Haberler
İsrail ve Hizbullah ateşkese çok yakın: 36 saat içinde ilan edecekler

Savaşın bitmesine saatler kaldı! Ateşkes artık çok yakın

Kreş tartışmasında CHP'li Başarır ağzını fena bozdu: Tweet bu kadar, geri zekalı

CHP'li Başarır ağzını fena bozdu! Varank'ın yanıtı ise daha bomba

Naci Görür'den Malatya'daki depremden sonra korkutan açıklama: Sonuncusu 2 bin 500 yıl önceydi

Malatya'daki depremden sonra korkutan açıklama: Sonuncusu 2 bin 500 yıl önceydi

İşte kokoreçcide ölen gencin son videosu: Ölürsem bunu paylaşın

İşte kokoreçcide ölen gencin son videosu: Ölürsem bunu paylaşın

Değişen Dünya ve İslam Konulu Sempozyum Kuzuluk'ta Başladı

Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Anadolu Platformu bu yıl 8.sini düzenlediği Anadolu Buluşmalarında, 'Değişen Dünya ve İslam' konusunu gündeme taşıyor.

Anadolu Platformu bu yıl 8.'sini düzenlediği Anadolu Buluşmalarında, "Değişen Dünya ve İslam" konusunu gündeme taşıyor. Mısırlı Dr. Cemal Nassar, Sierra Leoneli Musa Bangura ve İslam Hukuku Profesörü Prof. Dr. Hayrettin Karaman'ın da dahil olduğu pek çok ismin katıldığı sempozyum Sakarya'nın Akyazı ilçesinde bulunan İhlas Kuzuluk Kaplıca Evlerinde başladı.

İslam, Siyaset, Türkiye ve Dış Politikalar konusunda uzman pek çok ismin konuşmacı olarak yer alacağı sempozyumun açılış konuşmasını yapan Anadolu Platformu Koordinasyon Kurulu Başkanı Turgay Aldemir, değişen Türkiye'yi anlamanın, yeni dünyayı anlamamızı sağlayacağının altını çizdi. Sempozyumun 5 gün süreceğini belirterek konuşmasına devam eden Aldemir, bu 5 günlük süreçte değişen dünya ve İslam konusunun her yönüyle irdeleneceğini ve Türkiye'nin bu süreçte nerede hangi jeopolitik zeminde bulunduğu sorusunun cevabının aranacağını kaydetti.

İnsanlığın üçte ikisinin kalbine, küresel siyasetin aktörleri marifetiyle İslam'ın korkusunun salındığı bir dünyada yaşandığına dikkat çeken Aldemir, "İslam'a ve Müslümanlara yönelik farklı meydan okumalarla karşı karşıyayız. Kitle iletişim araçlarıyla gençlerimizin zihinlerinin ifsat olduğu dönemden geçiyoruz. İslam dünyasının yaşadığı en uzun ve köklü kriz siyasi değil, içerisine düştüğü düşünsel krizdir. Sorunlarımıza dönük yapısal metodolojik çözümler üretemedik. Dünyada bilgi kendini her yıl yenilerken, dini bilgi kendini ne kadar sürede yeniliyor? Allah'ın ve Resul'ünün mesajını, çağın idrakini doğru okuyarak, anlayarak, daima İslam'ın sabitelerinden sapmadan bir yenilenme hali içerisinde olmak zorundayız" şeklinde konuştu.

Müslümanların artık dünyada sorunların değil çözümün adresi olmaları gerektiğini ileri süren Aldemir, "Bu çağın sorunlarını fıkıh eden, hayatın içinde alimlere, entelektüellere, liderlere, siyasetçilere ihtiyaç var. Bu çalışmalarla insanlığın göz aydınlığı, yüz akı yeni nesiller yetiştirmeliyiz. Farklılıkları gözeten bütüncül bir bakış açısına sahip toplumsal sözleşme için ülkemizde ve İslam dünyasında çaba sarf etmeliyiz. Sorunlarımızı kucaklayıcı, kuşatıcı, karşıyı anlamaya çalışan bir dille ele almalıyız. İlkeler olmazsa farklılıklar birbirini yok eder. Bir toplumda hakim olan ahlak kurallarıyla hukuk kuralları sürekli çatışamaz. Devlet milletin inancını, kültürünü, birliğini koruyan bir araçtır" dedi.

İslam dünyasında yeni bir bilinç, şuur sıçraması yaşandığına vurgu yapan Aldemir, sözlerine şöyle devam etti:

"Süreçlerin arkasından koşmayı bırakarak reel politikin önüne geçmeliyiz. Her tavrımızın, duruşumuzun bedeli olacak. Bundan kaçamayız. Örnek olarak Suriye'yi gösterebiliriz. Değişmeyen tek şey değişimdir. Değişimin mantığını anlamalıyız. Değişime istikamet kazandırmak, bilerek kabullenmek veya bilerek reddetmek durumundayız. Değişimin iki yönü vardır. Birincisi gündelik hayatta her gün karşılaştığımız değişim. İkincisi ise bir toplumun ana karakterlerinin ve duyu biçiminin orta ve uzun vadede dönüşmesini, başkalaşmasını ifade eder. Bu duruma derin değişim diyebiliriz. Buna örnek, modernizmin İslam dünyasına girişini gösterebiliriz. Gezi Parkı rehavetteki herkesi uyandırdı. Sessiz devrim devam ediyor. Karşı devrim çabalarını görmeliyiz. Bizim sosyal sivil sorumluluğumuz İslam devleti olsa da devam edecek. Enerjimizi doğru alanlarda disipline etmeliyiz. Bu alanlar neslin ıslahı, arzın imarı, onur erdem ve adalet mücadelesidir. Sözümüz tüm insanlığadır. Yeni dünyada siyaset etme biçimi, devletle ilişkilerin tarzını tartışmalıyız. Yönetimlerle ilişkiler, insanımızı kirletir ancak bağımsız ve özgün her biri birer ocak olan İslami hareketin merkezleri bizleri temizler ve arındırır. Küreselleşme her yere nüfuz ederken, Türkiye'de önemli değişim ve dönüşümler yaşanıyor. Ülkemizde halkın lehine ciddi bir değişim var. Bu değişimin doktrinel boyutu nedir? Buna cevap arayacağız. Bizler kısa süreli zafer kazanma, iktidar olma peşinde değiliz. Onur ve haysiyet iktidardan önce kazanılmalıdır. Adeviyye'de, tüm Mısır'da olduğu gibi. Mısır halkı dünyaya kanlarıyla ahlak dersi veriyor. Bölgeyi değiştirip dönüştürecek olan da onurlu ve haysiyetli duruştur. Bölgede adalet ve ahlak eksenli yeni bir düzene ihtiyaç var. Ölüm bizi iktidar hırsı üzerinde yakalamamalı. Bu onurlu ruhu dünyaya üflemeliyiz. Bizler davanın çabasına talibiz. İslam dünyasının geleceğini dert edinen ortak bir nesil yetiştirmeliyiz. Estetik yönü güçlü şehir kültürü olan yeni bir dini anlayışın oluşması için çabalamalıyız. Biz değişime önce kendi kalbimizden başlayarak kalplerimizdeki kini, öfkeyi, marazı temizlemeliyiz. Biz gönül dünyamızda inkılaplar meydana getirmedikçe, içinde yaşadığımız toplumu iyi yönde değiştirme gücünü kazanamayız. İslam sürekli hareket halinde olan doğru bir yoldur. Türkiye dünya ile beraber dönüşüyor. En ciddi sorun, nitelikli insan sorunu. Bu çalışmalarımızla, değerlerimizi büyüten ön alıcı, yol açıcı insan ve teşkilat oluşturma çabasındayız. Bu dönemde ülkemize ve dünyaya ne söylüyoruz, tarihe ne not düşüyoruz. Burası bir mekteptir. Sürekli bir yenilenme çabası içindeyiz. Neyi yitirdiğimizi, neye sahip olduğumuzu iyi bilmeliyiz. Hayallerimizi umuda, umudu hayata taşıyacak olan, içinde yaşadığı toplumun vicdanı olan teşkilatlarımız ve örgütlü gençlerimizdir. Özgürlüğümüzün teminatı örgütlülüğümüzdür."

Sempozyum Anadolu Platformu'nun tanıtımının yapıldığı slaytla devam etti. Slaytta, dünyanın büyük bir kaos içinde olduğu ortaya konulurken, ülkeler ve sınırlar arasındaki uçurumlarında genişlediğine dikkat çekildi. İnsanlığın Kur'an-ı Kerim'in kılavuzluğuna ihtiyacı olduğuna vurgu yapılan slaytta, "Tüm insanlığın kurtuluşu olmayan bir kurtuluş, bizim kurtuluşumuz olamaz" mesajı verildi.

Program selamlama konuşmalarıyla devam etti. Sempozyumun açılışına katılan Anadolu Platformu Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Ramazan Kayan, Adeviyye Meydanı'nda yaşanan ölüm çığlıklarını anlatırken, gözyaşlarına hakim olamadı. "Bir günde 3 bin kişinin katledildiği Adeviyye sizi uyandırmazsa, ne zaman uyanacaksınız?" sözleriyle sempozyuma katılan Türkiye'nin dört bir yanından gelmiş katılımcılara seslenen Kayan, "Kuzuluk bugün bu uyanışın merkezi olacak. Sadece uyanmakla kalmayıp uyaracağız" dedi.

Programa onur konuğu olarak katılan Prof. Dr. Hayrettin Karaman ise kendisini buraya getiren iki şey olduğuna dikkat çekerek, bunların; 'ihlas ve usul' olduğunu söyledi. Karaman, "Bizde eksik olan bu iki değer. Bu platformda ben usulün varlığını gördüm. Bu platformda bir ihlas ruhunun olduğunu keşfettim. Önce ortaya anladığınız ihlası ve ilkeleri koyarsınız. Bu ilkeleri anlayan herkesi kardeşiniz kabul edersiniz. Buradaki gönüllülerin iki hedefi var. Eğitim ve davet. Bunları benimseyen herkese açık" dedi.

Artvin İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hasan Ayık, İYİLİK-DER Başkanı İbrahim Bahar, WHY İslam Örgütü Temsilcisi Musa Bangura, Anadolu Kadın Aile Derneği (AKAD) Başkanı Rabia Aldemir, Anadolu Öğrenci Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Necati Karataş, Antalya Liman Derneği Başkanı Şükrü Okutan, Van Gökkuşağı Derneği Yönetim Kurulu üyesi Burhan İçgüleç, Anadolu Esnaf Sanayici ve İş Adamları Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Yunus Atilla Hamallar ve İstanbul AKDAV Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Çamuroğlu, birer selamlama konuşması yaptı. Ahmet Demir de okuduğu şiirle sempozyumun açılışına renk kattı.

Dün başlayan ve 25 Ağustos Pazar gününe kadar devam edecek olan sempozyumda 'Değişen Dünya, Değişen Dünya ve Gençlik, Yeni Türkiye' konuları üzerine forumlar düzenlenecek. 24 Ağustos Cumartesi günü Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA)'dan Nasuhi Güngör ve Ufuk Ulutaş bir çalışma gerçekleştirecek. İslam Hukuku Profesörü Prof. Dr. Hayrettin Karaman, 'İslam Dünyasında Problemler, Çözüm Teklifleri, Çelişkiler ve Uygun Usul', Prof. Dr. Ayşen Gürcan ise 'Değişen Dünyada Gelecek Aile Sorunları ve İslami Çözümler' üzerine sunumlar gerçekleştirecek.

Sempozyumda Ramazan Kayan, 'Değişen Dünyada Değişmeyen Sorumluluklarımız', Yrd. Doç. Dr. Mustafa Özel, 'Küresel Ekonomi ve İslam', Şahadet Gerçek,'Yeni Dönem Müslüman Gençliği' üzerine fikirlerini katılımcılarla paylaşacak. Sempozyumun 25 Ağustos Pazar günü gerçekleşecek kapanışına ise Dışişleri Bakanı Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu'nun katılması bekleniyor. - SAKARYA

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Güncel
title