Darbe Girişiminin Çatı İddianamesi (5)
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimine ilişkin Genelkurmay Başkanlığındaki eylemlerle ilgili 221 şüpheli hakkında hazırlanan çatı iddianamesinde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik eylemlerin, 14 Temmuz 2016 Çarşamba günü, Aşağı Yahyalar...
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimine ilişkin Genelkurmay Başkanlığındaki eylemlerle ilgili 221 şüpheli hakkında hazırlanan çatı iddianamesinde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik eylemlerin, 14 Temmuz 2016 Çarşamba günü, Aşağı Yahyalar Mahallesi Yenimahalle'de bir evde planlandığı, Erdoğan'ın öncelikle İstanbul'dan SAT/SAS komandolarınca alınmasının planlandığı, Marmaris'e gitmesi nedeniyle planın bozulduğu aktarıldı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianame, Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesine gönderildi.
İddianamede, darbenin planlama faaliyetleri kapsamında yapılan toplantılardan birinin de Ankara Batıkent'teki bir evde, 12 Temmuz 2016 Salı günü yapıldığı belirtilerek, asker şüpheliler Muzaffer Düzenli ve Bilal Akyüz ile İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü soruşturmanın şüphelileri Uzay Şahin ve Murat Çelebioğlu'nun katıldığı bu toplantıda, darbe girişiminin İstanbul'a yönelik planlamasının yapıldığı bildirildi.
Planlama kapsamında, 13 Temmuz 2016 Çarşamba günü İstanbul 2. Zırhlı Tugay Komutanlığında yapılan toplantıya ise şüpheliler Özkan Aydoğdu, Uzay Şahin, Murat Çelebioğlu ile İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının soruşturmasında şüpheli sıfatıyla yer alan Kurmay Albay Mehmet Kapan'ın yer aldığı, bu toplantıda "Sabiha Gökçen Havaalanı'nın kontrol edilmesi, kontrolü Kuleli Askeri Lisesi'ne verilen iki boğaz köprüsünün takviye edilmesi, Üsküdar Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğünün kontrol altında tutulması, Telekom Acıbadem Şubesinin ablukaya alınması, TEM ve E-5 yollarının bağlantılı noktalarının kontrol altında tutulması"na ilişkin stratejiler belirlenip, kararlar alındığı aktarıldı.
Cumhurbaşkanlığı Muhafız alayında, 15 Temmuz 2016 tarihinden önceki günlerde şüpheli Muhsin Kutsi Barış'ı ziyaret edenler ve toplantı yapanlar arasında, hepsi darbe faaliyetine katılmaktan şüpheli durumda bulunan Ümit Gencer, Orhan Yıkılkan, Osman Kılıç, Bilal Özmen, Harun Olgun, Halit Kazancı, Ertuğrul Bozçal, Fırat Alakuş, Muhammet Tanju Poshor, Ali Yazıcı, Tarık Görener, Bilal Bayram, Ertuğrul Yavuz, Uğur Karaca ve Ahmet Otal'ın yer aldığı bilgisi de iddianamede yer aldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik girişimlerin planlanması
İddianamede, darbe planının Kara Havacılık Komutanlığı ile ilgili bölümüne yönelik toplantılarından birinin, 13 Temmuz 2016 Çarşamba günü, Aşağı Yahyalar Mahallesi Yenimahalle'de bir evde yapıldığı, bu toplantıya Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının başka bir soruşturmasının asker şüphelileri Taha Fatih Çelik, Özcan Karacan, İlkay Ateş, Erdal Başlar ve kimliği belirlenemeyen bir şahsın katıldığı, bu toplantıda, darbe faaliyetinin 16 Temmuz 2016 Cumartesi saat 03.00'de başlayacağı bilgisinin paylaşıldığı kaydedildi.
Bu toplantının ertesi günü 14 Temmuz 2016'da yine aynı evde, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü başka soruşturmanın asker şüphelileri Murat Bolat, Halil Gül, Özcan Karacan, Okan Kocakurt ve özel kuvvetlerden kimliği tespit edilemeyen 4 asker şahsın toplandığı belirtilen iddianamede, toplantıda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın öncelikle İstanbul'dan SAT/SAS komandolarınca alınmasının planlandığı aktarıldı.
Ancak Erdoğan'ın Marmaris'e gitmesi nedeniyle bu planın bozulduğu, bunun üzerine yapılan yeni plana göre, İstanbul'da bulunan 4. Kara Havacılık Alayından kalkacak Skorsky helikopterlerin İzmir Çiğli'ye ineceği, 3. Kara Havacılık Alayı'ndan 3 adet Cougar personel taşıyıcı helikopterin de bu ekiple Çiğli'de buluşacağı ve ayrıca Çiğli'deki 3 Cougar helikopterinin de bu ekibe dahil olup yaklaşık 80-90 kişilik bir filo oluşturulacağı aktarılan iddianamede, böylece Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Marmaris'te tatil yaptığı otelden alınacağı, yer tespitinde sorun yaşanırsa Amerikalılardan yardım alınabileceğinin tasarlandığı kaydedildi.
MİT Müsteşarının Yeni Mahalle'de bulunan konutundan 1 Skorsky ve 2 Cougar helikopterinin personeli tarafından alınacağı, ikamete girerken konutun iki metrelik demir bahçe kapısının saldırı tipi bir helikopter olan Kobradan yapılan atışlarla vurulacağı, İçişleri Bakanı Efkan Ala ve Başbakan Binali Yıldırım'ın ise yine konutlarından alınacağına yönelik planlara ilişkin görüşmeler yapıldığı kaydedildi.
Diğer bir toplantının ise Ankara'da tespit edilemeyen bir evde, şüpheliler Gökhan Şahin Sönmezateş, Osman Kılıç ve Muğla Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü soruşturma dosyasıyla ilgili hakkında Muğla 2. Ağır Ceza Mahkemesine kamu davası açılan Şükrü Seymen'in katılımıyla gerçekleştiği, yapılan bu toplantıda da Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kaçırılma planının detaylarının görüşüldüğü bildirildi.
Ayrıca Yenimahalle, Keçiören Ayvalı Mahallesi, Mebusevleri Mahallesi, Çankaya Cevizlidere Mahallesinde belirlenen adreslerde de darbe planının detaylarına yönelik, katılımcıları tespit edilmeyen toplantılar yapıldığının belirlendiği kaydedildi.
Hava Kuvvetleri planlaması Akıncı Üssü'nde yapıldı
İddianamede, Hava Kuvvetleri ile ilgili darbe girişimine yönelik genel anlamdaki planlamaların ise Akıncı Üssü'nde, şüpheliler Akın Öztürk, Kubilay Selçuk, Hakan Evrim ve Ahmet Özçetin tarafından yapıldığı, bu ayrıntıların Akıncı Üssü'ne yönelik soruşturma dosyasında incelendiği bildirildi.
Muharip Hava Kuvveti Komutanlığının, 13 Temmuz 2016 tarihli "Temmuz 2016 Ayı Karşılıklı Hizmet Planı Değişiklik-2" yazısıyla aylık planı yapılan ve yayımlanan "Aylık Karşılıklı Hizmet Planı"nda değişiklik yapıldığının tespit edildiği de vurgulanan iddianamede, bu değişikliğe ilişkin bilirkişi raporunda, aylık karşılıklı hizmet planının bir önceki ay sonuna kadar veya ilgili ayın ilk günlerinde yayımlanmasının gerektiği, bu planın bir eğitim planı olduğu, pilotların farklı meydanlara iniş eğitimleri ve iniş yapılan meydandaki uçak bakım personelinin söz konusu uçaklara bakım yapması ve mühimmat yüklemesi eğitimlerinin tazelenmesi maksadıyla uygulandığı belirtildi.
İddianamede, değişiklikle aylık karşılıklı hizmet planına 4. Ana Jet Üs Komutanlığından iki adet ikili F-16 kolunun ilave edildiği, ayrıca bu uçaklar ile 4. Ana Jet Üs Komutanlığına, 8. (Diyarbakır) ve 9. (Balıkesir) Ana Jet Üs Komutanlıklarından havadan yere atış yapılırken, hedef işaretlenmesinde kullanılan sniper podlarının, darbe girişiminde kullanılmak üzere transfer edildiği anlatıldı.
Darbe gecesi kullanmak için 10 hat ve telefon
İddianamede, ayrıca, sivil örgüt üyesi şüpheli Ali Irmak'ın, örgütün eylemlerinde kullanmak üzere sürekli olarak açık telefon hattı satın aldığı şüpheli Ramazan Cömert'ten 10 adet başka kişiler adına kayıtlı telefon hattı ile cep telefonu cihazı satın aldığı, daha sonra bu hat ve cihazları darbe girişiminde etkin rol alan şüphelilere dağıttığı bildirildi.
Bu hatlardan Bekir Küçük adına kayıtlı GSM hattının, 15-16 Temmuz 2016 tarihlerinde Genel Kurmay Özel Kuvvetler Komutanlığında Kurmay Albay olarak görev yapan Konsey Üyesi şüpheli Osman Kılıç tarafından kullanıldığı, yine Küçük adına kayıtlı bir başka hattın aynı tarihlerde Özel Kuvvetler Komutanlığında Kurmay Yarbay olarak görev yapan ve Genelkurmay Karargahında darbe faaliyetlerini gerçekleştiren Murat Korkmaz'ın kullandığı ortaya çıktı.
Alınan bu telefonlardan Uğur Cömert adına kayıtlı hattın ise 15-16 Temmuz 2016'da Özel Kuvvetler Komutanlığında Kurmay Albay olarak görev yapan ve Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayında darbe faaliyetlerini gerçekleştiren şüpheli Harun Olgun tarafından kullanıldığı belirlendi.
Yine Uğur Cömert adını alınan üç telefonun darbe gecesi Özel Kuvvetler Komutanlığında Albay olarak görev yapan ve aynı yerde darbe faaliyetlerini gerçekleştiren Ümit Bak, Özel Kuvvetler Komutanlığında Kurmay Albay olarak görev yapan konsey üyesi şüpheli Fırat Alakuş, diğer hattın ise Cumhurbaşkanlığı Yaveri Kurmay Albay olarak görev yapan konsey üyesi şüpheli Ali Yazıcı tarafından kullanıldığı tespit edildi.
Berna Dündar adına kayıtlı GSM hattını 15-16 Temmuz 2016 tarihlerinde Özel Kuvvetler Komutanlığında Kurmay Albay olarak görev yapan ve Cumhurbaşkanına suikast girişiminde bulunan ekipte yer alan Şükrü Seymen'in, Hatice Kara adına kayıtlı diğer iki hattın ise darbe gecesi, Genelkurmay Başkanlığı İstihbarat Başkanlığında Tuğamiral olarak görev yapan konsey üyesi şüpheli Sinan Sürer, diğerinin Deniz Kuvvetleri Komutanlığında Tuğamiral olarak görev yapan konsey üyesi şüpheli Ömer Faruk Harmancık tarafından kullanıldığı belirlendi. Hatice Kara adına kayıtlı bir hattın ise kullanıcısının tespit edilemediği aktarıldı.
İddianamede, "Darbe girişiminin başlama tarih ve saatinin, darbe planlarını onaylayan örgüt elebaşı Fetullah Gülen tarafından, 16 Temmuz 2016 günü saat 03.00 olarak belirlenip, Pensilvanya'daki ikametinden örgüte Adil Öksüz aracılığıyla tebliğ edildiği anlaşılmıştır" tespiti yer aldı.
"FETÖ'nün 27 Mayıs Darbesinden o¨rnekler aldıgˆı anlas¸ılmaktadır"
İddianamede, soruşturma sırasında Yurtta Sulh Konseyi u¨yelerinin kimlerden olus¸tugˆuna yo¨nelik bir belge veya ifadeye rastlanmadığı, ancak bazı s¸u¨phelilerin ev ve is¸ yerlerinde yapılan aramalarda ele gec¸en 27 Mayıs Darbesine ilis¸kin belge ve kitapların incelenmesinde örgu¨tu¨n, bu darbenin organizasyonu ile ilgili bazı o¨rneksemeler yaptıgˆı, ideolojileri dıs¸ında her iki olay arasında s¸ekli bakımdan benzerlikler bulundugˆunun görüldüğü kaydedildi.
Darbe girişiminin planlama ve icra safhalarında 27 Mayıs Darbesinden örnekler alındığı açıklanan iddianamede, "TSK personeli FETÖ mensuplarının başında, kalkıs¸manın bas¸arıya ulas¸ması ic¸in gerekli olan, o¨nceden kesin olarak belirlenmis¸ orgeneral seviyesinde bir komutanın bulunmaması, darbenin planlaması, organizasyonu, sevk ve idaresinde genellikle kurmay yarbay, kurmay albay ve tugˆgeneral ru¨tbesindeki personelin go¨rev alması, her iki darbenin bas¸langıc¸ saatinin normal kos¸ullarda saat 03.00 olması, 27 Mayıs darbe bildirisindeki 'Yurtta Sulh' vurgusu, Yurtta Sulh Konseyinin u¨ye sayısının da Milli Birlik Komitesindeki gibi 38 olması gibi hususlar dikkate alındıgˆında, FETÖ'nün yine askeri hiyerars¸iye uyulmadan yapılan ancak bas¸arıya ulas¸an 27 Mayıs Darbesinin planlama ve icra safhalarından o¨rnekler aldıgˆı anlas¸ılmaktadır." ifadelerine yer verildi.
Her iki olay arasında ideolojik ac¸ıdan kesin olarak farklılıklar bulundugˆunun ise tartışma götürmez bir olgu olduğu tespitine yer verilen iddianamede, şunlar kaydedildi:
"15 Temmuz darbe giris¸imini gerc¸ekles¸tiren, asker elbisesi giymis¸ ve o¨rgu¨tsel bagˆı olan tero¨rist robotların amacı, her tu¨rlu¨ silahı da kullanmak suretiyle, Tu¨rkiye Cumhuriyeti devletinin tu¨m anayasal kurumlarını ele gec¸irmek ve bu su¨rec¸ tamamlandıktan sonra devleti, toplumu ve fertleri, FETO¨'nu¨n ideolojisi dogˆrultusunda yeniden dizayn ederek oligars¸ik (aristokratik) o¨zellikler tas¸ıyan bir zu¨mre eliyle ekonomik, toplumsal ve siyasal gu¨cu¨ yo¨netmek iken, 27 Mayıs darbesini yapan ve herhangi bir o¨rgu¨tsel bagˆı bulunmayan cuntacı askerlerin amacı ise kısmen rejim ic¸inde kalarak, uygulamalarından memnun olmadıkları demokratik yo¨ntemlerle ve milli iradeyle sec¸ilmis¸ mes¸ru hu¨ku¨meti devirmektir. Hal bo¨yle olunca, darbenin bas¸arılı olmasından sonra Milli Birlik Komitesinin isim isim olus¸turulmasında oldugˆu gibi 15 Temmuz darbe giris¸iminin bas¸arılı olması halinde Yurtta Sulh Konseyinin ic¸inin doldurulacagˆı yo¨nu¨nde bir kanaat olus¸mus¸sa da, 15 Temmuz 2016 aks¸amı darbe giris¸imi adı altında Cumhuriyet tarihinin en bu¨yu¨k tero¨r saldırısını gerc¸ekles¸tiren ve hu¨cre tipi yapılanmaya sahip FETÖ'nün, bo¨ylesine bu¨yu¨k c¸aplı bir eylemi planlayan, sevk ve idare eden mensuplarının, tam bir dayanıs¸ma ve birliktelik ic¸inde, Yurtta Sulh Konseyi adını verdikleri yapılanmanın birer u¨yesi olarak fiillerini is¸ledikleri ve örgu¨tu¨n yapısının ayrıntılı olarak incelenmesinden de anlas¸ılacagˆı u¨zere, her biri 'o¨gˆrenci' konumunda bulunan s¸u¨pheli askerlerin, örgu¨t tarafından verilen emirleri harfiyen yerine getirme yu¨ku¨mlu¨lu¨klerinin bulunması ve go¨rev yaptıkları birimlerin stratejik o¨nemi dikkate alınarak, tıpkı atama listelerinin hazırlanmasında oldugˆu gibi, Konsey u¨yelerinin de u¨st du¨zey sivil örgu¨t yo¨neticileri tarafından, darbe eylemlerini organize, sevk ve idare etmek ic¸in belirlendikleri kanaatine varılmıs¸tır."
İddianamede, Konseyde sivillerin de olabilecegˆi du¨s¸u¨nu¨lse de bu yapılanmanın tamamen askerlerden tes¸ekku¨l edildiğinin anlaşıldığı ve darbe giris¸iminin bas¸arılı olması halinde, Türkiye'yi yo¨netme as¸amasına gelinceye kadar Konseyin bas¸kanlıgˆını u¨stlenecek kis¸inin devlet bas¸kanı olarak go¨rev yapacagˆı konusunda kesin bir kanaat olus¸tuğu belirtilerek, "So¨zde sıkıyo¨netim direktifi ve darbe giris¸imine yo¨nelik digˆer bildirilerde, 27 Mayıs 1960 ve 12 Eylu¨l 1980 darbe bildirilerinde ac¸ıkc¸a vurgulanan, 'yeni hu¨ku¨met ve yasama organı kuruluncaya kadar, gec¸ici bir su¨re ic¸in yasama ve yu¨ru¨me yetkilerinin kullanılacagˆı' ac¸ıklamasının yapılmaması, örgu¨tu¨n Tu¨rkiye Cumhuriyeti devletinin bagˆımsızlıgˆını zayıflatmak ve birligˆini bozmak, cebir ve s¸iddet kullanarak Tu¨rkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın o¨ngo¨rdu¨gˆu¨ du¨zeni ve Tu¨rkiye Cumhuriyeti hu¨ku¨metini ortadan kaldırmak ve bu du¨zen yerine kendi ideolojisi ile donatılmıs¸ oligars¸ik (aristokratik) o¨zellikler tas¸ıyan bir zu¨mre eliyle devleti yo¨netmek amacıyla menfur darbe giris¸iminde bulunuldugˆunun en bu¨yu¨k kanıtı olmus¸tur." değerlendirmesinde bulunuldu.
Yurtta Sulh Konseyi'nin, 84 darbeci askeri "sıkıyönetim komutanı" olarak görevlendirdiği, 413 kişilik sıkıyo¨netim mahkemeleri go¨revlendirme listesi ile kritik askeri ve sivil makamlar ic¸in 450 kis¸ilik atama listesi hazırladığına işaret edilen iddianamede, atamaların o¨rgu¨tu¨n en u¨st du¨zeydeki sivil ve askeri mensuplarınca ortaklas¸a hazırlandıgˆı, yu¨zlerce o¨rgu¨t mensubunun mesleki ihtisas ve tecru¨beleri go¨z o¨nu¨ne alınarak go¨revlendirilmesinin o¨rgu¨tu¨n en u¨st du¨zey u¨yelerinin koordinesi olmadan mu¨mku¨n olmadıgˆı belirtildi.
Şüpheliler Cemil Turhan ve Mehmet Partigöç'ün atama listelerine ilişkin darbe mesajını hazırlayan ve müsaade eden bölümünde imzaları bulunduğu ifade edilen iddianamede, bu iki personelin, bu listelerin hazırlanmasında go¨rev aldıkları ve o¨rgu¨t ic¸erisindeki hiyerars¸ilerinin u¨st du¨zeyde olduklarının ortaya c¸ıktığı da aktarıldı.
Bazı personelin TSK ic¸erisindeki hiyerars¸i ile bagˆdas¸mayacak s¸ekilde yas¸ı, tecru¨besi ve mevcut ru¨tbesi ile son derece uyumsuz c¸ok u¨st du¨zey sivil ve askeri go¨revlere atandıgˆının tespit edildiği, bu durumun TSK'nın resmi hiyerars¸isi ile o¨rgu¨tu¨n hiyerars¸isinin farklı oldugˆunu ve so¨z konusu personelin, o¨rgu¨tu¨n sivil otoriteleri tarafından o¨zellikle sec¸ildigˆini ortaya koyduğu kaydedildi.
(Sürecek)