Cumhurbaşkanı Erdoğan, Necip Fazıl Ödülleri Töreni'nde konuştu: (2)

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Necip Fazıl Ödülleri Töreni'nde konuştu: (2)
Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Necip Fazıl'ın en büyük kavgası, bu milletin geleceğine kastedip toplum mühendisliğine soyunanlarla olmuştur.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Necip Fazıl'ın en büyük kavgası, bu milletin geleceğine kastedip toplum mühendisliğine soyunanlarla olmuştur. Üstat, tek parti zihniyetinin köklerinden koparılmış gençlik projesine karşı çıkmış, kim olduğunu, nereden geldiğini, neler yapabileceğini bilen bir neslin yetişmesi için son nefesine kadar emek vermiştir." dedi.

Atatürk Kültür Merkezi'nde düzenlenen Necip Fazıl Ödülleri Töreni'nde konuşan Erdoğan, Necip Fazıl Kısakürek'in hatırasına sahip çıkarak bu töreni hazırlayan Star gazetesi ile Kültür ve Turizm Bakanlığını, ödül alan şair, yazar ve sanatçıları tebrik ederek, jüri üyelerini de değerlendirmelerinden dolayı kutladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, medeniyet köklerinden kopmamış, sinesinden çıktığı milletle gönül bağını kesmemiş şairlerin, halkın ve hakikatin zamanı aşan coşkun sesleri olduğunu belirterek, "Şairin yüreğinden doğan şiir, millet irfanının sese, söze, fikre dökülmüş halidir. Onlar, birbirini ismen, şeklen ve ruhen tanımayan insanların kalpleri arasında kelimelerle bağ kurar, yol açar, yoldaş olurlar. Öz değerlerinden beslenen bu şairler, mısralarıyla milli şuuru besler, milli kimliğin ihyasına ve inşasına hizmet ederler. Üstat tam olarak işte böyle bir şairdir." diye konuştu.

"Necip Fazıl'ın şiirleri, medeniyetimize düşülmüş birer dipnot hükmündedir." ifadesini kullanan Erdoğan, şunları söyledi:

"Allah rahmet eylesin, Sultanahmet Meydanı'nda üstat konuşuyor, fakir de o gün takdimini yapıyor. Oradan eliyle Ayasofya'yı gösteriyor. 'Ayasofya bir gün açılacak, bir gün açılacak, bir gün açılacak.' diyor. Allah'a hamdolsun üstat ufku böyle açık bir insandı ve oradan o şekilde haykırırken takdim etmek bize nasip oldu. Açmak da bu fakire nasip oldu. Üstadın zamanı aşan şiirleri bize davamızı, ülkümüzü anlatır. Derinlerdeki cevherimizi ortaya çıkarır."

"En büyük kavgası, bu milletin geleceğine kastedip toplum mühendisliğine soyunanlarla olmuştur"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kısakürek'in şiirlerini okuyan bir yabancının dahi Türkiye'nin tarihini net bir şekilde görebileceğini, yaşanılan acıları, çekilen çileleri anlayabileceğini kaydetti.

Necip Fazıl Kısakürek'in şiirleriyle, fikirleriyle, idealleriyle önder olan, kendisinden sonraki nesilleri bile peşinden sürükleyen bir aksiyon adamı olabildiğini dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:

"Çünkü üstat, bentleri yıkıp atan şiirleriyle milletin yüreğine ayna tutabilmiş, gerçek bize samimi bir kalple seslenebilmiştir. Necip Fazıl'ın en büyük kavgası, bu milletin geleceğine kastedip toplum mühendisliğine soyunanlarla olmuştur. Üstat, tek parti zihniyetinin köklerinden koparılmış gençlik projesine karşı çıkmış, kim olduğunu, nereden geldiğini, neler yapabileceğini bilen bir neslin yetişmesi için son nefesine kadar emek vermiştir. Üstadın ideal gençliği 'Zaman ve mekan bana emanettir.' şuurunda olan bir gençlik, ifade bu. Gerçek hürriyeti Hakk'a kullukta gören bir gençlik. Kökleri ezele, dalları ebede uzanan bir gençlik. Dilinin, dininin, ilminin, kininin davacısı bir gençlik. Bütün insanlığa model teşkil edecek bir gençlik. 'Kim var?' diye seslenildiğinde sağına soluna bakmadan 'Ben varım.' diye ortaya çıkacak bir gençliktir."

"Üstadın ideal gençliği bizim de idealimizdeki gençliktir"

Kısakürek'in uğruna ömrünü adadığı gençliğin, binlerce yıllık kadim tarihten süzülüp gelen ecdadın cevherini, maneviyatını, imanını, ahlakını, kahramanlığını ve hayalini benliğine harç etmiş, hıfzetmiş bir gençlik olduğunu vurgulayan Erdoğan, "İşte bu gençliktir ki modern zamanlarda milli benliğini ve öz değerlerini koruyarak evvela kendisini yükseltecek, sonra da milletini yüceltecek ve Kızılelma'ya uzanacaktır. Mesele bu. Bu yönüyle üstadın ideal gençliği bizim de idealimizdeki gençliktir. Türkiye Yüzyılı hedeflerine kilitlendiğimiz bu tarihi dönemeç, üstat Necip Fazıl'ın Büyük Doğu ismiyle kavramlaştırdığı hedefle aynıdır." ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugünkü klavye kahramanları ve sosyal medya şovmenlerinin bunu anlamasının zor olduğunu, sınır ötelerinden, okyanus ötelerinden esen rüzgarlarla yelkenlerini şişirenlerin, milletinin duygularına tercüman olmuş Necip Fazıl'ın zaman geçtikçe daha da büyüyen mirasını kavrayacaklarını söyledi.

Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:

"Çünkü üstat, hakir görülen, değersiz gösterilen milletimizin hasletlerine seslenmiş, o hasletleri söz ve fikir sancağı haline getirmiştir. Şiirleriyle milletimizin yüreğindeki korları dışarı çıkarmış, hepimizin takip ettiği, yarınlarda da takip edilecek işaret fişeklerine dönüştürmüştür. Bizim kuşağımızı uyandıran üstadın yaktığı bu meşale bugün de yarın da yolumuzu aydınlatmaya, bize yön göstermeye devam edecektir. 'Allah'ın seçtiği kurtulmuş millet, güneşten başını göklere yükselt. Avlanır kim sana atarsa kement. Ezel kuşatılmaz, çevrilmez ebed. Allah'ın seçtiği kurtulmuş millet, güneşten başını göklere yükselt'. Üstadın Büyük Doğu Marşı'nda dile getirdiği üzere güneşten başımızı göklere yükseltmeye, güzelin, doğrunun, sonsuz nurun izinden gitmeye, en büyük kılavuzu kendimize rehber edinmeye inşallah devam edeceğiz. Mevla, gençlerimiz başta olmak üzere bizleri ve milletimizin her bir ferdini bu yolda sabit kadem eylesin diyorum."

Duygu ve düşünce dünyasının, kendilerini içinde yaşadığı toplumla bazen birleştiren, bazen de farklı kılan en bariz vasıfları olduğunu ifade eden Erdoğan, bir buğday tarlasındaki başaklardan bazılarının daha yüksek durduğu gibi büyük kalabalıklar arasında da fikirleriyle, yazılarıyla, gönül tellerine dokunan şiirleriyle temayüz eden nice fikir, kalem, kelam erbabı çıkabildiğini belirtti.

(Sürecek)

Kaynak: AA / Mikail Bıyıklı - Güncel
title
Close