Cumhurbaşkanı Erdoğan Hindistan'da
YENİ Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nden beklenen nedir?
YENİ Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, " Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nden beklenen nedir? Adalettir. Ama Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde adalet var mı? Asla böyle bir şey yok. Erdoğan bunu söylediği zaman sert oluyor, sevilmez oluyor. Tamam da biz kime kendimizi sevdireceğiz? Biz, dünya mağdurlarına, mazlumlarına kendimizi sevdirebiliyorsak, bu bize yeter." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Jamia Millia İslamia Üniversitesi'nce kendisine fahri doktora tevdi edilmesi dolayısıyla düzenlenen törende bir konuşma yaptı.
Konuşmasında, teknolojinin, iletişim araçlarının hızla yaygınlaşmasının kimi ülkeleri tehdit ve sınavlarla karşı karşıya bıraktığını belirten Erdoğan, siyasi ve ekonomik istikrarsızlıkların, gelir düzeyindeki dengesizliklerin, yoksulluk, genç işsizliği gibi sorunların aynı zamanda düzensiz göç ve terörün de en önemli sebepleri arasında bulunduğunu anlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Hiçbir ülkenin tek başına altından kalkamayacağı bu sorunlar ancak tüm devletlerin ortak çabasıyla çözüme kavuşturulabilir. Türkiye, tüm bu meselelere insanı ve vicdanı merkeze alan bir dış politika anlayışıyla yaklaşıyor." diye konuştu.
Kadim devlet geleneğinin mirası olan "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın" ilkesini kendilerine rehber edindiklerini vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi:
"Biz uluslararası istikrar ve barışın sadece adil bir sistemde sağlanabileceğine inanıyoruz. Adaletin de sorunları çözmekte görevli uluslararası kuruluşların yapılarından başlanarak tesisi gerekiyor.Bilhassa genel olarak Birleşmiş Milletler'in, ama özellikle de Güvenlik Konseyi'nin yapısının bir an önce reforme edilmesi şarttır. Örneğin dünyanın önemli ülkelerinden 1 milyar 300 milyon nüfusa sahip olan Hindistan'ın içinde olmadığı bir Güvenlik Konseyi'nin sağlıklı bir yapıya sahip olduğunu kim iddia edebilir? 1 milyar 700 milyon nüfusa sahip olan İslam dünyasının temsil edilmediği bir Güvenlik Konseyi ne kadar adil olabilir?"
"Hem geçici üye hem daimi üye olmayacak, hepsi daimi üye olacak"
Uzun süredir "Dünya 5'ten büyüktür" sözüyle dile getirdiği itirazların temelinde bu çarpıklıkların bulunduğuna dikkati çeken Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
"Şu anda tüm dünyanın kaderini 5 ülkenin eline, diline nasıl bırakabiliriz? Yani Birinci Dünya Savaşı, İkinci Dünya Savaşı, bunların şartları içerisinde oluşmuş böyle bir hava hala devam ediyor. Böyle bir şey olabilir mi? Bir ülke, atılan bir adıma, bir karara, 'hayır' diyorsa oradan bir kararın çıkması mümkün değil. Böyle bir şey olabilir mi? Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nden beklenen nedir? Adalettir. Ama Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde adalet var mı? Asla, böyle bir şey yok. Erdoğan bunu söylediği zaman 'sert' oluyor, Erdoğan bunu söylediği zaman 'sevilmez' oluyor, tamam da biz kime kendimizi sevdireceğiz? Aslolan budur. Biz, dünya mağdurlarına, mazlumlarına kendimizi sevdirebiliyorsak, bu bize yeter. Bunu da her yerde anlatmamız lazım.
Özellikle Hindistan'ın anlatması lazım, niye? 1 milyar 370 milyon nüfusa sahip olan Hindistan'ın bunu sürekli anlatması lazım, dillendirmesi lazım. Japonya, sadece kendisi için değil, artık dönüşümlü bir Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne ihtiyacımız var. Yani 196 ülkenin içinde daimi üye olarak yer aldığı bir Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi. 20'li mi olacak? 20'li ama bu dönüşümlü olacak. İki yılda bir 10 tanesi bu ülkelerin değişecek ve böylece bu dönüşümlü şekilde 196 ülke de nerede yerini almış olacak? Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde yerini alacak. Hem geçici üye hem daimi üye olmayacak, hepsi daimi üye olacak. Şu anda geçici üyelerin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde kıymeti harbiyesi var mı, herhangi bir değeri var mı, oylarının bir kıymeti var mı? Yok. Niye birbirimizi aldatıyoruz? Böyle bir şey olamaz. Sadece elma şekeri dağıtıyorlar, 15 tane geçici üye. Yok böyle bir şey. Dürüst olmamız lazım.
Hele hele Güvenlik Konseyi, adaletin dağıtımının gerektiği bir yer. Burada eğer bunu başaramazsak Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nden de hiçbir şey beklemeyelim. "
"Haklı olan kimse güçlü olan da o olmalıdır"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, aynı sorunun, hemen hemen bütün uluslararası kuruluşlarda da söz konusu olduğunu kaydederek, "Güçlü olan kimse haklı olan da o. Eğer gücün yoksa haksızsın. Biz 'Hayır, haklı olan kimse güçlü olan da o olmalıdır' diyoruz." ifadesini kullandı.
Birinci ve İkinci Dünya Savaşlarının ardından, Avrupa, Amerika merkezli olarak kurulan küresel düzenin, dünyanın kalanının haklarını savunmaktan giderek uzaklaştığına işaret eden Erdoğan, değerlendirmelerine şöyle devam etti:
"Demokrasi, insan hakları, özgürlükler gibi küresel düzeyde kabul görmesi için çalışılan değerlerin çıkarları icap ettirdiğinde bizzat bunları ifade edenler tarafından ihlali artık gizlenemez bir hakikat haline gelmiştir. İşte buyrun, şu anda Suriye, işte buyrun Irak... Yaşananlar ortada, bu kadar açık ve net her şey ortadayken hala hangi adaletten bahsediyoruz?
Milyona yakın insanı öldüren, bir devlet terörü estiren katil Esed hala Suriye'nin başında durabiliyorsa bu Birleşmiş Milletler'e rağmen, artık söylenecek söz kalmamıştır. Dünyanın güçlü ülkeleri şu anda Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ndeki 5 daimi üye, acaba buna ne tür bir çözüm getirdi şu ana kadar? İşin içinde yaşayan biziz. 911 kilometre sınırı olan ülke biziz. Yaralı olan ülke de biziz. Şu ana kadar 3 milyon mülteciyi topraklarında barındıran biziz. 25 milyar dolar STK'larla birlikte oraya biz harcama yaptık. 'Peki dünyadan size bir yardım gelmedi mi?' Söyleyeyim, Avrupa Birliği bize söz verdi. 2016 Temmuz ayında '3 milyar avro göndereceğiz' dedi. Ne geldi biliyor musunuz? 725 milyon avro."
Birleşmiş Milletler'in yaptığı toplantının ardından, toplanan paralardan şimdiye kadar 550 milyon dolar gönderildiğini bildiren Erdoğan, "6,5 yılda bizim harcadığımız ise 25 milyar dolar. Hani nerede adalet? Kaldı ki bu para da bize gelmiyor. UNESCO vasıtasıyla yardım kuruluşlarına gidiyor." diye konuştu.
Adalet çağrılarının karşılıksız kaldığı her yerde ortaya dökülmeyi bekleyen potansiyel sorunlar bulunduğuna vurgu yapan Erdoğan, Somali'ye ilk giden siyasi liderin kendisi olduğunu belirterek, "Şu anda dünyada herhalde lider olarak giden pek yok." dedi.
Türkiye'nin Somali'de 80 dönüm üzerinde muhteşem bir büyükelçilik binası inşa ettiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bazı ülkelerin büyükelçiliklerini konteynerlerde beklettiğini, hala büyükelçilik binası kuramadıklarını bildirdi.
Erdoğan, şu görüşlerini paylaştı:
"Ama öbür taraftan bakıyorsunuz sağda solda donörler toplantıları da yapılıyor, bunlar da devam ediyor, bunları görmemiz lazım. Hiçbir ülkenin, hiçbir kuruluşun dünyayı böyle bir tehditle karşı karşıya bırakmaya hakkı yoktur. İşte bu sebeple biz gördüğümüz adaletsizlikler, haksızlıklar, riyakarlıklar karşısında itirazlarımızı her platformda, her fırsatta dile getirmeyi sürdüreceğiz. Biz bölgemizde yaşanan tecrübelerden süzülüp gelen bu ikazlarımızla kendimizle birlikte dost ve müttefik olarak gördüğümüz tüm ülkelerin de menfaatlerini korumaya çalışıyoruz."
(Sürecek)