Darbeye Karşı Oğullarıyla Kışlaya Koştu
Emekli Kıdemli Hava Albay Mustafa Hacımustafaoğulları, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından, çocuklarıyla Cevizli'deki General Nurettin Baransel Kışlası'na koştu.
Emekli Kıdemli Hava Albay Mustafa Hacımustafaoğulları, darbe girişiminin yaşandığı gece çocuklarıyla Cevizli'deki General Nurettin Baransel Kışlası'na gittiklerini belirterek, "Kışlaya yaklaştığımızda kışla içindeki tankların ışıklarını ve dışarıya doğru seyir halinde olduklarını gördük. Balıkesir Caddesi'nin 3 tank ile kapatıldığını ve silahlı askerlerin vaziyet aldığını gördük. Aracımızı park ederek oradaki askerlere yaptıklarının yanlış olduğunu, milletin tanklarının, silahının millete doğrultulamayacağını söyledim." dedi.
Hacımustafaoğulları, başarısızlıkla sonuçlanan darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz gecesi yaşadıklarına ilişkin yaptığı açıklamada, saat 21.30'da televizyonlarda Bogaziçi ve Fatih Sultan Mehmet köprülerinde Anadolu Yakası'ndan Avrupa Yakası'na geçişin jandarma tarafından kapatıldığını izlediğini söyledi.
TERÖR SALDIRISI SANDI
İlk anda bunun bir terör saldırısını akla getirdiğini ancak duruma şüpheyle yaklaştığını aktaran Hacımustafaoğulları, "Çocuklarımın Ankara'da uçakların alçak uçuş yaptığını söylemesi üzerine ben de Ankara'daki arkadaşlarımı aradım. Arkadaşımın da aynı şeyi söylemesi üzerine bunun bir darbe girişimi olabileceğini düşündüm." diye konuştu.
Hacımustafaoğulları, evden oğullarıyla çıkarak önce mahallelerindeki polis karakolu ve daha sonra Kurtköy Jandarma Komutanlığına gittiklerini dile getirdi.
"ASKERİM DEMEME RAĞMEN SİLAH DOĞRULTTULAR"
Olayın ne olduğunu sorduklarını ancak onların da bir şey bilmediklerini ifade ettiğini belirten Hacımustafaoğulları, şunları anlattı:
"Ben de onlara bu bir darbe girişimidir. Paralel ihanet çetesi şu anda vatana ihanet içerisindedir. Millet sizden bu gece görev bekliyor. Bunlara karşı en acımasız şekilde görevinizi yerine getirmeniz gerekir. Bu konuda aman gevşeklik göstermeyin. Karşı koymazsanız sizde suç işlemiş sayılırsınız dedim. Daha sonra çocuklarımla birlikte Cevizli'deki General Nurettin Baransel Kışlası'na doğru hareket ettik. Kışlaya yaklaştığımızda kışla içindeki tankların ışıklarını ve dışarıya doğru seyir halinde olduklarını gördük. Balıkesir Caddesi'nin 3 tank ile kapatıldığını ve silahlı askerlerin vaziyet aldığını gördük. Aracımızı park ederek oradaki askerlere yaptıklarının yanlış olduğunu, milletin tanklarının, silahının millete doğrultulamayacağını, bu emri verenlerin vatan haini olduğunu, hatta onların morallerini bozmak için Ankara'da bu darbe emrini verenlerin öldürüldüğünü, bu darbe girişimine katılanların da hesap vereceğini ve tankların kışlaya dönmesi gerektiğini söyledim. Ben kendimi emekli albay olarak tanıtmama rağmen bir astsubay namluya mermi sürerek önce oğluma sonra bana silah doğrulttu. Ben de 'vur' dedim ancak vurmaya cesaret edemedi."
"BİZ DÜŞMAN KUVVETLERİ DEĞİLİZ"
Hacımustafaoğulları, bazı askerlerle tartışırken bir kısım askerin çömelerek kendilerine karşı nişan vaziyeti aldığını vurguladı.
"Biz askerin ötesinde vatandaşız. Düşman kuvvetleri değiliz. Bizim askerimiz, bizim vergimizle alınan silahla bizi vurmaya kalkıyor. O sırada içeriden bir yüzbaşı gelerek yolu açmalarını söyledi" diyen Hacımustafaoğulları, kendileri geçtikten sonra yolun tekrar kapatıldığını aktardı.
Askerlere, yolun kapatılmasının yanlış olduğunu, tankların kışlaya girmesi gerektiğini söylediklerini ancak başarılı olamadığını dile getiren Hacımustafaoğulları, şöyle devam etti:
"DARBE EMRİ EMİR DEĞİL SUÇTUR"
"Daha sonra AK Parti Kartal İlçe Başkanlığı önüne gittik ve burada toplanan kalabalığı gördük. Burada toplanan kalabalığa durumu izah ettim. Buradaki vatandaşları Cevizli'deki General Nurettin Baransel Kışlası'na gitmeleri konusunda uyardım. Cumhurbaşkanımızın havaalanlarına gidin haberinin gelmesi üzerine Sabiha Gökçen Havalimanı'na gittik. Halkın, havalimanına yığıldığını gördük. İstanbul halkı darbeye karşı ayaklanmış. Bütün tankları kuşatmış. Halk tankların üzerindeydi. Tanklar teslim alınmıştı. Tanklardaki askeri personel halk desteğiyle, polis marifetiyle yakalandı. Bu arada tankı kullanan bir asker 'Halkıma karşı silah kullanacağıma kendimi vururum' diyerek intihar etti. Askerimize yasalara aykırı verilen emre itaat edilmeyeceğinin öğretilmesi lazım. Darbe emri emir değildir, suçtur. Suça iştirak edilmez. Buna itaat etmeyen askerlerimiz de oldu. İtaat etmediği için öldürülenler de oldu."
Hacımustafaoğulları, darbelerin ülkeye ve devlete son 50 yıl boyunca pranga olduğunu belirterek, "Darbeler, ülkemizin ayağa kalkmasının en büyük engeli olmuştur. Bize çok şey kaybettirdi. Ordumuzun görevi milli iradeyi temsil eden seçilmiş hükümetin emrinde yurt savunmasını sağlamaktır. Ordunun görevi siyasete müdahale edip, devlet yönetimini ele geçirmek değildir. Ordu en iyi şekilde bütün gayretini, gücünü, enerjisini düşmanlara karşı vatan savunmasını sağlamak üzere ortaya koymalıdır." ifadelerini kullandı.
"DARBE HİÇBİR ZAMAN İYİ BİR ŞEY GETİRMEDİ"
Darbe girişiminin olduğu gece verilen destansı mücadelenin tarihi bir dönemeç olduğunu ve ikinci bir Kurtuluş Savaşı verildiğini vurgulayan Hacımustafaoğulları, "Türk milleti vatanının hiçbir güce teslim etmeyeceğini, canı pahasına vatanının koruyacağını ortaya koymuştur." ifadelerini kullandı.
Mustafa Hacımustafaoğulları'nın oğlu Murat Hacımustafaoğulları da geçmişte babasıyla 28 Şubat darbesinin sıkıntılarını derinden yaşadıklarını aktardı. Bu dönemde yaşanan sıkıntıları tekrar yaşamamak için tankların önüne geçtiklerini dile getiren Hacımustafaoğulları, "Darbe hiçbir zaman iyi bir şey getirmedi. Hiçbir zaman da iyi bir şey getirmeyecek." dedi.
"O AN GÖZÜMÜN ÖNÜNDEN GİTMİYOR"
Hacımustafaoğulları'nın diğer oğlu Ömer Sefa Hacımustafaoğulları ise tankların o anki görüntülerinin gözünden hiç gitmediğini dile getirerek, şunları kaydetti:
"Televizyonlarda tankların özellikle Müslüman ülkelerde çocukların üzerlerine gittiklerinde, insanları ezdiklerinde onların vermiş oldukları mücadeleyi hep merak ederdim. Sapanlarla taşlarla nasıl mücadele ettiklerini hep merak ederdim. Orada tankları görünce gaza daha fazla bastım. Tankların yanına giderek oradakilere 'Sizin burada ne işiniz var' dedim. Oradaki astsubay elindeki silahla beni darbetti. Ben orada milletin tankını millete çeviremezsiniz diye bağırırken tankın namlusunu üzerimize çevirdiler. Ben bu yaşıma kadar iki darbe gördüm. 28 Şubat çocukluğumu da etkiledi. Babamın asker olmasına rağmen askerin ne olduğunu bilemez hale geldik. Darbeler ülkeyi her zaman geriye götürmüştür. Her darbe bizleri en az 30 yıl geriye götürecektir. İnşallah mücadeleyi biz kazanacağız."