"Türkiye Daha Fazla Zarar Görmemeli"
Yolsuzlukla Mücadele Eylem Planı -2 konulu konferansta konuşma yapan DES Genel Başkanı Gürkan Avcı, "Türkiye daha fazla zarar görmemeli." dedi.
Demokrat Eğitimciler Sendikası (DES) Genel Başkanı Gürkan Avcı, "Türkiye daha fazla zarar görmemeli" dedi.
DESAM tarafından düzenlenen 'Yolsuzlukla Mücadele Eylem Planı -2' konulu konferansta konuşma yapan Avcı, "Yolsuzluk ulusal güvenliğimizi tehdit eden en büyük meseledir. Bu nedenle yolsuzluk merkezli operasyonun ilgi ve etki alanına giren tüm taraflarının bu sürece şeffaflık, adalet, eşitlik kriterleri doğrultusunda, hakka ve hukuka uygun bir şekilde katkıda bulunmaları vatan ve namus borçlarıdır. Lakin sürecin siyasileştirilmesi neticesinde oluşan kavganın kazananı olmaz, başta ülkemiz ve milletimiz kaybeder" dedi.
Türkiye'nin bir haftadır yolsuzluk operasyonu ve soruşturmasıyla çalkalandığına dikkat çeken Avcı, "Hükümetin sürece müdahale edecek her türlü adımdan ve yanlış anlaşılmaya müsait tavırlardan kaçınması gerekmektedir. Hiç kimse hiçbir şekilde süreci baskılamamalı, devletin emniyet güçlerine ve yargısına itimat göstermelidir. Yargıya ve emniyet kurumuna müdahale edilmesi sonrasında çıkacak bir aklama kararı, toplum vicdanında kabul görmeyecek, sonrasında Ak Parti üzerine hiç çıkmayacak kara bir leke olarak yapışacaktır. Öte yandan iddia edildiği gibi olayın uluslararası boyutu varsa kesin ve net bir şekilde biran önce ortaya çıkartılmalıdır. Soruşturmada ismi geçen şahıslar kim olursa olsun peşinen hükümlü ilan edilmemeli, aile ve yakınlarını da kapsayacak şekilde gösterilmemelidir. Bizler hak ve hukuk yerini bulsun istiyoruz, suçlular cezalandırılsın istiyoruz. Eğer gizli yapılanmalar ve uluslararası bir tertip varsa ortaya çıkarılsın istiyoruz" dedi.
Rüşvet, yolsuzluk, iltimas, ihale takipçiliği, komisyonculuk, torpil, adam kayırma ve kadrolaşma gibi ateşi gün gün artmakta olan siyasi hastalıkların dumanının yeri göğü kapladığı bir Türkiye gerçeğini vicdanı olan hiç kimsenin inkar edemeyeceğini kaydeden Avcı, "Bu nedenle süreci 'uluslararası operasyon' olarak tanımlayan ve 'boyun eğmeyiz' diyen hükümetin, aynı netlikte 'yolsuzluk yapmadık', 'hırsızları, iltimasçıları ayıklayacağız' demesini bekliyoruz. Hükümetin bu ateşi söndürmek, bu dumanı dağıtmak, varsa uluslararası bir denklem bu gerçekleri millete kanıtlarıyla birlikte ifşa etmek gibi büyük ve tarihi bir sorumluluğu bulunmaktadır. Öte yandan muhatapları farklı soruşturma dosyalarının hangi gerekçeyle birlikte torba edilerek kovuşturmaya alındığı kamuoyuna çok iyi izah edilmelidir. Soruşturmaların yerel seçimlere girdiğimiz bir dönemde başlatılması, yolsuzluk operasyonunun siyasal bir mühendislik olarak algılanmasına neden olduğu yönündeki iddialarda derhal açıklığa kavuşturulmalıdır" dedi.
"Son bir haftada dolar 2.1 TL ile tavan yaptı. Borsada yüzde 10'a yaklaşan gerilemeler gerçekleşti. Faizler yükseldi. Bir haftada halka açık şirketlerimizin değeri tam 20 milyar dolar düştü. Doların 2.1'e çıkmasının yalnızca enerjiye maliyeti 4 milyar dolar. Ülkemiz ekonomisinin daha fazla zarar görmemesine müsaade edilmemelidir" diyen Avcı, şunları söyledi:
"Unutulmamalıdır ki, soruşturmaların hukuk devleti ve yargı bağımsızlığı ilkesiyle, güven ve itimat içerisinde neticelenmesi ülkemiz demokrasisini, toplumsal dayanışma ve barışı güçlendirecektir. Ülkemizde ekonomik büyüme ve toplumsal ilerlemenin devam edebilmesi için şeffaflık, daha fazla demokrasi ve hukukun üstünlüğü ilkelerinin güçlendirilmesi gerekmektedir. Bir kez daha hatırlatırım ki; yolsuzluk merkezli bu operasyonda hakikatlerinin üzerini örtmeye çalışan hiç kimse iflah olmaz. Yolsuzlukları, hırsızlıkları ve tertibi önlemek için bütün nefretiyle ayağa kalkmayan bir toplumun da geleceği aydınlık olamaz. Başbakan Erdoğan'a akçeli hesabı olanlar avlatılıp, kazan kazan kapsamında kullanılmak ve kaosu derinleştirmek tertibinin gerekleri yaptırılmak istenmektedir. Birileri Erdoğan üzerinden kendilerini mağdur edip aklanma derdindedir. Devlet içinde tehlikeli oranda örgütlenen ve büyük prodüksiyonların altına imza atan Almanya'dan Rusya'ya, İran'dan İsrail'e, Londra'dan Paris'e tüm istihbarat servislerinin elinde hükümeti zora sokacak büyük günah dosyaları bulunmaktadır. Aslında ne yazıktır ki Türkiye'yi karıştırmak acem çocuk oyuncağı haline gelmiştir. Bilinmelidir ki, eğer bugün dahi devletin içinde çeteler var ise bu bizim halen bağımsız ve derin bir devlet olamadığımız içindir, AK Parti'nin de milli bir iktidar olamadığı içindir. Bu nedenle ilgili, etkili ve yetkili tüm tarafları el ele vererek temiz siyasete katkı sunmaya davet ediyorum. Lütfen herkes önce kendi kapısının önünü temizlesin. İğneyi önce kendine daha sonra çuvaldızını başkasına batırsın. Herkes kendi partisindeki hücreleri ve hortumcuları tasfiye etsin. Yolsuzluk ve hizipçilik virüsünün kene gibi ülkemizi ve geleceğimizi kemirmesine müsaade etmeyelim." - ANKARA