Cumhuriyet Yazarlarının "Aşağılama" Davası
Charlie Hebdo dergisinin Hz. Muhammed'i resmettiği iddia edilen karikatürünü köşelerinde yayınladıkları gerekçesiyle Cumhuriyet gazetesi yazarları Ceyda Karan ve Hikmet Çetinkaya'nın, "halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılama" suçundan, 4 yıl altışar aya kadar hapis cezası istemiyle yargılanmalarına başlandı.
Charlie Hebdo dergisinin Hz. Muhammed'i resmettiği iddia edilen karikatürünü köşelerinde yayınladıkları gerekçesiyle Cumhuriyet gazetesi yazarları Ceyda Karan ve Hikmet Çetinkaya'nın, "halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılama" suçundan, 4 yıl altışar aya kadar hapis cezası istemiyle yargılanmalarına başlandı.
İddianamede, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çocukları Bilal ve Sümeyye Erdoğan ile Esra Albayrak ve eşi Berat Albayrak'ın da aralarında bulunduğu bin 280 müştekinin yer alması nedeniyle Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'nın büyük salonunda yapılan İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, sanıklar Karan ve Çetinkaya katılmadı.
Sanıkların mahkemeye 12 Temmuz'a kadar İstanbul dışında olduklarını belirten mazeret dilekçesi sundukları tutanağa geçirildi. Sanıkları avukatlarının temsil ettiği duruşmada, yaklaşık 60 müşteki de avukatlarıyla hazır bulundu.
Görüntü ve sesli kayıt yapılan duruşmada, iddianame okundu. İddianamenin okunmasının ardından, söyleyecekleri sorulan sanık avukatları, iddianameye karşı beyanlarını müvekkillerinin savunmasının alınmasının ardından bildireceklerini ifade etti.
Müştekiler arasında yer alan Bilal Erdoğan, Sümeyye Erdoğan, Esra Albayrak ve Berat Albayrak ile Mustafa Varank'ın avukatları, davaya katılma talebinde bulundu. Müşteki avukatları, sanıkların dava konusu eylemleri gerçekleştirdiklerinin sabit olduğunu belirterek, cezalandırılmalarını istedi.
Altınokta Körler Derneği şikayetinden vazgeçti
İddianamede şikayetçilerin arasında yer alan Altınokta Körler Derneği'nin mahkemeye, aslında şikayetçi olunmadığı yönünde dilekçe sunduğu aktarıldı. Ayrıca dava konusu Charlie Hebdo dergisinin Türkiye'de orijinal sayısının olup olmadığı yönündeki yazıya, "dergi dağıtımının Türkiye'de yapılmadığı" şeklinde cevap verildiği de bildirildi.
Söz alan bir müşteki avukatı, neredeyse yüzde 99'u Müslüman olan bir ülkede sanıkların yaklaşımının affedilmesinin mümkün olmadığını, suçun alelade bir konuşmayla değil, oturup düşünülerek yazılan bir yazı sonucunda oluştuğunu savundu.
Dava konusu yazılarda inançlarına hassasiyetle yaklaşan insanların ezilmesinin söz konusu olduğunu ve düşünceleri aşağılamaya çalışma girişimi gerçekleştiğini belirten müşteki avukatı, kimsenin kendi zihniyetlerini aşağılama hakkı olmadığını söyledi.
"Diyanet'e sorulsun"
Beyanda bulunan başka bir müşteki avukatı, Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan söz konusu karikatürün Hz. Muhammed'e hakaret niteliğinde olup olmadığının sorulmasını talep etti.
Bazı müşteki ve avukatları da sanıkların duruşmaya gelmemesine tepki göstererek, sanıklar hakkında zorla getirilme kararı çıkarılmasını istedi.
Görme engelli bir şikayetçi ise Cumhuriyet Gazetesi İcra Kurulu sorumlusu ve Charlie Hedbo dergisi çalışanları hakkında da ek iddianamenin hazırlanması için savcılığa yazı yazılmasını, ayrıca sanıkların suç tarihinden 10 yıl öncesini kapsayan köşe yazılarının dosyaya gönderilmesini talep etti.
Davaya ilişkin ara kararını açıklayan mahkeme, ek iddianame yazılması ve gazetenin yayınının durdurulması gibi talepleri reddederek duruşmayı 12 Ekim'e erteledi.
Duruşmanın ardından müşteki avukatlarınca adliye önünde basın açıklaması yapıldı. Avukatlardan Cavit Tatlı, duruşmada yaşananları anlatarak, davanın takipçisi olacaklarını ve sanıklar duruşmaya geldiklerinde tüm kamu adına o yazıları neden yazdıklarını onlara soracaklarını söyledi.
İddianameden
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Charlie Hebdo dergisinin Hz. Muhammed'i resmettiği iddia edilen karikatürünü köşelerinde yayınladıkları gerekçesiyle Cumhuriyet gazetesi yazarları Ceyda Karan ve Hikmet Çetinkaya hakkında "halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılama" suçundan ayrı ayrı 4,5 yıla kadar hapis cezası istemiyle iddianame hazırladı.
Karan ve Çetinkaya'nın "şüpheli", bin 280 kişinin de "müşteki" sıfatıyla yer aldığı 38 sayfalık iddianamede, şüphelilerin 14 Ocak tarihli köşe yazılarında, Fransa'da faaliyet gösteren "Charlie Hebdo" dergisinde yayımlanan Hz. Muhammed'e ait olduğu iddia edilen karikatüre yer verdikleri aktarıldı.
Karikatürü yayımlayarak tüm dünyada yankı uyandıran dergiye yönelik 7 Ocak'taki silahlı saldırıda 12 kişinin hayatını kaybettiği ve 11 kişinin de yaralandığı anımsatılan iddianamede, olayların dünya basınında geniş yer bulduğu, toplumsal hareketlere neden olduğu belirtildi.
Olayların tüm sıcaklığı devam ederken şüphelilerin köşe yazılarında söz konusu karikatürü yayımladığı hatırlatılan iddianamede, "Avrupa ülkesi Fransa'da yaşanan böyle bir olayın ardından çoğunluğu Müslüman olan ülkemizde aynı karikatürlerin yayımlanmasının sonuçlarının öngörülememesi mümkün değildir" denildi.
"Kamu barışının bozulması için elverişli ortam yaratıldı"
Karikatürün yayımlanmasında herhangi bir kamu yararının bulunmadığı gibi düşünce özgürlüğü kapsamında da değerlendirilmesinin mümkün olamayacağı kaydedilen iddianamede, karikatürlerin yayımlanmasının ardından gazete binası önündeki gösterilerde bazı kişilerin gözaltına alındığı, bu gösterilerle karikatürün yayınlanmasının toplumsal harekete dönüştüğü ve kamu barışının bozulması için elverişli bir ortamın yaratıldığı savunuldu.
İddianamede, yaklaşık bin 400 yıllık geçmişi olan İslam dininde herhangi bir Müslüman kişi, kurum veya kuruluş tarafından Hz. Muhammed'in tasvirinin yapılmadığı hatta birçok dini filmde de seslendirmesinin dahi kullanılmadığı anlatıldı.
Şüphelilerin köşelerinde yer verdikleri karikatürün ilk bakışta bile dini İslam olan birey veya toplumun büyük bir kısmının benimsediği dini değerleri aşağılama kastı ile yayımlandığının açık olduğu belirtilen iddianamede, İslam dininin peygamberine yönelik aşağılama ve küçük düşürme kastıyla çizilen karikatürün toplumsal barışı ve kamu düzenini bozmaya elverişli olduğunun anlaşıldığı ileri sürüldü.
İddianamede, şüpheli Ceyda Karan ve Hikmet Çetinkaya'nın "halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılama" ve "halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme" suçlarından ayrı ayrı 1,5 yıldan 4,5 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılması istendi.