Davutoğlu 81 İlden Gelen Öğretmenlerle Buluştu
Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Türkiye'de ve çevresinde barışı ikame etmek, bütün bu ateş çemberinin içinde ülkemizin demokrasisini, huzurunu, güvenliğini teminat altına almak için ne gerekiyorsa yapacağımızdan bütün dünyanın haberdar ve emin olması lazım" dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, " Türkiye'de ve çevresinde barışı ikame etmek, bütün bu ateş çemberinin içinde ülkemizin demokrasisini, huzurunu, güvenliğini teminat altına almak için ne gerekiyorsa yapacağımızdan bütün dünyanın haberdar ve emin olması lazım" dedi.
Başbakan Davutoğlu, 81 ilden öğretmenlerle Çankaya Köşkü'nde bir araya geldi. Öğretmenler için ne gerekiyorsa yapacaklarını ifade eden Davutoğlu, öğretmenliğin ders saatleri ve dönemlerle sınırlı gibi görülebileceğini ve öğretmenlerin yazın uzun tatil yaptıklarının zannedilebileceğini söyledi.
Öğretmen olarak hiçbir zaman tatil yapmamayı ilke edindiğine işaret eden Davutoğlu, öğretmenlerin bütün bir yazı öğrencileriyle ruhen birlikte geçirdiğini ve öğretmenliğin 7 gün 24 saat süren bir meslek olduğunun bilinciyle hayatını tanzim ettiğini söyledi.
2002'de yaklaşık 7,5 milyon lira olan Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) bütçesinin bugün 75 milyonu aştığını belirten Davutoğlu, 2016'da MEB'e, 2002'nin toplam bütçesi kadar bütçe ayrıldığını söyledi.
Öğretmenlerin her şeyin en iyisine layık olduğunu ifade eden Davutoğlu, bugün Suriye'de düzenli okulların açılamadığını, gençlerin eğitim imkanından istifade edemediğini dile getirdi.
Suriye'de hayatlarını idame ettiremeyen kişilerin Türkiye'ye geldiğini anlatan Davutoğlu, şu anda Türkiye'de 470 bin Suriyeli gencin eğitim ihtiyacı olduğunu, bunların 250 binine eğitim verildiğini kaydetti.
Bu gençlere eğitim veren ve insanlık destanı yazan öğretmenlere teşekkür eden Davutoğlu, Türkiye'nin, zor şartlarda mazlumlara nasıl sahip çıkılacağını dünyaya gösterdiğini belirtti.
Türkiye'nin çevresinde bir ateş çemberi bulunduğuna işaret eden Davutoğlu, bundan 100 yıl önce 7 düvelle yedi iklimde savaşıldığını, nice savaşların yaşandığı söyledi. Davutoğlu, o savaşların askeri bakımdan kazanılmasını sağlayan ruhun, eğitim sisteminin içerisinde yetişen gençlerin inancı olduğunun altını çizdi.
Lise eğitimini aldığı İstanbul Erkek Lisesinin renklerinin sarı-siyah olduğunu hatırlatan Davutoğlu, bu renklerin Çanakkale'ye savaşmaya giden ve oradan dönemeyen gençleri ifade ettiğini anlattı.
Anadolu'nun her yanından Çanakkale'ye gidip geri dönemeyen öğrenciler bulunduğunu kaydeden Davutoğlu, o nesillere, onları yetiştiren öğretmenlere, istiklal mücadelesi veren bütün kahramanlara ve Türkiye'ye muasır medeniyet seviyesini hedef olarak gösteren Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e şükranlarını sunduğunu ifade etti.
Özgür bir ülkede başı dik ve hiçbir şartta boyun eğmeyecek şekilde yeni nesillerin yetişmesinin, bu hürriyet bilinciyle mümkün olduğunu vurgulayan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu anlamda da sınırlarımızın güvenliği söz konusu olduğunda, ülkemizin bu ateş çemberi içinde bekası, vatandaşlarımızın hayatı ve izzeti söz konusu olduğunda her türlü fedakarlığı yapacağımızı ve her türlü tedbiri alacağımızı da cümle alemin bilmesini isteriz. Bugün Türk hava sahasını ihlal eden uçaklara dönük olarak silahlı kuvvetlerimizin anında gösterdiği tepkiyi de bu çerçevede ele almak lazım. Biz hiçbir şekilde herhangi bir ülkenin toprağında gözü olan bir yaklaşımı benimsemiyoruz. Ama herkesin de bilmesi lazım ki defaatle uyarılara rağmen ve angajman kurallarını ilan etmemize, geçen pazar günü burada, Çankaya'da yaptığımız güvenlik zirvesinde bir kez daha teyit etmemize rağmen hava ve kara sınırlarımızı kim ihlal ederse ona karşı her türlü tedbiri almak hem uluslararası hakkımızdır hem de ulusal görevimizdir. Gerek terörle mücadele gerekse çevremizdeki ateş çemberine karşı alacağımız tedbirler konusunda aziz milletimizin bir an dahi tereddüt etmeyeceğimizi bilmesini istirham ediyorum."
Başbakan Davutoğlu, "Bütün dünyaya, uluslararası kamuoyuna şu çağrıda bulunuyorum; gelin Suriye'deki ateşi söndürelim. Suriye'deki ateşi söndürmek yerine Bayırbucak Türkmenlerine ya da Halep Araplarına ya da Azez'deki Araplara, Kürtlere, Türkmenlere ateş yağdıran kim olursa olsun, ister Suriye rejimi ister terör örgütleri isterse dışarıdan müdahale eden unsurlar, onlara karşı da mesajımız açıktır. Suriye halkı diğer bütün halklar gibi barış ve onur içinde yaşamayı hak eden bir halktır" değerlendirmesinde bulundu.
Arap, Kürt, Türkmen, Sünni, Nusayri, Müslüman, Hristiyan, kim olursa olsun Suriye halkının Türkiye'nin dostu ve kardeşi olduğunu kaydeden Davutoğlu, "Türkiye'de ve çevresinde barışı ikame etmek, bütün bu ateş çemberinin içinde ülkemizin demokrasisini, huzurunu, güvenliğini teminat altına almak için ne gerekiyorsa yapacağımızdan bütün dünyanın haberdar ve emin olması lazım" diye konuştu.
Geçen gün bir lisede ders verdiğini hatırlatan Davutoğlu, tekrar bir lise veya üniversiteye giderek hocalık özlemini gidermek istediğini söyledi.
Büyükelçi olarak görev yaptığı dönemde birçok kişinin kendisine "hocam" diye hitap ettiğini, Bakan olduktan sonra bir süre daha buna devam ettiklerini anımsatan Davutoğlu, ancak her defasında özür dilediklerini belirterek, "Her seferinde 'Arkadaşlar bir hocaya hocam demek dolayısıyla özür dilemekten daha büyük bir kabahat olamaz. Bütün makamlar geçici, hocalık bakidir' derdim" ifadelerini kullandı.
Şehidin eşi öğretmenliğe Şemdinli'de devam etmek istediğini söyledi
Öğretmenler için verilen resepsiyonda Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun masasında, Hakkari'nin Yüksekova ilçesinde askeri konvoyun geçişi sırasında, bölücü terör örgütü mensuplarınca gerçekleştirilen saldırıda şehit olan Astsubay Üstçavuş Erdem Ertan'ın öğretmen eşi Hacer Ertan, öğretmen babası Mustafa Ertan, Başbakan Davutoğlu'nun öğretmenleri Mahir Yeğmen, İsmail Çağlayan, eşi Sare Davutoğlu'nun anadolu lisesinden öğretmeni Ömer Özsöğüt, örnek öğretmen Gülsima Çelik ve engelli öğretmen Keziban Yılmaz oturdu.
Başbakanlık kaynaklarından edinilen bilgiye göre, şehit Astsubay Üstçavuş Erdem Ertan'ın eşi Hacer Ertan, eşinin şehit olmasının ardından Şemdinli'deki görevine devam etmek istediğini belirtti.
Masada yer alan örnek öğretmen Gülsima Çelik'in de gönüllü olarak Hakkari'nin Şemdinli ilçesindeki Cumhuriyet Ortaokulunda Türkçe öğretmenliği yaptığı, bölgedeki eğitim öğretim faaliyetlerinin yerine getirilmesi, okulların fiziki şartlarının eğitime hazır hale getirilmesi başta olmak üzere birçok projenin hazırlanmasına öncülük ettiği öğrenildi.
(Bitti)