Cumhurbaşkanı Erdoğan Hindistan'da
YENİ Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Kendileri terör eylemine maruz kaldığında dünyayı ayağa kaldıranların başka ülkelerin hassasiyetleri karşısında duyarlı olmaları şarttır.
YENİ Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Kendileri terör eylemine maruz kaldığında dünyayı ayağa kaldıranların başka ülkelerin hassasiyetleri karşısında duyarlı olmaları şarttır. Hele hele bir terör örgütüyle mücadele kılıfı altında başka terör örgütlerini desteklemek kendi huzurunuzu, kendi elinizle baltalamaktan başka bir şey değildir." dedi.
Erdoğan, Jamia Millia İslamia Üniversitesince kendisine fahri doktora tevdi edilmesi dolayısıyla düzenlenen törende konuştu.
Adil ve sürdürülebilir bir dünya için uluslararası kuruluşlarla iş birliğini yoğunlaştırarak daha yakın çalışmak gerektiğini dile getiren Erdoğan, Türkiye'nin bölgesinde ve küresel düzeyde yaşanan krizler karşısında geliştirdiği insani diplomasiyi çok önemli bulduklarını söyledi.
Türkiye'nin, Suriye krizinin başından bu yana izlediği açık kapı politikasının ve yurt içindeki Suriyelilere sağlanan hizmetlerin uluslararası toplumun takdirini kazandığını, "Çok iyisiniz, siz olmazsanız bu ne olacak" övgüsüyle karşılaştıklarını anlatan Erdoğan, "Bize bunları söylüyorlar ama 'Biz de buradan biraz yük alalım, elimizi taşın altına koyalım' deyince orada kimse yok. Hala Suriyeliler bombalanmaya devam etse, biz kapımızı yine kapamayacağız. O varil bombalarından kaçan insanlara, o kimyasal silahlardan kaçan insanlara, o konvansiyonel silahlardan kaçan insanlara eğer kapılarımızı kapatırsak biz de zalimlerden olmaz mıyız? Zulme rıza zulümdür." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin Afrika'dan Myanmar'a kadar geniş bir coğrafyada ihtiyaç sahiplerine insani yardımlar ulaştırmanın gayreti içinde olduğunu vurgulayarak, milli gelirine oranla yaptığı insani yardımlar noktasında Türkiye'nin dünyada birinci sırada yer aldığını söyledi.
Yapılanlara rağmen mazlumların ve mağdurların feryatlarının her geçen gün arttığına dikkati çeken Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bu durum terör musibetinin genişlemesine uygun bir zemin oluşturuyor. Dünyada terör saldırılarından etkilenmeyen ülke neredeyse kalmadı. İnsanların korkularını, endişelerini, mağduriyet duygularını, inançlarını sömürerek zemin bulan terör örgütleri bir ur gibi yayılıyor. Terörizmin önü sadece kuvvet kullanarak kesilmez. Terör örgütlerinin silahlı güçlerinin yanında asıl onlara hayat alanı sağlayan fakirlikle, eşitsizlikle ve cehaletle mücadele edilmesi gerekiyor.
Terörü herhangi bir din, etnik grup ya da coğrafyayla eşleştirenler kesinlikle art niyetlidir. Hepimizin ortak sorunu olan terörle mücadelede başarı tüm ülkelerin birlikte ve samimi şekilde çaba göstermesiyle elde edilebilir. Terörle ortak mücadale için üzerinde birleşilmesi gereken ilkelerin başında tüm terör örgütlerine karşı ayrım gözetmeksizin mücadele edilmesi geliyor."
-"3 bini aşkın DEAŞ'lı teröristi etkisiz hale getirdik"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyayı kana bulayan ve Türkiye'yi de hedef alan DEAŞ'a karşı mücadelenin kararlılıkla devam ettiğini dile getirerek, "DEAŞ, İslam için bir yüz kararısıdır. Bizim için ciddi bir lekedir. Müslümanlar için bir tehdittir. Bunların İslam ile yakından, uzaktan alakası yoktur. Buna göre de tedbirlerimizi almamız lazım. Şu anda Suriye'de, Cerablus'ta, Rai'de, Dabık'ta, El Bab'da bunlarla çok ciddi mücadele verdik, 3 bini aşkın DEAŞ'lı teröristi etkisiz hale getirdik. Hala da mücadelemiz sürüyor, sürecek." dedi.
Türkiye'nin DEAŞ'ın yanı sıra terör örgütleri PKK, PYD ve YPG ile de mücadele ettiğini kaydeden Erdoğan, "PKK, PYD, YPG bunlar da terör örgütleridir. Kalkar da birileri onlara sığınarak DEAŞ ile mücadele yoluna giderse bu bizi üzer. Onun için biz 'Gerek yok onlara. Biz onlarla mücadeleyi birlikte yaparız, o güç zaten bizde var. Koalisyon güçleri hep beraber bu işi hallederiz' diyoruz." ifadelerini kullandı.
Yabancı terörist savaşçıların çatışma bölgelerine seyahatinin engellenmesi için her ülkeden daha fazla çabayı Türkiye'nin harcadığını ifade eden Erdoğan, "Onunla birlikte DEAŞ'a ve El Kaide'ye karşı uluslararası planda gösterilen duyarlılığın mesela PKK'ya veya farklı isimlerle gizlenmeye çalışılsa da onun bir parçası olan YPG/PYD gibi örgütlere de gösterilmesini bekliyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kendileri terör eylemine maruz kaldığında dünyayı ayağa kaldıranların başka ülkelerin hassasiyetleri karşısında duyarlı olmaları şarttır. Hele hele bir terör örgütüyle mücadele kılıfı altında başka terör örgütlerini desteklemek kendi huzurunuzu, kendi elinizle baltalamaktan başka bir şey değildir. Biz kendimizle birlikte dost ve müttefik olarak gördüğümüz tüm ülkelerin geleceği için bu görüşlerimizi savunmaya, bu mücadeleyi vermeye devam edeceğiz. Şartlar ne olursa olsun mağdurlara ve mazlumlara asla sırtımızı dönmeyecek, imkanlarımızı onlarla paylaşmayı sürdüreceğiz.
Gerek bugün içinde bulunduğumuz durum gerekse hedeflerimiz bakımından Hindistan ile ilişkilerimizin geliştirilmesini çok önemli görüyoruz. Karşılıklı fayda temelinde kuracağımız ortaklıklar bize küresel düzeyde güç sağlayacaktır. Ekonomi ve ticaret, ilişkilerimizin önemli bir boyutunu oluşturuyor. Potansiyelimizin çok gerisinde olan ticaretimizi dengeli bir şekilde artırmak için önümüzdeki tüm fırsatları değerlendirmeliyiz. Güçlü insani ve kültürel alt yapıyı desteklemezsek ekonomik birlikteliklerin sürdürülebilir olması da mümkün değildir. Bunun için ilişkilerimizin insani boyutunu her alanda geliştirmenin çabası içinde olmalıyız."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ortak medeniyet ve kültür hafızasına sahip çıkılması gerektiğini belirterek, "Dünyanın hızla tek düze hale gelmeye yöneldiği, buna doğru gittiği dönemde renklerimizi ve zenginliklerimizi tüm insanlığın hizmetine sunmak suretiyle bu tehdidin üstesinden gelebileceğimize inanıyorum." dedi.
Erdoğan, Jamia Millia İslamia Üniversitesinin, İstanbul Üniversitesi ve Kadir Has Üniversitesi ile iş birliği yapmasından memnuniyet duyduğunu dile getirerek, üniversiteler arasındaki iş birliğinin Türkiye-Hindistan arasındaki dayanışmaya güzel bir örnek teşkil ettiğini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşması sonrasında Türk ve Hindistan milli marşları çalındı.
Fahri doktora gerekçesi
Törende, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından önce fahri doktora unvanı verilmesine ilişkin gerekçe de okundu.
Gerekçede Erdoğan'ın, Türkiye'de büyük altyapı projelerini hayata geçirerek, okul ve hastaneler inşa edilmesini hızlandırdığı ve ülkeyi ekonomik istikrara kavuşturduğu ifade edilerek, "Türkiye, böylece dünyanın önde gelen ekonomilerinden biri haline geldi. Ayrıca ülkeye siyasi istikrar getiren Erdoğan, Türk demokrasisini askeri vesayetten kurtararak özgürleştirdi." denildi.
"Suriye'deki iç savaştan dolayı yerlerinden olan yaklaşık 3 milyon Suriyeli mülteciye ülkesinin kapılarını açan Erdoğan, büyük bir şefkat ve insani yardım örneği göstermiştir." ifadelerine yer verilen gerekçede, Türkiye'nin Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğinde yaklaşık 120 ülkeye insani yardım yaparak, dünyanın en büyük donör ülkelerinden biri konumuna geldiği belirtildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 2011'deki kıtlık döneminde Somali halkı adına konuştuğu belirtilerek, "Somali'deki insanların çığlığı duyulmadıkça dünyada hiç kimse barış, adalet ve medeniyetten bahsedemez." ifadeleri hatırlatıldı.
Erdoğan'a üstün liderliği, uluslararası barış ve iş birliğini güçlendirme konusundaki katkıları ve milyonlarca mülteciye insani yardımları dolayısıyla fahri doktora unvanı verildiği kaydedildi.
(Bitti)