Denizli Paü'de 3 Yıl Sağlıksız Yemek Yedirilmiş
Paü'de 3 yıl sağlıksız yemek yedirilmişDENİZLİ'deki Pamukkale Üniversitesi'nin (PAÜ) Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Bağ, geçtiğimiz günlerde TBMM gündemine taşınan üniversitenin yemek ihalesiyle ilgili konuştu.
Paü'de 3 yıl sağlıksız yemek yedirilmiş
DENİZLİ'deki Pamukkale Üniversitesi'nin (PAÜ) Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Bağ, geçtiğimiz günlerde TBMM gündemine taşınan üniversitenin yemek ihalesiyle ilgili konuştu. Yemekhanede sağlığa aykırı gıda maddelerinin kullanıldığının tespit edildiğini, Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü ekiplerinin PAÜ'de yaptığı denetimlerde Türk Gıda Kodeksi'ne uymayan zeytinyağı ve ayçiçeği yağına el koyduğunu söyleyen Prof. Dr. Bağ, olayın sağlık skandalı olduğunu söyledi.
Pamukkale Üniversitesi Hastanesi'nde Ekim ayında üç yıl için 32 milyon 500 bin lira bedelle yapılan yemek ihalesinin tartışmaları sürüyor. CHP Denizli Milletvekili Melike Basmacı'nın konuyu Meclise taşıyarak daha önce üniversitenin kendi olanaklarıyla 5 milyon liraya mal ettiği yemeğin, yılda 11 milyon liraya ihale edildiğini söylemiş ve Sağlık Bakanı'nı göreve çağırmıştı. Olayın TBMM'ye taşınmasının ardından ihaleyi kazanan firmanın sahibi Öztürk Taştan, basın toplantısı düzenleyerek iddiaların gerçeği yansıtmadığını, CHP Milletvekili Melike Basmacı aleyhine tazminat davası açacağını söylemişti.
REKTÖRDEN SAĞLIKSIZ YEMEK İTİRAFI
Yaklaşık iki haftadan bu yana Denizli gündeminde konuşulan olayla ilgili Pamukkale Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Bağ, basın toplantısı düzenledi. Prof. Dr. Bağ, ihalenin neden yapıldığını ve süreci anlattı. Rektör Prof. Dr. Bağ, üniversitenin SKS Daire Başkanlığı kanalıyla üç yıl yemek verdiğini, bu sırada sağlığa aykırı gıda maddeleri kullanıldığını, bunun Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü tarafından tespit edilerek, Türk Gıda Kodeksine uygun olmayan ayçiçekyağı ve zeytinyağına el koyduğunu söyledi.
Basın mensuplarının bunun sağlık skandalı olduğu yolundaki sözlerine ise Prof. Dr. Bağ, "Bu skandalı ben oluşturmadım. Bu yönde haberler çıkabilir. Evet, rapor var elimizde, doğrudur. Denetlendi, bu şekilde raporlaştırıldı, dosyaya kondu. Ben bildiğimi okuyorum diye uygulamanın olduğunu görüyoruz. Aynı yemekten ben de yiyorum, öğrencim de yiyor, personelim de yiyor. Bu yağ hepsi için kullanılıyor. Bunun uygun olmadığını biz söyledik. Benim haberdar olmam zaman alıyor. Hepsine bakamam. SKS Daire Başkanı görevine yapmamıştır. Yağları kullanan aşçımız yapmamış, bunu kullanmaya devam etmiş. Bu şekilde haber çıkmasından gocunacak, saklayacak değiliz. Bu şekilde ifade edilebilir. Ben bunun bu şekilde ifade edilmesini de isterim zaten" dedi.
ŞİKAYETLE ORTAYA ÇIKTI
PAÜ Tıp Fakültesi Hastanesi'nde 2006-2014 yılları arasında yemeklerin ihaleyle alındığını, 2015 yılında ihalede verilen teklifleri yüksek bulan dönemin yönetiminin yemek işini kendi imkanlarıyla yapmaya karar verdiğini belirten Bağ, "2015 yılında ihaleye çıkılmış, ihale miktarının tahmini bedelden yüksek olduğu öngörülerek ihale iptal edilmiş, yaklaşık maliyetinde yüzde 35 üzerinde olduğu söylenmiş, yemeğin de kurum tarafından yapılması öngörülmüş, üretimine başlanmış. Maliye Bakanlığı'na 83 kişilik elemanın çalıştırılması yönünde izin yazısı yazılmış, cevap gelmemiş, 2016 yılında yazı tekrarlanmış, yine cevap gelmemiş. Ama yemeğin kurum tarafından üretilmesine devam edilmiş. Bu yıl 30 Mart'ta bir kişi Pamukkale Üniversitesi'nde izinsiz ve usulsüz olarak personel çalıştırıldığı yönünde şikayette bulunuyor. Maliye Bakanlığı inceleme başlatıyor. Bu konuyu YÖK Denetleme Kurulu'na sevk ediyor. YÖK Denetleme Kurulu da inceleme sürecini başlatıyor. Bizim de bu durumdan haberimiz bu şekilde oldu. Bize izin verilmediği için ihaleye çıkmak zorunda kaldık" dedi.
'TÜRK GIDA KODEKSİ'NE UYMAYAN GIDALAR KULLANMIŞLAR'
Yaptıkları incelemede yapılan işin uygun olmadığını gördüklerini söyleyen Rektör Prof. Dr. Bağ, "Çünkü yataklı hastaneler için belirli bir yönetmelik var. SKS yemekhanesinde üretilmekte olan yemek, hastanede verilmesi gereken yemek standartlarına uygun değil. SKS ile yapılan protokolde de denetime yönelik ve standartlara uyulmasına yönelik yaptırım uygulayıcı hükmün olmadığını görüyoruz. Hastaneden yüzlerce şikayet alındığı da kayıtlarımızda yer almakta. Ayrıca yapılan denetimlerde de Türk Gıda Kodeksi'ne aykırı yağlar ve benzeri gıda maddelerinin kullanıldığını, bunlara el konulduğunu görmüş olduk, bunlara imha kararı verilmiş. Biz de bu işlemleri yürütenlerle ilgili bizim idari kadrodaki elemanlara yönelik soruşturma sürecini başlattık. Bu ciddi bir durum. Türk Gıda Kodeksi'ne uygun olmayan ürünlerin özellikle hastane gibi çok önemli bir yere yemek vermiş olması kabul edilebilir bir durum değil" diye konuştu.
'YÖK SORUŞTURMA BAŞLATTI, BİZ DE İHALEYİ YAPTIK'
İhale bedeli hakkında da bilgiler veren Prof. Dr. Bağ, Sağlık Kültür Spor Daire Başkanlığı aracılığıyla hastanenin yemeklerinin verilmesi sırasına 2014 yılında 3 milyon 893 bin, 2015 yılında 5 milyon 71 bin, 2016 yılında 7 milyon 273 bin lira maliyet oluştuğunu belirterek, "2017 yılında biz 9 ayda 6 milyon 910 bin lira ödeme yapmışız, SKS bünyesinde kendi yemekhanemizde. Geri kalan üç ay içinde yemek üretmeye devam etseydik, 9 milyon 213 bin lira olacaktı. Biz daha ucuz yapalım diye bir şey yoktu. Maliye Bakanlığı bu süreci 'durdurun' dedi. YÖK soruşturma başlattı, biz de ihaleyi yaptık. Ayrıca üniversite yemek verirken kurumun maliyetlerine üretimde harcanan doğalgaz, elektrik, su, temizlik maddeleri yok. Bunlar hep üniversitenin bütçesinden karşılanmış. Bu bütçe yemek hizmetlerinde kullanılamaz. Bununla ilgili de inceleme başlattık. Buradaki zararı ilgililere yansıtacağız" dedi.
'ATOM KARINCA YA DA SÜPERMAN REKTÖR DEĞİLİM'
Yemeklerin üniversite tarafından hazırlandığı dönemde aynı mutfağın kullanıldığını, öğrencilerin, personelin, hastaların aynı mutfaktan çıkan yemekten yediğini belirten Prof. Dr. Bağ, "Bununla ilgili yasal işlemleri başlattık, gerekli tedbirleri aldık. Bu yemekler ayrı mutfakta pişiriliyor, bunun da belgelerini sunduk. Bu bir gıda terörüdür, böyle iddia ediyorum. Geç kaldığımızı da söylüyoruz. Geldiğimiz günden beri birçok konuda işlem yapıyoruz. Bize verilen bilgiler her şey güzel, her şey yolunda, yemeği kendimizi yapıyoruz. Her şey yolunda devam ediyoruz şeklindeydi. Bir Rektör olarak mutfağa girip, yemeği nasıl pişiriyorsunuz, nasıl gıda kullanıyorsunuz diyecek, faturaları inceleyecek değilim. Böyle bir rektör mü bekliyorsunuz. Bu olayla bir tüm belgeleri istedik. Biz her şeyi hem YÖK Denetleme Kurulu'na, hem Sayıştay denetçilerine sunuyoruz. Bu bir görev ihmali değildir, bu üniversitemizin her bir noktasında görevliler vardır. Bunu da Rektör yapsın, onu da Rektör yapsın. Ben Atom Karınca ve Süperman Rektör de değilim. Belli özelliklerimiz, yeteneklerimiz var. Rektör, gidip yemekhanede aşçılık yapacaksa, siz onu da farklı şekilde yazarsınız. Bana sunulan belgelerle devam etmek durumundayız. Belli bir kurumsal plan içerisinde olur. Biz burada tesadüflerle kurum yönetmiyoruz. Yasamız, yönetmeliklerimiz var. Yönetmeliklere uygun yapılıyor. Uygun yapılmayan her iş devletin denetim mekanizmasına katılacaktır ve hesabı sorulacaktır" şeklinde konuştu.
'SORUŞTURMAYI NEREYE GİDERSE GÖTÜRECEĞİZ'
Konuyla ilgili üniversite yönetimi olarak soruşturma başlattıklarını, konunun tüm detaylarıyla inceleneceğini söyleyen Prof. Dr. Bağ, 2 Kasım 2016'da Pamukkale Üniversitesi yemekhanesinde, İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü ekipleri tarafından yapılan denetimde 230 litre zeytinyağı ve 1674 litre ayçiçeği yağına el konulduğuna ilişkin tutanakları da gösterdi. Olayı örtbas etme gibi bir durumu olmadığını söyleyen Prof. Dr. Bağ, "Türk Gıda Kodeksi'ne uygun olmadığı için el konulmuş. Ben gıda uzmanı değilim, gıdacılar cevaplanmalı diye düşünüyorum. Şu anda bir vaka ortaya çıkmış durumda. Bunu tespit ettiğiniz anda işleme başlarsınız. İdari soruşturma başlattım, detaylı olarak araştırılacak, gerekirse suç duyurusunda bulunuruz. Öncelikle ihmal boyutunun ortaya çıkarılması gerekir. Daha öncesinde araştırma yapmamıştık, bu süreç bizim ihaleye çıkma süreceğimiz maliye bakanlığına ve YÖK denetleme kuruluna yazılan yazıyla başlamış durumda. İyi ki de böyle bir iş olmuş diyorum ben. Ben rektör olarak gidip yemekhanede faturaları karıştıracak değilim. Burada görev dağılımı var. Hiyerarşik yapı içerisinde onlar sorumlu. Biz sorumlulara ilişkin gerekli incelemeyi başlattık. Örtbas edelim diye bir durumumuz yok. Kamu zararının doğduğu noktalar inceleniyor. Özel bütçeye yüklenen yük var. Fiyat artırımı yapmamışlar, özel bütçeye belli bir meblağ yüklenmiş. Nereye kadar gidecekse götüreceğiz. Bir yerinde keselim de, birilerini kollayalım gibi niyetimiz zaten olmayacak. Aynı mutfaktan hasta da yemiş, hocalar, öğrenciler yemiş, hepimiz yemişiz" dedi.
'BEN İŞİMİ DOĞRU YAPIYORUM'
Konuyu TBMM'ye taşıyan CHP milletvekili Melike Basmacı'yı da eleştiren Rektör Prof. Dr. Bağ, "Gerçekleri tam öğrenmeden TBMM kürsüsünden bunu ifade edersek, sorumluluk benim mi olur, ifade edenlerin mi? Ben TBMM kürsüsünden ifade edilmek tercihinde bulunmadım. Birçok olumlu şeyler yapmamıza rağmen bunlar görülmüyor. Ama yaptığımız hizmet için biz denize atalım, balık bilmezse halık mutlaka bilecektir diyoruz. Benim genel prensibim bu. Ben işimi doğru yapıyorum. Benim evim kerpiçten ama, evi camdan olanlar benim evimi sürekli taşlıyor. Önce kendi evlerini korumaya alsınlar. Ben bu üniversiteyi yönetmeliklerle, yönergelerle yönetiyorum. Karşılığı olmayan hiçbir iş yapmıyorum. Yasa ve yönetmeliklerin kıyı ve köşesinden geçeyim de kitabına uydurayım diye bir tarzım olmayacak" diye konuştu.
'BUNDAN SONRA OLMAYACAK, SÖZ VERİYORUM'
Rektör Bağ, ihalenin üç yıl için 32 milyon 500 bin liraya verildiğini, ihaleye 9 firmanın katıldığını, şartname gereği yenen öğün kadar ödeme yapılacağını, ihalenin gerçekleşmesinin ardından bir ayda yenen öğün miktarının da 66 binden 74 bine çıktığını söyledi. Bağ, bundan sonra öğrenci yemekhanesinde ve diğer birimlerde sağlığa aykırı gıda maddelerinin kullanılmayacağını da belirterek, "Bundan sonra öğrenci yemekhanesinde, personel yemekhanesinde böyle bir şey olmayacak. Olduğunda da kişilerin neyle karşılaşacaklarını kendileri biliyor. Denetimimiz sıklaşacak. Ben söz veriyorum. Öncesi benim bildiğim bir konu değil" dedi.