Danıştay, Sel Felaketi Mağdurlarının Tazminat Davasına Yeşil Işık Yaktı

Batman'da 2006 yılının Kasım ayında meydana gelen ve 11 kişinin öldüğü sel felaketiyle ilgili ailelerin Belediye ve DSİ aleyhine Diyarbakır 1'inci İdare Mahkemesi'nde açtığı, ancak reddedilen davaya, Danıştay yeşil ışık yaktı. Danıştay 8'inci Dairesi, hizmetin gittiği yerlerden yerel yönetimlerin sorumlu olduğunu belirterek, Diyarbakır 1'inci İdare Mahkemesi'nin davayı ret kararını kaldırdı.

Batman'da 2006 yılında meydana gelen sel felaketinde kenti ikiye ayıran İluh Deresi'nin taşması sonucu 9 mahalle sel sularından etkilenirken, 11 kişi yaşamını yitirmişti. Sel felaketinde evlerinin yıkılması ve yakınlarının ölmesinden Belediye ve DSİ Batman İl Müdürlüğü'nü sorumlu tutan Seve, Mehmet, Musa, Zübeyir, Salih, Ömer ve İbrahim Acar ile Hasine Bayrak ve Yüksel Turan, Diyarbakır 1. İdare Mahkemesi'nde maddi ve manevi tazminat davası açtı. İdaresi Mahkemesi 29 Temmuz 2010 tarihinde verdiği kararda evlerin tapu kaydı, yapı ruhsatı ve kullanma izin belgesenin olmaması nedeniyle zararın tazmininde İdare'nin sorumlu tutulamayacağını belirterek davayı reddetti.

Bunun üzerine aileler avukatları Orhan Çelik aracılığıyla kararın temyizi için Danıştay'a başvurdu. Sel felaketinde yakınlarını kaybeden aileleri haklı bulan Danıştay 8. Dairesi, Diyarbakır 1. İdare Mahkemesi'nin davayı ret kararını kaldırdı.

HİZMETİN GİTTİĞİ YERDEN YEREL YÖNETİM SORUMLU

Danıştay kararında şöyle denildi:

"Sel felaketi sonrasında, selin etkilediği bölgede Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Afet İşleri Genel Müdürlüğü'nde yapılan etüd inceleme sonucunda; düzenlenen raporun sonucunda oluşmasında ana etkenin Belediye'nin dere yatağını imara açmasından kaynaklı çarpık yapılaşma olduğu belirtilmiştir. Olayda davacılara ait evin Belediye'nin imara açtığı dere yatağındaki Karşıyaka mahallesinde yer alması karşısında evin bahçe duvarının yıkılması sonucunda davacıların yakınlarının ölümünde dere yatağını yerleşime açıp selin oluşumuna zemin hazırlayan davalı idarenin hizmet kusuru bulunduğu cihetine zararın mücbir sebepten kaynaklandığından söz edilemeyecektir. Dere yatağında bulunan taşınmazın yapı ve iskan ruhsatının bulunmaması da davalı idarenin hukuka aykırı eylem ile oluşan zarar arasındaki illiyet bağını ortadan kaldırmaz. İmarla ilgili hizmetleri yapmanın ve yaptırmanın Belediye'nin görev ve sorumlulukları arasında olduğu, ruhsata aykırı veya ruhsatsız yapılan yapıları Belediye encümeni veya İl İdare Kurulu kararını müteakip, Belediye veya Valilikçe yıktırılacağı, ayrıca kullanıma izin verilmeyen ve alınmayan yapıların, izin alınıncaya kadar elektrik, su ve kanalizasyon hizmetlerinden ve tesislerinden faydalanmayacakları açıktır. Çarpık yapılaşmadan kaynaklanan sel nedeniyle meydana gelen zararın kusurları davalı idarelerce karşılanması gerektiğinden, derenin ıslahından sorumlu Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü'nün de kusurunun bulunup bulunmadığı ortaya konularak bir karar verilmesi gerekirken, yukarda anılan gerekçelerle davanın reddine ilişkin idare mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle Diyarbakır 1. İdare Mahkemesi kararının bozulmasına yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir."

Ailelerin avukatı Orhan Çelik, Danıştay'ın yerinde bir karar verdiğini belirterek, "Bu önemli kararla artık yerel yönetimler hizmetin götürüldüğü yerlerden de sorumludurlar. Belediyeler doğal ve afetlerde 'Kusurumuz yoktur' diyemez" dedi. Avukat Çelik, 1. İdare Mahkemesi'nin, önümüzdeki günlerde tazminat davasını göreceğini, büyük ihtimalle de ailelere verilecek tazminat oranını belirleyeceğini söyledi.

11 kişinin ölümüyle sonuçlanan Batman'daki sel baskınında taşan İluh Deresi kenarındaki 9 mahallede yüzlerce ev yıkılmıştı. Cadde-sokaklardan aylarca süren çalışma sonucu tonlarca çamur toplattırılmıştı.

(FOTOGRAFLI) - Batman