Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Her Ne Yapıyorsak Gönülden Yapacak, Gönüllerde Yer Etmenin Yoluna Bakacağız"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Ülkemizin kalkınma yardımları konusunda gösterdiği samimi duruş, uluslararası kuruluşların ilgisini de üzerine çekmiştir.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Ülkemizin kalkınma yardımları konusunda gösterdiği samimi duruş, uluslararası kuruluşların ilgisini de üzerine çekmiştir. Herkes yardım adı altında siyasi ve ticari çıkarları için zemin oluştururken biz, 47 en az gelişmiş ülkeye özel olarak yöneldik." dedi.
Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) koordinatörlerini kabulündeki konuşmasında, Türkiye'nin kalkınma yardımlarının bugüne kadar 170 ülkeye ulaştığını bildirdi.
"Sadece halkı Müslüman olan ülkeler değil, Müslüman olmayan mağdur, mazlum ülkelere de biz yardımımızı gönderiyoruz ve göndereceğiz." diyen Erdoğan, TİKA'nın ilk olarak Orta Asya'da bağımsızlığını kazanmış beş Türk cumhuriyetine yönelik kalkınma yardımlarını yaparak başladığını ve bu ufku genişlettiklerini söyledi.
TİKA'nın faaliyet alanını Balkanlar'dan Ortadoğu'ya, Afrika'dan Latin Amerika'ya, Güney Asya'dan Pasifik'e kadar genişlettiklerini dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bizden önceki 10 yılda toplam 2 bin 500 projeyi hayata geçiren TİKA, bugün yılda 2 bin projeyle yoluna devam ediyor. Gerektiğinde elbette balık da verilen; ama asıl olarak balık tutması öğretilen bir anlayışla projeler geliştiriliyor. Gidilen ülkeler arasında öyle yerler var ki haritada yerini bulmak dahi zor. Mesela, Güney Pasifik'teki Solomon adalarına, sağlık hizmetlerine ulaşımı kolaylaştırmak üzere 4 deniz ambulansı temin edilmiştir. Komorlar'da 5 bin kişilik bir stadyum, Kolombiya'da ilköğretim okulu hizmete sunulmuştur."
"TİKA projelerinin yüzde 80'i sosyal altyapının geliştirilmesine yönelik"
TİKA'nın, yürüttüğü projeleri rastgele seçen, çıkar amaçlı hareket eden bir kurum asla olmadığını belirten Erdoğan, faaliyet gösterilen ülkenin beşeri ve tabii kaynakları dikkate alınarak, buna en uygun alt yapının kurulmasına çalışıldığını ifade etti.
Erdoğan, şöyle devam etti:
"TİKA projelerinin yaklaşık yüzde 80'inin istihdama, eğitime, sağlığa, kadınlara, çocuklara, iletişime yani sosyal alt yapının geliştirilmesine yönelik olmasının sebebi işte budur. Kamboçya'da, Nijerya'da, Fildişi Sahilleri'nde, Pakistan'da, Afganistan'da, Somali'de, Bangladeş'e kadınlara yönelik rehabilitasyon merkezleri açılmasının sebebi budur. Nijerya'da, ana çocuk sağlığı hastanesi, Makedonya'da, çocuk kliniği, Özbekistan'da kemik iliği hastanesi, Tunus'da kadın doğum hastanesi kurulmasının sebebi budur. Nijerya'da ana çocuk sağlığı hastanesi, Makedonya'da çocuk kliniği, Özbekistan'da kemik iliği hastanesi, Tunus'ta kadın doğum hastanesinin kurulmasının sebebi budur."
"Türkiye hakiki manada çevre koruma projeleri hayata geçirdi"
Çevrecilik adı altında her türlü kalkınma, gelişme çabalarına karşı düşmanlık edenlerin aksine Türkiye'nin hakiki manada çevre koruma projeleri hayata geçirdiğine vurgu yapan Erdoğan, geçen yüzyılın en önemli çevre felaketlerinden biri olan Aral Gölü'nün kuruması karşısında ağaçlandırma, tarım ve hayvancılık projeleriyle Özbekistanlıların yanında yer aldıklarını dile getirdi.
Burkina Faso'da 100 bin Moringa Oleifera ağacı yetiştirerek hem çocuklara destek olduklarını hem de çölleşmeye karşı önemli bir adım attıklarını ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:
"Tarihe saygımızı restorasyon projelerimizle gösterdik. Sadece son 3 yılda, 3 farklı kıtadaki 18 ülkede 100'ü aşkın eserin restorasyonunu başlattık. TİKA'nın ilk kuruluş amacı olan Türk dünyasıyla ilişkileri de Orta Asya ile sınırlı tutmayarak Gagavuz'lardan Harar'a, Ahıska'lardan Türkmen'lere kadar geniş bir yelpazeye yaydık. Türkçe'nin en önemli ve en kapsamlı sözlüğünü dünyanın tüm prestijli kütüphanelerine ve üniversitelerine taşıdık. Gazze'de hastane, toplu konut ve zeytin yağı fabrikası, Sri Lanka'da Türk köyü kurulması gibi daha pek çok faaliyet vardır."
Somali'deki kalkınma yardımları
Somali'ye yönelik kalkınma yardımlarına ilişkin de bilgiler veren Erdoğan, bu ülkedeki Türkiye'nin faaliyetlerinin de dünyada kalkınma yardımları konusunda adeta yepyeni bir model ortaya koyduğuna dikkati çekti.
2011'de çok büyük bir kuraklık yaşayan Somali'nin yardım çağrısına kulak vererek hemen dost ve kardeş Somali halkının yanına koştuklarını belirten Erdoğan, şöyle konuştu:
"Herkes Somali'deki faciayı seyrederken, ben, eşim, çocuğum, arkadaşlarım, hepsi yanımda olmak suretiyle birlikte Somali'ye uçtuk. Terör bir taraftan... Terör tehditlerine rağmen orada yerimizi aldık. Kolları sıvadık. Her alanda neler yapılabileceği belirledik. Devletimizle milletimizle el ele verip eğitimden sağlığa, tarımdan ulaştırmaya, güvenlikten idari yapıya kadar ülkeyi baştan sona ayağa kaldıracak çalışmalara başladık. Biz Somali'de yaptığımız işlere 'Türk tipi kalkınma yardımı modeli' diyoruz."
Erdoğan, TİKA'nın Ramazan ayı boyunca dünyanın dört bir yanında gerçekleştirdiği iftarlar ve diğer çalışmaları da taktirle takip ettiğini ifade etti.
"İnsani diplomasiyi dış politikamızın merkezine yerleştirdik"
Diğer ülkeler herhangi bir siyasi, sosyal veya ekonomik sorunla karşılaşınca ilk iş olarak kalkınma yardımlarını kıstıklarını, Türkiye'nin tam tersine, en sıkıntılı zamanlarında dahi kalkınma yardımlarını artırmaya devam ettiğinin altını çizen Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Sevgililer sevgilisi peygamberimiz, 'Sağ elin verdiğini sol el görmeyecek.' buyuruyor. Ölçü bu. Onun için istismar ve istiskal etmeden yani aşağılamadan tamamen eşit ortaklık anlayışıyla iş birliği yolları aradık, arıyoruz. İnsani diplomasiyi dış politikamızın merkezine yerleştirdik. Ev sahipliği yaptığımız zirveler, bunun en açık ifadesidir. 2016'daki Dünya İnsani Zirvesi, 2011 ve 2016 yıllarındaki En Az Gelişmiş Ülkeler Konferansı, İslam İşbirliği Teşkilatı 13. Zirvesi, Uluslararası Somali Konferansı ve az gelişmiş ülkelerin sorunlarını özellikle gündeme aldığımız G20 Zirvesi bu toplantılar arasındadır.
Ülkemizin kalkınma yardımları konusunda gösterdiği samimi duruş, uluslararası kuruluşların ilgisini de üzerine çekmiştir. Herkes yardım adı altında siyasi ve ticari çıkarları için zemin oluştururken biz, 47 en az gelişmiş ülkeye özel olarak yöneldik. Yapılan zirvelerden çoğu ülke taahhüdünü yerini getirmezken biz 2008-2015 yılları arasında bu ülkelere 2 milyar doların üzerinde yardım yaparak, taahhüdümüzün de ötesine geçtik. İnşallah bu şekilde yolumuza devam edeceğiz. Türkiye'yi büyüttükçe, ülkemiz kazandıkça bunu dünyadaki tüm mazlumlar ve mağdurlarla paylaşma zaviyemizi asla kaybetmeyeceğiz."
"Biz asla bu tür riyakarlıklara tevessül etmeyeceğiz"
Yunus Emre'nin, "Ben gelmedim kavga için benim işim sevgi için. Dostun evi gönüllerdir, gönüller yapmaya geldim." sözünü aktaran Erdoğan, TİKA temsilicilerinden gönüllere girmelerini istedi.
Erdoğan, şunları kaydetti:
"Varsın ötekiler çıkar için petrol için maden için altın için toprak için ucuz iş gücü için çevirmedik fırıldak bırakmasın. Biz asla bu tür riyakarlıklara tevessül etmeyeceğiz. Her ne yapıyorsak gönülden yapacak, gönüllerde yer etmenin yoluna bakacağız. Allah için yapacağız. TİKA koordinatörlerimizin her birini, Türkiye'nin yumuşak güç politikasının birer uç beyi, birer akıncısı olarak görüyorum. Mahalli personel olarak kadronuzda bulunan arkadaşlarınızı da bu kutlu davadaki gönüldaşlarımız, yoldaşlarımız olarak kabul ediyorum. Her şeyden önce Rabbim yar ve yardımcınız olsun. Yıllardır başarılı çalışmalarını yakından takip ettiğimiz Serdar Çam kardeşimiz başta olmak üzere TİKA'nın tüm mensuplarına ülkemize yaptıkları hizmetler için milletim adına yaptığınız bu hizmetler için teşekkür ediyorum."
Programda konuşmalar öncesinde TİKA'nın faaliyetlerine ilişkin video gösterildi, Bosna Hersek, Bangladeş ve Ürdün saha temsilcileri de birer konuşma yaptı.
Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Fahri Kasırga ile TİKA Başkanı Serdar Çam da program da hazır bulundu.
(Bitti)