Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan bayram mesajında dikkat çeken sözler: Sınırsız vakte sahip değiliz

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan bayram mesajında dikkat çeken sözler: Sınırsız vakte sahip değiliz
Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ramazan Bayramı dolayısıyla paylaştığı mesajında, MHP lideri Devlet Bahçeli'nin çağrısıyla başlayan İmralı süreci hakkında mesajlar verdi. "Devletimiz, çağrı yapılmasını sağlayarak üzerine düşeni yapmıştır" diyen Erdoğan, "Şimdi sıra, örgütün çağrıya amasız, fakatsız uymasına gelmiştir. Bu konuda da sınırsız bir vakte ve tahammüle sahip değiliz" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ramazan Bayramı nedeniyle bir mesaj yayınladı. Bu ramazan ayını da gönül coğrafyasının farklı köşelerinde yaşanan zulümler, katliamlar, acılar sebebiyle yine buruk geçirdiklerini belirten Erdoğan, terör örgütü PKK'ya silah bırakma çağrısını yineledi.

Erdoğan mesajında "Suriye'nin toprak bütünlüğü ve milli birliği çerçevesinde atılan adımları sabote ederek, güney sınırlarımızdaki istikrarsızlığı sürdürmek isteyenlerin farkındayız ve inşallah hiçbirine müsaade etmeyeceğiz. Aynı şekilde 'Terörsüz Türkiye' hedefimiz doğrultusunda başlattığımız çalışmaları, yol haritamıza uygun şekilde sürdürüyoruz. Devletimiz, çağrı yapılmasını sağlayarak üzerine düşeni yapmıştır. Şimdi sıra, örgütün çağrıya amasız, fakatsız uymasına gelmiştir. Bu konuda da sınırsız bir vakte ve tahammüle sahip değiliz" dedi.

Erdoğan'ın yayınladığı mesaj şöyle;

"Aziz Milletim, Değerli kardeşlerim, Sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle, saygıyla selamlıyorum. Başı rahmet, ortası mağfiret, sonu da azaptan kurtuluş olan bir Ramazan ayını daha tamamlayarak kavuştuğumuz mübarek Ramazan Bayramınızı can-ı gönülden tebrik ediyorum. Ramazan Bayramının; ülkemiz, milletimiz, İslam dünyası ve tüm insanlık için huzura, felaha, esenliğe, kardeşliğe vesile olmasını diliyorum. Rabbime, bizleri sağlık ve afiyet içerisinde bir Ramazan Bayramı'na daha eriştirdiği için hamd-ü senalar ediyorum.

"GAZZE'DE YAŞANAN SOYKIRIM DAHA VAHİM BİR BOYUTA ULAŞIYOR"

Maalesef, bu Ramazan ayını da, gönül coğrafyamızın farklı köşelerinde yaşanan zulümler, katliamlar, acılar sebebiyle yine buruk geçirdik. Bilhassa Gazze'de yaşanan soykırım, bir parça vicdanı, ahlakı, izanı olan herkesin yüreğini parçalayacak görüntülerle, sürekli daha vahim bir boyuta ulaşıyor. Türkiye olarak, bu vahşete karşı duruşumuzu net bir şekilde ifade ediyor, yardımlarımızla kardeşlerimizin yaralarını sarmaya çalışıyoruz. Ancak, Batılı ülkeler başta olmak üzere, dünya bu zulme karşı fiilen harekete geçmedikçe, zalimlerin cesareti ve cüreti artmakta, mazlumların feryatları arşa ulaşmaktadır. İnşallah önümüzdeki dönem, bu konuda tüm dünyada bir uyanışa vesile olur.

"SURİYE'DE YAŞANAN GELİŞMELERİ YAKINDAN TAKİP EDİYORUZ"

Diğer yandan komşumuz Suriye'de yaşanan bizi de yakından ilgilendiren gelişmeleri anbean takip ediyor, gerekli tedbirleri alıyoruz. Suriye'nin toprak bütünlüğü ve milli birliği çerçevesinde atılan adımları sabote ederek, güney sınırlarımızdaki istikrarsızlığı sürdürmek isteyenlerin farkındayız ve inşallah hiçbirine müsaade etmeyeceğiz.

"DAHA FAZLA OYALANILMADAN ÖRGÜTÜN KENDİNİ FESHETMESİNİ BEKLİYORUZ"

Aynı şekilde, "Terörsüz Türkiye" hedefimiz doğrultusunda başlattığımız çalışmaları, yol haritamıza uygun şekilde sürdürüyoruz. Devletimiz, çağrı yapılmasını sağlayarak üzerine düşeni yapmıştır. Şimdi sıra, örgütün çağrıya amasız, fakatsız uymasına gelmiştir. Bu konuda da sınırsız bir vakte ve tahammüle sahip değiliz.

Daha fazla oyalanılmadan, örgütün kendini feshetmesini ve silahlarını tamamen bırakmasını bekliyoruz. Küresel, bölgesel ve iç dinamiklerimiz bize, böyle bir sürecin başarıyla neticelenmesine, hiç olmadığı kadar uygun bir zemin sunmaktadır. Bunu hep birlikte başardığımızda, ülkemizi 40 yıllık kanlı ve zorlu bir musibetten, inşallah tamamen kurtarmış olacağız.

"İSTANBUL'U DEPREME HAZIRLAMA KONUSUNDA DAHA ETKİN ADIMLAR ATACAĞIZ"

Aziz Milletim… Son iki yıldır gündemimizin ilk sırasından asla düşürmediğimiz bir diğer meselemiz de, deprem bölgesinin ayağa kaldırılmasıdır. Depremin ikinci yıldönümü vesilesiyle, 201 bin konutumuzun anahtarlarını hak sahiplerine teslim ettik. Yıl sonuna kadar bu rakamı, konut ve işyeri olarak 453 bine çıkartmayı

hedefliyoruz. Böylece, milletimize verdiğimiz sözleri harfiyen yerine getirerek, depremin fiziki yıkımını tümüyle telafi ediyoruz. Her birini rahmetle yad ettiğimiz kayıplarımızın hatırası, elbette ebediyen yüreklerimizde yaşayacaktır. Şehirlerimizi yeniden ayağa kaldırarak, bu büyük felaketle hayatları alt üst olan vatandaşlarımıza yeni bir ufuk, yeni bir fırsat sunacağız. Rabbim ülkemizi ve milletimizi bu tür felaketlerden muhafaza eylesin, diyoruz. Tabii, deprem tehdidi, Marmara bölgemiz başta olmak üzere, ülkemizin pek çok yerinde hala en önemli meselemiz olmaya devam ediyor. Hükümet olarak biz tüm planlamalarımızı ve hazırlıklarımızı yaptığımız halde, belediyelerin umursamazlığı sebebiyle arzu ettiğimiz hızda bir dönüşüm gerçekleştiremiyoruz. Önümüzdeki dönemde, gerekirse bu sorunu aşacak ilave tedbirlerle, İstanbul'u depreme hazırlama hususunda daha etkin adımlar atacağız

"YARGI SÜREÇLERİNİN, ÜLKEMİZDE POLİTİZE EDİLEREK SULANDIRILMASINA KİMSE İTİBAR ETMEMELİDİR"

Emniyet ve yargı güçlerimiz tarafından son dönemde yapılan operasyonlar, belediyelerden kaynaklanan gecikmelerin sebebini daha iyi anlamamıza vesile olmuştur.

Altyapısı ve üstyapısıyla İstanbul'a hizmet için tahsis edilen kaynakların şahsi ikbal hırsları ve kişisel ticari çıkarlar uğruna yağmalanması, bu şehrin halkına yapılmış en büyük ihanettir. Elbette her İstanbullunun kendisinin ve evlatlarının geleceğini, hayatını, güvenliğini, huzurunu çalanlardan hesap sorma hakkı vardır. Batı ülkelerinde ortaya çıktığında "demokrasinin, hukuk devletinin, ahlaklı siyasetin ve ilkeli yönetimin gereği" olarak alkışlanan yargı süreçlerinin, ülkemizde politize edilerek sulandırılmasına kimse itibar etmemelidir. Yolsuzluk ve rüşvet çarkının üzerini örtmek için, kamu güvenliğini ve ekonomimizi hedef alacak kadar şuurunu kaybedenleri; "Türkiye'yi çökertirsek, iktidarı da çökertmiş oluruz" anlayışıyla hareket edenleri, aziz milletimizin ferasetine havale ediyoruz. Yargı sürecinde ortaya çıkacak yeni gelişmeleri de dikkate alarak, bu hususta gerçekçi, adil ve vicdanlı bir tavırla hayatına ve şehrine sahip çıkacak her bir İstanbullu kardeşime şükranlarımı sunuyorum.

Cumhurbaşkanı ve hükümet olarak, Türkiye Yüzyılı vizyonumuz doğrultusunda ülkemizi her alanda hak ettiği seviyelere çıkarmak için kararlılıkla çalışmayı ve mücadele etmeyi sürdüreceğiz. Bu vesileyle, idari izinle 9 güne çıkardığımız bayram tatilinde yollara çıkan tüm vatandaşlarımdan, trafik kurallarına riayet etmelerini

bekliyorum. Bir kez daha Ramazan Bayramının gönüllerimize sekinet, kalplerimize sevgi, ülkemize huzur, mazlum coğrafyalara barış getirmesini diliyorum. Vatandaşlarımın her birini tekrar muhabbetle selamlıyorum. Bayramınız mübarek olsun."

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel
title