Haberler
Malatya'nın Doğanşehir ilçesinde 4,6 büyüklüğünde deprem

Malatya'da şiddetli deprem! Sarsıntı çevre şehirlerden de hissedildi

Kabine sonrası Erdoğan'dan yetkisiz çakar kullananlara net mesaj: Kimsenin gözünün yaşına bakmayacağız

Erdoğan'dan Kabine sonrası net mesaj: Kimsenin gözünün yaşına bakmayacağız

Ailesini katleden Bahtiyar Aladağ berber dükkanında aylarca atış talimi yapmış

7 kişiyi öldüren cani, katliama aylar öncesinden hazırlanmış

15 ilde daha okullar tatil edildi

11 ilde daha okullar tatil edildi

Cumhuriyet Yazarlarının "Aşağılama" Davası

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Charlie Hebdo dergisinin, Hazreti Muhammed'e hakaret içeren karikatürünü köşelerinde yayınlayan Cumhuriyet gazetesi yazarları Ceyda Karan ve Hikmet Çetinkaya'nın, "halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılama" suçundan, 4 yıl altışar aya kadar hapis cezası istemiyle yargılanmasına devam edildi.

Charlie Hebdo dergisinin, Hazreti Muhammed'e hakaret içeren karikatürünü köşelerinde yayınlayan Cumhuriyet gazetesi yazarları Ceyda Karan ve Hikmet Çetinkaya'nın, "halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılama" suçundan, 4 yıl altışar aya kadar hapis cezası istemiyle yargılanmasına devam edildi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çocukları Bilal ve Sümeyye Erdoğan ile Esra Albayrak ve eşi Berat Albayrak'ın da aralarında bulunduğu bin 280 müştekinin yer alması nedeniyle Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayının büyük salonunda yapılan İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesindeki 2. duruşmaya, sanıklar Karan ve Çetinkaya katılmadı.

Duruşmada hazır bulunan müştekilerden Mehmet Sarı ifadesinde, Charlie Hebdo dergisinin İslam dininin kutsal değerlerine yönelik hakaret içerikli resimleri paylaşılmasının ardından aynı hususta Cumhuriyet gazetesinin bir kısım yazarlarının da hem köşelerinde hem makale içeriğinde konuyu alıp tekrarlandığını söyledi.

Kutsal değerlere sahip insanları hiçe sayarak, hakaret içeren bu davranışın cezalandırılması gerektiğini belirten Sarı, sanıkların basın mensubu olduklarını ve bu nedenle mazeret sunup geçen duruşmaya gelmediklerini, şimdi de hazır bulunmadıklarını ifade ederek, bir sonraki celseye zorla getirilmesi yönünde karar verilmesini talep etti.

Müşteki Necip Kibar da son 15-20 yılda uluslararası arenada İslam diniyle ilgili aleyhte kampanya başlatıldığını dile getirerek, "İslam Peygamberi bizim canımızdan evladır. Bu durum da Kur'an ayetiyle sabittir. Peygamberimizin kendi döneminde müşrikler dahi ona çağımızdaki kadar hakaret etmemişler ve hiçbir zaman günümüzdeki gibi İslam dini zulme uğramamıştır. Sanıkların en üst hadden cezalandırılmasını talep ediyorum" dedi.

Müştekiler Hasan Emre Okumuş, Mehmet Yalçınkaya, Sezai Çiçek, Kerim Süzal, Ali Keskin, Ersin Fatih Kuyumcu, Şahabettin Küskü, Muhammed Hasan Medineli ve Beytullah Erduran da söz alarak sanıklardan şikayetçi olduklarını ve cezalandırılmalarını istedi.

Sanıkların avukatı Bülent Utku ise mahkemeye bakan asıl hakimin rahatsız olması dolayısıyla rapor aldığını, yerine başka bir hakimin geçici olarak bugünkü duruşmaya girdiğini ifade ederek, bu nedenle müvekkillerini bir sonraki duruşmaya hazır edeceklerini söyledi.

Sanıkların mazereti kabul edildi

Müştekilerin avukatı Yurdal Kılıçer de sanık avukatının, müvekkillerini sonraki duruşmada hazır edecek olmasının ve "zorla getirme kararı" çıkartılmamasına yönelik açıklamalarının hukuk kurallarına açıkça aykırılık teşkil ettiğini belirterek, "Bini aşkın insanın müşteki olduğu ve şehir dışından dahi gelenlerin bulunduğu duruşma ortamına gelmeyen sanıkların zorla getirilmesini yönünde karar verilmesini talep ediyorum" diye konuştu.

Mahkeme, duruşmada dinlenen müştekilerin davaya katılma talebinin, sanıkların ifadesinin alınmasının ardından değerlendirilmesine karar verdi.

Sanıkların söz konusu mazeretlerinin son kez kabulüne hükmeden mahkeme, bir sonraki duruşmada sanıkların hazır olmamaları halinde, "zorla getirme kararı çıkartılacağı" ihtarını yaptı. Daha sonra duruşma 21 Ocak 2016'ya ertelendi.

Kırmızı kartlı protesto

Müşteki avukatlarından Yurdal Kılıçer, duruşmanın ardından yaptığı açıklamada, sanıkların, mahkemenin asıl hakiminin rahatsızlığı nedeniyle duruşmaya girmediği için katılmamasına tepki göstererek, "İstanbul'da olmalarına rağmen hakim beyin rahatsızlığını bahane ederek yine mahkemeden ve müştekilerin huzurundan kaçmışlardır" diye konuştu.

Müşteki gazeteci Erol Taşkan da basın özgürlüğü perdesi altına gizlenen "inanç celladı" gazetecileri kınadığını ifade ederek, yanında getirdiği fotoğraf makinesini, kalemini, ajandasını ve sarı basın kartını yere bıraktı.

Taşkan, basın mensubunun kendi ahlak ve namusunu korumak kadar mesleğin namus ve ahlakını da koruması gerektiğini dile getirerek, "Eline geçirdiği kalemini insanların anayasal güvencesi altında bulunan inancına ve kutsalına saldırmak için silah olarak kullananları kınıyor ve onlara kırmızı kart gösteriyoruz" dedi.

Müştekiler ve avukatlar da kırmızı kart protestosuna eşlik etti.

İddianameden

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Charlie Hebdo dergisinin Hazret Muhammed'i resmettiği iddia edilen karikatürünü köşelerinde yayınladıkları gerekçesiyle Cumhuriyet gazetesi yazarları Ceyda Karan ve Hikmet Çetinkaya hakkında "halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılama" suçundan ayrı ayrı 4,5 yıla kadar hapis cezası istemiyle iddianame hazırladı.

Karan ve Çetinkaya'nın "şüpheli", bin 280 kişinin de "müşteki" sıfatıyla yer aldığı 38 sayfalık iddianamede, şüphelilerin 14 Ocak tarihli köşe yazılarında, Fransa'da faaliyet gösteren "Charlie Hebdo" dergisinde yayımlanan ve Hazreti Muhammed'e ait olduğu iddia edilen karikatüre yer verdikleri aktarıldı.

Karikatürü yayımlayarak tüm dünyada yankı uyandıran dergiye yönelik 7 Ocak'taki silahlı saldırıda 12 kişinin hayatını kaybettiği ve 11 kişinin de yaralandığı anımsatılan iddianamede, olayların dünya basınında geniş yer bulduğu, toplumsal hareketlere neden olduğu belirtildi.

Olayların sıcaklığı devam ederken şüphelilerin köşe yazılarında söz konusu karikatürü yayımladığı hatırlatılan iddianamede, "Avrupa ülkesi Fransa'da yaşanan böyle bir olayın ardından çoğunluğu Müslüman olan ülkemizde aynı karikatürlerin yayımlanmasının sonuçlarının öngörülememesi mümkün değildir" denildi.

"Kamu barışının bozulması için elverişli ortam yaratıldı"

Karikatürün yayımlanmasında herhangi bir kamu yararının bulunmadığı gibi düşünce özgürlüğü kapsamında da değerlendirilmesinin mümkün olamayacağı kaydedilen iddianamede, karikatürlerin yayımlanmasının ardından gazete binası önündeki gösterilerde bazı kişilerin gözaltına alındığı, bu gösterilerle karikatürün yayınlanmasının toplumsal harekete dönüştüğü ve kamu barışının bozulması için elverişli bir ortamın yaratıldığı ifade edildi.

İddianamede, yaklaşık bin 400 yıllık geçmişi olan İslam dininde herhangi bir Müslüman kişi, kurum veya kuruluş tarafından Hazreti Muhammed'in tasvirinin yapılmadığı, hatta birçok dini filmde de seslendirmesinin dahi kullanılmadığı anlatıldı.

Şüphelilerin köşelerinde yer verdikleri karikatürün ilk bakışta bile dini İslam olan birey veya toplumun büyük bir kısmının benimsediği dini değerleri aşağılama kastı ile yayımlandığının açık olduğu belirtilen iddianamede, İslam dininin Peygamberine yönelik aşağılama ve küçük düşürme kastıyla çizilen karikatürün toplumsal barışı ve kamu düzenini bozmaya elverişli olduğunun anlaşıldığı aktarıldı.

İddianamede, şüpheli Karan ve Çetinkaya'nın "halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılama" ve "halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme" suçlarından ayrı ayrı 1,5 yıldan 4,5 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılması istendi.

Kaynak: AA / Güncel
title