Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Yürüttüğümüz Ağaçlandırma Projeleriyle Topraklarımızı Bu Tehditten...
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Biz hem belediyelerimiz hem de bakanlıklarımız eliyle yaptığımız çalışmalarla Türkiye'nin gelmiş geçmiş en çevreci, en ağaç ve yeşil dostu yönetimi olduğumuza inanıyoruz ve bunun iddiası içerisindeyiz.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Biz hem belediyelerimiz hem de bakanlıklarımız eliyle yaptığımız çalışmalarla Türkiye'nin gelmiş geçmiş en çevreci, en ağaç ve yeşil dostu yönetimi olduğumuza inanıyoruz ve bunun iddiası içerisindeyiz." dedi.
Erdoğan, Beştepe Millet Kültür ve Kongre Merkezi'nde Orman ve Su İşleri Bakanlığınca "21 Mart Dünya Ormancılık Günü" dolayısıyla düzenlenen "Milletimizle Birlikte Daha Yeşil Türkiye" buluşmasında konuştu.
Orman ve Su İşleri Bakanlığının, PTT vasıtasıyla 23 milyon haneye göndereceği mektupların içerisinde kara çam tohumları olduğunu belirten Erdoğan, "Bunların büyümesini sağladığımız takdirde daha yeşil bir Türkiye hedefine o kadar çabuk ulaşacağız. İnşallah biraz sonra ilk mektubu posta kutusuna atarak bu projeyi başlatıyoruz. Bu projenin aynı zamanda internet ve cep telefonunun yaygınlaşmasıyla artık hayatımızdan çıkma noktasına gelen mektup adetinin yaşatılması yönünde de bir adım olacağına inanıyorum." diye konuştu.
Bazı çevrelerin ağaç kesimine yol açacağı iddiasıyla vatandaşlara mektup gönderilmesini eleştirdiğini anımsatan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Ne alakası var ya? Şu anda ormanlarımız yeri gelen bazı yerlerde hiç kesilmiyor mu zannediyorsunuz? Hem ormanı rahatlatmak hem de ormanlarda hani hüdayı nabit deriz ya, bu duruma gelmiş ağaçlar kesilir, temizlenir. Kendi sektörlerinde, kağıt sektöründe bunlar kullanılır. Şimdi bütün bu gazete kağıtları vesaire bunlar gerçekten çok çok kalite, verimli olan ağaçlardan mı üretiliyor zannediyorsun. İşte bunlardan. Burada da zarf, kağıt bunlardan elde ediliyor ve onlarla birlikte biz yeni bir hareket inşa ediyoruz. Onlarla kara çam üreteceğiz. 23 milyon aileye bu tohumlar gidecek ve oradan kara çam üreteceğiz, bereketlenecek ormanlarımız. Ağzı olan herkes konuşuyor ya. Hadi onlar konuşmaya devam etsin biz de işimize devam edelim."
"İstanbul'a dağları delerek suyu getirdik"
Erdoğan, ağaçlandırmaya yönelik çalışmalarını yeni olmadığını belirterek "1994 yılında İstanbul'a belediye başkanı seçildiğimde gerçekten biz çok kötü bir şehir almıştık. İstanbul berbattı. Yol kenarlarında, yol ortasında ağaç yok. Karşımızda havası kirli, musluklarından su akmayan, kokudan Haliç'in yanından dahi geçilemeyen, çöp dağlarının istilası altında atık suları denize akan bir İstanbul vardı." dedi.
Hemen kolları sıvadıklarını ve tüm bu sıkıntıları birer birer çözdüklerini dile getiren Erdoğan, şunları söyledi:
"O zaman da Sayın Başbakanımızı, İstanbul Deniz Otobüsleri'nin başına getirmiştim. Veysel Bey'i de İSKİ'nin başına getirmiştik. Yoğun bir çalışma yaparak önce çöpleri toplayıp, sokakları temizleyip İstanbul'a bir nefes aldırdık. Yaşanabilir bir kent haline getirdik. Doğalgazı yaygınlaştırdık. Geldiğimizde 50 bin haneye doğalgaz gidiyordu biz bunu 1 milyon 250 bine çıkarttık ve İstanbul o kirli havadan kurtularak, temiz havaya kavuştu. İçme suyu sorununu yine sağ olsun Veysel Hoca ile yaptığımız çalışmalarla o zamanlar Istıranca Dağları'ndan İstanbul'a dağları delerek suyu getirdik. Düşünebilir musunuz evlerdeki küvetlere, su istasyonlarından su alıyor, küvetleri dolduruyor ve ihtiyacını oradan gideriyordu. Çünkü musluklar akmıyor. Hamdolsun bunları başardık, sorun kalmadı, İstanbul'un böyle bir sorunu yok. Atık su arıtma tesisleriyle kirli suların denize verilmesinin önüne geçtik. Şehrin her köşesini parklarla, bahçelerle, ağaçlarla, çiçeklerle donattık. Gazeteler maske dağıtıyordu maske, kirli hava solumasınlar diye, bundan kurtardık. Bırakınız ağaçlarını, çiçeklerini sulamayı vatandaşına içecek su veremeyen yönetimler, kimden aldık? Cumhuriyet Halk Partisi Belediyesinden aldık."
"Akdeniz bölgesinin en başarılı ülkesi haline geldik"
Başkanlığı döneminde İstanbul Büyükşehir Belediyesinin 2,5 milyar dolar borcunun olduğunu, yapılan tüm hizmetlere rağmen görevden ayrıldığında borcun 1 milyar 250 milyon dolara düşürüldüğünü vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Hem yatırım yaptık hem para kazandık. Böyle çalıştık. Şimdi de Türkiye'yi böyle yönetiyoruz. İstanbul'u bize bu şekilde devreden zihniyetin mensuplarının yıllar sonra karşımıza dikilip, bizi ağaç düşmanlığıyla, yeşili tahrip etmekle suçlaması da ayrı bir garabettir. Halbuki biz hem belediyelerimiz hem de bakanlıklarımız eliyle yaptığımız çalışmalarla Türkiye'nin gelmiş geçmiş en çevreci, en ağaç ve yeşil dostu yönetimi olduğumuza inanıyoruz ve bunun iddiası içerisindeyiz. Sadece ağaç varlığımızı artırmakla kalmadık, mevcut ormanlarımızı korumak için yürütülen yangınlar mücadele projesiyle bu konuda Akdeniz bölgesinin en başarılı ülkesi haline geldik. Helikopter dahil, teknolojinin tüm imkanları bütün bu mücadelelerde veriyoruz. Kendi ormanlarımızı korumanın yanında talep edilmesi halinde çevre ülkelerdeki yangınlarla mücadeleye de aktif destek veriyoruz."
"Milletimizle Birlikte Daha Yeşil Türkiye" buluşmasını başlı başına bir ağaçlandırma devrimi olarak nitelendiren Erdoğan, şunları kaydetti:
"Orman, su ve tabiat varlığımızı ne kadar güçlendirsek, gelecek nesillere o kadar yaşanabilir bir Türkiye bırakacağımızı biliyoruz. Ormana sahip çıkmak, unutmayalım vatana sahip çıkmaktır. Çünkü ağaçsız toprak suya, erozyonla suya karışıp gitmeye mahkumdur. Yürüttüğümüz ağaçlandırma projeleriyle topraklarımızı bu tehditten koruyoruz. Üstelik de yatay kök olmamalı, dikey kök olmalı. Yatay kök olduğunda heyelan yine mümkün ama dikey olursa o heyelanı engeller. Bir Karadeniz çocuğu olarak bunu yaşıyoruz. Çünkü Karadeniz'de dikey kök olduğunda böyle heyelan olmuyordu ama yatay kök çaya geçtiğimiz de bir de ona meşhur Avrupa gübresini koyduğumuzda azot nitrat ne yapıyor, toprağı adeta eritiyor. Eriterek yağmurla bütünleştiğinde heyelan adeta bir balçık geliyor, evleri alıp götürüyor. Bunlara dikkat etmemiz gerekiyor."