Haberler
Hasan Arat, Beşiktaş başkanlığını bu kez resmen bıraktı

Bu kez her şeyi bıraktı

CHP lideri Özgür Özel hakkında soruşturma başlatıldı

CHP lideri Özgür Özel hakkında soruşturma başlatıldı

Asgari ücret için ilk toplantı 10 Aralık'ta

Asgari ücret maratonu başlıyor! İşte toplantı tarihi

Türk-İş Başkanı Atalay'dan asgari ücret çıkışı: Ortada dolaşan rakamları kabul etmek mümkün değil

Türk-İş Başkanı Atalay'dan gündem yaratacak asgari ücret çıkışı

Davutoğlu, Bakü Yolunda Bakın Ne Dedi?

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Bakü yolunda gazetecilerin gündemle ilgili sorularına cevap verdi,işte o açıklamalar.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Bakü yolunda gazetecilerin gündemle ilgili sorularına cevap veren Başbakan, çözüm sürecinden IŞİD terörüne, ABD Dışişleri Bakanı Kerry'nin petrol iddiasından, Yunanistan Başbakanına yaptığı Kıbrıs çağrısına kadar birçok konuda çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Davutoğlu'nun açıklamaları özetle şöyle; -Çözüm Süreci toplantısıyla ilgili bilgi verebilir misiniz? -'Güvenlik-İstihbarat-Diplomasi' alanlarını tek bir paket olarak görüyorum. Birindeki zaaf, diğerini etkiliyor. Genelkurmay Başkanımızla da konuştum. Öyle mekanizmalar kuralım ki bu üç unsur iç içe geçsin. Yapmaya çalıştığım şey süreç yönetimi. Güvenlik-istihbarat-diplomasi yanında adalet, içişleri, basın yayın, kamuoyu algısı vs'nin de içinde olduğu daha karmaşık bir süreç. İki hafta önceki çözüm süreci toplantısında bazı kararlar aldık. Detaylarını veremem ama bütün arkadaşlara görevler verdik. Her arkadaş (önceki gün) raporunu sundu. Daha net şekilde zihnimizde bir yol haritası var. Aynı anda kriz yönetimi yapıyorsunuz bu dönemde. Baharda Nevruz, güzde okul mahiyetinde protestolar çıkıyor. Bunun süreci etkilememesi, olduğu hali ile yönetilmesi gerekiyor. Ne abartarak krize dönüştürmek ne de önemsizleştirerek provokasyona fırsat vermek lazım. Kamu düzeni ile çözüm süreci birbirinin alternatifi değil. Okullar meselesinde belli bir tavır alındı. Şu anda bölgede çok ciddi bir türbülans yok. Bir de bu sır değil. Belli kanallar var. İmralı, siyasi parti, kamuoyu kanalı. Bunlarla ilgili bazı adımları değerlendirdik. Somut adımlar olabilir mi?-Olabilir. Kamu düzeni konusunda gerekli adımlar atılmazsa çözüm sürecinin devamını getirmek çok zor. Bir taraf her şeyi yapmakta serbest, diğer taraf çözüm sürecinde hassasiyet gösteriyorsa bu olmaz. Önemli olan aynı hedefe kilitlenip, birlikte yürümek. Bir tarafın atacağı somut adımlar değil. Başlık olarak atılacak adımlar olacak. Yol haritası, hangi adım atılacağı ve nereye doğru gideceği bizim zihnimizde berrak. -Genelkurmay Başkanı "Yol haritasından haberim yok" demişti. Onun zihninde de berrak mı?-Onun da berrak. Bu süreçte rol alacak herkes, her kurum, her taraf şu anda nereye doğru gidildiğinin farkında. Somut bir noktaya gelindiğinde bu adımlar gözlenir hale gelecek. -Meclis'e yeni yasalar gelecek mi?-Gelebilir ama zamanlamasını zikretmeyeyim. -Tampon bölge kurulacak mı?-Tampon bölge ve uçuşa yasak bölge bizim eskiden beri söylediğimiz bir şeydi. Tampon bölgeyi askeri değil, insani gerekçelerle söylüyoruz. Öyle bir yer kurulsun ki BM güvencesi altında insanlar oraya sığınabilsinler ve bizim sınırımızdan içeri baskı oluşturmasın. Türkiye'nin çevresinde 30 kilometrelik tampon bölge kurulsaydı, 1.5 milyon Suriyeli sınır boyunda olurdu. Biz de yine aynı yardımı yapardık. Suriye halkı, 'memleketimi terk ettim' psikolojisine girmezdi. Ülkeleriyle ilgili ümidini kaybetmez, boşluğa düşmezdi. Şimdi Kürtler için de aynı şey. IŞİD baskısıyla kaçtıklarında kendi topraklarında korunmaları önemli. Tampon bölge talebi Kürtlerin de Arapların da Türkmenlerin de o bölgede yaşayan herkesin menfaatine... Türkiye'nin 'no fly zone' (uçuşa yasak bölge), 'güvenli bölge' isteği 'yayılmacı amacı var' diye yorumlandı. Türkiye her türlü uyarıyı yaptı. Amerikan basınındaki Türkiye'ye yönelik eleştirilerin arkasında biraz da bu suçluluk psikolojisi var. Birileri bizi suçluluk psikolojisine sokmaya çalışıyor ama Batılılarla oturduğumuzda ilk söylediğimiz şey: "Size demiştik bunu" oluyor. Yunanistan Başbakanına yaptığınız çağrıya karşılık geldi mi'Olumsuz geldi. Böyle olacağını biliyordum tabii.

Mülteci mesajı

Kapımız açık hepsini alacağızBaşbakan Ahmet Davutoğlu, ikinci resmi ziyaretini Azerbaycan'a yaptı. Özel uçak "TUR"la gittiği başkent Bakü'de Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'le bir araya gelen Davutoğlu, ortak basın toplantısında Karabağ sorununa ilişkin "Azerbaycan topraklarının her bir santimetre karesi kurtulana kadar Türkiye, Azerbaycan'ın verdiği mücadelenin yanında olacaktır" mesajı verdi. Davutoğlu, Bakü'deki Türk Okulu'nu ziyaretinde de IŞİD'den kaçarak Türkiye'ye sığınan Suriyelilerin durumuna değindi. Gerekli talimatları verdiklerini vurgulayan Davutoğlu şunları söyledi: "Ölüm karşısında sığınacak yer olarak Anadolu'yu gören kardeşlerimiz sınırımıza geldiğinde, etnik ve mezhebi ayrım gözetmeden hepsini aldık, alacağız. Girişler başladı. Tabii çok ani bir gelişme olduğu için süratle arkadaşlarımız organize olmaya çalışıyor. Bu kardeşlerimiz, en kısa sürede yerleştirilecekler ve ihtiyaçları karşılanacak. Türkiye var oldukça ve güçlü oldukça kendisine sığınan herkese elindeki imkanlarla yardımcı olacaktır. Bizim Suriyeli kardeşlerimize kucak açmamız tarihi ve insani bir görevdir. Eminim ileride bu günleri yazacak olanlar onu insanlık adına tarihimize altın bir sayfa olarak yazacaklardır."

TUR UÇAĞINI ALDIK, ÇÜNKÜ DİĞERLERİ ÇOK KÜÇÜKTÜ

Başbakan Davutoğlu, TC-TUR uçağını cumhurbaşkanı ile birlikte kullanıyor. Davutoğlu, uçağın alınış hikayesini şöyle anlattı: "2005'in haziranında ABD'ye ilk seyahatti. G-8'e misafir olarak davet edilmişiz. Havaalanına indik, bütün liderlerin uçakları inmiş, hepsi büyük... Bizim o zaman ANA uçağı bile yok, ATA ile indik. Öyle bir fark vardı ki diğerleriyle. O zaman Başbakan (Erdoğan) 'başka uçak alalım' dedi."

IŞİD'e çözüm: Sünnileri sistemin içine çekmek

Irak-Suriye hattında 25 milyona yakın Sünni var. Onlar şu anda çoğunlukta ve sahipsiz.

Mektuba cevap: Kılıçdaroğlu kendini akıllı zannediyor

Başbakan, CHP'lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun mektubunu şöyle değerlendirdi: "Bizim kültürümüzde mektup zarif, nezih bir şeydir. Kavga etmenin de bir ahlakı var. Kendini akıllı bir stratejinin parçasıymış gibi gösteriyor. Başbakanlığımı, cumhurbaşkanlığının karşısında konumlandırıp oradan seyredecek. Bizim hiç aklımız ermiyor ya! Şimdi yemin törenine katılmıyor, hükümet programına katılmıyor, Meclis'te hiçbir şeye katılmıyor. 10 Ağustos'tan bu yana Meclis'te yok. Milletin iradesine saygısız."

Yıldıray OĞUR - BAKÜ

Kaynak: NetGazete.com / Güncel
title