İZMİR'DE KİRLİLİKLE BİRLİKTE DENİZİN YÜZEYİNİ 'DENİZ MARULU' KAPLADI
İZMİR'in Karşıyaka ilçesinde halk arasında 'deniz marulu' olarak bilinen 'ulva lactuca' adlı yeşil renkli yosunlar, denizin yüzeyini kaplamaya başladı.
İZMİR'in Karşıyaka ilçesinde halk arasında 'deniz marulu' olarak bilinen 'ulva lactuca' adlı yeşil renkli yosunlar, denizin yüzeyini kaplamaya başladı. Nüfus artışına bağlı olarak körfez kirliliğinin son yıllarda arttığını dile getiren Prof. Dr. Doğan Yaşar, 3-4 yılda bir görülen bu tür olayların daha sık yaşanmaya başladığını söyledi.
İzmir Körfezi'nde yoğun olarak oluşan deniz marulları, su yüzeyinde yeşil bir alan oluşturdu. Karşıyaka'da deniz yüzeyinde oluşan deniz marulları vatandaşlarda şaşkınlığa neden oldu. Görüntü kirliliği oluştuğunu dile getiren vatandaşlar, kötü kokuya neden olduğunu söyledikleri deniz marullarının temizlenmesini istedi. İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Doğan Yaşar, "Bu tür olayların yaşanmaması için belediyenin sıkı bir denetim ile bütün körfeze girişleri denetlemesi lazım. Bu durumu engellemek çok zor. Daha fazla önlem alınmalı. Arıtma tesislerimiz iyi çalışıyor ancak hala derelerden gelen atık su denize karışıyor. Bu kirlilik devam ettiği sürece İzmir Körfezi'nde plankton (denizde bulunan, mikroskopla görülebilen tek hücreli canlı) patlamalarından ve kokudan hep rahatsız olacağız. Öte yandan deniz marullarının insan sağlığına bir zararı yok. Ortamdaki bütün oksijeni çektikleri için zararı direkt olarak denize oluyor" dedi.
İzmir'de nüfus artışına bağlı olarak kirliliğin arttığını dile getiren Yaşar, "Deniz marulları eskiden 2-3 yılda hatta 4-5 yılda bir görülürdü. Şu anda hem Nisan, Mayıs aylarında hem de Eylül ayında plankton patlaması nedeniyle bu tür manzaraların oluştuğunu görüyoruz. 1 litre deniz suyunda ortalama 1 milyon canlı var. Bu yıl çöl tozu geldi, üstüne sıcak başlayınca canlılar için verimli bir ortam oluştu. Canlı sayısı bir anda 2 milyona çıktı.Bu canlılar ortamdaki tüm oksijeni çektikten sonra ölüyor ve bu tür olaylara neden oluyor. Bu durum özellik son 20 yıldır çok sık yaşanmaya başladı. Arıtma tesislerimiz iyi çalışıyor ancak ne kadar iyi çalışırsa çalışsın yüzde 85, yüzde 90 oranında bir başarı söz konusu. İzmir'de yaşayan 4 milyon insan düşünürsek, 400 bin kişinin atığı direkt olarak denize karışıyor diyebiliriz. Nüfus arttıkça daha çok sorun yaşıyoruz" dedi.
Marmara denizinde özellikle balıkçıları zor duruma sokan müsinaj (Deniz salyası) olayının yeterli önlem alınmazsa İzmir'de de yaşanabileceğini vurgulayan Prof. Dr. Doğan Yaşar, " Marmara'da yaşanan müsinaj olaylarının da sebebi budur. Marmara Denizi'nin de doğası zengin ve insan unsuru fazla. Çevreden gelen atıklarla müsinaj olayı devam ediyor. Balıkçıları da zorlamaya başladı. İzmir'de de böyle bir olayın yaşanma ihtimali var. Çok dikkatli olmamız lazım. Sıkı önlemler almak gerekiyor" dedi.
"DENİZ MARULLARI TEMİZLENMEDİĞİ ZAMAN KOKUYOR"
Karşıyaka'da 7 yıldır oturduğunu dile getiren Arda Utine (50) ise, "Deniz kirliliğinden şikayetçiyiz. İnsanların doğaya saygısı yok. Bunu anlamak mümkün değil. Bu gördüğünüz deniz marulları denizin kendini temizleme yöntemi, mevsimsel olduğunu düşünüyorum. Kirliliği dışa vuruyor. Burada bir akıntı yok, iç deniz olduğu için temizlenmediği zaman kokuyor. Yosunların temizlenmesini istiyoruz" dedi.
Karşıyaka'da doğup büyüdüğünü dile getiren ve balıkçılık yapan Hüseyin Artagan (62), "Deniz marulu Ege'de olan bir yosun türü. Burası iç deniz olduğundan deniz marulları daha çok görülüyor. Bu genelde her sene oluyor. Deniz marulları suyun üzerine çıkıyor. Temizlenmesi gerekiyor. Yosunlar zamanla dibe çöküyor. Denizin dibine çöken yosunlar, belli bir süre sonra koku yapabiliyor, denizde bulanıklığa neden olabiliyor. Deniz marulları balıkçı teknelerine de zarar veriyor. Balıkçılar olarak bizi zorladığı zamanlar oluyor biz elbette denizin temiz olmasını isteriz. Yıllardır yaşanıyor" diye konuştu.