Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ziraat Bankası 4. Tarım Ekosistemi Buluşması'nda konuştu: (2)

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediyesine (İBB) yönelik yolsuzluk soruşturmasına ilişkin, "Yıllarca beraber yol yürüdükleri, iş tuttukları, belediyelerde üst düzey görev verdikleri arkadaşları, İstanbul'un imkanlarının nasıl yağmalandığını, nasıl birilerine...
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediyesine (İBB) yönelik yolsuzluk soruşturmasına ilişkin, "Yıllarca beraber yol yürüdükleri, iş tuttukları, belediyelerde üst düzey görev verdikleri arkadaşları, İstanbul'un imkanlarının nasıl yağmalandığını, nasıl birilerine peşkeş çekildiğini açıkça itiraf etmeye başladılar." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi'nde bu yıl 4'üncüsü düzenlenen Ziraat Bankası Tarım Ekosistemi Buluşması'nda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin tarımda hangi seviyede olduğuna dair verilere geçmeden önce bir hususu ifade etmek istediğini söyledi.
Türkiye'deki toksik muhalefet anlayışına sık sık dikkati çektiğini, bunun Türkiye'ye verdiği zararlardan bahsettiğini anımsatan Erdoğan, Türkiye her alanda çağ atlarken muhalefetin bilhassa da ana muhalefetin kronikleşen kalite sorunundan rahatsız olduğunu kaydetti.
Erdoğan, "Yıllar geçiyor, aktörler değişiyor fakat muhalefetin zihniyetinde hiçbir şey değişmiyor. Rakamları çarpıtma, bir bardak suda fırtına koparma alışkanlıklarından maalesef vazgeçmiyorlar. Buna krediler meselesinde de şahitlik ediyoruz. Sürekli güncelledikleri rakamlarla, 'Çiftçinin şu kadar borcu var.' diyerek güya ülke ekonomisini ve ekonomi programımızı kötüleme gayretindeler. Oysa çizdikleri karamsar tabloyla gerçekler arasında ciddi fark var." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, çiftçilerin çok uygun şartlarda kredi kullandığını, bunu da öyle muhalefetin iddia ettiği gibi battıkları için değil, üretimlerini geliştirmek, kapasitelerini artırmak, yurt dışına ve yeni pazarlara açılmak, işletmelerini daha da büyütmek için aldıklarını belirtti.
Çiftçilerin ödemelerini de yaptığına, kredilerin geri dönüş oranının yüzde 97 seviyesinde olduğuna dikkati çeken Erdoğan, Ziraat Bankasının verdiği kredilerde bunun yüzde 99'a çıktığını, ortada batma, iflas etme, borç batağına saplanma ve ödeyememe gibi bir durumun söz konusu olmadığını vurguladı.
"Çiftçilerimizi tarım sigortası yaptırmaya davet ediyorum"
Çiftçileri ve üreticileri asla çaresiz bırakmadıklarını ve bırakmayacaklarının altını çizen Erdoğan, 23 yıldır taviz vermedikleri bu duruşu nisan ayında başlarına gelen zirai don olayında bir kez daha sergilediklerine işaret etti.
Erdoğan, nisanda son 30 yılın en düşük sıcaklıklarının kaydedildiğini anımsatarak, "Kimi yerlerde eksi 17'yi gören sıcaklık düşüşleriyle karşılaştık. Zirai don olayından 34 ilimiz büyük ölçüde olmak üzere 65 ilimiz etkilendi. TARSİM kapsamında hasar tazminatlarını ödemeye başladık. Sigortalı olmayan üreticilerimizin de zararlarını telafi ediyoruz. Kasıma kadar hem sigortalı hem sigortasız bütün çiftçilerimizin zararlarını karşılamış olacağız." ifadelerini kullandı.
Tarım Sigortaları Havuzu (TARSİM) ile yüzde 70'e varan prim desteği sunduklarını aktaran Erdoğan, çiftçilerin talepleri doğrultusunda verim ve maliyetleri güvence altına alacak yeni sigorta ürünleri üzerinde de çalıştıklarını söyledi.
Erdoğan, çiftçileri tarım sigortası yaptırmaya davet ederek, "Şunun da bilinmesi faydalı olacaktır. Tarım sektörümüz hamdolsun dimdik ayaktadır. Türkiye, önüne çıkan zorluklara rağmen yürüyüşüne devam etmektedir. Biz bu makamlarda olduğumuz müddetçe kutlu yürüyüşümüzü hiçbir güç engelleyemeyecektir. Ortada bir batan ve iflas eden varsa görüyoruz ki o ana muhalefetin istismar, iltimas, çarpıtma ve felaket tellallığı siyasetidir." dedi.
"İstanbul'un imkanlarının nasıl yağmalandığını açıkça itiraf etmeye başladılar"
İBB'ye yönelik yolsuzluk soruşturmasına da değinen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Ekranlardaki ve gazetelerdeki tartışmaları sizler de takip ediyorsunuz. Yıllarca beraber yol yürüdükleri, iş tuttukları, belediyelerde üst düzey görev verdikleri arkadaşları, İstanbul'un imkanlarının nasıl yağmalandığını, nasıl birilerine peşkeş çekildiğini açıkça itiraf etmeye başladılar. Halka hizmet için harcanması gereken kaynakların siyaseti dizayn etmek için nasıl pervasızca kullanıldığı tek tek deşifre oluyor. Heybedeki irili ufaklı turplar da ahtapotun farklı yerlere uzanan kolları da yine bizzat kendi arkadaşları tarafından birer birer ortaya çıkartılıyor. İstanbul'u zehir bir sarmaşık misali saran suç örgütünün kimleri haraca, kimleri maaşa bağladığı yavaş yavaş belli oluyor. Daha iki yıl öncesine kadar Türkiye'yi yönetmeye layık gördükleri şahısla ilgili söylediklerini duydukça 'Allah bu milletin yüzüne bakmış.' diyoruz. Gündemlerinde ne millet, unutmayın ne çiftçi var. Şaibeyle yatıp butlanla kalkıyorlar."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Meselenin daha hazin tarafı şudur: Lafa gelince Kuvayımilliyeci olmakla övünen partinin genel başkanı, yabancı siyasetçilerden demokrasi dileniyor, huzurlarında el pençe divan durup bizi sıkıştırmaları için onlardan ricada bulunuyor. Hasılı millete ve memlekete hiçbir faydaları olmadığı gibi bir de toksik siyasetleriyle Türkiye'ye ve ülkemizin ekonomisine zarar veriyorlar. Sonra da çıkıp Meclis kürsüsünde mazot bidonuyla halkçılık yapıyorlar. Ne diyelim, Rabb'im ülkemizi ve milletimizi bunların insafına bırakmasın." diye konuştu.
"2002'de 24,5 milyar dolar olan tarımsal hasılamızı, 22 senede tam 3 katına çıkardık"
Yaklaşık çeyrek yüzyıl önce bu mübarek toprakların sesi, umudu ve ruhu olarak Türkiye'ye hizmet için yola çıktıklarını dile getiren Erdoğan, ülkeyi yönetme sorumluluğunu üstlendikleri günden beri ait oldukları bu topraklara minnet borçlarını layıkıyla ödemeye çalıştıklarını kaydetti.
Erdoğan, çiftçi ürettikçe onlara tüm imkanlarıyla destek olduklarını belirterek, "Üretimin artması için reel olarak 2,1 trilyon lira tarım desteği verdik. Çiftçilerimize 2025 yılında toplam 84 milyar lira ödeme yaptık. Yıl sonunda bu meblağ 135 milyar lirayı bulacak. Ülkemizde 206 çeşit tarım mahsulü üretiliyor ve hamdolsun biz bunların birçoğunda kendimize yeter durumdayız. Sebze ve meyve üretiminde dünyada 4'üncüyüz. Bitkisel üretimde 11'inciyiz, 21 üründe dünyada ilk 3'teyiz. Sığır eti, tavuk eti, yumurta üretiminde Avrupa'da birinciyiz. Su ürünleri yetiştiriciliğinde ise dünyada 16'ncı, Avrupa'da 2'nci sıradayız." bilgisini paylaştı.
"Cumhuriyet tarihinde yapılan barajların 3 katı kadar baraj inşa ettik"
Üretimdeki bu tarihi başarılarla birlikte tarım ve orman sektörünün geçen yıl Türkiye ortalamasının üzerinde büyüme kaydettiğine işaret eden Erdoğan, şunları söyledi:
"2002'de 24,5 milyar dolar olan tarımsal hasılamızı, 22 senede tam 3 katına çıkartarak 2024 yılında 74 milyar dolara yükselttik. Yine aynı dönemde tarım ihracatımızı 3,8 milyar dolardan aldık, geçtiğimiz sene 32,6 milyar dolara ulaştırdık. Yani 2002'de ülke olarak neredeyse bir yılda yaptığımız toplam ihracatı bugün sadece tarım alanında gerçekleştiriyoruz. Bir diğer çarpıcı rakam şudur: Tarımda son 22 yılda 110 milyar dolarlık dış ticaret fazlası verdik. 186 ülkeye 2 bin 218 çeşit tarım ürünü ihraç ediyoruz. 104 ülkeye tohum ihracatı gerçekleştiriyoruz. Hayat kaynağımız olan suya, günümüz rakamlarıyla toplam 3 trilyon 350 milyar liralık yatırım yaptık. 10 bin 663 tesisi hizmete açtık. Cumhuriyet tarihinde yapılan barajların 3 katı kadar baraj inşa ettik. Bu yıl içinde 132 milyar lira yatırım büyüklüğüne sahip 321 tesisi daha inşallah milletimizin hizmetine sunacağız."
(Sürecek)