Danıştay saldırısının faili Alpaslan Arslan'ın babası konuştu
17 Mayıs 2006 yılında gerçekleşen Danıştay saldırısının faili olan ve ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan Alparslan Arslan'ın babası İdris Arslan, "Bu işin kara kutusu Osman Yıldırım'dır.
17 Mayıs 2006 yılında gerçekleşen Danıştay saldırısının faili olan ve ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan Alparslan Arslan'ın babası İdris Arslan, "Bu işin kara kutusu Osman Yıldırım'dır. Osman Yıldırım konuşursa arkasında ne olduğu ortaya çıkar" dedi.
Yargıtayın bozma kararının ardından İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesinde yeniden görülen Ergenekon davası, 10'uncu duruşmanın ardından karara bağlandı. Yargılanan tüm sanıkların örgüt üyeliği suçlamasından beraat ettiği davada mahkeme, Danıştay saldırısının faili sanık Alparslan Arslan'ı nitelikli öldürme ve birden fazla kişiyi nitelikli öldürmeye teşebbüs eylemleri sabit olduğundan 'anayasayı ihlal' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapse çarptırdı. Arslan, 'tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurma' suçundan ise 5 yıl 3 ay hapis ve 12 bin TL adli para cezasına ve 'Cumhuriyet Gazetesi'ne bomba atmak suretiyle mala zarar verme' suçundan 2 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme, Arslan'ın cezasında indirime gitmezken, İsmail Sağır, Osman Yıldırım ve Erhan Timuroğlu ise müebbet hapse çarptırıldı.
Danıştay saldırısının faili Alpaslan Arslan'a ağırlaştırılmış müebbet cezası verilmesinin ardından konuşan babası İdris Arslan, oğluna kimyasal madde verildiğini iddia ederek, "17 Mayıs 2006 tarihinde meydana gelen Danıştay saldırısı ve akabinde açılan Ergenekon davası 1 Temmuz 2019'da sonuçlanmış bulunmaktadır. Daha önce de Danıştay saldırısı ile ilgili karar Ankara 23. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilmişti, dosya şuan Yargıtayda. İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi ise Ergenekon davasına bakıyordu. Ergenekon üyelerinin tamamı beraat etti, oğlum Alparslan ile diğer sanıklar Osman Yıldırım, Erhan Timuroğlu ve İsmail Sağır cezalandırıldılar. Oğlum ağırlaştırılmış müebbet ile cezalandırıldı. 13 yılı aşkın bir zamandır olayı her zaman takip ettim, duruşmaların yüzde 80'ine, 90'ına katıldım. Dosya birçok kez el değiştirdi, mahkeme heyetleri değişti. Dosya çok kapsamlı olduğu için mahkeme heyetlerinin dosyaya hakim olmalarını ben bekleyemem, bekleyemezdim de zaten. Oğluma kimyasal madde verilmiş olduğunu iddia ettim, çünkü ben oğlumu hiçbir zaman cezaevinde yalnız bırakmadım. Elde ettiğimiz bilgiler ışığında Alparslan'ın durumunu da gözetleyerek bu durumun bir kumpas olduğunu hep söyledim. Bu kumpasın çözüldüğüne ben inanmıyorum" dedi.
"Ben Osman Yıldırım ile defalarca görüştüm"
Diğer faillerden Osman Yıldırım ile defalarca görüştüğünü aktaran baba Arslan, "Ben Osman Yıldırım ile defalarca görüştüm, sosyal medya üzerinden yurt dışına kaçtığı zamanda. Yurt dışına gitti ve Türkiye'ye döndü. Döndükten sonra kendisiyle yüz yüze görüştük. Bana aynen söylediği şey şu; 'Devlet bana garanti versin ben konuşayım, konuştuğum gün senin oğlun tahliye olur' diye söylemişti ki benim telefonumda onun birçok mesajı var. Onun mesajlarda vurguladığı 'Alparslan masum, onlar içinde en suçsuz olanıdır' diye bana mesaj attığı çok olmuştur. Zaten biliyorsunuz kamera kayıtlarının silinmesi ve diğer bütün somut delillerin yok edilmesi bu işin bir kumpas olduğunu açıkça ortaya koymaktadır" diye konuştu.
"Bu işin kara kutusu Osman Yıldırım'dır"
Verilen kararın hukuki değil siyasi olduğunu savunan Arslan, "Çünkü oğlum bana defalarca bu işle bir alakam yok diye açıkladı. Bunu mahkemeye de yazdı defalarca ama buna rağmen yeterince araştırılmadı. Osman Yıldırım son ifadesinde önemli şeyler söyledi ama duruşma salonuna getirilme gereği bile duyulmadı. Bu kadar önemli bir olay neden bu kadar yüzeysel geçiştirilsin. Dosya çok kapsamlı olduğu için hakimler dosyaya hakim değiller. Şunu söyleyeyim, yargı reformları yapılıyor, hakim ve savcılar adaylık döneminde fazla değil 3 gün cezaevine alınsın hem de hücreye konulsun ki empati kursunlar. Böyle bir teklifim var. Oğlum suçsuz, oğlumun fail olduğunu hiç kimse bana kabul ettiremez. Ben türkü çığırarak değil yüreği yanan bir baba olarak baktım, gördüm ve inceledim. Bu olayın böyle olmadığını düşünüyorum. Bu işin kumpas olduğunu söylüyorum fakat kimlerin kurduğunu bilmem. Elimde bu konuyla ilgili bir belge yok. Belge olmadığı için birilerini suçlamam da doğru olmaz. Bu işin arkasında FETÖ mü veya başka güçler mi var bilemem. Onu ancak devlet ortaya çıkarabilir. Bu işin kara kutusu Osman Yıldırım'dır. Osman Yıldırım konuşursa arkasında ne olduğu ortaya çıkar" dedi. - BİNGÖL