Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz: Murat Kurum İstanbul'u dönüştürebilir
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Murat Kurum'un İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adaylığıyla ilgili konuştu. Yılmaz, Kurum'un deprem öncesi ve sonrası yapılan harcamaları ve bölgedeki huzuru vurgulayarak, İstanbul'un afetlere hazırlanması ve konut dönüşümü gibi konularda yapacaklarını belirtti.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Cumhur İttifakı'nın İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkan adayı Murat Kurum'un bakanlık döneminde yaptıklarının ortada olduğunu belirterek, "Deprem öncesi yaptığınız bir liralık harcama deprem sonrası yedi liralık harcamaya denk geliyor. 'Yüz binlerce konutu dönüştüreceğim' diyor Murat Bey, yapar mı; Yapar. Nereden biliyoruz yapacağını; yaptı çünkü deprem bölgesinde 180 bin konut ihale etti." dedi.
Tuzla'daki "Doğu ve Güneydoğu STK ve Kanaat Önderleri Buluşması"nda konuşan Yılmaz, Türkiye'nin içinde bulunduğu coğrafyadaki sıkıntılar mukayese edildiğinde ülkenin istikrarlı şekilde yoluna devam ettiğini söyledi.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin güvenlik ve huzur meselelerinden çok çektiğini belirten Yılmaz, "Yıllar yılı bir terör belasıyla uğraştık. Şu anda çok şükür huzur içinde bir bölgemiz var. Daha geçen hafta Bingöl, Tunceli, Elazığ, Malatya, Van, Hakkari ve çeşitli illeri dolaştık. Önümüzdeki günlerde de inşallah Muş'a, Bitlis'e, Ağrı'ya, Diyarbakır'a gideceğim. Rahat bir şekilde dolaşıyoruz, vatandaşlarımızla bir araya geliyoruz." diye konuştu.
Bölgenin huzur içinde olduğunu dile getiren Yılmaz, "Hep söylüyorum, terör en büyük zararı Doğu'ya, Güneydoğu'ya, orada yaşayan vatandaşlarımıza verdi. Hangi mezhepten olursa olsun, hangi etnik yapıdan olursa olsun en büyük zararı Doğu, Güneydoğu'da yaşayan insanımız çekti. Şimdi tersine huzur ortamı da en büyük faydayı Doğu'ya, Güneydoğu'ya veriyor. Bazen söylüyorum ben, Türkiye ekonomisi dünyadan hızlı büyüyor ama Doğu, Güneydoğu'nun ekonomisi de inşallah Türkiye ortalamasının üstünde büyüyecek çünkü uzun yıllardır kullanılmamış bir potansiyel harekete geçiyor." ifadelerini kullandı.
Terörün doğrudan ve dolaylı etkilerini aktaran Yılmaz, yıkıcı etkinin kısa sürede gerçekleştiğini, olumlu etkinin ise biraz zamana yayılmasına rağmen hep birlikte görüleceklerini söyledi.
Yılmaz, şöyle devam etti:
"Bizim de AK Parti olarak Sayın Cumhurbaşkanımızın başkanlığında başından itibaren bir şiarımız oldu; 'Bölgesel milliyetçilik yapmayacağız.' dedik, başından beri bunu söyledik. Doğu'ya, Güneydoğu'ya tarihinde hiçbir dönemde olmadığı kadar yatırım yaptık, hizmet yaptık. Kale oradaysa arşın burada, geçmişe bakılabilir. Yine eksiklikler var mı? Elbette var. Mükemmellik Cenabıallah'a mahsus. Mutlaka eksiklerimiz var, yanlışlar var. Onlara bir şey diyemem ama şunu yaptık, bir taraftan çok uzun yıllardır birikmiş ihmalleri karşıladık bir taraftan da bugünün ihtiyaçlarını karşılamaya çalıştık. Doğu'da, Güneydoğu'da yaptığımız iki kat zor bir işti. Hem geçmişin ihmallerini kapatmaya çalıştık hem de bugünün ihtiyaçlarına cevap vermeye çalıştık. Büyük oranda da başardığımıza inanıyoruz, inşallah daha da iyiye gidecek."
"AK Parti 85 milyonun partisi olduğu gibi Kurmançilerin, Zazaların partisi de AK Parti'dir"
Bu çalışmaların sadece fiziki yatırımlarla sınırlı kalmadığını vurgulayan Yılmaz, tabuları da yıktıklarını, son 20 yılda demokrasi, temel hak ve hürriyetler alanında da çok büyük adımlar attıklarını kaydetti.
Yılmaz, şunları söyledi:
"Birileri Zaza, Kurmançi, Kürt seçmeni sanki tekelinde gibi görüyor, biz ona hiçbir şekilde katılmıyoruz. AK Parti 85 milyonun partisi olduğu gibi Kurmançilerin, Zazaların partisi de AK Parti'dir. Hiç kimse Kürtlerin böyle tek temsilcisiymiş gibi dolaşmasın, öyle bir şey yok. Herkes kimden ne kadar oy alıyorsa onları temsil ediyor. Kürtler de hiç böyle homojen bir grup değil, farklı siyasi eğilimleri, düşünceleri, hassasiyetleri olan birçok kesim var. Biz de AK Parti olarak her zaman destek aldık, destek almaya devam ediyoruz."
İlk defa 2007'deki Türkiye Genel Seçimleri'nde AK Parti'den Bingöl milletvekili seçildiğini belirten Yılmaz, o tarihte seçmenden yüzde 71 oy alındığını hatırlattı.
Yılmaz, hangi etnik kökenden, mezhepten, meşrepten olursa olsun bütün vatandaşların bir ve aziz olduğunu belirterek, her türlü ayrımcılığa karşı olduklarını söyledi.
Kapsayıcı ve kucaklayıcı bir millet anlayışları olduğunu aktaran Yılmaz, "Hiçbir zaman bir ırka dayalı bir anlayış değildir, geniş bir anlayıştır. Değerlerde ortaklığa, tarihi birlikteliğe, tecrübeye, kader birliğine, ortak bir gelecek tasavvuruna dayalı bir anlayıştır. Böyle olmaya da devam edecek inşallah ve biz bu milletin ferdi olmaktan iftihar ediyoruz. Bir taraftan da demokrasi, hukuk devleti içinde, eşit vatandaşlık temelinde yolumuza devam ediyoruz, devam edeceğiz. Bundan hiç kimsenin kuşkusu olmasın." ifadesini kullandı.
Yılmaz, önceki günlerde Pençe Kilit Harekatı Bölgesi'nde şehit olan Tabip Teğmen Hulusi Elçi'nin Bingöl'deki cenaze törenine katıldığını hatırlatarak, tüm şehitlere rahmet, yakınlarına başsağlığı diledi.
Demokratik bir ortamda her konunun tartışılabileceğini ifade eden Yılmaz, "Bizim Kürt vatandaşlarımızla konuşmak, onların sorunlarını öğrenmek, dinlemek, ilgilenmek için başka aracılara da ihtiyacımız yok kimse kusura bakmasın. Alevi vatandaşlarımız için de aynı şekilde, bizim başka aracılara ihtiyacımız yok. Biz vatandaşımızla zaten konuşuruz, sorunları varsa dinleriz, elimizden gelen tüm gayretle de sorunları aşmaya, çözmeye çalışırız. Bundan sonra da aynı anlayış içinde olacağız ama birilerinin ideolojik birtakım saplantılarıyla, toplumu huzursuz eden yaklaşımlarıyla da hiçbir şekilde anlaşmamız mümkün değil." değerlendirmesinde bulundu.
"Boş laflarla, polemiklerle, çatışmalarla, kavgalarla, şovlarla bu millete vereceğimiz bir şey yok"
31 Mart Mahalli İdareler Seçimleri'nin yerel bir seçim olduğunu hatırlatan Yılmaz, şunları kaydetti:
"Esas mesele nedir yerel seçimde? İlçemizin, ilimizin mahalli, müşterek hizmetleri. Bunu kim daha iyi yapar? Kim daha iyi sağlar? Esas sorumuz bu. Adaylar var, partiler var. Vatandaş olarak bizim sormamız gereken: 'Kim bana daha güzel bir yaşam ortamı sağlar? Kim daha güzel bir iş ortamı, yatırım ortamı sağlar?' Bunu sorarak, buna vereceğimiz cevap, en isabetli tercihi yapmamızı sağlayacaktır, diye inanıyorum. Biz AK Parti olarak ve Cumhur İttifakı olarak hep şunu savunuyoruz, eser ve hizmet siyaseti diyoruz. Boş laflarla, polemiklerle, çatışmalarla, kavgalarla, şovlarla bu millete vereceğimiz bir şey yok. Bizim bu millete çalışarak, ter dökerek, sorunlarını çözerek hizmet etmemiz lazım. Buna biz gerçek belediyecilik diyoruz. Şimdi bir anlayış var. Ne diyor? Belediyeyi nasıl görüyor? Şan, şöhret yeri olarak. Kendi reklamını yaptığı, polemiklerle gündem olmaya çalıştığı bir makam olarak görenler var. Bunlar gerçek belediyecilik yapamazlar. İdeolojik saplantıları için belediyeyi kullanmaya çalışanlar da var. Bunlar da gerçek belediyecilik yapamaz. Belediyeyi başka yerlere atlamanın bir aracı olarak görürler ancak, başka bir takım hedeflere hizmet edecek bir enstrüman olarak görürler belediyeyi halka hizmet edecek bir kurum olarak değil. Böyle yapanlar, bu zihniyette olanların kaynakları verimli kullanması da mümkün değil, bunlar kaynakları yatırım için kullanmazlar halka hizmet için kullanmazlar, başka işlere harcarlar."
"İstanbul bir 5 yıl daha kaybetmemeli"
İstanbul'un bir 5 yıl daha kaybetmemesi gerektiğini dile getiren Yılmaz, "Murat Bey ne diyor, 'Sadece İstanbul', 'Yeniden İstanbul'u farklı bir yere taşıyacağız.' Birçok projesi var ama bana göre bu iki konu çok çok önemli, İstanbul'u afetlere hazırlamak, afet gerçekleşmeden riskleri ortadan kaldırmak böylece insanımızın can güvenliğini, mal güvenliğini sağlamak. Bu ekonomik anlamda da çok önemli. Deprem öncesi yaptığınız bir liralık harcama deprem sonrası yedi liralık harcamaya denk geliyor. 'Yüz binlerce konutu dönüştüreceğim.' diyor Murat Bey, yapar mı; Yapar. Nereden biliyoruz yapacağını; yaptı çünkü deprem bölgesinde 180 bin konut ihale etti, daha önce yaptıkları ortada." ifadelerini kullandı.
AK Parti İstanbul İl Başkanı Osman Nuri Kabaktepe ile Tuzla Belediye Başkanı Şadi Yazıcı'nın selamlama konuşmaları yaptığı program soru-cevap ile devam etti.