Haberler
Netanyahu'dan orduya Orta Doğu'yu cehenneme çevirecek talimat: Yoğun savaşa hazırlanın

Netanyahu'dan orduya Orta Doğu'yu cehenneme çevirecek talimat

Türkiye sınırında kritik gelişme: Muhalifler, ikinci büyük kenti ele geçirmek üzere

Türkiye sınırında kritik gelişme! Muhaliflerin ikinci büyük kenti geçirmesi an meselesi

İslam Memiş uyardı: Sadece dolar değil sahte euro da var

Kritik uyarı: Sadece dolar değil sahte euro da var

Fuhuşa zorlanan 17 yaşındaki kızın anlattıkları kan dondurdu: Günde 180 kişi ile birlikte oluyordum

Günde 180 kişiyle birlikte olmaya zorlamışlar

Depremde 96 kişinin hayatını kaybettiği apartmanın müteahhidi hakim karşısında

Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Adana'da 6 Şubat'taki depremlerde yıkılan ve 96 kişinin yaşamını yitirdiği Alpargün Apartmanı'nın tutuklu müteahhidi ve teknik uygulama sorumlusu Hasan Alpargün'ün "Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan 22 yıl 6 aya kadar hapisle yargılandığı...

Adana'da 6 Şubat'taki depremlerde yıkılan ve 96 kişinin yaşamını yitirdiği Alpargün Apartmanı'nın tutuklu müteahhidi ve teknik uygulama sorumlusu Hasan Alpargün'ün "Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan 22 yıl 6 aya kadar hapisle yargılandığı davanın ilk duruşması görüldü.

Adana 12. Ağır Ceza Mahkemesince görülen duruşmaya tutuklu sanık Hasan Alpargün cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı. Taraf avukatları ve müştekiler ise mahkemede hazır bulundu.

Hakkındaki iddialar hatırlatılarak savunması SEGBİS kaydına alınan sanık Alpargün, olay nedeniyle acı duyduğunu belirterek şunları söyledi:

"Yasal zararların tamamını ödeyeceğim. Ben binayı inşa etmeden önce zemin etüdü yaptırdım. Belediyeden gerekli izinleri aldım. Yapı için yeterliliği sağladıktan sonra bana iskan izni verildi. Apartmanın statik projesi 1975 deprem yönetmeliğine uygundur. 1998 yılındaki ilk depremlere binamız dayandı. 6 Şubat'taki depreme bina dayanamadı. Bu bina depremin şiddetinden dolayı yıkıldı. 26 yıl boyunca hidrofordan kaçan sular, beton kanseri adı verilen durumu meydana getirdi. Su, demire kadar geçiş yaptı. Bunlar binanın yıkılma nedenlerindendir. Olay tarihinden sonra yakalandığımda yaşadığım şok nedeniyle ben emniyet ifademde 'bina dere yatağına yapıldı' beyanını kullandım. Ben çok sayıda bina yaptım."

Herhangi bir ülkeye kaçmak gibi bir amacının olmadığını öne süren Alpargün, "Herkes deprem bölgesini terk ediyor düşüncesi ile Kıbrıs'a gittim. Kaçmak istesem başka ülkeye giderdim. Ben inşaat mühendisiyim. Benden 4 daire alan insanlar da var. Ben 72 yaşındayım. Ciddi sağlık problemlerim mevcuttur. Ben de daha önce bilirkişilik yaptım mahkemelerde. Bilirkişiler binadan karot alma yöntemini kullanır. Yönetmelik gereği bu binadan alınan karot geçersizdir. Çünkü 20 cm alınması gereken karot 10 cm alınmıştır. Ben gece bile kalkıp bekçiye güvenmeyip binanın temelini sulatmışımdır. Tek başıma olduğum için binanın hem müteahhit hem de teknik uygulama sorumlusu inşaat mühendisiydim. Tüm bildiklerimi anlattım. Tahliyemi ve beraatımı talep ederim." ifadelerini kullandı.

Davaya katılan müştekilerse binada kolon kesilmesine ilişkin bir duruma tanıklık etmediklerini ve sanıktan şikayetçi olduklarını belirterek cezalandırılmasını talep etti.

Cumhuriyet savcısı sanığın mevcut halinin devamına karar verilmesi ve eksik hususların giderilmesi yönünde mütalaasını bildirdi.

Mahkeme heyeti, sanığın tutukluluk halinin devamına ve Alpargün Apartmanı hakkında 1998 yılındaki Adana-Ceyhan depremi sonrası hasar durumuna ilişkin kamu kurumu ve belediye ekiplerince işlem yapılıp yapılmadığının tespitine, binadan alınan karot örneklerinin İstanbul Teknik Üniversitesi'ne gönderilip tekrar rapor alınmasına, 'olası kast' suçundan sanığa ek süre verilmesine ve eksik hususların giderilmesine karar vererek duruşmayı erteledi.

Duruşma sonrası açıklama

Duruşma sonrası gazetecilere açıklama yapan Avukat Baran Taygun Metin, adalet beklediklerini belirterek, "Şu ana kadar soruşturma olası kastla yürütülmüş olsa da savcı hiçbir açıklama yapmadan hiçbir neden öne sürmeden iddianameyi bilinçli taksire çevirmiş durumdaydı. Meslektaşlarımızla birlikte savunma yaptık. Sanığın 'olası kast' suçundan ek savunması talep edildi. Kaçma şüphesi ve tanıkları etkileme şüphesinden kaynaklı olarak sanığın tutukluluk halinin devamına karar verildi. Biz burada asil değiliz bu mücadeleyi yürüten, yakınlarını kaybeden insanlar, burada yürüdüğü sürece biz de onların yanında yürümeye devam edeceğiz." değerlendirmesini yaptı.

Müşteki ailelerden Gizem Çetin ise Hasan Alpargün'ün cezalandırılmasını istediklerini anlatarak, "Hasan Alpargün'ün acınası savunmasını hepimiz içeride dinledik. Çeşitli iftiralar atarak apartmanda oturan insanlara annelerimize babalarımıza kardeşlerimize iftiralar atarak kolon tadilat gibi unsurlarla saçmalama boyutunda komik cevaplarla hastayım ve sağlığım bozuk diyerek kendini savunmaya çalışmıştır. Tüm ajitasyonlarına rağmen sanığın tutukluluk halinin devamına karar verilmiştir. Çektiğimiz acının tarifi yoktur. Biz sanığın büyük ceza alacağını umuyoruz." diye konuştu

Deprem günü KKTC'ye gittiği belirlenmişti

Adana'da depremde yıkılan Alpargün Apartmanı'yla ilgili soruşturma kapsamında hakkında yakalama kararı çıkarılan Hasan Alpargün'ün 6 Şubat'ta KKTC'ye gittiği belirlenmişti. Çalışmalar sonucunda Lefkoşa Emniyet Müdürlüğüne teslim olan Alpargün, Adana'ya getirilmiş ve 13 Şubat'ta tutuklanmıştı.???????

Alpargün'ün 990 bin dolar, 890 bin avro ve 500 bin Türk lirasını Türkiye'den KKTC'ye transfer etmeye çalıştığı ve Lefkoşa'da daire satın almak için girişimde bulunduğu iddia edilmişti.

Tutuklu müteahhit Hasan Alpargün, savcılıkta şöyle ifade vermişti:

"Söz konusu binada herhangi bir eksikliğimiz yoktur. Hatta betonların kontrolü için işçileri sürekli uyarıyordum ancak inşaatın başka işlerine koşturduğumuzdan zaman zaman ilgilenemediğimiz oluyordu. Deprem nedeniyle yıkılan inşaatta herhangi bir eksikliğimiz ve hatamız bulunmamaktadır. Önceden planlanan bir program dahilinde 6 Şubat'ta aile dostlarımızı ziyaret amaçlı oğlumla KKTC'ye gittik. 3 gün sonra söz konusu apartmanın yıkıldığını öğrendim. Oğlumu olayları öğrenmesi için hemen Türkiye'ye gönderdim. Kesinlikle kaçmak gibi bir niyetim yoktu."

Kaynak: AA / Güncel
title