Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini Dünyadaki Örneklerle Yaptık"
Maliye Bakan Yardımcısı Cengiz Yavilioğlu, Türkiye'nin geçmişte yaşadığı sıkıntılardan ders alarak yollarını belirlediklerini ifade ederek, "Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin nasıl olması gerektiğini de dünyadaki örneklerle yaptık." dedi.
YUNUS OKUR - Maliye Bakan Yardımcısı Cengiz Yavilioğlu, Türkiye'nin geçmişte yaşadığı sıkıntılardan ders alarak yollarını belirlediklerini ifade ederek, "Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin nasıl olması gerektiğini de dünyadaki örneklerle yaptık." dedi.
Yavilioğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, halk oylamasına sunulacak cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle geçmişteki koalisyon dönemlerinin bir daha olmayacağını belirtti
Ülkede koalisyon olamayacağı için kriz ve kaosların da sona ereceğini ifade eden Yavilioğlu, şöyle konuştu:
" Türkiye'nin geçmişte yaşadığı sıkıntılarından ders alarak yolumuzu belirledik. Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin nasıl olması gerektiğini de dünyadaki örneklerle yaptık. İtalya koalisyonlardan dolayı 1946'dan itibaren 63 hükümet kurmuş bir ülke. Bu İtalya için korkunç bir şey. Ekonomisine baktığımızda stok borçlarının gayrı safi milli hasılaya oranı itibarıyla da İtalya, Avrupa'daki en borçlu ülkelerden birisidir. İtalya'da ekonomik durum sıkıntılıdır. Oturdular, düşündüler, taşındılar bu krizin kaosun sebebini araştırdılar ve nedeninin sık değişen hükümetler olduğunu gördüler."
"İtalya'nın yaptığını biz yapsaydık kıyamet kopardı"
İtalya'nın "Yüzde 40 oy alan bir parti meclisteki sandalye sayısının yüzde 54'üne sahip olacak ve tek başına iktidar olacak" diye bir karar aldığını anımsatan Yavilioğlu, "Bu bizde yapılsaydı, kıyamet kopardı. 'Rejimi tehdit ettiniz, demokrasi elden gidiyor' derlerdi. Başka neler uydururdular." ifadelerini kullandı.
Yavilioğlu, İtalya'nın sistem değişikliğine ihtiyacı olduğu için derman arayışına girdiğini ve böyle bir karar aldığını anlattı.
İtalya'nın dermanını koalisyonların olmayacağı bir sistemde bulduğuna işaret eden Yavilioğlu, "Bu nedenle kanunlarla koalisyonları yasaklıyor. Fransa'da olan şey de bundan farklı değil. 46 ile 58 arasında 12 yılda 20 hükümet yani 7 ayda bir neredeyse hükümet kurulmuş. Orada da adamlar oturmuşlar bu problemi çözelim demişler. Yarı başkanlık anayasa değişikliği yapmışlar ve yarı başkanlık sistemine geçmişler. Yani bu sistemle sistemlerine bir istikrar kazandırmışlar. Bugünlerde Fransa tam başkanlık sistemine geçmenin tartışmalarını yapıyor." diye konuştu.
"Ana muhalefet halkın tecrübesiyle ve aklıyla alay ediyor"
Ana muhalefeti anlamakta çok güçlük çektiğini ifade eden Yavilioğlu, ana muhalefetin gerçekten uzak siyaset yaptığını belirtti.
Yavilioğlu, konuşmasına şöyle devam etti:
"Gerçeklikten bu kadar uzak, halkın aklıyla, tecrübeleriyle alay edercesine hiçbir önerisi olmadan muhalefet yapmak çok alçaltıcı, küçültücü bir şeydir. Keşke muhalefet bizim önümüze sistem bazında ülkeye kurumsal istikrar kazandıracak, istikrarı kurumsal hale getirecek bir sistem önerisinde bulunsaydı. Anayasa değişikliğini keşke önümüze koysaydılar da biz de onların önümüze koymuş oldukları o değişiklikten faydalansaydık, ortaklaşa yapsaydık. Gerçekten CHP'nin de bu değişiklik içerisinde olmasını canı gönülden arzu ederdim. Vatana millete bu kadar hayırlı olan böyle bir değişikliğin ana muhalefetin de ortağı olması kadar bizi mutlu edecek bir şey olmazdı ama yaptıkları işlere bakın yalan dolanla, yok 'muhtarlıklar kapatılacak', yok 'emekli maaşları bir daha ödenmeyecek', 'tapular elinizden alınacak' vesaire... ya bunlar ahlaksızlık. Bu kadar işi pazara dökmek, bu kadar alçaltıcı muhalefet yapmak ve yalan üzerine muhalefet yapmak yakışık kalmaz."
"Türkiye karar anına gelmiş durumda"
İktidarın da ana muhalefetin de aynı ülkede yaşadığına dikkati çeken Yavilioğlu, Türkiye'de var olacak bir krizin herkesi etkileyeceğini aktardı.
Huzurun iktidara da ana muhalefete de kazanç sağlayacağını vurgulayan Yavilioğlu, şunları kaydetti:
"Bir sistem değişikliği gerektiğinde tarih zamanı o karar anına getirir. Türkiye bugün bir karar anına gelmiş durumda. Böyle statükoyu savunanları çok takmamak lazım. Biz yolumuza bakıyoruz ve ülkenin, milletin faydasına ne varsa onu yapmaya gayret ediyoruz. Faydalı yaptığımızı da bizim güçlü olmamızı istemeyen dünyada Almanya'sından Hollanda'sından, İtalya'sına sanki onların ayaklarına basmışız gibi feryatları duyuyoruz. En azından insan bunu istemeyen toplulukların neden istemediğine bakar da bu işe biraz taraftar olur, yani tarafını belli eder. Mesela baktığımızda FETÖ, PKK istemiyor. Buna iyi bakmak lazım. 17 Nisan Allah'ın izniyle Türkiye'nin önünü açacak, gerçekten seviyesini yükseltecek, daha hazlı büyümesini, gelişmesini sağlayacak yeni bir düzen ve yeni bir sisteme imkan tanıyacaktır."