Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suudi Arabistan ve Azerbaycan ziyaretlerinin ardından uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı: (3)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Ben hala Esed'den umutluyum. Bir araya gelip Suriye-Türkiye ilişkilerini inşallah yoluna koyalım diye hala umudum var." dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Ben hala Esed'den umutluyum. Bir araya gelip Suriye-Türkiye ilişkilerini inşallah yoluna koyalım diye hala umudum var." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suudi Arabistan ve Azerbaycan ziyaretleri dönüşünde uçakta gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı, değerlendirmelerde bulundu.
İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Ligi Olağanüstü Zirvesi'nde, aile fotoğrafında Suriye Devlet Başkanı Beşar Esed ile yer almasının en çok konuşulan konu olduğu belirtilerek, zirve marjında Suriye tarafıyla herhangi bir temaslarının olup olmadığının sorulması üzerine Erdoğan, Beşar Esed'in konuşmasını dinleme imkanı olmadığını, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ile görüşmek için çıktığını söyledi.
"Ben hala Esed'den umutluyum. Bir araya gelip Suriye-Türkiye ilişkilerini inşallah yoluna koyalım diye hala umudum var." diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Çünkü bizim Suriye-Türkiye arasındaki terör yapılanmalarını yok etmemiz lazım. Suriye'de adil ve kalıcı barışın zemini vardır. Bunu sağlamak için atılacak adımlar da bellidir. Biz, Suriye tarafına normalleşme konusunda elimizi uzattık. Bu normalleşmenin Suriye topraklarında barışa ve huzura kapı aralayacağını düşünüyoruz. Suriye'nin toprak bütünlüğünü tehdit eden biz değiliz. Suriye'nin toprak bütünlüğünü terör örgütü PKK/PYD/YPG başta olmak üzere teröristler tehdit ediyor. Suriye'nin toprak bütünlüğünü çoğu ülkelere dağılmış Suriyeliler de tehdit etmiyor. Esed bunun farkına varıp ülkesinde yeni bir iklimi başlatacak adım atmalı ve ülkesine sahip çıkmalıdır. Yanı başlarındaki İsrail tehdidi bir masal değil. Çevredeki ateşin istikrarsız topraklarda hızla yayılacağı unutulmamalıdır."
"(Kamışlı) Orada bu terör örgütünün kökünü de yok edelim diyoruz"
İsrail'in saldırganlığı konusuna değinirken "Bölgedeki ateşin bizi de yakmasını beklemeyeceğiz." sözlerinin sorulması üzerine Erdoğan, "Bu terörden arındırılmış bölge konusunda 30 kilometre derinlik durumu var. 30 kilometre derinlik meselesinde aslında Suriye'nin içinde bu terör örgütlerini yok etme adımlarımız söz konusuydu. Bir diğer taraftan da amaç Türkiye'ye gelen Suriyeli kardeşlerimizin gönüllü, güvenli ve onurlu şekilde geriye dönüşleri için zemin hazırlamaktı. Bu konuda da belli bir mesafe alındı." ifadelerini kullandı.
Hala Suriye'nin kuzeyinde konut yapımlarının devam ettiğini aktaran Erdoğan, "Oradaki konut yapımlarıyla Suriyeli kardeşlerimize bir zemin hazırladık. Şu anda da gerek COP Zirvesi'nde gerek Riyad'da yaptığımız toplantılarda Suriye'deki atacağımız adımlar büyük önem arz ediyor. Bunu hallettiğimiz andan itibaren zaten Suriye'nin kuzeyinde ciddi mesafe alacağız. Şu anda Suriye'de Kamışlı bölgesini düşünün. Niye biz Kamışlı'da güvenlik güçlerimizle gerekli adımları atıyoruz? Çünkü orada bu terör örgütünün kökünü de yok edelim diyoruz." diye konuştu.
Atılan bu adımlarla güvenlik güçlerinin oralarda çok ciddi mesafeler aldığını, çok ciddi neticeler elde ettiğini dile getiren Erdoğan, gerek istihbarat teşkilatı gerek güvenlik güçlerinin buralarda aldığı neticeyle Türkiye'yi rahatlattığını vurguladı.
Erdoğan, "Ülkemizin güvenliği, vatandaşlarımızın huzuru için sınır ötesi operasyonlarımız her zaman gündemimizde. Tehdit hissedersek her an sınır ötesi operasyonlarımıza başlayacak hazırlığımız mevcut." dedi.
Suriye'nin toprak bütünlüğüne saygılarından kimsenin şüphesi olmaması gerektiğini anlatan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Fakat Suriye'nin kuzeyinde tam bir istikrarsızlık hüküm sürüyor. Bu da terör örgütlerinin o bölgedeki karmaşadan beslenmesi ve orada tutunması için elverişli ortam hazırlıyor. Suriye'deki istikrarsızlık ve terör örgütlerinin orada tutunması bizim için bir güvenlik riskidir. Bizim gerek DEAŞ'a gerek PKK/PYD/YPG'ye yönelik tüm harekatlarımızın amacı kendi güvenliğimizi sağlamaktır. Bundan sonra atacağımız adımlar da bunun için olacak. Sınırlarımızda hala teröristlerin tutunduğu alanlar bulunuyor ve burası bizim güvenliğimiz için risk oluşturuyor. Oraları tamamen temizlemeden ve terör bataklığını kurutmadan tam anlamıyla güvenliği sağlamak mümkün değil."
"İç cephemizi sağlam tutarken aynı zamanda teröre de göz açtırmayacağız"
Bir gazetecinin, "İsrail'in saldırısına Batı ülkelerinin de yoğun destek verdiğini görüyoruz. Bu süreç, Orta Doğu'da sınırların yeniden çizilmek istendiği bir süreç mi? Daha önce de iç cephenin önemine dair mesajlar verdiniz. İç cephenin önemi ve bu konudaki muhalefetin duruşunu nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine Erdoğan, şu anda muhalefetin böyle bir derdinin olmadığını dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Muhalefetin böyle bir derdi olmadığı için biz artık kendi göbeğimizi kendimiz kesiyoruz. Mecburuz, başka çare yok. Gelen bütün haberlerde Suriye'de alınan netice bana göre Suriye'yi de rahatlatacak. Ama bizim burada Beşar Esed ile aramızdaki hukuku yeniden ihya etmemiz, bölgeyi çok daha fazlasıyla inşallah rahatlatacaktır. Bizim iç cephemizi sağlam tutma anlayışımızı, muhalefet anlayamamış gibi görünüyor. İç cephenin tahkimi elbette her zaman önemli ancak ne yazık ki iç cepheyi güçlendirmek istediğimizde ortak hassasiyetlerle hareket eden bir muhalefeti yanımızda bulamadık." diye konuştu.
Muhalefetin gündelik siyasi meseleler, kazançlar, rantlarla uğraştığını, kendilerinin ise küresel ve bölgesel riskleri okuyarak, uzun yıllara sirayet edecek politikalar üzerinde çalıştığını vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İç cephemizi sağlam tutarken aynı zamanda teröre de göz açtırmayacağız. İç cepheyi sağlamlaştırmak, terör örgütlerine alan açmak, onların milletin kaynaklarını terör baronlarına peşkeş çekmesine göz yummak anlamına gelmiyor. Bizler birlik ve beraberliğimizi güçlendirme çağrısı yapıyoruz. Bizi bölmeye çalışanlara, bizi parçalamaya çalışanlara aynı kararlılıkla ve aynı tonda yanıt verelim ve 'Biz biriz, bütünüz, hep birlikte Türkiye'yiz' diyelim istiyoruz. Aramıza nifak sokmaya çalışanların elleri boş kalsın diye uğraşıyoruz. Bu birlik ve beraberlik ruhu bizim mayamızda var zaten. Bize birlik, beraberlik ve kardeşliğimizi hatırlatacak bir kıvılcımdır iç cepheyi sağlam tutma çağrımız. Bizi biz yapan değerlere sımsıkı tutunup, oluşturduğumuz o eşsiz tabloyu lekelemeye çalışanları elimizin tersiyle itelim çağrısıdır."
"Rio Zirvesi çok çok verimli, faydalı bir zirve olacak diye düşünüyorum"
Rio'da gerçekleşecek G-20 Zirvesi'nde özellikle küresel ekonomi ve enerji güvenliği anlamında nasıl bir duruş planladığı sorulan Erdoğan, Brezilya toplantısının dünyaya çok farklı mesajların verileceği bir zirve olacağını söyledi.
Bu konuda kararlı olduklarının altını çizen Erdoğan, şunları kaydetti:
"İnşallah dersimize de iyi çalışacağız. Brezilya'da Rio Zirvesi çok çok verimli, faydalı bir zirve olacak diye düşünüyorum. Sayın Lula ile oradaki buluşmamız inşallah dünyada ses getirecek bir buluşma olacaktır. Rio'da gerçekleşecek G20 Zirvesi'ni, küresel ekonomi ve enerji güvenliği konularında önemli bir platform olarak görüyoruz. Türkiye, küresel ekonomi için istikrarı artırıcı önlemler ve işbirliklerine yoğunlaşmış bir ülke. Özellikle pandemi sonrası ekonomik toparlanma süreçlerine yönelik ortak stratejilerin geliştirilmesi gerektiğini vurgulayarak, ülkeler arası dayanışmanın önemini her fırsatta dile getirdik. Enerji güvenliği de Türkiye için kritik bir konu. Küreselleşen dünyada gelişmekte olan ülkelerin ekonomik zorluklarına yönelik somut öneriler içeren bir gündem oluşturmalıyız. Çünkü zincirleme reaksiyonla sadece bir ülkenin değil ilişkili birçok ülkenin ekonomisini etkileyen krizlere karşı tedbir almalıyız. Bulunduğu uluslararası platformların aktif ve etkili üyelerinden olan Türkiye hem kendi ekonomik çıkarlarını hem de gelişmekte olan ülkelerin durumunu iyileştirmeye yönelik çok sayıda öneri üzerinde çalışıyor."
"Cumhur İttifakı olarak bu konuda tam bir mutabakat içindeyiz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in "Şehit aileleri ile görüşeceğiz." açıklamasını samimi bulup bulmadığının sorulması üzerine, şu yanıtı verdi:
"Özgür Özel'in bu çıkışını samimi bulmuyorum. Türkiye, 40 senedir bölücü terör belasıyla mücadele ediyor. Binlerce güvenlik mensubumuzu, kamu görevlimizi, sivil vatandaşımızı terör örgütünün alçakça saldırılarında şehit verdik. Son olarak TUSAŞ'a yönelik terör eyleminde 5 vatan evladı şehit oldu. Rabbim tüm şehitlerimizin ruhunu şad, mekanlarını cennet eylesin. Terör tehdidini kaynağında bertaraf etme stratejimiz sayesinde sahada çok önemli kazanımlar elde ettik. Bu mücadele aynı azim ve kararlılıkla devam edecek. Türkiye'nin geleceğinde teröre de terör takviyeli siyasete de yer yok. Cumhur İttifakı olarak bu konuda tam bir mutabakat içindeyiz."
"Belediye başkanlığı da yaptım ama konser belediyeciliği yapmadım"
Ankara ve İstanbul Büyükşehir Belediyelerinin astronomik rakamlarla verdiği konserlere yönelik düşünceleri sorulan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Ben belediye başkanlığı da yaptım ama konser belediyeciliği yapmadım. Yapmanız gereken nedir? İstanbul'un dört bir yanını bir defa elinizdeki imkanlar neyse bunlarla her tarafı donatmak. Altyapıyı donatmak, üstyapıyı donatmak. Dikkat edin, benim belediye başkanlığımda çöp, çukur, çamur İstanbul'da yok edildi. Şimdi durum felaket. İstanbul öyle, Ankara öyle, İzmir öyle, hepsi öyle. Biz çağrımızı vatandaşımıza yapıyoruz. Diyoruz ki aynı oyuna gelmeyelim ve emin adımlarla geleceğe yürüyelim."
Milletin bu belediye başkanlarına şehirlerine hizmet versin diye oy verdiğini belirten Erdoğan, şunları ifade etti:
"Ancak hizmetten anladıkları eğlence düzenlemekten öteye geçmiyor. O eğlenceleri de millet için düzenlemedikleri, birilerine maddi kazanç için yaptıkları da yeni yeni ortaya çıkıyor. Biz nereden seçilirse seçilsin yerel yönetimlerin milletin ihtiyaçlarını karşılamasını isteriz ve bunu amaç edinenleri destekleriz. Fakat şehirlerin hali ortada. Millet hizmetsizlikten ne yapacağını şaşırmış halde. Bir de üzerine konser adı altında birilerine ödenen milyonlar çıkınca olan vatandaşa oluyor. Kamu kaynaklarının teröre, terör örgütlerine aktarılmasına nasıl karşı çıktıysak, bu kaynakların yandaşlara aktarılmasına da elbette karşı çıkarız. Herkes harcamasını hesap verebilirlik üzerinden yapsın. Kamunun hakkını hoyratça kullananlardan, yandaşlarına sermaye edenlerden hesabını hukuk önünde sorarız."
(Bitti)