Darbe Girişiminde Kasırga'nın Alıkonulmasıyla İlgili Dava
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Fahri Kasırga'nın alıkonulmasına ilişkin davanın tutuklu sanıklarından eski Uzman Çavuş Ömer Eraslan, "Saat 22.45 sıralarında otomobil ve ambulans geldi.
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Fahri Kasırga'nın alıkonulmasına ilişkin davanın tutuklu sanıklarından eski Uzman Çavuş Ömer Eraslan, "Saat 22.45 sıralarında otomobil ve ambulans geldi. Ambulanstan inen, silahlı 10 kadar subay Fahri Kasırga Bey'e yöneldiler, kollarına girdiler. O sırada iki polisin demire dayanarak, etkisiz hale getirildiğini gördük." dedi.
Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesinin, Sincan Cezaevi kampüsü içindeki mahkeme salonunda gördüğü davada, sanık savunmalarının alınmasına devam ediliyor.
Tutuklu sanıklardan Servet Taşçı, suç tarihinde Kara Kuvvetleri Komutanlığında yüzbaşı rütbesinde bilgi sistemleri subayı olarak görev yaptığını belirtti.
Taşçı, hiçbir terör örgütüyle irtibatı olmadığını, 15 Temmuz'da, sanıklardan eski Albay Ertuğrul Yavuz'un kendisini çağırarak, "koruma tatbikatı" olacağını söylediğini ve kendisinin de hazır bulunmasını emrettiğini anlattı.
Olay akşamı Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı'nda revir bölgesine gittiklerini, burada çay içtiklerini, daha sonra arabaların geldiğini kaydeden Taşçı, ardından buradan gittikleri bir başka yerde, sivil bir şahsın ambulansa bindirildiğini gördüğünü aktardı.
Darbe girişiminden haberdar olmadığını ifade eden Taşçı, "Bu yapılanma içinde olsam, görevim gereği, birkaç dakika içinde komutanlar dahil, bütün herkese mesaj atabilirdim." dedi.
Taşçı, "Olayda kandırıldığını düşündüğünü" bildirdi.
Mahkeme Başkanı Zikrullah Özbağ, Taşçı'ya, eşinin cezaevine getirdiği takım elbisenin iç cebinde 10 adet 1 dolar çıkmasının ardından, önceki avukatının savunmadan çekildiğini anımsattı.
Taşçı, "Cezaevindeki eşe takım elbise gönderip, içine "1 dolar" koyması için insanın aptal olması lazım." dedi.
Taşçı, bu sözlerinin ardından kısa süre fenalık geçirdi. Mahkeme Başkanı Özbağ'ın talimatıyla su verilen Taşçı, bir süre sonra yine söz alarak, "Takım elbiseden çıkan 10 dolar tamamen komplodur. Parmak izi araştırılsın. Benim evdeki bilgisayar ve harddisklerime de el konuldu. Eğer kendimden emin olmasaydım, onlara da bir kez, yedi kez, 35 kez format atardım." diye konuştu.
Yüksel Karatay'ın savunması
Olay gecesi Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Fahri Kasırga'nın götürüldüğü ambulansla, Akıncı Üssü'ne gittiği belirtilen sanıklardan eski Üsteğmen Yüksel Karatay ise Kara Kuvvetleri Komutanlığı Personel Plan Yönetim Mesleki Gelişim Şube'de uzman personel yetiştirme subayı olarak görev yaptığını belirtti.
Darbe girişimi günü Kara Harp Okulu'nda mülakatta olduğunu vurgulayan Karatay, mülakat bitiminde birliğine döndüğünü kaydetti.
Burada sanıklardan eski Yüzbaşı Mustafa Deyan'ın, "Akşam tatbikat var. Katılman gerekiyor. Yazılı emir de gelecek." dediğini bildiren Karatay, "Akşam lojmanda beklerken, Burhan Binbaşı geldi, kamuflajlarımızı giymemizi söyledi. Daha sonra üç araç halinde Dikmen'e giderek, Ertuğrul Albay'ı aldık. Ardından Çankaya Köşkü'nün oraya geldik. Girişte 'Koruma tatbikatı' denildi. Revire gittik ve gazino tarzı bir yerde bekledik." dedi.
Helallik istenmiş
Sonra revirin önüne bir ambulans ve bir otomobil geldiğini, içeridekilerin bunlara bindiğini, kendisinin ambulansın arkasına oturduğunu anlatan Karatay, ev görünümlü bir yere gidip, araçlardan indiklerini, ardından emir üzerine tekrar revire gördüklerini ifade etti.
Karatay, şunları kaydetti:
"Revirde biraz daha bekledikten sonra Ertuğrul Albay, 'Yine gidiyoruz' dedi. Nizamiye benzeri bir yere geldik. Ambulanstan indik. Sivil bir şahsın ambulansa bindirildiğini gördüm. Ben de ambulansın arkasına bindim. Sivil şahısla diyalog olmadı. Akıncı Üssü'ne girdikten sonra Burhan Binbaşı, sivil şahsı bir odaya götürdü. Plastik kelepçeyi çıkardı. 'Fahri Bey, hakkınızı helal edin' dediğini duydum. Dönüşte vatandaşlar nedeniyle ambulans, Muhafız Alayı'na giremedi. Kara Kuvvetleri nizamiyesine gittik. Sabaha kadar orada bekledikten sonra buradan ayrıldık. İstemeden de olsa Sayın Fahri Kasırga'nın ambulansla götürülmesi olayına iştirak ettim. FETÖ ile bağlantım yok."
Selçuk Uçar'ın savunması
Sanıklardan, suç tarihine kadar Kara Kuvvetleri Komutanlığı Personel Plan Yönetim Daire Başkanlığı bünyesinde bulunan Rehberlik Danışma Merkezlerinin Plan ve Koordinasyon görevini yürüten Selçuk Uçar da darbe girişimi günü öğle saatlerinde bir komisyonda bulunduğunu, bu sırada sanıklardan eski Yüzbaşı Mustafa Deyan'ın kendisini arayarak, birliğe dönünce görüşmek istediğini kaydetti.
Görüştükleri zaman Deyan'ın, "Genelkurmay Başkanlığının tatbikat emri olduğunu ve yazılı emrin daha sonra geleceğini söylediğini" ifade eden Uçar, akşam askeri lojmanlarda beklerken arabalarla diğer sanıkların geldiklerini, buradan önce Dikmen'e, ardından Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı'na gittiğini anlattı.
Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Fahri Kasırga'nın alıkonulduğu yerden yaklaşık 50 metre ötede bulunduğunu bildiren Uçar, "Kalabalık arasında hararetli bir konuşma vardı ama içeriğini tam anlamadım. Bir süre sonra sivil birinin ambulansa bindirildiğini gördüm." dedi.
Uçar, gece 02.30 sıralarında eski Albay Ertuğrul Yavuz ve Alay Komutanı Muhsin Kutsi Barış'ın, "Görev bitti. Gidebilirsiniz" dediğini kaydetti.
Uçar, "Dönerken aracın radyosundan darbe yapıldığını, bombalar atıldığını, şehitler olduğunu öğrendim. Bana, Genelkurmay Başkanlığının emri olduğu, yazılı emrin geleceği söylenmişti. Kanunsuz bir emir olduğunu düşünmemiştim. Bu emirleri yerine getirirken suç teşkil edecek bir eylem içinde olmadım, silah kullanmadım. Darbe faaliyetiyle ilgili bilgim yoktu. FETÖ ile ilgim, iltisakım yok, bunların okullarına gitmedim." diye konuştu.
"10 kadar silahlı subay"
Sanıklardan Uzman Çavuş Ömer Eraslan da olay sırasında 25 No'lu nizamiyede görev yaptığını, kendisine tatbikat olduğunun söylendiğini, bunun üzerine silahlarını aldıklarını, kıyafetlerini değiştirdiklerini vurguladı.
Bir koruma polisinin, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Fahri Kasırga'nın eşini almaya geldiğini, sanıklardan nizamiye nöbetçi subayı, eski Üsteğmen Mennan Yeşilbaş'ın, "Giriş çıkış yasak" diyerek, polisle tartıştığını bildiren Eraslan, şunları söyledi:
"Daha sonra Fahri Kasırga geldi, 'Ne oldu?' dedi. Mennan üsteğmen, 'Alay komutanının emri var, giriş çıkış yasak. Sizin de çıkışınıza izin veremiyorum' dedi. Fahri Kasırga, 'Sana bu emri kim verdi?' diye sordu. Mennan Üsteğmen telefon açtı. Sonra, alay komutanının bizzat gelerek, durumu açıklayacağını söyledi. Biz, polisler, herkes bekliyordu. Saat 22.45 sıralarında otomobil ve ambulans geldi. Ambulanstan inen, silahlı 10 kadar subay Fahri Kasırga Bey'e yöneldiler, kollarına girdiler. O sırada 2 polisin demire dayanarak, etkisiz hale getirildiğini gördük. Fahri Kasırga'nın ne tarafa kaçırıldığını görmedik. Sabah 04.30 sıralarında Genel Sekreter tekrar geldi. "
Eraslan, Fahri Kasırga'nın kaçırılacağından haberi olmadığını vurgulayarak, emir komuta içinde hareket ettiğini savundu.
Duruşmada sanık savunmalarının alınmasına devam ediliyor.