Cumhurbaşkanı Erdoğan: '15 sene önce nerede duruyorsam bugün de aynı yerde dimdik duruyorum'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Haliç Üniversitesi Konferans Salonu'nda düzenlenen İlim Yayma Vakfı 53. Olağan Genel Kurulu'na katıldı. Erdoğan, buradaki konuşmasında Gazze'deki insanlık dramına dikkat çekerek, Türkiye'nin Filistin davasına olan desteğini vurguladı ve bize haksızlık edenleri sorgulamaya davet etti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Tayyip Erdoğan 15 sene önce katillerin yüzlerine karşı 'one minute' diye haykırırken nerede duruyorsa bugün de aynı yerde dimdik durmaktadır. En fazla hassasiyet gösterdiğimiz ve bedel ödediğimiz bir konuda bize haksızlık edenleri kendilerini sorgulamaya davet ediyorum." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Haliç Üniversitesi Konferans Salonu'nda düzenlenen İlim Yayma Vakfı 53. Olağan Genel Kurulu'na katıldı.
Buradaki konuşmasında Necip Fazıl Kısakürek'in "Üzülme, davanın sahibi Hak'tır/Hak olan davada zafer muhakkaktır." sözlerine işaret eden Erdoğan, "Uğruna ömrümüzü adamaktan şeref duyduğumuz ilayi kelimetullah davasının, yeryüzünde adaleti tesis etme davasının, hak ve hakikati yüceltme davasının, medeniyetimizi ihya etme davasının sahibi alemlerin Rabb'i olan yüce Allah'tır." diye konuştu.
Erdoğan, "Biz niyetimizi temiz tuttuğumuz, samimiyetimizi koruduğumuz müddetçe biiznillah önümüzü kimse kesemez. Rabb'im bizleri sırat-ı müstakimden ayırmasın diyorum." dedi.
"Esfeli safilinin canlı örneklerini Gazzelilere bomba yağdıran alçaklarda bire bir görüyoruz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İslam dünyası olarak bir ramazanı daha karşılamaya hazırlandıklarını, pazar gününü pazartesiye bağlayan gece ilk sahura kalkılacağını, ilk orucun tutulacağını anımsattı.
Mübarek ramazan ayının tüm İslam alemi ve Türk milleti için şimdiden hayırlara vesile olmasını dileyen Erdoğan, başı rahmet, ortası mağfiret, sonu cehennem azabından kurtuluş olan bu mübarek ayı hep birlikte en güzel şekilde idrak etmeye çalışacaklarını belirtti.
Erdoğan, ancak ramazan ayını başta Gazze olmak üzere gönül coğrafyalarının pek çok bölgesinde ciddi insani dramların yaşandığı bir dönemde karşıladıklarını söyledi.
Özellikle 7 Ekim'den beri Gazze'de yaşananların artık tahammül sınırlarını aştığını vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bir terör devleti olan İsrail, Batılı güçlerin sınırsız askeri ve diplomatik desteğini arkasına alarak Filistinli kardeşlerimize yönelik tam anlamıyla bir soykırım politikası uygulamaktadır. Bugüne kadar, İsrail'in doğrudan sivilleri hedef alan saldırıları sonucunda 32 binden fazla Filistinli şehit oldu, 72 bin Filistinli ise yaralandı. Yaklaşık 2 milyon insan evlerini terk etmek zorunda bırakıldı. Camiler, üniversiteler, okullar ve sivil yerleşim yerleri harabeye döndü."
Erdoğan, gıda almak için sıra bekleyen masumların dahi öldürüldüğü bir barbarlıkla karşı karşıya olunduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kur'an-ı Kerim'de tarif edilen esfeli safilinin canlı örneklerini bugün Gazzeli kardeşlerimize bomba yağdıran alçaklarda bire bir görüyoruz. Öyle manzaralara şahit olduk ki içinde en küçük bir insanlık kırıntısı olan birisinin, uluslararası hukuka asgari düzeyde de saygı gösteren bir devletin bunları yapabilmesi mümkün değildir. Netanyahu ve gözünü kin bürümüş yönetimi, Gazze'de işledikleri insanlık suçlarıyla günümüzün Nazileri olarak isimlerini Hitler'in, Mussolini'nin, Stalin'in, Pol Pot'un, Franco'nun ve diğer modern dönem canilerinin yanına ekletmişlerdir. İnsanlığın vicdanında zaten mahkum olan bu katliamcıların uluslararası hukuk önünde de hesap vermeleri için gerekeni yapıyoruz, yapacağız."
"İslam alemi, Filistin halkına kardeşlik görevini maalesef tam manasıyla yerine getirememiştir"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 7 Ekim'den bu yana süresi itibarıyla geçen 155 günde yüreklerini dağlayan, içlerini parçalayan, bir insan olarak yüzlerini kızartan, utanç verici pek çok hadiseyle karşılaştıklarını aktardı.
Her şeyden önce, uluslararası kurumların, insan hakları örgütlerinin ve basın kuruluşlarının söz konusu İsrail olunca nasıl hiçbir işe yaramadıklarını hep birlikte gördüklerini, tecrübe ettiklerini belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
"Mesele Filistinli çocukların, kadınların, masum sivillerin yaşam hakkı olunca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin nasıl sadece bir kağıt parçasına dönüştüğüne hep beraber şahitlik ettik. Yine bu süreç bize İslam dünyasının, özellikle ortak hareket etme, İsrail ve destekçileri üzerinde sonuç alıcı baskı kurma, zulmü ve katliamı engelleme noktasında halen çok önemli eksiklerinin bulunduğunu göstermiştir. Yaklaşık 2 milyar nüfuslu İslam alemi, Filistin halkına kardeşlik görevini maalesef tam manasıyla yerine getirememiştir. Elbette çok uğraşıldı, gayret gösterildi, diplomatik açıdan çaba harcandı ama Gazze'deki masum çocukların ya açlıktan ölmesine ya da kurşunlarla ve üzerlerine atılan bombalarla katledilmesine mani olunamadı."
Erdoğan, böyle bir durumun oluşmasının şüphesiz pek çok sebebi bulunduğuna işaret ederek, "Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi ve küresel sistemin İslam dünyasını dışlayan yapısı bu sebeplerden sadece bir tanesidir. İkinci Cihan Harbi'nin galipleri tarafından kurgulanan mevcut nizamda Müslümanlar üvey evlat olarak görülmektedir. Türkiye, 'Dünya beşten büyüktür.' haykırışıyla aynı zamanda bize dayatılan, bize biçilen bu role de itiraz etmektedir." şeklinde konuştu.
"Mısır makamlarıyla son dönemde gelişen ilişkilerimizi Gazze'ye yardımların ulaştırılması için kullandık"
Ülke ve millet olarak İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarının ilk gününden itibaren Filistin halkı için tüm imkanları seferber ettiklerini aktaran Erdoğan, 7 Ekim'den bugüne kadar yabancı liderlerle yaptıkları tüm görüşmelerde Filistin meselesini ve Gazzelilerin durumunu gündeme getirdiklerini söyledi.
Erdoğan, katıldıkları tüm uluslararası toplantılarda Filistin ve Gazze'nin sesi olduklarını belirterek, "Ülkemizdeki İsrail muhipleri dahil hemen herkesin Hamas'a 'terör örgütü' yaftası vurmak için yarıştığı bir dönemde biz buna açıkça itiraz ettik. Topraklarını, onurlarını ve kendi insanlarını savunan Filistinli mücahitlere böyle bir kara çalınamayacağını tüm dünyaya cesaretle ilan ettik. Mısır makamlarıyla son dönemde gelişen ilişkilerimizi Gazze'ye yardımların ulaştırılması için kullandık." ifadelerini kullandı.
Türkiye'den Gazze'ye gönderilen yardımları aktaran Erdoğan, şu bilgileri paylaştı:
"Şimdiye kadar 19 uçak ve 7 sivil yardım gemisiyle bölgeye gönderdiğimiz insani yardımların toplamı 40 bin tonu buldu. Önceki gün yola çıkan Kızılayımıza ait 3 bin tonluk bir yardım gemisi daha yarın El Ariş'e ulaşıyor. Her gün Refah Sınır Kapısı'ndan Kızılaya ve sivil toplum kuruluşlarına ait tırlar Gazze'ye yardım taşıyor. Bu yardımların içerisinde gıda, su, hijyen, tıbbi ve barınma malzemelerinin yanı sıra 53 adet ambulans, 1551 jeneratör, 8 sahra hastanesiyle 3 bin çadır da bulunuyor. İnşallah ramazan ayı boyunca yardım miktarını daha da artıracağız. Refakatçileriyle birlikte ülkemize getirdiğimiz hasta ve yaralı kardeşlerimizin tedavileri devam ediyor."
"Gazze'deki katliamı unutturmayan ülkelerin en başında yine biz varız"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Filistinliler arasında milli birliğin ve mutabakatın temini için de yoğun gayret gösterdiklerini belirterek, bu hafta Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ı Ankara'da misafir ettiklerini hatırlattı.
Gerek İçişleri Bakanı gerekse MİT Başkanı'nın, Hamas ve diğer Filistinli gruplarla yakın diyalog halinde olduğunu aktaran Erdoğan, ellerinin uzandığı, güçlerinin yettiği kadar Filistinlilere tüm imkanlarla yardımcı olmaya çalıştıklarının altını çizdi.
Erdoğan, Türkiye'nin Filistin davası için verdiği samimi mücadelenin en yakın şahidinin tüm gruplarıyla tüm fertleriyle Filistinliler olduğuna işaret ederek, şunları dile getirdi:
"Gazze'deki katliamı unutturmayan ülkelerin en başında yine biz varız. Şunu çok net ifade etmek isterim; devletiyle milletiyle Filistin davasına en üst seviyede sahip çıkan ülke tartışmasız bir şekilde Türkiye'dir. Hal böyleyken her kim 'Hiçbir şey yapmadılar.' diyerek hükümetimizi eleştiriyorsa açık söylüyorum bühtan ediyor, kul hakkına giriyor demektir. Ne sebeple olursa olsun böyle bir cümle kurmak her şeyden önce aziz milletimize yönelik bir hakarettir. Şu gerçeği tüm dünya çok iyi biliyor; Tayyip Erdoğan 15 sene önce katillerin yüzlerine karşı 'one minute' diye haykırırken nerede duruyorsa bugün de aynı yerde dimdik durmaktadır. En fazla hassasiyet gösterdiğimiz ve bedel ödediğimiz bir konuda bize haksızlık edenleri, kendilerini sorgulamaya davet ediyorum."
(Sürecek)