Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, 2025 yılı bütçe görüşmelerinin son gününde TBMM Genel Kurulunda konuştu: (3)

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Güvenlik şartlarının pekiştiği, çok daha güçlendiği bir ortamda turizminden sanayisine, tarımına, Doğu ve Güneydoğu'da çok ciddi bir gelişme görüyoruz.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Güvenlik şartlarının pekiştiği, çok daha güçlendiği bir ortamda turizminden sanayisine, tarımına, Doğu ve Güneydoğu'da çok ciddi bir gelişme görüyoruz. İşte, bu terörle mücadelenin, güvenli ortam oluşturmanın ekonomik sonucudur." dedi.
Yılmaz, 2025 yılı bütçe görüşmelerinin son gününde TBMM Genel Kurulunda konuştu.
İstihdamda çok olumlu gelişmeler yaşandığını dile getiren Yılmaz, "İşsizlik oranımız ekim ayında yüzde 8,8, tek haneli rakamlarda bir işsizliğimiz var ve burada son bir yılda 1 milyon 31 bin insan iş imkanına kavuşmuş. Bundan güzel bir şey olabilir mi?" ifadelerini kullandı.
İstihdamın sadece ekonomik bir veri olmadığını vurgulayan Yılmaz, "Toplam istihdamımız 33 milyon civarına gelmiş durumda. Bugünkü istatistiklerin başlangıcı olan 2005 yılına geri giderseniz, işte, 19 milyon küsur bir istihdamı vardı tüm ülkemizin, 19 milyonun biraz üstünde bir istihdam vardı. Bugün 33 milyonlara gelmişiz. Bu, takdir edilmesi gereken bir durumdur hem ekonomik hem sosyal açıdan." dedi.
"Yeni GAP Eylem Planı'nı ilan edeceğiz"
Tasarruf dışı tutulan unsurlardan birinin sulama yatırımları olduğunu açıklayan Yılmaz, hafta sonu Şanlıurfa'da yeni GAP Eylem Planı'nı ilan edeceklerini söyledi.
Tarımsal üretimi çok daha farklı seviyelere taşımanın gayreti içinde olduklarını belirten Yılmaz, 2002'de 24,5 milyar dolar olan toplam tarımsal üretim değerinin 2023'te 68,5 milyar dolara çıktığını bildirdi. Yılmaz, tarım ve gıda ürünleri toplam ihracatının 4 milyar dolardan 21,8 milyar dolara, tüm ülkede sulanan alanın 2,3 milyon hektardan 7,1 milyon hektara, su ürünleri üretiminin 61 bin tondan 556 bin tona, 8,4 milyon ton olan süt üretiminin de 21,5 milyon tona ulaştığını aktardı. Yılmaz, gıdayı, tarım sektörünü önceliklendirdiklerini ve bu alanda gelecek dönemde daha fazlasını yapacaklarını kaydetti.
Turizmin de cari açığı aşağı çeken en önemli unsurlardan birini teşkil ettiğini vurgulayan Yılmaz, bu yıl beklenen turist sayısının 61 milyon, turizm gelirinin 60 milyar dolar olduğunu dile getirdi.
Sosyal konut konusunda kapsamlı çalışmalar yapmaya kararlı olduklarını ifade eden Yılmaz, "Yeni nüfus dinamiklerini dikkate alarak, metropoller başta olmak üzere yeni aile büyüklüğünü, ölçeğini de dikkate alarak, enerji verimliliğini, afetlere dayanıklılığı da dikkate alarak kapsamlı sosyal konut programlarını hayata geçireceğiz." dedi.
Ulaşımda da demir yollarını önceliklendirdiklerini aktaran Yılmaz, "Önümüzdeki dönem demir yollarına, özellikle pazarlar ile üretim alanlarını bağlayan şirketlerimizin lojistik maliyetlerini düşürerek rekabet güçlerine katkıda bulunacak hızlı tren projeleri başta olmak üzere bu hatlara önem ve öncelik veriyoruz; bunun etkilerini de göreceksiniz." diye konuştu.
Yılmaz, 12'inci Planın, Orta Vadeli Programın temel unsurlarından birinin yeşil ve dijital dönüşüm olduğunu belirterek, "Bunu Türkiye olarak kaçırmamak zorundayız. Yapay zekadan tutun diğer bütün alanlara varıncaya kadar, sanayiden hizmet sektörlerine, tarıma kadar her alanda dijitalleşme ve yeşil dönüşümü sağlamak durumundayız. Daha düşük karbonla üretim yapan, daha etkili, verimli üretim yapan bir yapıyı bu şekilde sağlamak durumundayız." ifadelerini kullandı.
"Güvenli bir ortam olmadan temel hak ve hürriyetlerinizi de yaşayamazsınız"
Türkiye'nin önemli bir zamanını güvenlik odaklı bir dönemle geçirdiğini anlatan Yılmaz, buna rağmen ekonomik başarılar sağladığını söyledi. Yılmaz, "Türkiye, şimdi bu güvenlik risklerini de büyük oranda azaltmış, terörle mücadelesinde çok önemli başarılar elde etmiş bir ülke olarak demokratik standartları yükseltmeye, kalkınmasını çok daha ileriye taşımaya hazır haldedir." değerlendirmesini yaptı.
Güvenlik olmadan ne demokrasi ne de kalkınma olacağını aktaran Yılmaz, şunları dile getirdi:
"Güvenli bir ortam olmadan temel hak ve hürriyetlerinizi de yaşayamazsınız, girişimcilik hürriyetinizi de yaşayamazsınız; güvenli olmayan bir ortam yatırım yapılabilir bir ortam değildir. Bunun en fazla acısını da Doğu ve Güneydoğu'da yaşayan insanlarımız çekmişlerdir; terörden dolayı, güvenlik şartlarının getirdiği sıkıntılardan dolayı bırakın, o bölgemize sermayenin gitmesini, yatırımların gitmesini, o bölgedeki birçok yatırımcı, sermayedar başka yörelere gidip yatırım yapmak durumunda kalmışlardır. Şimdi ise tam tersini yaşıyoruz; güvenlik şartlarının pekiştiği, çok daha güçlendiği bir ortamda turizminden sanayisine, tarımına, Doğu ve Güneydoğu'da çok ciddi bir gelişme görüyoruz. İşte, bu terörle mücadelenin, güvenli ortam oluşturmanın ekonomik sonucudur."
2002'den bugüne enflasyondan arındırarak bakıldığında her kalemde reel artış olduğunu, çeşitli kesimlerin sosyal haklarında iyileşmeler sağlandığını anlatan Yılmaz, "Birleşmiş Milletlerin Kalkınma Programı tarafından açıklanan İnsani Gelişme Endeksi'nde 2000 yılında Türkiye 166 ülke içinde 88'inci sıradayken bugün 193 ülke arasında 45'inci sıraya yükselmiştir ve bu şekilde üst üste 4'üncü yıldır en yüksek insani gelişme kategorisinde yer alan ülkeler arasındadır. Burada düşük insani gelişmişlik, orta insani gelişmişlik, yüksek insani gelişmişlik ve çok yüksek insani gelişmişlik dediğimiz 4 grup var; Türkiye, son 20 yılda yüksek insani gelişmişlikten çok yüksek insani gelişmişliğe terfi etmiştir ve sıramızı daha üst sıralara taşıma gayreti içindeyiz." ifadelerini kullandı.
İYİ Parti Samsun Milletvekili Erhan Usta'nın deprem harcamalarına ilişkin kurduğu ifadeleri eleştiren Yılmaz, "Erhan Usta eski mesai arkadaşım, o yüzden, inşallah, bu söylediklerimden alınmaz. 'deprem bütçemize katkı sundu' dedi. Bu, bence literatüre geçecek bir ifade, akademik olarak hakikaten incelenmesi gereken bir ifade." dedi.
Erhan Usta'nın "Asgari ücretin vergi dışı bırakılmasının çalışanlara hiçbir faydası yok." sözlerini de eleştiren Yılmaz, şöyle devam etti:
"Böyle bir şey olabilir mi? Asgari ücrete kadar ücretleri vergi dışı tutmamız işçilere, çalışanlara muazzam bir destektir, çalışan başına 35 bin lira civarında bir katkıya karşılık gelmektedir. Gelecek yıl 850 milyar lira sırf bunun için vergiden vazgeçti hükümetimiz. Dolayısıyla o '3 trilyon' dediğimiz vergi harcamalarının aşağı yukarı üçte biri bundan oluşmaktadır. O harcamaların önemli bir kısmı yine tarımla ilgili harcamalar, AR-GE'ye destek harcamaları, esnafa dönük harcamalar, teşvik politikalarıyla ilgili harcamalardan oluşmaktadır. Dolayısıyla 'asgari ücretliden vergi almamanız çalışanlara hiç katkı sunmadı' demek bence insafla bağdaşır bir fikir değil."
"Bütün dünya görüyor"
Türkiye'nin her ortamda barışı savunan, barışa katkıda bulunan bir güç olduğunu söyleyen Yılmaz, "Gazze'de Filistinli kardeşlerimizin Batı Şeria'da, tüm Filistin'de yaşadıkları zulümleri yakından bütün dünya görüyor. Türkiye olarak bu konuda hem Gazze'deki saldırıları hem Lübnan'a yapılan saldırıları hem de İsrail'in Golan'daki işgal ettiği alanları genişletici eylemlerini hiçbir şekilde tasvip etmiyoruz." diye konuştu.
Ateşkesin sağlanması için İsrail'in Gazze'de yaptığı soykırım nedeniyle Binyamin Netanyahu yönetiminin uluslararası hukuk önünde hesap vermesi gerektiğini kaydeden Yılmaz, "İnsani yardımların Gazze halkına kesintisiz ulaşmasını, İsrail'e silah ihracatının engellenmesini tüm platformlarda savunuyoruz, bu yönde öncülük yapıyoruz." dedi.
Gazze'ye en fazla insani yardım yapan ülkenin Türkiye olduğunun altını çizen Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Burada ticaret konusunda da en öncü adımları atan, diğer ülkelerin atmadığı adımları atan Türkiye olmuştur. Bize yönelik bu yönde yapılan eleştirilere sadece şunu söyleyeceğim. Filistin Ekonomi Bakanı'yla bir konuşun, Filistin'i temsil eden insanlarla bir konuşun, onlar Türkiye'nin politikasından memnun mu, değil mi? Onlar Türkiye'nin Filistin'in yanında olduğunu düşünüyorlar mı, düşünmüyorlar mı? Buradan oturup onlar adına, onların şartlarının hiçbir şekilde dikkate alınmadığı bir şekilde değerlendirmeler yapmayı da hiçbir şekilde doğru bulmuyorum."
"Suriye halkı bizim kardeşimizdir"
Suriye'de 8 Aralık itibarıyla yeni bir döneme girildiğini hatırlatan Yılmaz, "Suriye bir halk devrimi yapmıştır ve otoriter bir yönetim, bir diktatörlük sona ermiştir. Şimdi beklentimiz, Suriye'de tüm kesimleri kapsayan, hangi dinden, hangi etnik gruptan, hangi mezhepten olursa olsun herkesi şemsiyesi altında buluşturan bir yapının oluşmasıdır." dedi.
Suriye'nin toprak bütünlüğünden, egemenliğinden yana olduklarını vurgulayan Yılmaz, şunları kaydetti:
"Suriye halkı bizim kardeşimizdir, kader ortağımızdır, komşumuzdur ve inanıyoruz ki Suriye'nin yeniden imarıyla birlikte, oradaki ortamın, güvenlik ortamının, ekonomik ortamın, kurumsal ortamın gelişmesiyle birlikte uzun süredir ülkemizde bulunan Suriyeli kardeşlerimiz de gönüllü bir şekilde, onurlu bir şekilde, güvenli bir şekilde vatanlarına döneceklerdir ve bu yönde de her türlü desteği sağlayacağız. Bunu yaparken DEAŞ'la, IŞİD'le, PKK terör örgütüyle mücadelemizi de kararlı bir şekilde sürdürmeye devam edeceğiz."
DEAŞ'ın İslam'ı temsil etmediği gibi PKK'nın da Kürtleri temsil etmediğini belirten Yılmaz, şunları söyledi:
"Bu ayrımı net bir şekilde yapmak durumundayız. Teröre karşı kim yaparsa yapsın, hangi güzel kavramları istismar ederse etsin, teröre karşı ilkesel bir duruş sergilememiz lazım ve bütün demokratik oluşumların, partiler başta olmak üzere terörün gölgesine, terörün etkisine karşı çıkmaları lazım. Farklılıklara saygılıyız; farklı fikirlere, farklı görüşlere ama terörün başladığı yerde demokratik siyaset biter. Bu sadece Türkiye'ye özgü değil, tüm demokratik ülkeler için böyledir. Dolayısıyla biz, terörsüz bir Türkiye istiyoruz, Türkiye Yüzyılı'nın huzurun yüzyılı olmasını istiyoruz. Bunu da başarıyoruz, başaracağız."
Türkiye'nin, Rusya-Ukrayna Savaşı'nda çeşitli girişimlere ara buluculuk yaptığını ve çok önemli katkılar sunduğunu hatırlatan Yılmaz, Etiyopya ile Somali arasında sıcak çatışma oluşturma potansiyeli olan sorunların aşımında da Türkiye'nin çok aktif bir ara buluculuğu olduğunu söyledi.
Türk milletinin köklü bir medeniyetten geldiğini vurgulayan Yılmaz, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bizim değerlerimiz, yüzyıllar boyunca birçok farklılığı aynı yerde yaşatmış, birlikte yaşatmış değerler; geleceğe baktığımızda da yine bunu görüyoruz, Türkiye Cumhuriyeti devleti güçlü bir şekilde yoluna devam edecektir. Bölgesinde çok daha güçlü bir aktör, küresel düzeyde de çok daha etkili bir aktör olacağından hiç kimsenin şüphesi olmasın. Bu yönde de adımlarımızı kararlı bir şekilde devam ettiriyoruz. Hükümet olarak ülkemizi her alanda ileri taşımaya devam edeceğiz. Ülkemizi, insanımızın hak ettiği standartlara kavuşturmak için gece gündüz planlı, programlı bir şekilde çalışacağız. Bu duygularla, AK Parti'nin 23'üncü, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin 7'nci, Türkiye Yüzyılı'nın ikinci bütçesinin hayırlı uğurlu, bereketli olmasını diliyorum."
(Bitti)