Haberler
Kabine sonrası Erdoğan'dan yetkisiz çakar kullananlara net mesaj: Kimsenin gözünün yaşına bakmayacağız

Erdoğan'dan Kabine sonrası net mesaj: Kimsenin gözünün yaşına bakmayacağız

İsrail ve Lübnan, savaşın bitmesi için bazı konularda anlaştı

İki ülke anlaştı! Aylardır devam eden savaşın bitmesi artık an meselesi

Ailesini katleden Bahtiyar Aladağ berber dükkanında aylarca atış talimi yapmış

7 kişiyi öldüren cani, katliama aylar öncesinden hazırlanmış

10 Kasım törenine katılmayan öğrenciye tebligat göndermişti: Müdür hakkında suç duyurusu

10 Kasım törenine katılmayan öğrenciye tebligat gönderen müdür için suç duyurusu

Cumhuriyet Yazarlarının Aşağılama Davası

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Charlie Hebdo dergisinin, Hazreti Muhammed'e hakaret içeren karikatürünü köşelerinde yayınlayan Cumhuriyet gazetesi yazarları Ceyda Karan ve Hikmet Çetinkaya'nın, halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılama' suçundan, 4 yıl altışar aya kadar hapis cezası istemiyle yargılanmasına devam edildi.

Charlie Hebdo dergisinin, Hazreti Muhammed'e hakaret içeren karikatürünü köşelerinde yayınlayan Cumhuriyet gazetesi yazarları Ceyda Karan ve Hikmet Çetinkaya'nın, halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılama' suçundan, 4 yıl altışar aya kadar hapis cezası istemiyle yargılanmasına devam edildi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çocukları Bilal ve Sümeyye Erdoğan ile Esra Albayrak ve eşi Berat Albayrak'ın da aralarında bulunduğu bin 280 müştekinin yer alması nedeniyle Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayının büyük salonunda yapılan İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesindeki üçüncü duruşmaya, sanıklar Ceyda Karan ve Hikmet Çetinkaya katıldı. Duruşmada 21 müşteki de hazır bulundu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın oğlu Bilal ve kızı Sümeyye Erdoğan ile damadı Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak ile eşi Esra Albayrak'ın da aralarında bulunduğu diğer müştekileri ise avukatları temsil etti.

Duruşmada savunması sorulan sanıklardan Hikmet Çetinkaya, müştekilerin bulunduğu alana dönerek, "Sevgili arkadaşlar, 50 yıllık gazeteciyim. Bu süreçte demokrasiyi, özgürlükleri, din ve vicdan özgürlüğünü savundum. 28 Şubat sürecinde, korkularından okullarının anahtarlarını Çevik Bir'e teslim edenlerin gerçek kimliklerini ben ifşa ettim. Bugün Türkiye terör belasıyla iç içedir. Her gün şehit haberleri alıyoruz. Nereden gelirse gelsin terör bir insanlık suçudur" dedi.

Müştekilerden, "Düşmanınız mıyım?" diyen Çetinkaya'ya tepki

İstanbul Adliyesinde görev yapan savcı Mehmet Selim Kiraz'ın da terör kurbanı olduğunu ve DHKP/C tarafından, güvenlik zaafiyeti nedeniyle göz göre göre öldürüldüğünü belirten Çetinkaya'nın, "Böyle bir suçu kabul etmiyoruz. Ben mücadele etmekten, hapis yatmaktan korkmam. Darbe dönemlerini işkencelerde geçirdim. O zamanlar suçlanırken, benim yanımda niye olmadınız? Düşmanınız mıyım ben sizin?" diye konuşması üzerine, ayağa kalkarak konuşan bazı müştekiler, "Bize bakarak konuşmasın, genel konuşsun" şeklinde tepki gösterdi.

Bunun üzerine Hakim Abdurrahman Orkun Dağ, "Sanığın sözünü kesmeyin. Amacını anlamaya çalışıyoruz. İfadesine müdahale olursa tarzım farklı olur" dedi.

Savunmasına devam eden Çetinkaya, dava konusu çizimi yazısına koymasının nedenini şöyle açıkladı:

"Televizyonda yabancı kanallardan birinde, sanırım Fransa televizyonuydu canlı yayını izliyordum. Bir polis memurunun saldırganları kovaladıktan sonra geri dönerken düştüğü, kaçan teröristlerden birinin düşen polise yöneldiği, ellerini açan polisin 'öldürme' diye yalvardığı ancak, IŞİD militanının o polisi öldürdüğü görüntüydü. Ben vicdan sahibi biriyim. Vicdanım o çizimi koymama neden oldu. Çizimde, teröre gözyaşı döken bir müslüman figürü vardır. ve hepimiz gibi bu olayı lanetliyor. Olayın aslı budur. Terörün dini imanı yok, terör insanlık suçudur. Teröre karşı gözyaşı döken, dindar, mümin, müslüman bir kişinin figürüdür."

Soru üzerine gazetecilik geçmişini anlatan Çetinkaya, yazısı çıkmadan önce, gazetelerine bir tepki olduğu ve gazete yayınının durdurulması talebinin cumhuriyet başsavcılığınca reddedildiğini bildiğini ifade etti.

Hakim Dağ'ın, "Türkiye'de gerçekleşen bir çok din saikli terör saldırıları ve olaylarla ilgili yazılarındaki tavrını" sorduğu Çetinkaya, "Bu saldırıları hep eleştirdim ve eleştirmeye devam ediyorum. Dünyanın her yerinde olan terör adres sormaz. Fransa gibi aydınlanmanın, özgürlüğün, düşünce ve vicdan hürriyetinin olduğu bir ülkede de terör var. Bu yüzden terörle halk olarak mücadele etmeliyiz" dedi.

"İslam'ın barış ve kardeşlik dini olduğu öğretildi bana"

Hikmet Çetinkaya, Hakim Dağ'ın, "Terörle mücadelenin sizin için hassas bir konu olduğu anlaşılıyor. Peygambere ait olduğu belirtilen bir karikatürün yayınlanmasının tepkilere neden olacağını öngörmediniz mi?" sorusuna karşılık da, "Cumhuriyet gazetesi polis ablukasına alındı. Halen tehdit altında yayın hayatımıza devam ediyoruz. Figürdeki bir müslümandır. Bir müslümanın teröre gözyaşı dökmesi bizim övünç kaynağımız olmalıdır. Çünkü öğretmenlerim İslam'ın barış ve kardeşlik dini olduğunu öğrettiler bana" şeklinde konuştu.

Savunma yapan diğer sanık Ceyda Karan da hazırladığı yazılı savunmasını okudu.

Laiklik ilkesini benimsemiş seküler bir ülkenin vatandaşı olarak düşünce ve ifade özgürlüğünü sonuna kadar savunmayı görev bildiğini belirten Karan, Charli Hebdo'daki meslektaşlarının yaşam haklarına kast edilerek canlarının alınmasını kınamanın insani bir görev olduğunu ve ifade özgürlüğünün sınırsız biçimde savunulması gerektiğini düşündüğünü dile getirdi.

Karan, "Charli Hebdo'nun terörist saldırı sonrası çıkan ilk sayısındaki kapak çizimine de belirttiğim bu sebepler, yani meslek onurum ve ahlakım, dayanışmam, insan olarak haysiyetimin ve inandığım değerlerin doğal bir sonucu olarak yer verdim. Temel kıstaslarım olan, bir bireye bir topluluğa yönelik küfür, hakaret veya teröristlere doğrudan hedef gösterme ve şiddete sevk etmeyi içermeyen her yayın, ifade özgürlüğü kapsamına girer, tıpkı söz konusu edilen kapak çiziminde olduğu gibi" dedi.

Kendisine yönelik suçlamaların abesle iştigal olduğunu ve yayımlanan çizimle alakası bulunmadığını ifade eden Karan, Müslüman Kardeşler örgütüne yakınlığıyla bilinen Suriye asıllı, Avusturya Müslüman Girişimi Başkanı Tarafa Baghajati'nin, Viyana'daki Avrupa Basın Konseyleri toplantısında gazetelere, "Söz konusu çizimin hakaret yahut incitme unsuru taşımadığı, tam aksine Avrupa ve Batı'da İslamofobi ile mücadelede bayrak yapılması gerektiği" yönünde değerlendirmeleri olduğunu belirtti.

"Köşeme koyduğum çizim, nefret ve hakaretten azada olmakla kalmıyor, tam aksine şimdiden bir insanlık ve hoşgörü çağrısı olarak tarihte yerini almıştır" diyen Karan, herhangi bir dinin peygamberinin tasvir edilip edilmeyeceği konusunun dini bir mesele olduğunu ve kutsallıklar bağlamında tartışıldığını, içinde saldırı cinayet ve şiddete teşvik barındırmayan herhangi bir yazı veya çizimin yayınlanmasının ise düşünce ve ifade özgürlüğü alınana girdiğini aktardı.

Karan, beraatine karar verilmesini istedi.

Duruşmada, yaşı 15'ten küçük olan ve biri Suriye uyruklu 37 müştekinin davaya katılma talebi, fiili ehliyetlerini kullanamayacakları yaşta olmaları nedeniyle reddedildi.

Söz alan sanıkların avukatı Bülent Utku, müslüman sıfatını taşımanın davaya müdahillik için yeterli olmayacağını ve olayda mağduriyet oluşması gerektiğini belirterek, müştekilerin müdahillik taleplerinin reddini istedi. Müdahillik ve ret edilme taleplerini değerlendiren mahkeme, suçun doğrudan doğruya kişiye yönelik bir suç olmadığı gözetilerek, yaşı 15'den küçük olanlar ile dernek temsilcisi dışındakilerin tüm müdahillik taleplerinin kabulüne hükmetti.

Duruşmaya ilk kez katılan müştekiler de söz alarak, sanıkların "dini değerleri aşağılama" suçundan cezalandırılmasını talep etti.

Duruşmada daha sonra müşteki avukatları söz aldı ve sanıklara soru yöneltti. Bir avukatın, "Çizimi Hazreti Muhammed olduğunu bilerek mi yayınladınız?" diye sorduğu sanık Ceyda Karan, "Evet" yanıtını verdi.

"Kutsallık benim alanıma girmiyor"

Bu çizimi yayımlamanın toplumda göstereceği etkiyi düşünüp düşünmediği de sorulan Karan, Türkiye'nin şeriatla değil, seküler bir sistemle yönetildiğini belirterek, "Bu davanın konusu şeriat ve din değil. Bunu ben tartışmam. Ben ifade özgürlüğü açısından bakarım. Figürde herhangi bir hakaret görmüyorum. İnançlı bir insan değilim. O inancın kuralları o inanca sahip olan insanları bağlıyor. Çizimde alay yok, hoşgörü ve affedicilik gördüm. Çizimde, cinsel içerik, şiddet ve hakaret yok. Kutsallık da benim alanıma girmiyor" ifadesini kullandı. Davaya ilişkin ara kararını açıklayan mahkeme, müşteki avukatlarının, dava konusu çizimin toplumdaki etkisi ile tahrik edici olup olmadığının belirlenmesi için Diyanet İşleri Başkanlığınca belirlenecek uzmanlar tarafından bilirkişi incelemesi yapılması talebini, Diyanet İşleri Başkanlığının bu konularda tarafsız olamayacağını öngörerek reddetti.

Duruşma, sanık avukatlarına savunmalarını hazırlamaları için süre verilerek 9 Mart'a ertelendi.

İddianameden

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, Charlie Hebdo dergisinin Hazret Muhammed'i resmettiği iddia edilen karikatürünü köşelerinde yayınladıkları gerekçesiyle Cumhuriyet gazetesi yazarları Ceyda Karan ve Hikmet Çetinkaya hakkında halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılama suçundan ayrı ayrı 4,5'ar yıla kadar hapis cezası isteniyor.

38 sayfalık iddianamede, "Avrupa ülkesi Fransa'da yaşanan böyle bir olayın ardından çoğunluğu Müslüman olan ülkemizde aynı karikatürlerin yayımlanmasının sonuçlarının öngörülememesi mümkün değildir" ifadelerine yer verilirken, karikatürün yayımlanmasında herhangi bir kamu yararının bulunmadığı ve bunun düşünce özgürlüğü kapsamında da değerlendirilmesinin mümkün olamayacağı kaydedilmişti.

Kaynak: AA / Güncel
title