldığına dikkat çeken Kulakaç, "Depremin ardından bölgeye geldiğimizde gerçekten inanılmaz bir kaos vardı. Ülkenin değişik noktalarından gelen dalgıçlar vardı fakat sayıları yetersiz olduğu için Deniz Kuvvetlerinden yardım istenmişti. Biz de bir arama kurtarma gemisi ve çok sayıda dalgıçla gelip bölgede 6 noktada vatandaşlarımızın kayıp yakınlarını ve önemli eşyalarını çıkararak teslim ettik." diye konuştu.
Kulakaç, su altı arama kurtarma noktasında sivil toplum kuruluşları yeterli ihtiyacı karşılayamadığını ve bunun büyük bir eksiklik olduğunu vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Su altı arama kurtarma dalgıçlarına ihtiyaç olduğunu fark etmiştim ve 2004 yılında emekli olup Gölcük'e geldiğimde bir sohbet esnasında Değirmendere Belediye Başkanı 'Depremde biz çok sıkıntı yaşadık. Depremden bir hafta sonra dalgıçlar geri döndü ama vatandaşlar bilinçsizce kayıplarını aramak için suya girmeye çalıştılar ve çok ciddi tehlikeler yaşadık.' dedi. Bu eksikliği gidermek için 2005'te DESSAT'ı arama kurtarma birimi olarak kurduk ve arama kurtarma dalgıcı yetiştirmeye başladık. Bu sivil toplum örgütünü kurma amacım tamamen 17 Ağustos'ta gördüğüm eksiklikti. Bunu bir rol model olarak kurdum ve çok yoğun bir tempoyla ayakta tutmaya çalışıyorum."
"750 arama kurtarma dalgıcı yetiştirdik"
Eğittikleri bütün dalgıçları arama kurtarma dalgıcı olarak yetiştirdiklerini ifade eden Kulakaç, "2005 yılından bugüne kadar 192 dalış eğitmeni ve 750 arama kurtarma dalgıcı yetiştirdik. Bunların 100'ünü acil durumlarda en fazla 2 saat içerisinde hazır olacak şekilde kullanabiliyoruz." dedi.
Murat Kulakaç, aradan geçen 18 yılda Kocaeli'nin yeniden yapılandığını ve depremin gerçek görüntülerinin unutulduğunu ama depreme ait görüntülerin su altında hala tüm çıplaklığıyla durduğuna dikkat çekerek, şu ifadeleri kullandı:
"Biz burayı hem depremi hatırlatmak hem de arama kurtarma eğitimlerinde kullanıyoruz çünkü unuttuğunuz doğanın gücünü oraya indiğiniz zaman hatırlıyorsunuz. Doğanın gücünü hiç bir şekilde unutmayacağımız tek yer batık şehir. Bu nedenle bütün dalgıçların burayı görmesini ve ders almasını istiyoruz. Deprem sonrası oluşan en yeni batık burası, değerini bilmemiz gerekiyor. İyi kullanabilirsek alınması gereken önlemler konusunda bir farkındalık oluşturabiliriz."
DESSAT'tan önce su altı arama kurtarma konusunda çalışan sivil toplum kuruluşu sayısının çok az olduğuna işaret eden Kulakaç, "DESSAT buna öncülük yaptı ve biz birçok ilde bu tip sivil toplum örgütlerinin kurulması için hem dalgıç hem de eğitmen yetiştiriyoruz. Şuanda 6 pilot ilde bu tip faaliyetlerin yürütülmesi için çalışıyoruz." şeklinde konuştu.
"İstanbul için çok ciddi yapılanma gerekiyor"
Kocaeli'de dalış alanında sivil toplum kuruluşlarının ve dalgıç sayısının şuan yeterli olduğunu ama İstanbul'da yaşanacak olası bir deprem için yapacak çok iş olduğunun altını çizen Kulakaç, şunları kaydetti:
"Kocaeli hazırlıksız yakalandı ama tüm Türkiye buraya gelmişti. İstanbul'un kıyı yapısını dikkate aldığımız zaman Adalar, Kadıköy, Maltepe, Bakırköy sahilinde binaların su altında kalma ihtimali çok yüksek. O alanlarda insanların hayatta kalma şansları da yüksek. İlk etapta o insanların hayatlarının kurtarılmasına yönelik su altıyla ilgili çok ciddi yapılanma oluşturulması gerekiyor. Depremden bir süre sonra insanlar su altında kalan değerli eşyalarını kurtarma telaşına düşüyor. Bu ihtiyacı karşılamak için de mutlaka binlerce dalgıca ihtiyaç var. Bu konuda hepimizin çok ciddi bir şekilde çalışması gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu.
Kulakaç, devletin aradan geçen sürede çok mesafe katettiğini fakat çok daha seri karar alabilen sivil toplum örgütlerinin hızına kimsenin yetişemeyeceğini belirterek, bundan dolayı sivil toplum örgütlerinin verilen desteğin büyük önem teşkil ettiğini sözlerine ekledi.