Haberler
Meclis Başkanlığı'na sunuldu! 2015 öncesine ait yaklaşık 2 milyar TL'lik Genel Sağlık Sigortası prim borcu silinecek

Meclis Başkanlığı'na sunuldu! 400 bin kişinin borcu siliniyor

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan dizilerdeki şiddet sahnelerine tepki

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı kızdıran sahne!

İstanbul'daki aile katliamında 3 kişinin daha cansız bedeni bulundu

Aile katliamında 3 kişinin daha cansız bedenine ulaşıldı

7 kişiyi katleden berberin dükkan camındaki yazı dikkat çekti

7 kişiyi katleden berberin dükkan camındaki yazı dikkat çekti

Darbe Girişiminin Çatı İddianamesi (7)

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimine ilişkin Genelkurmay Başkanlığındaki eylemlerle ilgili 221 şüpheli hakkında hazırlanan çatı iddianamesinde, darbecilerin "Yurtta Sulh Konseyi" adını verdikleri yapılanma içinde yer alan şüphelilerin bir kısmının, 6-9 Temmuz...

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimine ilişkin Genelkurmay Başkanlığındaki eylemlerle ilgili 221 şüpheli hakkında hazırlanan çatı iddianamesinde, darbecilerin "Yurtta Sulh Konseyi" adını verdikleri yapılanma içinde yer alan şüphelilerin bir kısmının, 6-9 Temmuz 2016 arasında, Ankara Konutkent'teki bir villada Adil O¨ksüz yönetimindeki darbe planı toplantılarına katıldığı ifade edildi.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, darbecilerin "Yurtta Sulh Konseyi"nin, şehit Astsubay Ömer Halisdemir'in vurduğu darbeci tuğgeneral Semih Terzi ile 38 isimden oluştuğu belirtildi.?

Yurtta Sulh Konseyi içinde yer alan şüphelilerden Kara Kuvvetleri Komutanlığı Personel Plan ve Yönetim Daire Başkanı Tuğgeneral Ahmet Bican Kırker, örgüt tarafından hazırlanan sözde atama listesinde Zırhlı Birlikler Okulu ve Eğitim Tümen Komutanlığına getirildi.

Darbe planı içinde iki bölgeye ayrılmasına karar verilen Ankara'yı kontrol edecek birliğin başına ataması yapılan Bican, darbe girişimi sırasında Zırhlı Birlikler'e giderek komutayı devraldı.

İddianamede şüphelilerden Ahmet Özçetin'in 4. Ana Jet Üssü Komutanlığında Kurmay Albay rütbesiyle görev yaptığı, darbecilerin önemli güçlerinden olan Hava Kuvvetlerinin darbe planı içindeki organizasyonunu, sevk ve idaresini gerçekleştiren ekibin içinde bulunduğu, olay günü hava harekatının merkezi olan Akıncı Üssü'nde, ülke çapında eyleme katılan uçak ve pilotları yönlendirmek suretiyle darbe girişimine aktif olarak katıldığı belirtildi.

İddianameye göre, firari şüpheli eski Kara Kuvvetleri Komutanlığı Personel İşlem Daire Başkanı Tuğgeneral Ali Kalyoncu hakkında, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Fahri Kasırga'nın kaçırılması eyleminden dolayı kamu davası açıldı.

Örgüt tarafından hazırlanan sözde atama listesinde 28. Mekanize Tugay Komutanlığına, ayrıca Ankara İl Sıkıyönetim Komutan Yardımcılığına getirilen Kalyoncu'nun, darbe planı ile organizasyonun yapıldığı toplantılara aktif olarak katıldığı, olay günü de sözde atama yeri olan ve darbe günü şehri işgale yönelik çok sayıda zırhlı araç ve tankın çıktığı 28. Mekanize Tugay Komutanlığına gidip, birliğin komutasını alarak darbe faaliyetlerini gerçekleştirdiği bildirildi.

Jandarma Genel Komutanlığında 1. Jandarma Komando Tugay Komutanı olarak Tuğgeneral rütbesiyle görev yapan Ali Osman Gürcan, örgüt tarafından hazırlanan sözde atama listesinde Jandarma Genel Komutanlığı Personel Başkanlığı ile Emniyet Genel Müdürlüğüne getirildi. İddianameye göre Gürcan, 6-7-8-9 Temmuz 2016 tarihlerinde Ankara Konutkent'te bulanan villada, darbe girişimini Akıncı Üssünden yöneten firari Adil Öksüz liderliğinde gerçekleştirilen ve darbe planı ile ilgili organizasyonun yapıldığı toplantılara katıldı.

Başında bulunduğu birliğin darbe emirleriyle Ankara'ya çağrılması üzerine Gürcan'ın, yaklaşık 300 komandonun bulunduğu 2 taburu da alarak Cizre'ye doğru yola çıktığı anlatılan iddianamede, bu durumun ve atama listesindeki konumunun, Ali Osman Gürcan'ın darbe planı ve organizasyonun planlayıcıları arasında yer aldığının kanıtı olduğu ifade edildi.

Erdoğan'ın yerini öğrenmeye çalıştı

İddianamede suç tarihinde Cumhurbaşkanlığı Başyaveri olarak Kurmay Albay rütbesiyle görev yapan şüphelilerden Ali Yazıcı'nın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik suikast girişimini planlayan ekibin içinde yer aldığı ve suikast planının başarılı olabilmesi için Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yerini öğrenmeye çalıştığı bildirildi.

16 Temmuz'da saat 00.30 civarında Cumhurbaşkanı Erdoğan'a suikast eylemini gerçekleştirecek şüpheli grubun hazırlık yaptığı Çiğli 2. Ana Jet Üs Komutanlığına giden Yazıcı, burada şüphelilere Erdoğan'ın kaldığı yerle ilgili bilgi verdi.

İddianameye göre, Yazıcı'nın bilgi verdiği ana kadar şüpheliler, Erdoğan'ın Marmaris Okluk Körfezi'nde bulunan Cumhurbaşkanlığı'na ait tesiste bulunduğunu zannediyordu ve planlarını bu yere göre yapmışlardı. Şüpheliler, şüpheli Ali Yazıcı'dan aldıkları bu bilgiyi teyit ederek Erdoğan'a suikast için Marmaris'te bulunan otele gittiler.

Yazıcı'nın FETÖ üyesi olduğuna ilişkin, şüpheli Levent Türkkan'ın beyanlarına da iddianamede yer verildi.

Kara Kuvvetleri Komutanlığında Teşkilat Şube Müdürü olarak Kurmay Albay rütbesiyle görev yapan şüphelilerden Bilal Akyüz, Konutkent'teki villada, Adil Öksüz başkanlığında yapılan toplantı ile Ankara Mamak'ta bir evde düzenlenen darbe planı ve organizasyonlarının yapıldığı toplantılara aktif olarak katıldı. Olay günü Akıncı Üssü'ne giden Akyüz, Ankara'nın çeşitli bölgelerindeki darbe faaliyetini yönlendiren isimler arasında yer aldı.

Darbe emirlerini gönderdi

Suç tarihinde Genelkurmay Başkanlığı General Amiral Şube Müdürü olarak görev yapan şüpheli Cemil Turhan, darbe girişiminden bir gün önce, darbe girişimine hazırlık kapsamında, şüpheliler Hüseyin Ömür ve Kenan Şimşek'e talimat vererek, MEDAS'tan nasıl mesaj gönderildiği konusunda bilgi toplamalarını ve mesaj gönderilen odanın anahtarından bir kopya yaptırmalarını istedi.

Darbeyi planlayan ve icra eden ekipte yer alan Turhan, saat 20.09'dan itibaren de diğer şüpheliler İlhan Talu, Mehmet Partigöç ve Gökhan Eski ile bir çok kez görüştü.

Saat 21.27'de, karargaha gelen darbeci Özel Kuvvet personeli ile birlikte hareket ederek, söz konusu personelin muhabere merkezine girmesini sağlayan Turhan, saat 21.29 civarında MEDAS sistemi vasıtasıyla hukuka aykırı darbe mesajlarının çekildiği Orbay Salonuna geldi ve mesajların çekilmesinin ardından elinde silahla buradan çıkıp, saat 21.42'de güney nizamiye köşesine geçerek, Nuri Gayır, Doğan Öztürk ve Özay Yılmaz ile darbeci Özel Kuvvet personeline çeşitli emirler verdi.

Saat 21.47'de, Bülent Aydın'ın şehit edildiği çatışma ortamında bulunan Turhan, ardından tüm gece boyunca karargah içinde darbeye yönelik eylemlerine devam etti. Turhan, saat 06.13'de, Mustafa Çiçek ve Cemal Turğut ile güvenlik kamera kayıtlarını içeren belleklerin tanklar tarafından ezilmesine refakat etti.

Suç tarihinde Genelkurmay Stratejik Dönüşüm Daire Başkanlığında Kurmay Albay rütbesiyle görev yapan şüpheli Doğan Öztürk, olay günü kendi görev alanıyla ilgili olmayan şüpheliler Mehmet Partigöç, Orhan Yıkılkan ve Cemil Turhan ile görüşmeler yaptı.

Öztürk, saat 21.26'da altı darbeci Özel Kuvvet personeli ile Mehmet Akkurt, Ömer Gürsel Çetin ve Bünyamin Tuner eşliğinde elleri arkadan plastik kelepçeyle, gözleri bir bantla bağlanmış ve kafasına da siyah bir başlık giydirilmiş halde Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Yaşar Güler'i odasından çıkarttı. Öztürk, darbe faaliyetlerini Akıncı Üssü'nden yürüten Kurmay Albay Mustafa Barış Avıalan ile helikopterlerin yönlendirilmesi ve mühimmat nakli gibi konuları da koordine etti.

İddianamede, şüphelilerden Ertuğrul Terzi'nin darbe planı ile organizasyonun yapıldığı toplantılara aktif olarak katıldığı, darbe girişiminin önemli güçlerinden olan ve olay günü şehri kuşatan tank ve zırhlı araçların mühimmat ve personel organizasyonunu yapan ekip içinde yer aldığı bildirildi.

Genelkurmayı ele geçirmekle görevlendirildi

Şüpheli Fırat Alakuş'un Gölbaşı 2. Özel Kuvvet Komutanlığındaki odasında yapılan arama sonucu ele geçirilen bir zarf içerisinde, küçük not kağıdının ön yüzünde "Darbe.1231 Sstb.1234" arka tarafında "oyhZUCiduk" yazan not kağıdı bulundu.

Genelkurmay Özel Kuvvetler Komutanlığında Kurmay Albay rütbesiyle görev yapan Alakuş, Ankara Konutkent'teki villada, Öksüz liderliğinde yapılan toplantılara katıldı. Buradaki iş bölümünde Alakuş'a Genelkurmay Karargahının ele geçirilmesi görevi verildi.

Darbe girişiminin saat 20.02'de başlamasına karar verilmesi üzerine, şüphelinin başını çektiği 32 kişilik darbeci Özel Kuvvet personeli, Akıncı Üssü'nden, Genelkurmay Karargahına saat 21.21'de intikal etti. Kışlanın hakimiyetini tamamen ele geçiren şüphelinin başını çektiği grubun, Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Yaşar Güler'in güney nizamiyeden kaçırılmaya çalışılması, Destek Kıtaları Tabur Komutanı Tolga Kılıçaslan'ın yaralanması, Kara Kuvvetleri Komutanı Org. Salih Zeki Çolak'ın ekibi ile birlikte karargaha girişi sırasında koruma personeli Bülent Aydın'ın şehit edilmesi, yine Salih Zeki Çolak ve İhsan Uyar'ın derdest edilmesi, bu sırada koruma müdürü Burak Akın'ın yaralanması, başta Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ve diğer üst düzey komutanların enterne edilerek Akıncı Üssü'ne götürülmeleri, darbe girişimini engellemek amacıyla kışlaya giren vatandaşların şehit edilmesi ve yaralanması ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin 1 numaralı karargahı olan Genelkurmay Karargahının işgal edilmesi eylemlerini gerçekleştirdiği iddianamede yer aldı.

Sönmezateş'e MİT Müsteşarlığı görevi

Suç tarihinde Hava Kuvvetleri Komutanlığı Müşterek Hedef Analiz Yönetim Başkanlığı görevini yürüten şüpheli Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş'e örgüt tarafından hazırlanan sözde atama listesinde MİT Müsteşarlığı görevi verildi.

Öksüz'ün liderliğinde yapılan toplantılara aktif olarak katıldığı belirlenen Sönmezateş'in, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik Marmaris'te gerçekleştirilen suikast girişimi eyleminin planlayıcılarından olduğu, bu organizasyon kapsamında Marmaris'e gelen ekibe liderlik ettiği, eylemi helikopterden takip ederek yerde bulunan grup liderleri Şükrü Seymen ile Taner Berber'e talimatlar verdiği tespit edildi.

Gülen ile görüştürmeyi teklif etti

4. Ana Jet Üssü Komutanı Tuğgeneral Hakan Evrim'in, Levent Türkkan'ın beyanlarına göre Fetullahçı Terör Örgütü mensubu olduğu iddianamede yer aldı.

Hava Kuvvetlerinin darbe planı içindeki organizasyonu ile sevk ve idaresini yapan ekibin içinde bulunan Evrim, bir yandan darbe girişimine yönelik eylemlerde bulunurken, diğer yandan da derdest edilerek Genelkurmay Karargahından Akıncı Üssü'ne getirilen Genelkurmay Başkanı Akar'ı, Mehmet Dişli, Kubilay Selçuk ve Ömer Faruk Harmancık ile birlikte darbe girişiminin başına geçmesi için ikna etmeye çalışan ve sözde darbe bildirisini televizyonlarda okuması için zorlayan Konsey Üyeleri içinde yer aldı.

Evrim, ikna olmayan Hulusi Akar'a, örgütün elebaşı ve 1 numaralı şüpheli Fetullah Gülen ile görüştürme teklifinde bulundu.

Suç tarihinde Kara Havacılık Komutanlığında Tabur Komutanı olarak yarbay rütbesiyle görev yapan Halil Gül, darbe girişiminden yaklaşık 1 hafta önce Ankara Ostim'deki bir evde, darbe planının en etkili unsurlarından olan Kara Havacılık Komutanlığı ile ilgili organizasyonun yapıldığı toplantılara katıldı. Gül, plan uyarınca darbe girişimine iştirak edecek personeli temine yönelik eylemlerde bulundu, akabinde pilotluğunu yaptığı helikopterle gece boyunca Genelkurmay Karargahına 4 kez iniş yaparak, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Akar'ın aralarında bulunduğu derdest edilen üst düzey komutanları Akıncı Üssü'ne götürdü.

Darbe saati öne çekildi

Genelkurmay Başkanlığı Personel Başkanı olarak Korgeneral rütbesiyle görev yapan şüpheli İlhan Talu, saat 20.09'da Genelkurmay Başkanı Orgeneral Akar'ın makamında MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ı gördü. Talu, bunun üzerine şüpheli Cemil Turhan'a, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Salih Zeki Çolak'ın Kara Havacılık Komutanlığı'na gittiğini, FETÖ mensubu personelle ilgili tutuklamaların hemen başlayacağını söyledi.

İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü soruşturma kapsamında alınan itirafların Kara Havacılık Komutanlığı personelinin deşifre olmasını sağlamaya yönelik olması ve Genelkurmay Başkanının askeri savcıları karargaha davet etmesi nedenleriyle paniğe kapılan darbeci grup, tutuklanacakları endişesiyle saat 03.00 olarak belirlenen darbe faaliyetinin daha erken bir saate çekti.

Talu'nun, darbeci Özel Kuvvet görevlilerinden bir gruba bina içinde yol gösterdiği, Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Yaşar Güler'in derdest edilmesine nezaret ettiği ve emre alınacak personel yönünden yapılacak adli işlemlerle ilgili toplantılar yaptığı belirlendi.

Şüphelilerden Kubilay Selçuk'a, örgüt tarafından hazırlanan atama listesinde Genelkurmay Harekat Başkanlığı görevi verildiği, şüphelinin, darbecilerin önemli güçlerinden olan Hava Kuvvetlerinin darbe planı içindeki organizasyonunu, sevk ve idaresini yapan ekibin içinde bulunduğu tespit edildi.

"Komutanım, operasyon başlıyor, herkesi alacağız"

Suç tarihinde Genelkurmay Stratejik Dönüşüm Daire Başkanı olan Korgeneral Mehmet Dişli'nin, Genelkurmay tahkikat raporu ile Orgeneral Akar, Ertuğrul Gazi Özkürkçü, Levent Türkkan ve Osman Kılıç'ın beyanlarında Fetullahçı Terör Örgütü üyesi olduğu bilgisi ididanamede yer aldı.

Darbenin gece saat 03.00'da başlayacağını düşünen ve bu sebeple karargahtan saat 20.07'de ayrılan Dişli, saat 20.46'da özel aracıyla yeniden karargaha döndü. Dişli, aracını park etmesinin ardından elinde bir çantayla 4 numaralı kapıdan kartını okutmadan içeri girdi.

Saat 20.49'da Genelkurmay Başkanı Başdanışmanı Kurmay Albay Orhan Yıkılkan'ın odasına geçen Dişli, bu saatten sonra faaliyeti, darbecilerin atama listesinde karargah sorumlusu olarak belirledikleri Mehmet Partigöç, Orhan Yıkılkan ve Ramazan Gözel ile organize etti.

Mehmet Dişli, Saat 21.00 sıralarında odasına girdiği Orgeneral Akar'a "Komutanım, operasyon başlıyor, herkesi alacağız, taburlar, tugaylar yola çıktı, biraz sonra göreceksiniz" dedi. Hulusi Akar'ın söylenenlere tepki göstererek bu girişimi hiçbir şekilde desteklemediğini net olarak belirtmesine rağmen Dişli, geri adım atmadı ve odanın dışına çıkarak hazır durumda bekleyen ekibe komutana müdahale etmeleri emrini verdi.

Bu emirle birlikte Özel Kalem Müdürü Kurmay Albay Ramazan Gözel, Kurmay Albay Orhan Yıkılkan, Yüzbaşı Serdar Tekin, Başçavuş Abdullah Erdoğan ve elinde silah bulunan Genelkurmay Başkanı emir subayı Yarbay Levent Türkkan içeri girdi.

Türkkan, içeri girer girmez, Orgeneral Akar'a bağırarak oturup sakin olmasını ve zorluk çıkarmamasını istedi. Bu sırada içeri giren ekiptekiler, Akar'ı iterek koltuğa oturmasını sağladı, ardından havlu gibi bir cisimle komutanın ağzını ve burnunu kapatarak nefes almasını engellediler.

Ekipten biri kolunu komutanın boğazına doladı. Bu sırada askeri kıyafete ait ip türü bir cisim komutanın boğazına sürtüldü. Elleri plastik kelepçeyle bağlanan komutanın, etkin direniş gösterip can havliyle kalkmasıyla birlikte, Levent Türkkan, elindeki tabancayı doğrultup "sıkarım, vururum" gibi tehdit içeren sözler söyledi. Bunun üzerine Akar, "sık ulan" diyerek tepki gösterdi ve ellerindeki kelepçenin çözülmesini istedi.

Mehmet Dişli'nin onayıyla, Akar'ın ellerindeki plastik kelepçe bir bıçak vasıtasıyla kesildi. Akar'ın darbe girişiminin başına geçmesi yönündeki teklifi kesin bir tavırla reddetmesinin ardından, Akıncı Üssü ile irtibat halinde bulunan şüpheli, komutanın üsse tahliyesi konusunda emir verdi.

Bu emir üzerine Hulusi Akar, saat 23.04'de Mehmet Dişli, Abdullah Erdoğan, Fırat Alakuş, Onur Özdemir, Mehmet Aytaç ve Halit Kazancı gözetiminde karargahtan tahliye edildi. Mehmet Dişli, beraberindeki 7 darbeci Özel Kuvvet personeli ile Genelkurmay Başkanı Akar'ı helikoptere bindirerek Akıncı Üssü'ne götürdü.

Darbe girişiminin başlarında Akar olmadan başarılı olamayacağını fark eden içinde Mehmet Dişli'nin de bulunduğu şüpheliler, komutanı ikna etmek için yoğun çaba harcadı.

Akar'ın ikna edilmemesi ihtimaline göre darbe girişiminin başarılı olması halinde, örgütün Genelkurmay Başkanlığına getirilmesine karar verdiği YAŞ Üyesi Orgeneral Akın Öztürk de Akıncı Üssü'ne geldi.

Sabah saatlerinde durumun belli olması üzerine darbeciler, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ile Başbakan Binali Yıldırım'ı telefonla görüştürdüler. Orgeneral Akar'ın, telefonda, Yıldırım'a "hiçbir pazarlık söz konusu olmayacak, askeri savcı, Cumhuriyet savcısı, polis ve inzibata teslim olacaklar" dedi ve akabinde MİT Müsteşarını da arayarak bilgi verdi.

Hulusi Akar, Çankaya Köşkü'ne gitmek için helikoptere bineceği sırada, Dişli'ye Akıncı Üssü'nde kalmasını söyledi. Ancak Dişli, güvenliği sağlamak bahanesiyle helikoptere bindi. Orgeneral Akar'ı taşıyan helikopter, Çankaya Köşkü'ne indi. Köşkte yapılan bazı toplantılara katılan şüpheli, Hulusi Akar'ın talimatıyla 16 Temmuz'da gözaltına alındı.

(Sürecek)

Kaynak: AA / Güncel
title