"Cumhurbaşkanına Hakaret"Ten Tutuklu Avukat Burak Saldıroğlu'nun Avukatlarından Tahliye Talebi: "Cezaevinde İlaçlarına Ulaşamıyor"
"Cumhurbaşkanına hakaret" suçlamasıyla tutuklanan avukat Burak Saldıroğlu'nun avukatları, müvekkillerinin cezaevinde sağlık hakkının ihlal edildiğini belirtti. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan Saldıroğlu'nun tahliye talebinde bulunan avukatları, "Müvekkilim, 3 Haziran ve 10 Haziran tarihlerinde cezaevi idaresine ilaçlarının verilmesi talebiyle iki ayrı dilekçe sunmuştur. Ancak bugüne kadar ilaçları teslim edilmemiştir" dedi.
HABER: Mehmet OFLAZ
(ANKARA) -"Cumhurbaşkanına hakaret" suçlamasıyla tutuklanan avukat Burak Saldıroğlu'nun avukatları, müvekkillerinin cezaevinde sağlık hakkının ihlal edildiğini belirtti. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan Saldıroğlu'nun tahliye talebinde bulunan avukatları, "Müvekkilim, 3 Haziran ve 10 Haziran tarihlerinde cezaevi idaresine ilaçlarının verilmesi talebiyle iki ayrı dilekçe sunmuştur. Ancak bugüne kadar ilaçları teslim edilmemiştir" dedi.
CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'nun X hesabının engellenmesinin ardından, paylaşımlarını sokaklarda dağıtan ve bu görüntüleri sosyal medya hesabında paylaşan avukat Burak Saldıroğlu, 92 yaşındaki bir vatandaşın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın elini öpmesiyle ilgili sosyal medya paylaşımında "Erdoğan aklı yerinde bir insan olsa utana sıkıla iki büklüm olurdu burada" ifadesi nedeniyle Cumhurbaşkanına hakaret" suçlamasıyla tutuklanmıştı.
Burak Saldıroğlu'nun avukatları, müvekkillerinin ciddi sağlık sorunları nedeniyle derhal tahliye edilmesi gerektiğini belirterek İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurdu. Saldıroğlu'nun avukatları Mehmet Can Seyhan, Mehmet Turgay Bilge ve Hasan Yiğithan Erim tarafından yapılan başvuruda, müvekkillerinin 37 gündür tutuklu bulunduğu ve "yaygın değişken immün yetmezlik sendromu (CVID)" tanısı taşıdığı, ilerleyici seyirli bu bağışıklık sistemi hastalığının cezaevi koşullarında ciddi hayati risk oluşturduğu vurgulandı.
"Cezaevi koşulları hayati risk yaratıyor"
Başvuruda, Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından düzenlenen 6 Şubat 2025 tarihli Sağlık Kurulu Raporu'na atıf yapılarak, avukat Saldıroğlu'nun Türk Silahlı Kuvvetleri Sağlık Yeteneği Yönetmeliği uyarınca askerlikten muaf tutulduğu hatırlatıldı. Aynı şekilde, Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin 4 Ekim 2023 tarihli raporunda da bağışıklık sistemiyle ilgili ciddi bulgular yer aldığına dikkat çekildi.
Başvuruda şu ifadelere yer verildi:
"CVID hastalığı; bağışıklık sisteminin, bakteri ve virüslere karşı etkin bir savunma geliştirememesiyle karakterizedir. Bu nedenle hastalar, enfeksiyonlara karşı savunmasız hale gelir ve sıradan mikroorganizmalar bile hayati tehlike yaratabilir. Müvekkilin düzenli olarak immünoglobulin replasman tedavisi alması, steril ve kontrollü ortamlarda yaşaması, enfeksiyondan korunması ve sürekli uzman hekim gözetiminde tutulması hayati önemdedir. Buna karşılık, ceza infaz kurumları, kalabalık yapısı, sınırlı hijyen imkanları, yetersiz havalandırma ve sağlık hizmetlerine erişimdeki kısıtlar nedeniyle müvekkilin sağlık durumuyla asla bağdaşmayan ortamlardır. Bu koşullarda enfeksiyon riski son derece yüksek olup, müvekkilin hastalığı hızlı ve geri dönülemez şekilde kötüleşebilir. Basit bir üst solunum yolu enfeksiyonu dahi zatürreye, sepsise ve çoklu organ yetmezliğine yol açabilecek komplikasyonlara dönüşebilir."
"Müvekkilim ilaçlarına erişemiyor"
Başvuruda, müvekkilin 3 Haziran ile 10 Haziran 2025 tarihlerinde ilaçlarının verilmesi için yaptığı başvurulara rağmen cezaevi idaresi tarafından ilaçlarına halen erişemediği kaydedildi.
Avukatlar, soruşturmayı yürüten İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın müvekkillerinin ifadesini almak üzere herhangi bir çağrı yapmadan doğrudan yakalama kararı çıkardığını belirterek, "Müvekkil her gün duruşmalar ve dosya işlemleri için adliyeye giden, sabit ikametgahlı bir avukattır. Kaçma veya delil karartma ihtimali bulunmamaktadır" ifadelerini kullandı.
Başvuruda, tutukluluğun sadece müvekkili değil, onun hukuki temsilciliğini yürüttüğü çok sayıda kişinin de mağduriyetine yol açtığı vurgulandı. Genç bir avukat olan müvekkilin mesleğinin başında kendi ofisini kurmuş ve aktif olarak adliyede görev yaparken tutuklandığı, bunun kariyerinde geri dönülmez bir kırılmaya neden olduğu belirtildi.
"Tutuklama ağır bir tedbirdir, HAGB uygulanabilir"
Başvuruda ayrıca, isnat edilen suçun TCK 299/1 kapsamında bir yıldan başlayan bir ceza öngördüğü, sabıkasız olan müvekkil hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) kararının verilmesinin yüksek ihtimal olduğu vurgulandı. Tutuklama kararının gerekçesinin ise "soyut ve kalıplaşmış" ifadelere dayandırıldığı ifade edilerek, bunun ölçülülük ilkesine aykırı olduğu kaydedildi. Avukatlar, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 103 ve 104. maddeleri kapsamında Saldıroğlu'nun derhal tahliyesini ya da adli kontrol şartıyla serbest bırakılmasını talep etti.