Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın Açıklaması
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, ABD'nin Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'ndaki (BMGK) Kudüs tasarısını veto etmesine ilişkin, "Veto kararını kınıyoruz, Amerikan yönetiminin hala hatasının farkına varmaması, dünyadan bütün uyarılara rağmen bu hatasından geri adım atmaması da çok düşündürücü.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, ABD'nin Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'ndaki (BMGK) Kudüs tasarısını veto etmesine ilişkin, "Veto kararını kınıyoruz, Amerikan yönetiminin hala hatasının farkına varmaması, dünyadan bütün uyarılara rağmen bu hatasından geri adım atmaması da çok düşündürücü. Perşembe sabahı Birleşmiş Milletler Genel Kurulu toplanacak ve bu konuda bir oylama yapacak. Biz de bugün, yarın, perşembe gününe kadar çalışmalarımızı yoğun şekilde devam ettireceğiz." dedi.
Kalın, Grand Ankara Otel'de Muhafazakar Düşünce Derneği'nce düzenlenen "Ali Fuad Başgil Sempozyumu"nda konuştu.
Başgil'in, Türkiye'de muhafazakar düşünceyi temsil eden önemli alimlerden ve siyaset adamlarından biri olduğunu belirten Kalın, özellikle tek parti döneminin modernleşme, laiklik, din ve batılılaşma politikalarına getirdiği köklü eleştirilerindeki temel kaygısını anlattı.
Başgil'in maruz kaldığı zorlukların, baskıların ve verdiği mücadelenin özünde de aslında Türk modernleşmesinin bir köklü eleştirisinin olduğunu bildiren İbrahim Kalın, "Laikliğin bir 'dinsizlik' olarak tanımlandığı dönemlerde Başgil, bu tanımın yanlışlığını ifade eden düşünürlerden biri." değerlendirmesinde bulundu.
"Dünya meseleleriyle uğraşabilmek için bir sabitimiz olmalı"
"Hala biz çarpık modernleşme tarihimizin, Avrupa ve Batı merkezci etkilerinden bütünüyle kurtulmuş değiliz." diyen Kalın, şöyle devam etti:
"Bugün hala bizim bile tarih, kültür, siyaset, sanat, estetik anlayışımız çok büyük oranda Avrupa merkezci bir perspektiften inşa edilmiş durumda. Bir şekilde tarih, Avrupa, Batı medeniyeti ve kültürü üzerinden akıyor. Diğer toplumlar, o tarihin radar ekranına girip çıktığı oranda anlamlı ve kıymetli hale geliyor. Halbuki bizim yeni bir dünya tarihi perspektifiyle tarihe bakabilmemiz lazım. Ama bunun için de Ali Fuad Başgil'in ısrarla üstünde durduğu, kendi dinamiklerimizden, kendi hafızamızdan hareketle bir sabiti belirlememiz lazım. Biz, 'Kendi milli manevi değerlerimizi esas alalım, yerli ve milli olalım' derken, kendimizi dünyaya kapatalım demiyoruz. Tam tersine 'Dünyanın meseleleriyle uğraşabilmek için bir sabitimizin olması gerekir' diyoruz. Orası da işte Anadolu topraklarıdır."
Kalın, özellikle Türkiye'nin o yıllarda içinde bulunduğu siyasi, ekonomik durumunu din ile ilişkilendiren, oryantalist bir bakış açısıyla "Türkiye-Osmanlı daha sonra Türkiye Cumhuriyeti gelişmediyse, kalkınmadıysa bu din yüzündendir." diyen bakış açısının Başgil'in de temel eleştiri konuları arasında yer aldığını belirtti.
Din ve vicdan hürriyetinin her demokratik sistemin en temel unsuru olduğunu vurgulayan Kalın konuşmasında Başgil'in tezlerinden örnekler verdi.
Kalın, Başgil'in okunmaya layık büyük bir düşünür olduğuna işaret ederek, "Belki en önemli yönlerinden bir tanesi de çok yönlü multidisipliner bir düşünür olması. Kendisi bir hukukçu olmakla beraber felsefe, ahlak, siyaset felsefesi, dinler tarihi... Bütün alanlarda kendini çok iyi yetiştirmiş birisi. Eserlerine, düşüncelerine baktığınız zaman bu çok yönlü bakış açısının güzel neticelerini eserlerinde de görebiliyorsunuz." değerlendirmesinde bulundu.
"ABD'nin vetosuyla bu karar reddedildi"
ABD'nin Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanımasına da değinen Kalın, "Trump kararı her ne kadar özünde yanlış ve kötü bir kararsa da, hukuksuz bir kararsa da belki bundan da bir hayır çıktı. Zira 2011'den beri sistematik bir şekilde unutturulan Filistin meselesi tekrar bütün dünya tarafından hatırlanmış oldu." dedi.
Kalın, ABD'nin BMGK'daki Kudüs tasarısını veto etmesine ilişkin de şu ifadeleri kullandı:
"Oylamanın çok önemli olduğuna dikkatlerinizi çekmek istiyorum. Amerika Birleşik Devletleri'nin aldığı kararın, BM tarafından hukuksuz ilan edilmesi için Güvenlik Konseyi toplantısında karar 14'e 1 ile reddedildi. Amerika Birleşik Devletleri'nin vetosuyla bu karar reddedildi.
Bu bile aslında çok önemli bir gösterge çünkü Amerika burada yalnız kalmıştır. Bütün dünya Kudüs konusunda birlik içerisinde hareket etmiştir. Yani Kudüs meselesinde, küresel bir ittifakın, bir konsensüsün oluştuğunu göstermesi açısından dünkü oylama aslında son derece önemlidir."
"Kararın yok hükmünde olduğu bir kez daha teyit edildi"
Oylamaya katılan ülkelerin büyükelçiliklerini, Tel Aviv'den Kudüs'e taşımayacaklarını ilan ettiklerine işaret eden Kalın, şunları söyledi:
"Dolayısıyla fiilen de Trump yönetiminin kararının yok hükmünde olduğu bir kez daha teyit edilmiş oldu. Veto kararını kınıyoruz, Amerikan yönetiminin hala hatasının farkına varmaması, dünyadan bütün uyarılara rağmen bu hatasından geri adım atmaması da çok düşündürücü. Perşembe sabahı Birleşmiş Milletler Genel Kurulu toplanacak ve bu konuda bir oylama yapacak. Üçte iki çoğunluğun sağlanması halinde de, biz büyük ihtimalle bu çoğunluğun sağlanacağını düşünüyoruz, Birleşmiş Milletler'de Trump yönetiminin aldığı Kudüs kararın hukuksuz olduğu tescil edilmiş olacak.
Bu, Filistin, Kudüs davasında çok önemli bir kilometre taşı, bir dönüm noktası olacaktır. Biz de bugün, yarın, perşembe gününe kadar bu konuda çalışmalarımızı yoğun şekilde devam ettireceğiz. Bu kararın Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'ndan çıkması için el birliğiyle çalışacağız. Buradan Kudüs'ün, İsrail'e verilecek bir mülk olmadığını, satılık olmadığını, Kudüs'ün kutsiyetini asla ve asla çiğnetilmeyeceğini bir kez daha bütün dünyaya hatırlatmış olalım."
İbrahim Kalın, Kudüs'ten asla vazgeçmeyeceklerini bildirdi.