Haberler

Darbe Girişimine İlişkin "Genelkurmay Çatı" Davası

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Genelkurmay Başkanlığındaki eylemlerle ilgili, sözde "yurtta sulh konseyi" üyelerinin de aralarında yer aldığı 221 kişinin yargılandığı "çatı" davasına sanık savunmalarının alınmasıyla devam edildi.

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Genelkurmay Başkanlığındaki eylemlerle ilgili, sözde "yurtta sulh konseyi" üyelerinin de aralarında yer aldığı 221 kişinin yargılandığı "çatı" davasına sanık savunmalarının alınmasıyla devam edildi.

Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar, taraf avukatları ile izleyiciler katıldı.

Duruşmada, sanık eski Genelkurmay İstihbarat Başkanı Korgeneral Mustafa Özsoy savunma yaptı. Özsoy, 6-26 Temmuz'da izne ayrıldığını ve İzmir Foça'daki kampa gittiğini belirterek, tatil süresi 10 gün olduğu için dönüş biletini de 17 Temmuz'a aldığını söyledi.

Tatildeyken eşini arayan ve kendisini Tuğgeneral Ahmet Bican Kırker'in eşi olarak tanıtan kadının, kocasının kendisiyle görüşme talep ettiğini dile getiren Özsoy, bunun üzerine telefonu elinden aldığını anlattı. Özsoy, herhangi bir ast-üst ilişkisinde bulunmadıkları Bican Kırker'in "Komutanım Ankara'ya gelir misiniz?" dediğini, telefonun kapanması ve daha sonra askeri hattan araması üzerine "Ben, pazar akşamı dönüyorum. Tatildeyim." karşılığını verdiğini bildirdi.

Kırker'in de "Bugün gelmeniz gerekir." dediğini, görüşmenin kısa sürdüğünü ifade eden Özsoy, kuşkulandığını ama önemli bir durum olsa karargahtan aranacağını düşündüğünü öne sürdü. Özsoy, aynı saatlerde, şahsi telefonundan bilinmeyen bir numaranın aradığına dikkati çekerek, nerede olduğunu sorduğunu ve kendisini "İshak" diye tanıttığını kaydetti. Bu kişinin emekli Tümgeneral İshak Ceylan olduğunu değerlendirdiğini söyleyen Özsoy, onun da "Ankara'ya gelir misin?" diye sorması üzerine Foça'da tatilde olduğunu dile getirdiğini belirtti.

Özsoy, bu görüşmenin de kısa sürdüğünü ancak kuşkularının artması ve kendisiyle ilgili özel bir durum olacağı düşüncesiyle İstihbarat Başkanvekilini ve diğer rütbeli personeli aramaya karar verdiğini ancak ulaşamadığını iddia etti.

Askeri hattan İstihbarat Dairesini bağlattırdığını, en kıdemli olarak Albay Hüseyin Yıldırım ile görüşebildiğini dile getiren Özsoy, onun da kendisiyle ilgili bir durum olmadığını söylediğini aktardı.

Özsoy, Genelkurmay Adli Müşavirine ulaşmaya çalıştığını ancak ona da ulaşamadığını, o sırada en kıdemli Hakim Albay Oğuz Akkuş ile görüştüğünü kaydederek, aynı şekilde hakkında özel, olumlu ya da olumsuz bir durum olmadığını söylediğini savundu.

Bilahare Genelkurmay İstihbarat Başkanvekili Tuğgeneral Atilla Gökesaoğlu'na ulaştığını ve olumsuz bir durum olmadığını öğrendiğini öne süren Özsoy, Gökesaoğlu'nun da komuta katında bulunduğunu aktardığını bildirdi.

Darbe girişimini Esenboğa'da öğrenmiş

"Darbeci ve FETÖ'cü olsaydım önceden görev yerimi alırdım." diyen Özsoy, olay günü öncesi Ankara'da bulunmadığını, emir ve komuta etmediğini ileri sürdü.

Uçak biletini öne çektirdiğini ve 15 Temmuz 23.30'da Esenboğa Havalimanı'na indiğini belirten Özsoy, Merkez Komutanlığından görevli personelin kendini karşıladığını söyledi. Darbe girişimini de burada görevli albayın söylediğini, "Komutanım darbe oldu." demesi üzerine "Manyak mısın, ne söylüyorsun?" karşılığını verdiğini iddia etti.

Sanık Özsoy, karargaha gitmek istediğini ancak havalimanının giriş çıkışlarının kapatıldığının belirtilmesi üzerine, irtibat subayının ofisinde beklemeye başladığını ifade etti. Israrı üzerine 04.00 gibi Esenboğa'dan çıkıp Ankara'ya geldiklerini ancak çatışmaların sürmesi üzerine Genelkurmay Başkanlığına geçemediklerini anlatan Özsoy, bunun üzerine Merkez Komutanlığı'na gittiklerini söyledi.

Özsoy, "Merkez komutanı beni karşılayacak diye bekliyordum ama gelmedi. Göreve gitmek için çıkmış. Albay bana sözde darbe listesiyle sözde görev listesini verdi. Okudum şoke oldum. İlk defa hain listeyi orada gördüm. İki albay vardı. 'Böyle bir saçmalık olamaz, bunu kabul etmiyorum' dedim. Kabul etmedim." diye konuştu.

Merkez komutanlığında beklediği sırada saat 6 gibi bir albayın gelip "Komutanım, görev listesinde yazılı generalleri gözaltına alacağım." dediğini aktaran Özsoy, kendisinin de "Manyak mısınız? Faaliyetlerimi görmüyor musunuz?" dediğini bildirdi.

Özsoy, gelmezse zorla gözaltına alınacağının belirtilmesi üzerine savcıya hemen ifade verip dönme girişiminde bulunduğunu ifade ederek, "Savcıya gittik, gidiş o gidiş." dedi. Özsoy, polislerce gözaltına alınıp daha sonra emniyete götürüldüğünü bildirdi. Yaşananları cezaevine girince öğrendiğini iddia eden Özsoy, "Beni devletimden, Türk Silahlı Kuvvetlerine sadakatimden kimse koparamaz, hele FETÖ hiç." dedi.

Rütbelileri aramış

Havalimanı ve merkez komutanlığında beklerken kuvvet komutanları, ordu komutanları dahil pek çok general ve rütbeliyi alınabilecek tedbirleri görüşmek maksadıyla aradığını ancak çoğuna ulaşamadığını savunan Özsoy, ulaştıklarının da "İrtibatta kalalım." dediğini söyledi.

Özsoy, hatta uçaktan indikten sonra telefonunun çaldığını ve Genelkurmay Özel Kalem Müdürlüğünün aradığını, Genelkurmay Başkanının aradığını düşünüp telefonu hemen açtığını vurgulayak, arayanın Albay Ramazan Gözel olduğunu ve "Mehmet Partigöç ile temasa geçer misiniz?" dediğini öne sürdü. Özsoy, durumu anlamaya çalışıp idrak ettiğini ve Partigöç'ü aramadığını ileri sürdü.

Ayrıca Washington askeri ataşesi Yavuz Çelik'in arayıp Sinan Sürer'den mesaj geldiğini, Türkiye'de darbe olduğuna yönelik ABD hükümetine bilgi vermesini istediğini söylediğine dikkati çeken Özsoy, ikinci amiri olarak "Kesinlikle iletmeyeceksin. Bu yasa dışı bir durum. ABD'deki Türk Büyükelçiliğine iletip iletmemek senin takdirindir." dediğini savundu.

Özsoy, Genelkurmay Başkanlığı Harekat Merkezi'ni aradığında önce Osman Kardal'ın çıktığını, "Ne oluyor? Bilgi ver. Gelmek istiyorum." dediğini, onun da "Gelmeyin. Çatışmalar var. Ne olduğunu bilmiyorum." diye cevapladığını kaydetti. Özsoy, harekat merkezini bir kez daha aradığında cevap veren başka bir albayın da çatışmalar yaşandığını, ne olduğunu bilmediğini söylediğini aktardı.

Havalimanındayken eski Genelkurmay Başkanı Necdet Özel'in de arayıp "Mustafa ne oluyor?" diye sorduğunu, bilmediği yanıtını verdiğini belirten Özsoy, Özel'in "Partigöç liderliğinde bir grup darbe yapıyormuş." dediğini bildirdi.

Özsoy, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Bülent Bostanoğlu'nu da aradığını, onun da cevap vermediğini ancak emir subayının çıktığını ifade ederek, emir subayının da "Komutan meşgul." diyerek kapattığını belirtti. İddianamede yer alan Bostanoğlu'nun yerini öğrenip darbecilere söyleyeceğine yönelik suçlamanın da doğru olmadığını savunan Özsoy, devlet sırrı niteliğinde bildiklerinin olduğunu, gizli bir oturumda konuşabileceğini anlattı.

Özsoy, "Devletime, ülkeme, herhangi bir silah arkadaşıma hainlik aklımın ucundan geçmedi." ifadesini kullandı.

Çapraz sorgusunda niye tatilden döndüğü sorulan Öszoy, "Allah şahittir, ben kuşkum üzerine döndüm." diye cevap verdi. Özsoy, bir tuzağa düşmesine sebep olan kişilerin İshak Ceylan ve Ahmet Bican Kırker olduğunu öne sürdü.

Duruşmaya, öğleden sonra devam edilecek.

Kaynak: AA / Güncel
Putin'in nükleer hamlesi NATO'yu harekete geçirdi! Salı günü olağanüstü toplanıyor

Putin'in tedirgin eden hamlesi, NATO'yu harekete geçirdi

Yenidoğan Çetesi davasında 5. gün! Bebek katili örgütün liderinden ilk itiraf geldi

Bebek katili örgütün liderinden ilk itiraf geldi

Erdoğan'ın sözleri sonrası 2025 yılı asgari ücret artışında %45 oranı konuşulmaya başlandı

Erdoğan'ın sözleri sonrası asgari ücret tahminleri yükseldi

Macaristan Başbakanı Orban, hakkında tutuklama emri verilen Netanyahu'ya sahip çıktı

Onlarca ülke tutuklamak için sıraya girerken bir liderden destek mesajı geldi

title