Cumhuriyetçi Partinin anket uzmanı Buchanan, ABD'deki seçim sonuçlarını AA'ya değerlendirdi Açıklaması
ABD'de Cumhuriyetçi Partinin 360'ı aşkın kampanyası için saha çalışması yapan Washington merkezli Cygnal araştırma şirketinin kurucusu Brent Buchanan, Demokrat Partinin, sıradan Amerikalıların temel ihtiyaçları yerine cinsiyet ideolojisi, küresel ısınma ve kürtaj gibi konularla uğraşarak büyük...
ABD'de Cumhuriyetçi Partinin 360'ı aşkın kampanyası için saha çalışması yapan Washington merkezli Cygnal araştırma şirketinin kurucusu Brent Buchanan, Demokrat Partinin, sıradan Amerikalıların temel ihtiyaçları yerine cinsiyet ideolojisi, küresel ısınma ve kürtaj gibi konularla uğraşarak büyük oy kaybettiği değerlendirmesinde bulundu.
Cumhuriyetçi Partinin anket uzmanı Buchanan, 2024 ABD Başkanlık Seçimi sonuçlarını AA muhabirine değerlendirerek, Cumhuriyetçi Partinin başkan adayı Donald Trump'ın bir önceki seçimlere göre oylarını yüzde 2 artırdığını, Demokrat Partinin adayı Kamala Harris'in ise Joe Biden'a göre salıncak eyaletlerde yüzde 4, Cumhuriyetçi eyaletlerde yüzde 10 ve demokrat eyaletlerde de yüzde 15 kadar oy kaybettiğini belirtti.
Amerika'yı merkez sağ eğilimli bir ülke olarak tanımlayan Buchanan, geçim sıkıntısı sorununa ve muhafazakar değerlere sahip çıkmasının Donald Trump'a oy kazandırdığını, Demokrat Partiye de on milyona yakın seçmene mal olduğunu kaydetti.
" Demokrat Parti, elit ve entelektüellerin partisi olduğu için bizim lüks olarak tabir ettiğimiz konulara yoğunlaşıyor. (Demokrat elitler) Temel ihtiyaçları karşılanmış, para ve barınma sorunları olmadığı için kürtaj, iklim değişikliği ve cinsiyet ideolojisi gibi konular üzerine düşünmeye başlıyorlar. Geçim sıkıntısı yaşayan sıradan insanlarsa bu konuları pek önemsemiyor. Önemsemeleri halinde de büyük olasılıkla onlarla aynı fikirde olmayacaklar." diyen Buchanan, Demokratların en büyük hesaplaşmayı, sıradan insanların gündemine dönüp dönmeme konusunda yaşayacağını dile getirdi.
Katolik ve muhafazakar aile yapısına sahip Latin kökenli seçmenlerin, hem geçim zorluğu hem de cinsiyet ideolojisi nedeniyle büyük sayılarla Trump'a oy verdiğini söyleyen Buchanan, bunun seçimlerin kazanılmasında en önemli katkıyı sağladığı görüşünü paylaştı.
"Hem Arap hem de Yahudi oyları, yoğun şekilde Donald Trump'a gitti"
Joe Biden yönetiminin Gazze siyasetinin Demokratlara kilit noktalarda oy kaybettirdiğini belirten Buchanan, edindiği verilere göre, Gazze'de barış isteyen Müslüman ve Hasidik Yahudilerin de son seçimlerde Trump'a oy verdiklerini anlattı.
"Michigan'ın Dearborn bölgesi, yoğun bir Müslüman nüfusa ev sahipliği yapıyor. Birkaç yüz binlik bir nüfusa sahip ve Trump'ın buradaki oyların büyük çoğunluğunu aldığını düşünüyorum. Yeşil Partinin adayı Jill Stein ikinci ve Kamala Harris de üçüncü sırada yer aldı." diyen Buchanan, salıncak eyaletlerden Michigan'ın Müslüman oyların etkisiyle Cumhuriyetçilere geçtiğini söyledi.
Ortodoks Musevi inancını temsil eden ABD'deki Hasidik Yahudileri, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarına ilk günden beri karşı olduklarını dile getirirken birçok protesto düzenledi. Buchanan, bu Yahudi topluluğunun yoğun olarak yaşadığı New York ve Pensilvanya gibi eyaletlerde oyların Trump'a verildiğini gözlemlendiğini ifade etti.
"Hem Arap hem de Yahudi oylarının yoğun şekilde Donald Trump'a gittiğini görmek çok nadir bir olay." diyen Buchanan, Biden yönetiminin oylarında bu bölgelerde ciddi kayıpların olduğunu belirtti.
Hristiyan Amiş Cemaati'nin süt tesisleri kapanınca oylar Trump'a gitti
Salıncak eyaletlerden Pensilvanya'da kırsalda teknolojiden uzak yaşam süren Hristiyan Amiş Cemaati'nin birkaç yıl öncesine kadar kayıtlı ancak 100 bin kadar seçmeni varken bu sayı 2024'te 300 bine çıktı.
"Biden-Harris yönetimi, sağlık açısından güvenli olmadığı gerekçesiyle Amişlere ait çiğ süt işletmesini kapattı. Bu da Amiş Cemaati'nde büyük bir tepki doğurdu ve büyük sayılarla Donald Trump için oy kullandılar." ifadelerini kullanan Buchanan, bu örneğin, hükümet politikalarıyla insanların yaşam biçimine müdahalenin nasıl geri teptiğini gösterdiği ve bunun 2024 seçim sonuçlarında öne çıktığı yorumunu yaptı.
Anketlerdeki büyük sapmalar ve Elon Musk etkisi
Seçim sonuçlarının kendilerini şaşırtmadığını söyleyen Buchanan, bazı anketlerde görülen büyük sapmaları 2020 seçimlerine bağladı.
Buchanan, "2020'de seçimlere rekor bir katılım oldu. Kamala Harris (resmi sonuçlar açıklandığında), muhtemelen Joe Biden'dan 10 milyon kadar daha az oyla bitirmiş olacak ama 2020 seçimleri olmasa bu hiç de sürpriz değildi. Tablo daha çok 2016 seçimlerine benziyor." diyerek, bu nedenle örneklemlerini 2020 seçimlerine göre yapan anket şirketlerinin sonuçlarının büyük sapma gösterdiği değerlendirmesinde bulundu.
Amerikalı milyarder, X'in sahibi Elon Musk'ın, temmuz ayında Trump'a yönelik suikast girişimi sonrası, Cumhuriyetçi adaya verdiği desteğin anketlerde de yansıyan olumlu bir katkısının olduğunu gördüklerini söyleyen Buchanan, bu başarının parayla ilgili olmadığını kaydetti.
Buchanan, "Demokrat Parti seçmeni hareket geçirme konusunda çok iyi. Cumhuriyetçi Parti bu konuda zayıf. Elon Musk, 100 milyon doların üzerinde para harcayarak Cumhuriyetçiler için bu kapasiteyi kurdu." diyerek, bu sayede kritik eyaletlerde Musk'ın seçmenle bire bir iletişim kurarak onları sandığa gitmeye teşvik ettiğini dile getirdi.
Ekonomik meseleler ve dış politika
Brent Buchanan, "Ülkenin yalnızca yüzde 25'lik bir kısmı radikal yenilikçi politikaları seviyor. Geri kalan yüzde 75'i ise ya ilgilenmiyor ya da bu konulardan hoşlanmıyor." ifadesini kullandı.
Cumhuriyetçi Parti insanlar ailelerini beslesin, kredilerini ödeyebilsin, yeni araba alabilsin ve çocuklarını üniversiteye gönderebilsin diye uğraşırken Demokrat Partinin, aynı çizgide siyaset izlemeye devam etmesi halinde ABD siyasetinde söz sahibi bir çoğunluğunun olamayacağı yorumunu yapan Buchanan, şunları kaydetti:
"ABD seçmeni için uluslararası siyaset genel olarak yüzde beşlik dilimde yer alır. Seçmen eğilimlerini doğrudan pek etkilemez ancak salıncak eyaletlerden Pensilvanya'daki bir çalışmada ekonomiyi ve enflasyonu kendileri için öncelikli konu olarak belirleyen iki grup üzerinde yoğunlaşıldı. Ankete katılanlar, 'Biz. kendi insanlarımıza bakamazken neden deniz aşırı ülkelere bu kadar çok para gönderiyoruz?' dedi."
Buchanan, ankete katılanlardan birinin "Kürtaja belli bir aşamaya kadar izin verilebileceğini düşünüyorum ve insan yaşamından yanayım ama neden yabancı savaşlarda çocuklara karşı kullanılmak üzere bombalar verdiğimizi anlamıyorum." dediğini aktararak, dolaylı da olsa dış politikanın sıradan Amerikalıların günlük yaşantısına yansıdığını ve onların görüşünü etkilediğini sözlerine ekledi.