Danıştay Başkanı Yiğit, Danıştayın 157. Kuruluş Yıl Dönümü Töreni'nde konuştu Açıklaması
Danıştay Başkanı Zeki Yiğit, "Yargıya güvenin artırılması için alınabilecek önlemlerin ilk adımı, yargının bağımsızlığını ve tarafsızlığını güçlendirmek olmalıdır.
Danıştay Başkanı Zeki Yiğit, "Yargıya güvenin artırılması için alınabilecek önlemlerin ilk adımı, yargının bağımsızlığını ve tarafsızlığını güçlendirmek olmalıdır." dedi.
Yiğit, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile çok sayıda davetlinin katıldığı Danıştayın 157. Kuruluş Yıl Dönümü Töreni'ndeki konuşmasında, Danıştayın 10 Mayıs 1868'de "Şura-yı Devlet" adıyla kurulduğunu anımsattı.
Danıştayın Türkiye'nin köklü devlet kurumlarından biri olduğunu vurgulayan Yiğit, Danıştayın ve diğer yargı kurumlarının varlık gayesinin adaletin tesisine hizmet etmek olduğunu dile getirdi.
Türkiye Cumhuriyeti'nin "hukuk devleti" olduğunu dile getiren Yiğit, "Adalet, toplumun vicdanıdır. Devletleri güçlü kılan ve toplumları yaşatan adalettir. Devletler ancak adaletle ebedileşir, zulüm ve adaletsizlikle de yok olur. Devletin temeli, toplumun huzuru ve barışın teminatı olan adalet; her yerde, her koşulda uygulanması, yaşanması, korunması, yönetilenler ve yöneticiler dahil her ferdin, her topluluğun içselleştirerek sahip olması gereken evrensel bir değerdir." diye konuştu.
İnsanların, haksızlığa uğradığında adalet ilkesinin tavizsiz uygulanmasını talep ettiğini belirten Yiğit, kişinin kendi eylemi nedeniyle suç isnadıyla karşılaşması halinde muafiyet veya dokunulmazlık beklentisi içine girebildiğini dile getirdi.
Zeki Yiğit, "Herkesi kavrayan ve kuşatan adaletin tecellisi adına yapılan inceleme, soruşturma, dava ve yargılamalar, bazen ideolojik veya siyasal alana çekilmek suretiyle hukuki mecrasından çıkarılmak istenmekte, böylece toplumun adalete ve yargı sistemine olan güveni sarsılmaktadır. Yargı olarak, bu beklentilere hiçbir zaman taviz verilmemelidir." dedi.
"Bu zulmü işleyenler ilahi adalet karşısında hesap verecek"
Danıştay Başkanı Yiğit, adaletin küresel huzurun ve barışın tesisi ve devamı bakımından da elzem olduğunu belirterek, "Devletler ve milletler, adaletin gereği olarak diğer toplumların haklarını gözettikleri takdirde küresel çapta barış tesis edilebilecek ve huzur sağlanabilecektir." ifadelerini kullandı.
Küresel düzene yönelik eleştirilerde bulunan Yiğit, "Farklı coğrafyalarda, bazı milletler zulme uğramaya devam etmektedir. İnsan hakları ihlalleri işkence boyutuna varmakta, savaşlarda savaş suçları işlenmekte ve soykırıma varan vahşi saldırılarla aslında insanlık öldürülmektedir." diye konuştu.
Gazze'de yıllardır devam eden zulüm ve saldırılarda masumların katledildiğini anımsatan Yiğit, hayatta kalanlara da "tarihte benzeri görülmeyen tarzda" tecrit ve abluka uygulandığını dile getirdi.
Mevcut uluslararası sistem nedeniyle insanlığın sınıfta kaldığını dile getiren Yiğit, "Mevcut küresel adalet sistemi içinde hesabı sorulsa da sorulmasa da, bu zulmü işleyenler ilahi adalet karşısında er ya da geç bu hesabı vermekten kaçamayacak." ifadelerini kullandı.
"Yargı süreçlerinde şeffaflık artırılmalı ve yargıya erişim kolaylaştırılmalı"
Danıştay Başkanı Yiğit, yargıya duyulan toplumsal güven ve yargıyla ilgili toplumsal algıyı ölçmek amacıyla yapılan çeşitli bilimsel araştırmalara göre, "Türkiye'de yargıya duyulan toplumsal güvenin düşüş eğilimi gösterdiğini" aktardı.
Söz konusu durumun başlıca sebeplerinin "davaların çok uzun sürmesi, verilen kararların uygulanmasındaki güçlükler, kararların basın ve kamuoyu nezdinde tartışmaya açılması" olduğunu belirten Yiğit, sosyal medyada da "bazı davalarda çifte standart uygulandığı yönünde algı" oluşturulduğunu kaydetti.
Yiğit, yargı kararlarına yönelik kabul edilebilir eleştirilerin ötesine geçen, kararları veren yargıçlara ve soruşturma makamlarına yönelik kişiselleştirilmiş ithamların hukuk devleti inancını ve yargıya güveni zayıflattığını dile getirdi.
Yargıya duyulan güvenin azalmasının, bireylerin hukuki yollara ve güvencelere olan inancını zayıflatacağını vurgulayan Yiğit, şunları söyledi:
"Yargıya güvenin artırılması için alınabilecek önlemlerin ilk adımı, yargının bağımsızlığını ve tarafsızlığını güçlendirmek olmalıdır. Bu kapsamda yargı süreçlerinde şeffaflık artırılmalı ve yargıya erişim kolaylaştırılmalıdır. Yargı kararlarının gerekçeli, istikrarlı, tutarlı ve öngörülebilir olması, yargılamaların makul sürede tamamlanması da yargıya olan inancı pekiştirecektir."
Danıştayın hedefi süreleri daha aşağıya indirmek
Danıştay Başkanı Yiğit, istinaf mahkemelerinin 2016'da faaliyete geçmesiyle ilk 4 yılda Danıştayın iş yükünün azalmaya başladığını ancak 2021'den itibaren iş yükünün artış eğilimine girdiğini kaydetti.
Danıştaya 2021'de gelen 88 bin 64 dosya sayısının 2022'de 90 bin 58'e, 2023'te 91 bin 555'e çıktığını bildiren Yiğit, 2024'te ise bu sayının 89 bin 872 olarak kayıtlara geçtiğini dile getirdi.
Dosyaların karara bağlanmasındaki ortalama sürenin 2020'de 668 gün olduğunu belirten Yiğit, "2024 sonu itibarıyla ise dosyaların ortalama görülme süresi 413 güne indi. Hedefimiz ve gayretimiz bu süreyi daha da aşağılara çekmektir." dedi.