Haberler

Demirtaş Van Mitinginde Konuştu: Saray'daki, Her Şeyi Tuzla Buz Etmiş

Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Demirtaş, çözüm sürecinin bitişiyle ilgili detayları anlattı: Saray'daki her şeyi tuzla buz etmiş, masayı devirmiş, İkna etmek istemişler ama 'Hayır bitmiştir' demiş.

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, bugün Van'da partisinin düzenlediği mitingde yaklaşık 5 bin kişiye hitap ederken, sorunların diyalog ve müzakere ile çözülmesi gerektiğini, yalan ve iftira kampanyasıyla karşı karşıya kaldıklarını söyledi. Demirtaş, "Siyasetçiler konuşmayınca silahlar konuşuyor" dedi.

HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, çözüm sürecinin bitmesine ilişkin olarak "Saray'daki, her şeyi tuzla buz etmiş masayı devirmiş, biz bu süreci yürütürsek HDP seçimden büyük bir başarı ile çıkacak ve biz de tek başımıza iktidar olamayacağız neyin müzakeresini etmeye çalışıyoruz demiş" ifadelerini kullandı.

"Biz hendek barikat normaldir demiyoruz ama sizin saldırınız da anormaldir. Gelin bunları konuşarak çözelim diyoruz. 'Başkanlık diyoruz, gelin tartışalım' diyor. Biz de özerklik diyoruz, gelin tartışalım diyoruz" diyen Demirtaş dokunulmazlık tartışmasıyla ilgili de konuştu. "Dokunulmazlığımız kalksın ama herkesin kalksın. Hepimiz mahkemenin karşısına çıkalım" diyerek meydan okudu.

Demirtaş'ın konuşmasının ardından kalabalık dağılırken, bir grup olay çıkardı. Polis bu gruba gaz bombasıyla müdahale etti.

HEDEFİNDE ERDOĞAN VE DAVUTOĞLU VARDI

Van'da Beşyol Mevkii'nde meydana dolduran partililere oüobüsün üzerinden hitap eden Selahattin Demirtaş, gündemdeki konuları değerlendirdi. Çözüm süreci, özerklik, hendekler ve dokunulmazlıkların kaldırılmasıyla ilgili açıklamalar yapan Demirtaş, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu'nu eleştirdi.

"SARAY'DAKİ HER ŞEYİ TUZLA BUZ ETMİŞ"

Demirtaş, HDP olarak büyük bir iftira kampanyasıyla karşı karşıya kaldıklarını söyledi. Çözüm için büyük çaba gösterdiklerini kaydeden Selahattin Demirtaş, 'Çözüm süreci' kapsamında İmralı'ya HDP, devlet ve gözlemci bir heyetin gitmesinin kararlaştırıldığını anlatarak şöyle dedi:

"Burada ilk sözü Öcalan alacaktı. Bu tarihi toplantıda Öcalan, PKK'nın silahları bırakmak üzere şu tarihte toplantıya çağıracaktı. Sonra devlet ve HDP heyetleri bunu tartışacaktı. Bu mutabakat metni olacaktı, parlamentoda da okunacaktı. Dolmabahçe Görüşmeleri sonrası biz canla başla didindik. Bir hafta sonra İmralı'ya gidilmesi lazımdı, gidilmedi. Günler geçti, İmralı'ya gidilmedi. 'Niye gitmiyoruz?' dedik. 'Bir sorun, kriz var, çözmeye çalışıyoruz' denildi. Saray'daki her şeyi tuzla buz etmiş, masayı devirmiş, 'Biz bu süreci yürütürsek HDP seçimden büyük bir başarı ile çıkacak ve biz de tek başımıza iktidar olamayacağız. Neyin müzakeresini etmeye çalışıyoruz' demiş. İkna etmek istemişler ama 'Hayır bitmiştir' demiş. Bir taraftan can hesabı, bir tarafta da 7 Haziran seçim sandığı var. Sandık; candan ağır gelmiş. Oylar; candan tatlı gelmiş. Allah şahittir ki böyle işledi süreç. Biz yine de ısrar ettik. 'Gitmeli ve bu süreci sonlandırmalıyız' dedik."


HDP'nin bugünkü Van mitinginin geçmiş mitinglerine oranla daha az kalabalık olduğu görüldü

"BİZ ÖZERKLİK KENDİSİ BAŞKANLIK ÖNERİYOR"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Türkiye için başkanlık, Kürtlerin ise özerklik istediğini, bunun müzakere edilmesi gerektiğini, hatta canlı yayında tartışmaya hazır olduğunu belirten Demirtaş, şöyle konuştu:

"Bunu konuşarak müzakere etmemiz lazım. Bizi hiçe sayıp hiçleştirip, seçimde de baraj altında bırakarak tek adam yönetimine geçmek istedikleri netleşince çıktık, 'Biz de seni Başkan yaptırmayacağız' dedik. Süreç böyle işledi. 7 Haziran akşamı HDP'nin 80 vekille parlamentoya girmesi netleşince o zaman işler değişti. Zaten devirdiği masanın arkasından çatışmalı bir süreç kararını almıştı. 7 Haziran sonuçlarını görmek istiyordu. Yeniden savaş konseptine dönecekti. Savaş konsepti acilen hayata geçirildi. O gün bugündür 1 Kasım seçimleri sürecinde bombalama, suikast ve ölümlerle bunları yaşıyoruz. Bu hendek ve barikat olayı da bu süreçte ortaya çıktı. Hendeği ne biz kazdık ne de kazdırdık. Cizre'de 10 gün içinde 16 sivil öldürüldü. O gün İçişleri Bakanı çıkıp 'Öldürülenler arasında sivil yok' dedi. Savcı iddianame hazırladı, 'Öldürülen sivil' dedi. Orada ne hendek, ne barikat vardı. 'Süreci, çözümü bitirdiniz. Bari askeri operasyon yapmayın' dedik. Defalarca uyardık. Ben o dönemde Başkale'ye de Varto'ya da gittim. 10 miting yaptım. Gençlerin ne silah kullanmasını ne barikat kazmasını istemedik. 'Demokratik siyasette sizin hakkınızı savunabiliriz', 'Görev bizimdir' dedik ve bütün bölge mitinglerinde bu mesajı verdik. Ben o mesajları verirken onlar Ankara'da bana tehdit, 'Ezeriz bitiririz bu hainleri' mesajı veriyordu. Biz işi siyaset noktasında tutmaya çalıştıkça bunlar savaş noktasına getirmek için ellerinden geleni yaptı."

"SİYASETÇİLER KONUŞMAYINCA SİLAHLAR KONUŞUYOR"

Demirtaş, sorunu çözmek için HDP'nin kurulduğunu, seçimde Türk, Kürt, Alevi ve Sünni kesimlerden de oy aldıklarını, kendileri sürekli barış dedikleri halde savaş politikanda ısrar edildiğini savundu. Demirtaş, şöyle devam etti:

"Gerekirse masada birbirimize bağıralım, kıralım, üzelim ama insanlarımız sokakta dağda birbirini öldürmesin. Askere de, polise de, gerillaya da yazık değil mi? Hepsinin acısı ortak acımızsa savaşan güçlere bu işi bırakmayalım. Son günlere müzakerelere dönülmesi için atak üstüne atak yaptık. DTK bildirgesi yayımladık; 'Çatışma zemininden siyaset zeminine dönebilir miyiz?', 'Bu işi silahsız bir alanda tartışmak istiyoruz' dedik. KCK'ya da, hükümete de, barikattaki direnişçilere de çağrı yaptık. Bir anda vatan haini, bölücü ilan edildik. 'Parti kapatılmalı, dokunulmazlıkları kaldırılmalı' sesleri yükselmeye başlandı. Konuşsan olmaz, sussan olmaz, slogan atsan olmaz, sokakta yürüsen olmaz, Meclis'e girsen, dağa çıksan olmaz. Allah aşkına ne yapsın Kürtler? Her gün bebekler ölüyor. Beyefendi çıkmış 'Sizinle görüşmem' ciddiyetsizliğini ortaya koyuyor. Biz senin kara kaşına, gözüne hayran değiliz. Siyasetçiler konuşmayınca silahlar konuşuyor. Birbirimizi sevmek zorunda değiliz ama siyasi kanallar kapatılamaz. Siz diyalog kanallarını kapattıkça kan akıyor. Ellerinde güçlü bir medya var. HDP'yi suçluyorlar."

"DOKUNULMAZLIKLAR KALKSIN"

Demirtaş, Türkiye'de Anayasa'nın askıda olduğunu, medyanın görevini yapmadığını, Cumhurbaşkanın Meclis'e 'Dokunulmazlıkları kaldırın' diye emir verdiğini, suç işlediğini, kendileri gibi herkesin dokunulmazlıklarının kaldırılmasını istediklerini söyledi. "Dokunulmazlığımız kalksın ama herkesin kalksın. Hepimiz mahkemenin karşısına çıkalım" dedi.

Selahattin Demirtaş, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bana sorarsa 'Özerkliği savundum' diyeceğim. Partimin politikası Türkiye için en uygun modeldir. Halkın direnişinin yanında oldum, yine olacağım diyeceğim. Bizim koruyanımız önce yaradan, sonra halkımızdır. Sizin sağladığınız dokunulmazlık olsa da olur olmasa da olur" diye konuştu. Biz demokratik siyasetin umudunu büyütmek isterken yeniden barış için çaba sarf ederken siz çıkıp savaş derseniz halkın siyasete olan inancını toptan yok edersiniz. Bize bir şey olmaz. Ama Türkiye'nin önümüzdeki 20-30 yılı kaybolur. Bugün mahkemenin huzurunda hesap vermezsek, mahkemeyi kübrada hepimiz hesap vereceğiz. Elbette hepimiz o büyük divana çıkacağız. Orada hiç birimizin dokunulmazlığı yok. Orada hiç birimizin zırhı yok. Yer yüzündeki sahte dokunulmazlıklara kimse sığınmasın."

"BATI BARIŞ SESİNİ YÜKSELTMELİ"

Selahattin Demirtaş, Batı'dan da kardeşlik ve barış sesinin yükselmesi gerektiğini, barışı savunmak için HDP'li, Kürt, Türk olmaya gerek olduğunu buna sadece insan olmanın yettiğini, son dönemde yerel yöneticilerinin tutuklandığını ifade ederken, "Barış olsun 15 yıl yatalım. Barış gelmez böyle. Yoksa biz yatarız" dedi.

Meclis'ten atılmak isteniyorlarsa, kendisinin istifaya hazır olduğunu vurgulayan Demirtaş, "Yeter ki barış olsun. Ama bunlar barış getirmiyor. Bunlar sadece gençleri siyasetten uzaklaştıracak. Siz 15 yıl hapis cezası verince 15 bin genç siyasetten uzaklaşıyor. Adalet çökerse, ki Türkiye'de enkaza dönüşmüş durumda, herkes adaleti başka yerde arar. Kimi dağda, kimi silahta, kimi mafyada arar. Yanlış yapıyorsunuz. Nasihatimizi dinler misiniz bilemem. Bütün olacakları görüyoruz ve buna göre uyarıyoruz. Siyasi sorumluluklarımız var. Biz seçilmişler olarak sizlere çözüm yolunu göstermek zorundayız" diye konuştu.

Tank ve topların şehir merkezlerinde kullanılmasının sorunu çözemeyeceğini belirten Başkan Demirtaş, yanlış politikanın sonunun olmadığını anlatırken, "Biz hendek barikat normaldir demiyoruz. Ama senin saldırıların anormaldir. Gel konuşalım diyoruz. Canlı yayına çıkalım. Başbakanla canlı yayına çıkalım. Sen başkanlığı anlat ben özerkliği anlatayım. Ne zararı var? Genelkurmay Başkanı'nı Cizre'ye göndereceğine sen git Cizre'de insanları sen dinle" dedi.

MİTİNG SONRASI OLAY ÇIKTI

Demirtaş'ın konuşmasının ardından kalabalık dağılırken, bir grup olay çıkardı. Polis bu gruba gaz bombasıyla müdahale etti. Kısa süreli gerginlik sonrası olaylar son buldu.

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel
İstanbul'da katliam: 4 kişiyi öldürüp intihar etti

4 kişiyi öldürüp canına kıydı! İntihar anı kamerada

İstanbul'daki aile katliamında yeni detaylar! Şahıs, kız kardeşi ve eşini de ağır yaralamış

Katliamda her bir detay kan donduran cinsten! Tüm ailesini öldürmeyi kafasına koymuş

22 ilimizde eğitime kar engeli

22 ilimizde eğitime kar engeli

Saadet Partisi'nde yeni genel başkan Mahmut Arıkan

Saadet'te Karamollaoğlu dönemi sona erdi! İşte yeni genel başkan

title