Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, partisinin İzmir 8. Olağan İl Kongresi'nde konuştu: (1)

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, partisinin İzmir 8. Olağan İl Kongresi'nde konuştu: (1)
Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bir zamanlar medeniyet sembolü İzmir, tarihinin en karanlık, en bakımsız, en perişan devrini yaşıyor.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bir zamanlar medeniyet sembolü İzmir, tarihinin en karanlık, en bakımsız, en perişan devrini yaşıyor." dedi.

Erdoğan, Halkapınar Spor Salonu'nda düzenlenen partisinin İzmir 8. Olağan İl Kongresi'nde konuştu.

Konuşmasına "Gözlerin daim enginde. Bir büyü var her renginde. Kadir bilenler nezdinde kadrin bilinir demişler." ifadeleriyle başlayan Erdoğan, İzmir'in dört bir yanına, dünyanın her yerindeki İzmirlilere selamlarını gönderdi.

Erdoğan, Ardahan ve Yozgat'ın canlı bağlantıyla kendilerini takip ettiğini belirterek, kongrelerin İzmir, Ardahan ve Yozgat ile ülkeye ve millete hayırlı, uğurlu olmasını diledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ilk fetih günlerinden İstiklal Harbi'ne, İzmir'in kurtuluşundan terörle mücadeleye kadar İzmir'in verdiği tüm şehitleri rahmetle yad etti.

Eski İzmir türkülerinin çoğunun kahramanlık üzerine, efelerin cesareti, askerlerin fedakarlığı üzerine yazıldığını anımsatan Erdoğan, şöyle devam etti:

"'Asker ettiler beni kıdemli çavuş. Gurbet çöllerinde oldum bir baykuş. Anadan, babadan, yardan bir haber yokmuş. Uçun kuşlar, uçun İzmir'e doğru.' Anadan, babadan, yardan geçerek vatan hizmetine koşan İzmirlilerin hasretlerini kuşlara fısıldadığı bu türkülerin her birinin gerisinde ayrı bir kahramanlık hikayesi vardır. İşte bunun için Birinci Dünya Savaşı'nda İzmir işgal edildiğinde tüm Türkiye yasa bürünmüştür. Bu işgal üzerine İstanbul'da Sultanahmet mitinginde Halide Edip Adıvar'ın ettirdiği yemindeki ahdimiz, bugün de kalbimizde aynı heyecanla yaşıyoruz. Ne diyordu bu ahitte?

'Türkiye istiklale kavuşana kadar korkmayacağız. Hiçbir meşakkatten kaçmayacağız. Bayrağımıza, ecdadımızın emanetine ihanet etmeyeceğiz.' Görüldüğü gibi milletimiz İzmir'in istiklalini Türkiye'nin istiklali ile müsavi tutmuştur. Türk tarihinde daima yek vücut olmanın istiklale ve ecdadın mirasına sahip çıkmanın timsali olduğu için o kara günlerde milletimiz İzmir'e böylesine sıkı sıkıya sahip çıkmıştır. Biz de İzmir'e Çakabey nasıl sahip çıktıysa Gazi nasıl sahip çıktıysa Menderes nasıl sahip çıktıysa öyle samimiyetle sahip çıktık."

"Rüzgar kımıldasa İzmir yaşanmaz hale geliyor, havaya bakıp ıslık çalıyorlar"

İzmir'e sahip çıkmanın bu şehre aşkla hizmet etmekle olacağını ifade eden Erdoğan, bugün yerel yönetimlerin ve şehrin temsilcilerinin çoğunun İzmir'e sahip çıkma azminde ve cehdinde olmadığını üzülerek gördüklerini söyledi.

Mehmet Akif'in bir zamanlar İstanbul için "Bizim mahallede İstanbul'un kenarı demek, sokaklarından geçilmez ki yüzme bilmeyerek" sözlerini hatırlatan Erdoğan, Akif'in 110 yıl önce İstanbul için yaptığı tespitin örneklerini 2025'in İzmir'inde hemen her alanda görmenin mümkün olduğunu kaydetti.

Erdoğan, "İzmir'in hemen tüm mahalleleri, caddeleri, sokakları, denizi perişan vaziyettedir. Tek işi vatandaşa hizmet etmek ve şehri yaşanılır kılmak olanlar maalesef vatandaşa hizmetten başka her işi yapıyor. Yağmur çiselese İzmir'i su basıyor. Umurlarında değil. Rüzgar kımıldasa İzmir yaşanmaz hale geliyor, havaya bakıp ıslık çalıyorlar. Altyapı deseniz zaten hiç mevcut değil ki üzerinde konuşasınız. Hülasaten, bir zamanlar medeniyet sembolü İzmir, tarihinin en karanlık, en bakımsız, en perişan devrini yaşıyor." diye konuştu.

Sadece şu son 10 yılda yaşananların bile şehrin CHP'li yerel yöneticiler ve siyasetçiler tarafından nasıl bir garabet sarmalığına sokulduğunu göstermeye yeterli olduğunu vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Haklarını isteyen işçileri dinlemek yerine sokağa atarlar. İzmir Körfezi'nin kötü kokudan yanına yaklaşılmadığı halde kıllarını kıpırdatmazlar. Körfezin temizlenmesinin asli sorumlusu millete olan saygısından dolayı bu meseleye çözüm arayan bakanlığın toplantısına katılma lütfunda dahi bulunmazlar. Ülkenin en pahalı suyunu İzmirlilere içirirler. İlçelerine hizmet etmeleri için seçilen başkanlar, İstanbul'da siyasi ikbal peşinde koşarlar.

Kötü yönetimden dolayı işçi maaşlarını ödeyemedikleri için temel hizmetler bile aksar. Kentsel dönüşüm projelerindeki dolandırıcılıkların arkasında kendi partililerinin silüeti belirir. Eski ve yeni başkanların şehre zerre kadar faydası olmayan kişisel kavgaları ayyuka çıkar. Hakaret suçundan yargılanan edepsizleri önce protokole alıp baş köşeye oturturlar sonra özür dilerler."

(Sürecek)

Kaynak: AA / Merve Yıldızalp - Güncel
title