Haberler
İsrail ve Hizbullah ateşkese çok yakın: 36 saat içinde ilan edecekler

Savaşın bitmesine saatler kaldı! Ateşkes artık çok yakın

Aliağa'daki Tüpraş Rafinerisi'nde patlama

Aliağa'daki Tüpraş Rafinerisi'nde korkutan patlama

Naci Görür Malatya'daki son depremi işaret ederek uyardı: Endişe verici

Son depremden sonra korkutan açıklama: Sonuncusu 2 bin 500 yıl önceydi

Malatya'nın Doğanşehir ilçesinde 4,6 büyüklüğünde deprem

Malatya'da şiddetli deprem! Sarsıntı çevre şehirlerden de hissedildi

Cumhuriyet Gazetesi Davasında Savunmalar Alınıyor...

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

CUMHURİYET Gazetesi davasında savunmasını yapan Cumhuriyet İcra Kurulu Balkanı Akın Atalay, " FETÖ denilen bu yapıyla camia iken de, cemaat iken de, hizmet hareketi iken de, paralel yapı iken de FETÖ iken de hiçbir zaman uyuşamadık, anlaşamadık, hoş görmedik.

CUMHURİYET Gazetesi davasında savunmasını yapan Cumhuriyet İcra Kurulu Balkanı Akın Atalay, " FETÖ denilen bu yapıyla camia iken de, cemaat iken de, hizmet hareketi iken de, paralel yapı iken de FETÖ iken de hiçbir zaman uyuşamadık, anlaşamadık, hoş görmedik. Bu yapılanmayı, yöntemleri, amaçlarını hep tehdit ve tehlike olarak gördük." dedi. Karikatürist Musa Kart ise savunmasında, "Önyargısız bir araştırma yapılmış olsaydı, başta FETÖ olmak üzere tüm terör örgütlerine karşı çizdiğim karikatürler görülecekti" dedi.

İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi'nde öğleden sonra görülen duruşmada sanık Akın Atalay savunmasına devam etti. Atalay, ByLock kullanıcısı bazı gazetecilerle yaptığı telefon görüşmelerinin de delil olarak karşısına konulduğunu, Mısır Çarşısı davasında ve Can Dündar'ın MİT TIR'ları davasında pek çok gazete ve televizyon muhabirinin bilgi almak için kendisini araması üzerine telefonda bilgi verdiğine değinerek "Şimdi bu görüşmeleri delil olarak sunanlara kendi geçmişlerine yönelik kayıtları sorulsa bu netlikte cevap verebilecekler mi? Akıl, izan, insaf dışı bir iddia" dedi.

"İDDİANAME BENİ AVUKAT FAİK IŞIK ÜZERİNDEN FETÖ'YE YARDIMLA SUÇLUYOR"

Atalay, iddianamede yer verilen iletişim kayıtlarına da değinerek "Bunlardan biri, uzun yıllardır tanıdığım avukat Faik Işık. İddianamede, Faik Işık'ın da FETÖ/PDY'den şüpheli olduğu ve onunla olan iletişim kaydımın da bu nedenle delil olacağını düşünülüyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eski avukatı olarak bilinen Faik Işık, Şike davasında Fenerbahçe kulübü başkanı Aziz Yıldırım'ın avukatı olarak cemaatçi yargıdan, onların hukuksuzluklarından söz eden birisiydi. Ama ilginç olan gelişme bir ay önce gerçekleşti. 15 Temmuz darbe girişiminin hedef aldığı kurumlardan birisi TBMM idi ve TBMM tüzel kişiliğini avukat Faik Işık temsil etmektedir. Oysa iddianame, beni Faik Işık üzerinden FETÖ'ye yardımla suçluyor" diye konuştu.

"YAPILANLAR AYNI YAPANLAR DEĞİŞMİŞ"

Atalay, "FETÖ'nün özel yetkili mahkemelerdeki yapılanması ve elemanları, bizi Ergenekon'a yardımla suçluyor, tehdit ediyordu; ömürleri yetmedi. Şimdiki terör savcıları da FETÖ'ye yardımla suçluyor. Tutuklattılar ve dava açtılar. Sonrasını göreceğiz. O gün neler anlattıysam bugün de geçerli. Yapılanlar aynı, yalnızca yapanlar değişmiş." dedi.

"FETÖ İLE AYNI BAĞIN GÜLÜYÜZ DEMEDİK"

"FETÖ'ye dokunanın yandığı dönemlerde dokunma cesaretini gösterebilen ender kişiler ve gazeteler arasında olduğumuzdan dolayı buradayız" diyen Akın Atalay, "Öyle görünüyor ki, biz de, 'Aldatılmışız, kandırılmışız, gözümüz körmüş, bizi kullanmışlar', diyenlerden olsaymışız, şimdi el üstünde tutulanlardan olurmuşuz. Bizi soruşturanlara, tanıklarına ve kanıtlarına bakınca bunu anlamak hiç zor değil. Ama biz suçluyuz; suçluyuz çünkü FETÖ denilen bu yapıyla camia iken de, cemaat iken de, hizmet hareketi iken de, paralel yapı iken de FETÖ iken de hiçbir zaman uyuşamadık, anlaşamadık, hoş görmedik. Bu yapılanmayı, yöntemleri, amaçlarını hep tehdit ve tehlike olarak gördük. Devletin kurumlarına nasıl sızdıklarını, örgütlendiklerini, faaliyetlerini yazdık, eleştirdik ve devletin önlem alması gerektiğini söyledik. Biz FETÖ'yle hiçbir dönemde aynı dağın yeli, aynı bağın gülüyüz demedik; onlarla aynı yoldan yürümedik, aynı sudan içmedik, özümüz de farklıydı sözümüz de" şeklinde konuştu.

SAVUNMANIN ARDINDAN SORULARA GEÇİLDİ

Atalay'ın savunması tamamlandıktan sonra soru kısmına geçildi. Atalay, Mahkeme Başkanı Abdurrahman Orkun Dağ'ın sorusu üzerine, "Ben hicap duyuyorum, gazetenin Atatürkçü çizgiden sapıp sapmadığının tartışma yeri burası olamaz. Herkesin Atatürkçülüğü kendine. Bunun mahkemelerle, savcılıklarla ne alakası var?" dedi. Mahkeme Başkanı Dağ, "Bu davada yargılanan Ali Kemal Aydoğdu'nun sosyal medya paylaşımlarının gazetenizde yer vermişsiniz. O çizgide olan birilerinin fikirlerinin ön plana çıkartılması konusunda ne düşünüyorsunuz?" şeklindeki sorusuna Atalay, "Vakıf yönetim kurulu 2 ayda bir toplandığında hem mali konularda, hem yayınlarla ilgili genel değerlendirme yapılır. Bize göre Cumhuriyet yayın çizgisinde hiçbir değişiklik olmamıştır. Bazı haberlerden eski yöneticilerimiz rahatsız olmuş olabilir. Ben onlara giremem, ama yaptığımız işlem budur" diye konuştu.

ÜYE HAKİMİN SORUSU TARTIŞMALARA NEDEN OLDU

Üye hakimlerden birinin "PKK ve DHKP/C'nin terör örgütü olduğunu düşünüyor musunuz?" sorusu tartışmalara neden oldu. Sanık avukatları, kişisel düşüncelerin sorulamayacağını belirterek soruya itiraz etti. Mahkeme Başkanı, iki üyenin bu sorunun sorulabileceği yönünde oy kullandıklarını, kendisinin illiyet bağı olmadığından sorulmasına gerek olmadığını düşündüğünü ancak oy çokluğu nedeniyle bu soruyu yönelttiğini, sanığın isterse bunu yanıtlayabileceğini ifade etti. Akın Atalay ise "Bu soruyu provakatif bir soru olarak ve havuz medyalarında farklı yansıtılacak bir soru olarak düşünüyorum. Ben hayatım boyunca bütün şiddet ve terör eylemlerinin karşısında oldum. Bunu savunan her türlü örgütün de karşısındayım" diye konuştu.

MUSA KART: "ÖNYARGISIZ BİR ARAŞTIRMA YAPILMIŞ OLSAYDI TÜM TERÖR ÖRGÜTLERİNE KARŞI ÇİZDİĞİM KARİKATÜRLER GÖRÜLECEKTİ"

Daha sonra Musa Kart'ın savunmasına geçildi. Kart savunmasında, "Ben bir karikatüristim. 35 yıldır karikatür çiziyorum. Karikatür doğrudan anlatır, düşüncelerini. Haksız mesnetsiz suçlamaların muhatabı durumundayım. 29 yıla varan hapis cezası istemiyle karşı karşıyayım. Önyargısız bir araştırma yapılmış olsaydı, başta FETÖ olmak üzere tüm terör örgütlerine karşı çizdiğim karikatürler görülecekti" dedi. Kart, "Bir karikatüristi, terör örgütlerine yardım ve yataklıkla suçlamak, bu ülkeye de kötülüktür. Ülkemizde eleştirel düşünebilen gençler yüzde 2.2'dir. Oysa karikatürü, okullarda eleştirel düşüncenin geliştirebilmesi için düşünebilirdik. Karikatür hayatımda bir örgüte yardım ve yataklık ettim: ÜTÇ. Bunun açılımı, 'Ülkemin Tüm Çocukları'. Bu çocuklar ülkesine yardım yataklık hayatımın anlamı oldu" diye konuştu. Kart savunması sırasında, Fetullah Gülen aleyhine çizdiği ve gazetenin birinci sayfasında yayımlanan bazı karikatürlerini duruşma salonu içindeki ekrana yansıtarak mahkeme heyetine gösterdi. Duruşma yarına ertelendi. - İstanbul

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel
title