Cumhurbaşkanı Erdoğan: Coğrafyamızın Yeni Bir Sykes-Picot Taksimiyle Tekrar Lime Lime Edilmesine Göz Yummayacağız
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Teknofest 2024'te; "Biz her zaman sulhu sükûnun tarafındayız. Tüm bunları da savaş heveslisi olduğumuz için değil; vatanımızı ve vatandaşlarımızı kem gözlerden layıkıyla korumak için yapıyoruz. Bölgemizin içinde bulunduğu cinnet hâli karşısında bugüne kadar olduğu gibi yine mazlumların yanında, adaletin safında yer alacağız. Coğrafyamızın yeni bir Sykes-Picot taksimiyle tekrar lime lime edilmesine göz yummayacağız" diye konuştu.
(ADANA)- Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Teknofest 2024'te; "Biz her zaman sulhu sükünun tarafındayız. Tüm bunları da savaş heveslisi olduğumuz için değil; vatanımızı ve vatandaşlarımızı kem gözlerden layıkıyla korumak için yapıyoruz. Bölgemizin içinde bulunduğu cinnet hali karşısında bugüne kadar olduğu gibi yine mazlumların yanında, adaletin safında yer alacağız. Coğrafyamızın yeni bir Sykes-Picot taksimiyle tekrar lime lime edilmesine göz yummayacağız" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Adana Şakirpaşa Havalimanı'nda düzenlenen Teknofest 2024'e katıldı. Erdoğan, konuşmasında şunları kaydetti:
"Şakirpaşa eskisinden daha hayati görevler icra edecek"
"Biz Çukurova Havalimanı'nı açtığımızda birileri Şakirpaşa ile ilgili yoğun bir algı çalışması yürüttüler. Akla, vicdana, siyasi ahlaka sığmayan bir sürü iddiaya gündeme taşıdılar. Peki ne oldu? İddialarının hiçbir geçerliliğinin olmadığı bugün bir kez daha ortaya çıktı. Şakirpaşa kapandı mı? Şakirpaşa açık mı? E buyurun biz de bugün Şakirpaşa'ya indik. Şimdi Şakirpaşa'da bir Teknofest fuarını gümbür gümbür buradan dünyaya haykırıyoruz. Algı operasyonlarından etkilenip 'Şakirpaşa ne olacak' diye endişelenen Adanalı gençlerimize sesleniyorum: Siz birilerine bakıp da asla endişe etmeyin. Şakirpaşa eskisinden daha mühim, daha hayati görevler icra edecek. Milli teknoloji hamlemizin simgesi olan Teknofest sadece bir başlangıç. İnşallah burayı tarihine, misyonuna ve önemine uygun şekilde, çok etkin bir şekilde kullanmaya devam edeceğiz.
Bugün hepimizi gururlandıran Teknofest'e ulaşmak, buradaki ileri teknoloji ürünlerini yapmak asla kolay değildi. Bilhassa son 22 yılda elde ettiğimiz hiçbir kazanım bize altın tepside sunulmadı. Zorluklarla karşılaştık, engellerle buluştuk, sabotajlara maruz bırakıldık. İçeriden ve dışarıdan ihanetlere uğradık. Haksızlıkların, çifte standartların her türünü gördük, yaşadık. Neyi başardıysak bileğimizin gücüyle başardık, alnımızın teriyle başardık. Yüreğimizi gerektiğinde canımızı ortaya koyarak başardık. Dün bize parasıyla savunma sanayi teknolojisi ürünü vermeyen ülkelere artık ihracat yapar hale geldik.
Bugün İHA ve SİHA'larımız 50'den fazla ülkede Türk savunma sanayini gururla temsil ediyorsa, bu başarıda Özdemir ağabeyinin çok büyük başarısı vardır. Kendisine bir kez daha Allah'tan rahmet diliyorum, mekanı cennet olsun.
Son 22 yılda sizinle hayalleriniz arasına girebilecek birçok engeli kaldırdık. Milli gelirde tarihimizde ilk kez 1,1 trilyon dolar sınırını aştık. Nereden nereye. Savunma sanayinde yerli ve milli üretimin payını yüzde 80'lere çıkardık. İnsansız hava araçlarında dünyanın ilk üç ülkesi arasındayız. Araştırma-geliştirme merkezi sayımızı 0'dan bin 328'e çıkardık. Buralarda 66 bin 250 projeyi tamamladık. 14 bin 634 proje ise devam ediyor.
Teknofest dışa bağımlılığın, montajcılığın, başkalarına muhtaç yaşamanın ülkemizin kaderi olmadığını bizlere çok net biçimde gösteriyor. Teknofest, unutmayın gençler, bir gençlik destanıdır. Gençler, Teknofest bir teknoloji devrimidir. Teknofest bereketli Anadolu topraklarında filizlenen idealist gençlerin güçlü sesidir.
"196 tane ülke herhalde BM Genel Sekreteri'ne sahip çıkacaktır"
Gerilim, çatışma ve savaşlar coğrafyamızı içten içe çökertiyor. Gazze ve Lübnan'daki katliamları millet olarak, insanlık olarak içimiz kan ağlayarak takip ediyoruz. Gazze'ye yönelik İsrail saldırıları başlayalı neredeyse 1 yıl oldu. Çoğu çocuk ve kadın 50 bin kardeşimiz vahşice Siyonist İsrail tarafından katledildi. 100 bine yakın insan yakalandı. Şehirler birer enkaz yığınına döndü. İsrail Hamas bahanesiyle önce Gazze'yi işgal etti. Şimdi de Hizbullah bahanesiyle Lübnan'da kan döküyor. Filistin'in seçilmiş son Başbakanı İsmail Haniye'yi Tahran'da şehit ettikten sonra geçtiğimiz günlerde Hizbullah lideri Hasan Nasrallah'ı katlettiler. İsrail saldırılarında can veren Filistinli ve Lübnanlı kardeşlerimize bir kez daha Allah'tan rahmet diliyorum. Bölgede ateşkese, huzura, barışa her yaklaşıldığında İsrail hükümeti bu süreci dinamitleyecek bir provokasyona imza atıyor. Ateşi tüm bölgeye yaymak, coğrafyamızı kana ve gözyaşına boğmak için her yola başvuruyorlar. Uluslararası hukuk tamamen rafa kaldırılmış durumda. Utanmadan, sıkılmadan BM Genel Sekreteri Guterres'e, özellikle kalkıyor BM'ye gelemez diye meydan okuyor. Şu hale bak. E şimdi 196 tane dünyadaki ülke herhalde BM Genel Sekreteri'ne sahip çıkacaktır. Sen kim oluyorsun da burada BM Genel Sekreteri'ne yönelik BM'ye gelemeyeceğine dair ferman gönderiyorsun? Kundaktaki bebekleri dahi öldürmekten zevk alan bir cinnet haliyle karşı karşıyayız. Tüm bu gerçeklere rağmen ne yazık ki Batılı güçler bu katliam şebekesine silah, mühimmat, istihbarat ve diplomatik destek vermeyi sürdürüyor. Gazze'ye yağan binlerce tonluk bombaların nereden geldiği, nerede üretildiği, kimler tarafından tedarik edildiği bellidir. Kimse kusura bakmasın ama dökülen her damla kana, bombaları atanlar kadan o bombaları temin edenler de aynı derecede ortaktır.
"30 kilometre mesafede adeta Türkiye'ye meydan okuma yarışına giriyorlar"
Bölgemizde sadece Gazze, Batı Şeria ve Lübnan ile sınırlı kalmayacak sinsi bir plan uygulamaya konulmuştur. Bu planının nihai hedefinin neresi olduğunu görmek ve anlamak için kahin olmaya gerek yoktur. Tarih bilen, dinler tarihi bilen, siyaset ve diplomasi bilen herkes meselenin Kudüs ile Mescid-i Aksa ile vaat edilmiş topraklar hezeyanıyla bağlantısını zaten kolayca idrak edecektir. Vaat edilmiş toprakların ne olduğunu gayet iyi biliriz. 30 kilometre mesafede adeta Türkiye'ye meydan okuma yarışına giriyorlar. Bunların biz gayet iyi biliriz. Mevcut İsrail yönetimi yaptığı her açıklamayla, paylaştığı her haritayla asıl niyetlerini ortaya koyuyor. Biz de sahadaki gelişmeleri bu zaviyeden anbean takip ediyoruz. Komşularımızla ve bölgedeki tüm kardeş ülkelerle iş birliğimizi bu anlayışla ileriye taşıyoruz. Zalimler karşısında insanlık cephesini güçlendirmenin gayretindeyiz. Savunma sanayi alanında dışa bağımlılığımızı en aza indirmeye çalışıyor, yerli ve milli üretimi çok güçlü biçimde destekliyoruz. Devlet destekli siber saldırılara ve dijital terör eylemlerine karşı mukavemetimizi sürekli güçlendiriyoruz.
İnşallah, çok daha iyi yerlerde olacağız. TB2'lerle yakaladığımız, Akıncı ile sürdürdüğümüz ivmeyi, insanız savaş uçağımız Kızılema ile çok farklı bir seviyeye taşıyacağız. Şu hakikati lütfen aklınızdan çıkarmayınız; Adanalı kardeşlerimiz 'Elle gelen öğün olmaz, o da arasan bulunmaz' atasözünü çok iyi bilir. Biz de savunma sanayi alanı başta olmak üzere dışa bağımlılığın acısını çok iyi bilen bir ülkeyiz. Bize takılan çelmeleri, müttefiklerimizin uyguladığı gizli-açık ambargoları biz unutmadık.
"Biz her zaman sulhu sükünun tarafındayız"
Biz her zaman sulhu sükünun tarafındayız. Tüm bunları da savaş heveslisi olduğumuz için değil; vatanımızı ve vatandaşlarımızı kem gözlerden layıkıyla korumak için yapıyoruz. Bölgemizin içinde bulunduğu cinnet hali karşısında bugüne kadar olduğu gibi yine mazlumların yanında, adaletin safında yer alacağız. Coğrafyamızın yeni bir Sykes-Picot taksimiyle tekrar lime lime edilmesine göz yummayacağız. Bu hedefleri yakalamada en büyük güç kaynağımız, siz gençlerimizdir."