Demirtaş, Hükümetin Öcalan'la Görüştürme Şartını İlk Kez Açıkladı
İspanyol gazetesine konuşan Demirtaş, "Hükümet bize PKK'ya silahları bırakması için ikna edene kadar Öcalan'ı ziyaret edemeyeceğimizi söyledi." dedi.
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş İspanya'nın El Pais gazetesine özel bir röportaj verdi. Gazetenin IŞİD ve PKK ile ilgili sorularını yanıtladı. Demirtaş, 4 aydır görüşemedikleri Öcalan'la ilgili bir detayı da ilk kez dillendirdi. HDP lideri "Son dört aydır kimse Öcalan'ı ziyaret etmedi. Hükümet bize PKK'ya silahları bırakması için ikna edene kadar onu ziyaret edemeyeceğimizi söyledi. Bazen de İmralı'ya giden teknenin arıza yaptığını söylüyorlar." dedi.
"ASIL AMAÇ IŞİD BAHANESİYLE PKK'YI YOK ETMEK"
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş İspanya'nın El Pais gazetesine özel bir röportaj verdi. Demirtaş'ın sorulara verdiği yanıtlar şöyle:
El PAİS: Devletin IŞİD'e karşı verdiği mücadeleyi nasıl değerlendiriyorsunuz?
DEMİRTAŞ: IŞİD'i destekliyor yönündeki suçlamaları temizlemeye yönelik sahte bir girişim. Asıl amaç IŞİD'e karsı operasyon yapıyoruz bahanesi ile PKK'yi yok etmek.
EL PAİS: PKK'ya karşı verilen bu operasyon IŞİD'i nasıl etkileyecek?
DEMİRTAŞ: Bu IŞİD'i daha da güçlü yapacak. Doğru olan Türkiye'nin PKK ile birlikte İslam Devletine karşı ortak mücadele etmesiydi. Ancak bu olasılık gün geçtikçe ortadan kalkıyor.
"PKK'NIN YAPTIĞINI DOĞRU BULMUYORUZ"
EL PAİS: Devlet sizi IŞİD'in yaptıklarını terör olarak nitelerken PKK terörünü kınamamakla suçluyor. PKK'nın saldırıları terör eylemi değil mi?
DEMİRTAŞ: Biz açık olarak PKK'nin yaptıklarının doğru olmadığını savunuyoruz. Bazı hareketlerini onaylamıyoruz ve derhal son vermelerini istiyoruz. Ancak PKK ile IŞİD'i aynı kefeye konulması görüşüne de karşıyız. Hükümetin amacıda bu. IŞİD insanlık dışı bir terör örgütüdür. PKK ise son 6 aya kadar devlet ile masaya oturan ve pazarlık yapan bir organizasyondu. Bu ikisine aynı demek çok yanlış. Birde IŞİD'e karşı en büyük direnci Kürt savaşçıları gösterdi.
"BARIŞ SÜRECİ KRİZ YAŞIYOR"
"EL PAİS: Bu son iki haftada artan şiddet sizce barış sürecini bitirdi mi?
DEMİRTAŞ: Hayır. Barış süreci bir kriz yaşıyor. Ancak öldü demememiz gerekir. Bazı engellerle karşılaştığı aşikar. Bu sureci yürütenlere krizi aşması için destek vermemiz gerekir. Tüm tarafların tekrar masaya oturup görüşmelere başlaması için baskı yapmalıyız.
EL PAİS: Hükümet tekrar görüşmelerin başlaması için PKK'dan silahları bırakıp ülkeyi terk etmesini şart koşuyor. Sizce bu mümkün mü?
DEMİRTAŞ: Keşke bu böyle olsaydı. Başbakan Ahmet Davutoğlu bile böyle bir çağrının yapılmasının işe yaramayacağını düşünüyor. Bunun işlerlik kazanması için öncelikle inanması gerekir. Örneğin PKK'nın ateşkes ilan etmesi ve Türkiye'nin de operasyonlara son vermesi daha gerçekçi olurdu. Daha sonra masaya tekrar oturulurdu. Daha sonra da silahlı mücadelenin terkedilmesi gelirdi. Bizimde çağrımız bu.
ERDOĞAN'I SUÇLADI
EL PAİS: Birkaç hafta öncesine kadar bu silahlı mücadele sanki başarılmıştı?
DEMİRTAŞ: Biz ve hükümet Dolmabahçe anlaşmasını imzaladıktan sonra 28 Şubat da bizden, onlardan ve gözlemcilerden oluşan bir heyet Abdullah Öcalan ile görüşme yapacaktı. Bu toplantı sonrası Öcalan PKK'ya silahları bırakma çağrısında bulunacaktı. Mart ayının ortalarında ise hükümet değişim ve silahsızlanmayı içeren bir kongre düzenleyip 10 maddelik barış reformunu açıklayacaktı. Ancak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yapılan kamuoyu yoklamalarında oy kaybettiğini ve bu durumun siyasi geleceğini tehlikeye koyacağını görünce 180 derecelik bir değişim göstererek milliyetçi bir tavır göstermeye başladı.
"SİLAHLI MÜCADELEYE DÖNMENİN HATA OLDUĞUNU SAVUNDUK"
EL PAİS: Ama PKK Temmuz'un başında ateşkesi ihlal eden taraf oldu?
DEMİRTAŞ: Biz başlangıçta bunun yanlış ve tekrar silahlı mücadeleye dönmenin hata olduğunu savunduk. Bunun için ateşkes ilan edilmesini istedik. Hem PKK hem de hükümet silahlı mücadeleye tekrar dönmenin halka zarar verdiğini bilmek zorundadır.
"HÜKÜMET PKK'YI SİLAH BIRAKMAYA İKNA ETMEDEN ÖCALAN'I ZİYARET EDEMEYECEĞİMİZİ SÖYLEDİ"
EL PAİS: Öcalan ateşkesin sona ermesi konusunda ne düşünüyor?
DEMİRTAŞ: Bilmiyoruz. Son dört aydır kimse onu ziyaret etmedi. Avukatlarına ve ailesine bile ziyaret yasağı getirildi. Strasburg mahkemesi Türkiye'yi bu konuda uyardı. Hükümet bize PKK'ya silahları bırakması için ikna edene kadar onu ziyaret edemeyeceğimizi söyledi. Bazen de İmralı'ya giden teknenin arıza yaptığını söylüyorlar.
EL PAİS: Öcalan ile konuşsaydınız ortam sakinleşir miydi?
DEMİRTAŞ: Tabii ki evet. Öcalan barış sürecini destekleyen çok etkili bir lider. Onunla bağlantıyı keserek stratejik bir yol izliyor. Tansiyonu artırarak HDP'yi bölgede zayıflatmak ve yapılacak yeni bir seçimlerde iyi bir sonuç almayı planlıyorlar.
"PKK SİLAH BIRAKSIN DİYE ÇABA SARFEDİYORUZ AMA ÇOK KOLAY DEĞİL"
EL PAİS: Siz her ne kadar PKK ile HDP arasında bir bağ olmadığını savunsanız bile devreye girip PKK'yı ikna edip şiddeti bırakma tavsiyesinde bulunmanız mümkün değil mi?
DEMİRTAŞ: İnanın çaba sarf ediyoruz. Ancak bu çok kolay değil. Bunun için çok büyük halk desteğine ihtiyacımız var. Sadece bizim değil diğer partilerinde desteği şart. Şayet halkın barış için sesi yükselir ise biz de Kandil'e bir heyet gönderir şiddeti terk etmelerini isteyebiliriz. Şu anda bu mümkün görünmüyor çünkü oralar sürekli bombalanıyor.
"SİYASET SİLAHIN ÖNÜNE GEÇMELİ"
EL PAİS: Bask Bölgesi ve Kuzey İrlanda deneyimleri bizi gösteriyor ki sivil hareket güçlü olduğunda askeri hareketlilik çözüm olmaktan çıkıyor.
DEMİRTAŞ: Biz de buna çalışıyoruz. Türkiye ne kadar demokratikleşse silahlar o kadar önemini yetirecektir. Buna çaba sarf edenleri desteklememiz gerekiyor. Ama hükümet bunun tam tersini yapıyor, engeller oluşturuyor. Bize saldıranları yargılamıyorlar. Bu durum silahların güçlenmesine yarıyor. Yapmaları gereken siyasetin yolunu açmak ve silahların susmasını sağlamak. Siyaset silahın önüne geçmeli.
"BU VATANI KORUMA SAVAŞI DEĞİL"
EL PAİS: Şiddetin tekrar dönmesi ile elde ettiğiniz halk desteğini kaybedeceğinize inanıyor musunuz?
DEMİRTAŞ: Bizi destekleyen halk hayal kırıklığı yaşamaktadır. Bizi barışı bulmamız için desteklediler. Üzüntü yaşamaktalar. Ancak bu savaşı bizim başlatmadığımızı da biliyorlar. Bu vatanı koruma savaşı değil, Erdoğan'ın sarayını koruma savaşıdır.