Cumhurbaşkanı Erdoğan, Necip Fazıl Ödülleri Töreni'nde konuştu: (3)
![Cumhurbaşkanı Erdoğan, Necip Fazıl Ödülleri Töreni'nde konuştu: (3)](https://www.haberler.com/mstatic/haberlercom_haberi.jpg)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "İslam'ı hayattan uzaklaştırmak için türlü zorbalıkların meşru görüldüğü bir devirde Necip Fazıl üstadın kalemiyle ve kelamıyla sahneye çıkması birçok insanı yeisten kurtarmış, umutları tazelemiştir.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "İslam'ı hayattan uzaklaştırmak için türlü zorbalıkların meşru görüldüğü bir devirde Necip Fazıl üstadın kalemiyle ve kelamıyla sahneye çıkması birçok insanı yeisten kurtarmış, umutları tazelemiştir." dedi.
Atatürk Kültür Merkezi'ndeki Necip Fazıl Ödülleri Töreni'nde konuşan Erdoğan, Necip Fazıl'ı yakinen tanıyanların onu herkesten farklı kılan üç önemli hasletinden bahsettiğini belirterek, bunların ilkinin, yaşadığı çalkantılı hayata, girdiği polemiklere, maruz kaldığı siyasi baskılara, adli takibata, yargılamalara, hapis cezalarına ve yakasını bir türlü bırakmayan şeker hastalığına rağmen dinç bir vücut ve kafa yapısını muhafaza edebilmiş olması olduğunu söyledi.
Onun her şeye rağmen pes etmeyen, eğilmeyen, yıkılmayan kişiliğinin daima takdir ve hayranlıkla yad edildiğini vurgulayan Erdoğan, "Üstadın ikinci mümeyyiz vasfı, emsalsiz sanatkarlığıdır. Necip Fazıl, şiirden tiyatroya, edebiyatın her sahasına mührünü vurduğu gibi siyasi, içtimai, tarihi konulara dair yazdığı kütüphane dolusu eserleriyle de yaşadığı dönemin gündemini belirlemiş bir isimdir. Bir müellif için sanatın, edebiyatın veya ilmin pek çok dalında yetkinleşip farklı eserlere hayat vermek elbette takdire şayan bir meziyettir. Bilhassa şiirdeki mevkiini anlamamız için ona layık görülen 'Sultanu'ş Şuara' yani 'Şairlerin Sultanı', üstada bu layık görüldü. Bunu hatırlamamız kafidir. Üstat, maveranın, metafiziğin, ötelerin ve sevişlerin insanıydı. Hafızalarımıza kazınan Çile şiirinde bu hususu şöyle dile getiriyordu; 'Öteler, öteler, gayemin malı, mesafe ekinim, zaman madenim. Gökte samanyolu benim olmalı. Dipsizlik gölünde, inciler benim.' Bunu farklı kılan üçüncü özellik ise kendi lisanıyla her şeyin künhüne vakıf olma arzusudur." dedi.
Erdoğan, Kısakürek'in gayesinin görünen ve görünmeyenin ardındaki o baki hakikate vasıl olmak olduğunu ifade ederek, "Bir sohbetinde, Peygamber Efendimizin cümleleriyle 'Ya Rab, bana eşyanın hakikatini olduğu gibi göster.' diye dua etmiştir. 'Anladım işi, sanat Allah'ı aramakmış. Marifet bu, gerisi yalnız çelik çomakmış.' Fikrin, davanın ve çilenin şairi olarak mutlaka hakikati ararken sırları ve güzellikleri keşfetmek istediğini, eşyadan tabiata, tarihten cemiyete hemen her konuda derinlemesine tefekkür ettiğini onun bütün eserlerinde hissedersiniz. 'Ne azap, ne sitem, bu yalnızlıktan kime ne, asılmaz duvar bendedir, süslenmiş gemiler geçse açıktan, sanırım gittiği diyar bendedir. Yaram var, havanlar dövemez merhem. Yüküm var, bulamaz pazarlar dirhem. Ne çıkar, bir yola düşmemiş gölgem, yollar ki Allah'a çıkar, bendedir.'" diye konuştu.
Kısakürek'in, her şeyin künhüne vakıf olma arzusuyla kaleme aldığı eserler içinde Türk tarihini, toplumunu ve siyasetini tetkik ve tahlil eden çalışmaların da yer aldığını dile getiren Erdoğan, bu çalışmalarda öncelikle Türk milletine gaye, ufuk, mana ve güzellik kazandıran İslam dininin bütün inceliklerini dünyaya duyurmanın heyecanı olduğunu söyledi.
"Üstadın kızgınlığı ve öfkesi, uğruna hayatını vakfettiği davası, milleti ve ülkesi içindir"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bazen de üslubunun sertleştiğini, muhatabını hesaba çeken bir müddeiumumi??????? edasıyla sorularını peş peşe sıraladığını görürsünüz. Ama üstadın kızgınlığı ve öfkesi kendi şahsı için değil, tam aksine uğruna hayatını vakfettiği davası, milleti ve ülkesi içindir. İslam'ı hayattan uzaklaştırmak için türlü zorbalıkların meşru görüldüğü bir devirde Necip Fazıl üstadın kalemiyle ve kelamıyla sahneye çıkması birçok insanı yeisten kurtarmış, umutları tazelemiştir. Allah ondan razı olsun." ifadesini kullandı.
Necip Fazıl'ın, kalabalıkları peşinden sürükleyen kitapları, makaleleri, konuşmalarıyla aralarında kendisinin de olduğu nice genci etkilediği ve değiştirdiğini vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi:
"Üstadın o en çılgın dönemde 'Durun kalabalıklar, bu cadde çıkmaz sokak. Haykırsam kollarımı makas gibi açarak.' dediği dönem adeta tüm gençliği bir yere sürükleme heyecanıydı. İşte böyle bir aksiyon ve fikir adamının mirasını yaşatmak için 2014'ten bu yana düzenlenen Necip Fazıl Ödüllerini milli ve manevi değerlerimizin idamesi ve genç kuşaklara aktarılması noktasında çok değerli görüyorum."
Ödül alanları açıkladı
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yıl şiirden ilk esere, müzikten roman ve hikayeye 8 dalda ödül takdim ettiklerini belirtti.
Şiir Ödülü'nün bu seneki sahibinin Furkan Çalışkan olduğunu dile getiren Erdoğan, "Şiire bir saat tamircisi hassasiyetiyle yaklaşan Furkan Çalışkan, yıllardır bir yandan kendi mısralarını kurgularken diğer yandan Türk şiirinin gelişimine dikkat kesildi ve bu alanda kıymetli çalışmalarda bulundu. Kendisini tebrik ediyor, kalemi kavi ve bereketli olsun diyorum." ifadesini kullandı.
Erdoğan, ödül alanları sıralayarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bu yılki Hikaye-Roman Ödülümüzü Naime Erkovan'a tevdi ediyoruz. Kendine özgü tahkiye üslubuyla gerçeği bambaşka yönlerden etkileyici bir şekilde ele alan Naime Erkovan'ı kutluyor, kendisine yazı hayatında başarılar diliyorum. Fikir Araştırma Ödülümüzü doktor Mustafa Merter'e tevcih ediyoruz. Nefs mefhumunu, modern psikoloji terminolojisine dahil Batı eksenli psikoloji okumalarını eleştirel bir bakışla tartışmaya açan ve günümüz meselelerini ele alan özgün çalışmalarıyla tetkik eden hocamızı tebrik ediyorum. Bu yılki İlk Eserler Ödülümüzü, genç öykücü Gülşen Funda'ya veriyoruz. Hayırlı olsun. Genç kuşak Türk öykücülüğünde özgün ve sahici bir anlatımla kendi sesini bulabilmiş kalemlerden biri olan Gülşen Funda'yı yürekten kutluyorum."
"Varoluş mücadelesi veren Filistinli kardeşlerimizi saygıyla selamlıyorum"
Uluslararası Kültür- Sanat Ödülü'ne bu yıl Filistinli ressam Sliman Mansour'un layık görüldüğünü açıklayan Erdoğan, "Filistinli mazlumların direnişine fırçasıyla, paletiyle, çizgileriyle destek veren, Filistin'i tüm unsurlarıyla tuvaline taşıyan kıymetli ressam Sliman Mansour'u tebrik ediyorum. Kendisinin şahsında tam 455 gündür İsrail saldırıları altında varoluş mücadelesi veren Filistinli kardeşlerimizi saygıyla selamlıyor, bu vesileyle Filistinli şehitlerimize Mevla'dan bir kez daha rahmet niyaz ediyorum." dedi.
Erdoğan, Necip Fazıl Çocuk Edebiyatı Ödülü'nün sahibinin Nehir Aydın Gökduman olduğunu belirterek, Gökduman'a, geleceğin teminatı çocuklar için akıcı, öğretici ve eğlenceli bir dille kaleme aldığı masal, hikaye ve romanlarından ötürü teşekkür etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Muzaffer Ertürk'e Necip Fazıl Müzik Ödülü'nün takdim edileceğini dile getirerek, "Gönül dünyamızda ayrı bir yere sahip olan Türk Halk Müziği'ne dönük başarılı çalışmalarının yanı sıra yıllardan bu yana icra ettiği programlarla türkülerimizi bugüne taşıyan Muzaffer Ertürk'ü tebrik ediyorum." dedi.
Bu yılki Saygı Ödülü'nün ise hattat Hasan Çelebi'ye tevdi edildiğini kaydeden Erdoğan, "Hüsnühat sanatının günümüzdeki anıt isimlerinden olan Hasan Çelebi, yetiştirdiği pek çok talebeyle hat sanatımızın bugünkü yüksek seviyesine ulaşmasında büyük pay sahibidir. Eserleri dünyanın dört bir yanındaki koleksiyonlarda sergilenen Hasan Çelebi'nin birçok çalışması kubbelerimizi, cümle kapılarımızı, mihraplarımızı süslemeye devam ediyor. Reis-ül Hattatin olarak anılan Hasan Çelebi hocamızı canıgönülden tebrik ediyor, Rabbimden kendisine uzun ve sağlıklı ömürler niyaz ediyorum." diye konuştu.
Erdoğan, konuşmasının sonunda dün gece vefat eden sanatçı Ferdi Tayfur'a rahmet, yakınlarına ve tüm sevenlerine sabır dileyerek, "Merhum Ferdi Tayfur'u, her biri gönlümüze dokunan muhteşem şarkılarının yanı sıra ülkesine, milletine ve devletine sevdalı, vatanperver bir halk sanatçısı olarak da her zaman özlemle yad edeceğiz. Sanat camiamızın ve Ferdi Tayfur tutkunlarının başı sağ olsun diyorum." ifadesini kullandı.
Necip Fazıl Ödülleri'ne layık görülen tüm edebiyatçıları, sanatçıları, ilim ve kültür insanlarını tebrik eden Erdoğan, konuşmasını, "Bu kıymetli programın başarıyla icrasında emeği geçenleri tekrar kutluyor, ödül takdim törenini teşrifleriniz için her birinize teşekkür ediyorum. Hepinizi sevgiyle, saygıyla, muhabbetle selamlıyor, sizleri Allah'a emanet ediyorum. Kalın sağlıcakla." sözleriyle tamamladı.
Törenden notlar
Programda, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Star Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Nuh Albayrak ve ödüle layık görülenler birer konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Prof. Dr. M. Fatih Andı, Prof. Dr. Turan Karataş, Doç. Dr. Ahmet Murat Özel, Necip Tosun, Aykut Ertuğrul ve Dr. Öğretim Görevlisi Melike Günyüz'den oluşan jüri tarafından ödüle değer görülen isimlere ödüllerini takdim etti.
Erdoğan'ın, ödül alanlar ve protokol üyeleriyle hatıra fotoğrafı çektirmesinin ardından program sona erdi.
Törene, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Cumhurbaşkanı Dış Politikalar ve Güvenlik Başdanışmanı Akif Çağatay Kılıç, Türk Devletleri Teşkilatı Aksakallar Heyeti Başkanı Binali Yıldırım, İstanbul Valisi Davut Gül, Anadolu Ajansı Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Serdar Karagöz, Türkmedya Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Yeşildağ, siyaset, kültür ve sanat camiasından çok sayıda davetli katıldı.
(Bitti)