Cumhurbaşkanı Erdoğan, MSÜ Deniz Harp Okulu Diploma Alma ve Sancak Devir Teslim Töreni'nde konuştu: (2)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Hızır Reis denizaltımızı 2025 yılında, Murat Reis denizaltımızı 2026 yılında hizmete almayı planlıyoruz.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Hızır Reis denizaltımızı 2025 yılında, Murat Reis denizaltımızı 2026 yılında hizmete almayı planlıyoruz. Kalan 3 denizaltımızı da inşallah 2029 yılına kadar tamamlayacağız. Böylece, muadillerine göre üstün vasıflara sahip 6 modern denizaltımızı Deniz Kuvvetlerimizin saflarına katmış olacağız." dedi.
Tuzla'daki Milli Savunma Üniversitesi (MSÜ) Deniz Harp Okulu Diploma Alma ve Sancak Devir Teslim Töreni'nde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, al yıldızlı bayrağın semalarda nazlı nazlı dalgalanmaya devam edeceğini, istiklal ve istikbalin timsali olan Ezan-ı Muhammedi'lerin gök kubbeyi çınlatmayı sürdüreceğini belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin mazlum ve mağdurların hamisi kimliğiyle ilelebet payidar olacağını vurgulayarak, "Türk milleti, daha nice asırlar boyunca tarih yapmaya, tarih yazmaya, tarihe istikamet çizmeye devam edecektir. Rabbim ayağınıza taş değdirmesin diyorum." ifadesini kullandı.
Türk Silahlı Kuvvetlerinin, milletin bağrından çıkan kahramanlar ocağı olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, disiplin, vazife şuuru, caydırıcılık ve çalışkanlık noktasında tüm dünyanın hayranlık duyduğu bir orduya sahip olunduğunu söyledi.
Türkiye Cumhurbaşkanı ve Başkomutan olarak, şanlı ordunun asil mensuplarıyla her zaman iftihar ettiğini belirten Erdoğan, "Milletimizin göz bebeği olan Silahlı Kuvvetlerimizi daha da güçlendirmek için aralıksız çalışıyoruz. Geçen hafta Deniz Kuvvetlerimizin gücüne güç katacak çeşitli deniz platformlarını hizmete aldık. Aksaz Tersane Komutanlığımızın açılışında Piri Reis denizaltımızı hizmete verdik. Hızır Reis denizaltımıza bayrak çektik. Murat Reis denizaltımızın havuz donatım faaliyetlerini başlattık. Ayrıca 2-3-4 numaralı akaryakıt gemilerimiz ile 3 bin tonluk denizaltı havuzunu donanmamızın istifadesine sunduk." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni tip denizaltı projesini adım adım hayata geçirdiklerini dile getirerek, "Hızır Reis denizaltımızı 2025 yılında, Murat Reis denizaltımızı 2026 yılında hizmete almayı planlıyoruz. Kalan 3 denizaltımızı da inşallah 2029 yılına kadar tamamlayacağız. Böylece, muadillerine göre üstün vasıflara sahip 6 modern denizaltımızı Deniz Kuvvetlerimizin saflarına katmış olacağız." dedi.
"Türk donanması çok farklı bir lige yükselecek"
Türkiye'nin, milli sistem ve cihazlarla donatılıp, milli silahların kullanılacağı MİLDEN projesiyle bu alanda dünyanın sayılı ülkeleri arasına gireceğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Donanmamızın şu anki amiral gemisi olan Anadolu'nun ağabeyi olacak uçak gemimizle ilgili temaslarımız devam ediyor. SİHA gemimizden sonra uçak gemimizin de katılımıyla Türk donanması çok farklı bir lige yükselecek." ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, insansız sistemlerle birlikte hava savunma sistemlerinde de kendilerini sürekli geliştirdiklerini, füze, torpido, deniz topu, radar, uçaksavar, lançer gibi kritik alanlarda da her gün yeni bir eşiğin aşıldığını söyledi.
Etkin, caydırıcılığı ve harekat kabiliyetiyle yüksek bir deniz kuvveti olmak neyi gerektiriyorsa onu yapmanın gayretinde olduklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 22 yılda katedilen mesafeyi basamak yaparak çok daha fazlasını başaracaklarını dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, herkesin denizinin ufku kadar olduğunu belirterek sözlerine şöyle devam etti:
"Bizim tüm hedeflerimize çıkıp birileri 'hayal' diyebilir. Birileri mavi vatanı masal olarak görebilir. Birileri Türkiye'yi maceracı olmakla, macera aramakla itham edebilir. Birileri milletimizin vizyonunu 782 bin kilometrekareyle sınırlandırmaya çalışabilir. Hatta 'Türkiye'nin Libya'da, Somali'de, Katar'da, Irak'ta, Balkanlar'da, Asya'da, Afrika'da ne işi var?' diyen işgüzarlar da çıkabilir. Geçmişte olduğu gibi bugün ve yarın da Türkiye'nin vizyonundan, Türkiye'nin mücadelesinden rahatsızlık duyanlar olabilir. Biz bunların hiçbirine kulak asmayacağız. Önümüze bakacağız, gözümüzü bir an olsun ufuktan ayırmayacağız. Türk dış politikasına Ankara eksenli bakmak yerine Batı başkentlerinin penceresinden bakanların tezviratlarına aldırmayacağız."
"'Milletimiz ne der?' yaklaşımıyla politikamızı belirledik"
Mevlana'nın pergel metaforunda olduğu gibi pergelin sabit ucunu ülkenin çıkarlarına sabitleyeceklerini, diğeriyle tüm dünyayı kuşatacaklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "360 derecelik bakış açısıyla meselelere yaklaşacak, olabilecek en geniş perspektifle gelişmeleri değerlendireceğiz. Doğu ile ilişkilerimizi güçlendirirken Batı ile köklü işbirliğimizi ilerletmenin yollarını arayacağız. Daha bir asır önce bir arada yaşadığımız halklarla bugün aramızda sınırların olması, gönül coğrafyamızdan kopacağımız anlamına gelmez. Biz, dünyanın 34 farklı ülkesinde 78 şehitliği olan bir ülkeyiz. Biz aynı zamanda Çanakkale Şehitliği'nde Gazze'nin, Halep'in, Şam'ın, Kudüs'ün Gümülcine ve Bağdat'ın evlatlarını misafir eden bir ülkeyiz. Komşumuz Irak ile İran ile Suriye ile 4 asır yönetimimiz altında olan Filistin ile ilgilenmemizi eleştirenler art niyetli değilse, cahildirler. 'Türkiye'nin Suriye'de, Irak'ta, Katar'da ne işi var?' demek, açık söylüyorum, tarihimize yapılmış çok büyük bir haksızlıktır. 'Türk askerinin Kosova'da, Libya'da, Somali'de ne işi var?' demek tam anlamıyla bir akıl tutulmasıdır." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin yönünü sadece Batı'ya dönerek menzil-i maksuduna varamayacağını vurgulayarak, "Türkiye, Doğu ve Batı ile ilişkilerini eş zamanlı bir şekilde geliştirirse güçlü, müreffeh, itibarlı ve etkin bir ülke olabilir. Bunun dışında her yol Türkiye'ye fayda değil, zarar verir, denklem dışına atar. Dolayısıyla biz birilerinin iddia ettiği gibi Avrupa Birliği ile Şangay İşbirliği Teşkilatı arasında bir tercih yapmak mecburiyetinde değiliz. Tam aksine, hem bunlarla hem de diğer kuruluşlarla ilişkilerimizi 'kazan-kazan' temelinde geliştirmek durumundayız." ifadesini kullandı.
Son 22 yılda hep bu anlayışla hareket ettiklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Farklı coğrafyalarla ilişkilerimizi geliştirirken, 'Acaba birileri ne der?' diyerek değil, 'Milletimiz ne der?' yaklaşımıyla politikamızı belirledik. Bundan sonra bu şekilde yolumuza devam edeceğiz." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, mavi vatana verdikleri öneme vurgu yaparak, "'Masal' denilen mavi vatandaki haklarımızı sonuna kadar koruyacağız. Kıbrıs Türk'ü kardeşlerimizin hukukunun çiğnenmesine izin vermeyeceğiz. Ege'de, Karadeniz'de, Doğu Akdeniz'de Türkiye'nin çıkarları neyi icap ettiriyorsa, kimseden icazet almadan, kimin ne dediğine bakmadan, azim ve kararlılıkla onu hayata geçireceğiz." diye konuştu.
"Mavi vatanımızın müdafaasında sizler çok kritik roller üstleneceksiniz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, askerin en yiğidi, orduların en şanlısı olan Türk Silahlı Kuvvetleri bu kadar güçlü bir yapıya sahipse, elbette bunda Deniz Harp Okulu'nun çok müstesna bir yeri olduğuna dikkati çekerek bahriyelilere şöyle seslendi:
"Sizlerin de katılımıyla ordumuzun bugün dünden çok daha güçlü hale geldiğine inanıyorum. Mavi vatanımızın müdafaasında sizler çok kritik roller üstleneceksiniz. Türkiye'ye ve mensubu olmaktan şeref duyduğumuz milletimize önemli hizmetlerde bulunacaksınız. Şunu lütfen unutmayın; tarih yazan, tarih yapan bir milletin evlatlarısınız. Bağımsızlığını, ödediği ağır bedellere borçlu bir ülkenin vatandaşlarısınız. Ailelerinizle birlikte milletimiz de sizin eğitiminiz için, birer bahriyeli olarak yetişmeniz için büyük fedakarlıklar gösterdi."
Deniz Harp Okulu öğrencilerinin üzerinde ebeveynleri, komutanları, hocaları kadar 85 milyonun da hakkı olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Evlatlarının rızkından ayırdıklarıyla devlete vergisini ödeyen esnafın, çiftçinin, tüccarın, sanayicinin üzerinizde hakkı var. Tüyü bitmemiş yetimlerin her birinizin üzerinde hakkı var. Canlarını vatan için feda eylemiş şehitlerimizin sizin üzerinizde hakkı var. Unutmayın, yükünüz ağırdır, mesuliyetiniz büyüktür. Hepimiz millete hizmet için varız. Siz de göreviniz boyunca milletin emrinde, milletin hizmetinde olacaksınız. Devlete sadakatten taviz vermeyecek, hukuka ve demokrasiye bağlılıktan kesinlikle ayrılmayacaksınız. Ben sizlere güveniyorum."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, mezunlara, görev yerlerinde Allah'tan kolaylık dileyerek, genç teğmenleri ve dost ülke öğrencilerini tebrik etti.
Vatanı ve mukaddesatı için gözünü kırpmadan canını feda eden tüm şehitlere Allah'tan rahmet niyaz eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, kahraman gazilere ülkesi ve milleti adına teşekkürlerini sundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şunu unutmayın; tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Denizleriniz sakin, pruvanız neta, bahtınız hep açık olsun." diyerek sözlerini tamamladı.
Okul birincisi Yıldırım'a diplomasını Cumhurbaşkanı Erdoğan verdi
MSÜ Rektörü Prof. Dr. Erhan Afyoncu da mezun teğmenlere, ailelerinin hayır dualarını almaları, milli, manevi değerlere sahip çıkmaları ve her zaman seçilmiş milli iradenin emrinde olmaları tavsiyesinde bulundu.
Törende, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Metin Gürak, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Ercüment Tatlıoğlu, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Selçuk Bayraktaroğlu, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ziya Cemal Kadıoğlu, Cumhurbaşkanı Dış Politika ve Güvenlik Başdanışmanı Büyükelçi Akif Çağatay Kılıç, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, İstanbul Valisi Davut Gül ve AK Parti İstanbul İl Başkanı Osman Nuri Kabaktepe de yer aldı.
Deniz Harp Okulu Komutanı Tümamiral Ramazan Özoğul ve okul birincisi Teğmen Şeyda Yıldırım'ın da konuşma yaptığı törende, 251'inci yıl baklasının denize indirilmesi Yıldırım tarafından gerçekleştirildi.
Okul birincisi Yıldırım, diplomasını Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın elinden aldı.
TBMM Başkanı Kurtulmuş, Milli Savunma Bakanı Güler, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Gürak ve komutanlar tarafından dereceye giren öğrencilere ödülleri verildi.
(Bitti)