Cumhurbaşkanı Erdoğan Canlı Yayında
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yeni sistemde cumhurbaşkanının kararname çıkarma yetkisine ilişkin, "Kararnameler konusunda parlamento baktı ki işine gelmiyor, onunla ilgili de kalkar bu itirazını yapar. Nereye? Anayasa Mahkemesine. Her şey bu kadar açık ortada.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yeni sistemde cumhurbaşkanının kararname çıkarma yetkisine ilişkin, "Kararnameler konusunda parlamento baktı ki işine gelmiyor, onunla ilgili de kalkar bu itirazını yapar. Nereye? Anayasa Mahkemesine. Her şey bu kadar açık ortada. Yani yasama organı, Anayasa Mahkemesi var. Dolayısıyla öyle 'Dediğim dedik öttürdüğüm düdük' böyle bir cumhurbaşkanlığı kurumu yok." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, NTV- Star TV ortak canlı yayınında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.
"Yeni sistemde cumhurbaşkanının partisiyle meclis çoğunluğunun aynı olması olasılığı var, 'o zaman kuvvetler ayrılığı zedelenir' diye eleştiriler de var. Ne dersiniz?" sorusu üzerine Erdoğan, kuvvetler ayrılığının zedelenmesinin söz konusu olmayacağını, tam aksi bir durumun yaşanacağını anlattı.
Cumhurbaşkanının partili olmasının getirdiği avantajlara ilişkin Erdoğan, "Bir defa cumhurbaşkanı partisiyle içli dışlı olacağı için partisini de disipline etmesi bakımından büyük bir önem arz ediyor. Partisinin disipline olması da müşterek çalışmada hem kendisine ayrı bir güç katacak, partisinin tüm illere yayılmasında, illerdeki çalışmaların kontrol edilmesinde onlar da çok daha aktif, faydalı hale gelecek." diye konuştu.
Partisinin genel başkanı olduğu dönemde ayda bir il başkanlarıyla, belediye başkanlarıyla yaptığı toplantılarda kentlerdeki sıkıntıları öğrendiğini dile getiren Erdoğan, nerede hangi açık varsa gidermek için ilgili bakanlara gerekli talimatları verdiklerini söyledi.
"Partili başkanlık sisteminde işte bu devreye girecek." diyen Erdoğan, "Kılıçdaroğlu konuşuyor, 'Siz gelip de ilinizin herhangi bir sorununu nasıl anlatacaksınız?' diyor. Yönetmemiş, eline bir SSK'yı vermişler orayı da zaten rezil etmiş. Savaş Ay'ın programını izlediğimde o halle bugünkü hal aklıma geliyor." ifadelerini kullandı.
"Yeni sistemin kadınlar açısından öneminin" sorulması üzerine Erdoğan, kadınların parlamentoda yer almasının, kendileriyle önem kazandığını belirtti.
Toplumun yarısını oluşturan kadınların, eğitim öğretim sisteminde, devletin kurumları içerisinde çok daha etkin hale gelmesi gerektiğine dikkati çeken Erdoğan, parlamentoda kadınların derdini kadınların dile getirmesi, bundan çekinilmemesi ve rahat olunması gerektiğini vurguladı.
Kızların cahil kalmaması için onların etkin rollerde yer alması gerektiğine değinen Erdoğan, eğitim öğretim kurumlarında iyi bir yere gelindiğini kaydetti. Anadolu'yu dolaştığında da okullardaki kız öğrencilerin sayısının iyi bir konumda olmasının kendilerini huzurlu kıldığını anlatan Erdoğan, bundan sonraki süreçte de bunun aynı kararlılıkla süreceğine inandığını ifade etti.
"Bunlar okumuyorlar, okumuş olsalar çok açık ve net göreceklerdi"
"Eğer referandumdan 'evet' çıkarsa, 2019'da da seçilirseniz, kararname çıkarma yetkisine sahip olacaksınız. Cumhurbaşkanı bu önerilen sistemde ne gibi kararnameler çıkaracak?" sorusuna Erdoğan, şu yanıtı verdi:
"Anayasa ve anayasada yer almayan yasalar. Bu ikisinin dışında boşlukta olan konular vardır ki bir kararname çıkacaksa anayasaya ve bu yasalara ters olmaksızın cumhurbaşkanı ne çıkarabilir? Kararname. Velev ki çıkarmış olduğu bu kararname konusunda parlamento, eğer buna da itirazi bir durum söz konusu olursa burada denetim yetkisini kullanır. Hatta bu denetim yetkisi sadece orada kalmaz, anayasada da aynı şekilde devam eder. Bu kadar güçlü bir kontrol altında öyle cumhurbaşkanı Ali kıran baş kesen olamıyor. Böyle bir şey yok. Bunlar okumuyorlar. Okumuş olsalar bunların hepsini çok açık ve net göreceklerdi. Ama okumadıkları için bunu göremiyorlar. Dolayısıyla şu anda Anayasa Mahkemesine parlamentonun itiraz yetkisi nasıl var, o dönemde de aynı şekilde parlamentonun oraya itiraz yetkisi olacak.
Kararnameler konusunda da parlamento baktı ki işine gelmiyor, onunla ilgili de kalkar bu itirazını yapar. Nereye? Anayasa Mahkemesine. Her şey bu kadar açık ortada. Yani yasama organı, Anayasa Mahkemesi var. Dolayısıyla öyle 'Dediğim dedik öttürdüğüm düdük' böyle bir cumhurbaşkanlığı kurumu yok."
"Bu sloganik yaklaşımları bırakın"
"Hayır" çadırına yaptığı ziyaret hatırlatılarak, "Yeni sürprizlerin olup olmayacağının" sorulması üzerine Erdoğan, bundan sonraki süreçte de spontane gelişmeler olabileceğini söyledi.
"Çadır ziyaretinde vatandaşların 'Size Cumhurbaşkanımız demek istiyoruz' ifadesini kullanmaları ancak partili olunması halinde 'Cumhurbaşkanımız' sözünün söylenemeyeceğini ima etmesine" yönelik soruya karşılık Erdoğan, "Mani bir hal yok ki. Zaten yasa metninde 'cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi' diyor. Sen onu aynen yine kullanabilirsin, dert başka." yanıtını verdi.
Çadır ziyaretinde "Niye 'hayır' diyorsunuz?" sorusunu yönelttiğini anlatan Erdoğan, şunları kaydetti:
"'Çağdaş bir Türkiye'de yaşamak istiyoruz dedi. 'Şu andaki Türkiye çağ dışı bir Türkiye mi?' dedim. Durdu durdu, 'Biz çağdaş bir Türkiye'de yaşamak istiyoruz.' Çünkü aslında niye 'hayır' dediğini bilmiyor. 'Bak' dedim, 'Kim akıl ederdi böyle bir dört gidiş geliş köprü, ortasından da raylı sistem geçecek. Burası havalimanına bağlanacak falan.' Ne dese beğenirsin? Oradan öbür arkadaş çıktı, dedi ki 'Niye Tayyip Erdoğan adını koymadınız da Yavuz Sultan Selim Köprüsü adını koydunuz?' 'Burada benim ne kadar mütevazı olduğumu anlayacaksın' dedim. Ben kendi adımı koymadım ama yani Osmanlı'nın zirve yaptığı dönemin sultanı Yavuz Sultan Selim, onun ismi buraya yakışmaz mı? Onu koydum. Ama 'Siz ayrımcılık yaptınız' dedi. Alevi Sünni meselesini gündeme getirdi. 'Çok ayıp' dedim, buna üzüldüm. Aklımızın ucundan bizim böyle bir şey geçmedi. Sizin de aklınızın ucundan böyle bir şey geçmesin. Şu köprünün üzerinden benim Alevi vatandaşım geçmeyecek mi? Sünni kardeşim geçmeyecek mi? Türk'ü, Kürt'ü, Laz'ı, Çerkez'i, Gürcü'sü, Abaza'sı şu anda bütün köprülerden geçmiyor mu? Marmaray'dan Avrasya tünelinden geçmiyor mu? 'Bırakın bu işleri, bu sloganik yaklaşımları bırakın' dedim."
"Güvenoyu yetkisi parlamentonun olmayacak"
"'Hızlı karar diye bir savı var evet kampanyasının, bunu anlatır mısınız?" sorusu üzerine Erdoğan, geçmişte çok sayıda gensoru verildiğini, bunun parlamentoyu işlevsiz hale getirmek için yapıldığını belirtti.
Geçmeyeceği bilindiği halde gensoruların verildiğini, bu nedenle çok ciddi zaman kaybı yaşandığını ifade eden Erdoğan, bunları aşmak istediklerine değindi.
Erdoğan, "Güvenoyu yetkisi, parlamentonun olmayacak, kimin güvenoyu yetkisi olacak? Milletin. Millet seni getiriyor, millet götürecek. Aklayan da karalayan da o." dedi.
Milletin beklediği hizmetin seri şekilde verilmesi gerektiğine dikkati çeken Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bizim patinaja tahammülümüz yok, onun için de kararda seri olmak çok önemli. Eğer parlamento zaten senin arkandaysa cumhurbaşkanı olarak daha seri bir çalışmaya da girmiş olacaksınız. Muhalefetin elinden bazı şeyler var ki alınmış olacak. Ne gibi? Gensoru gibi.
Diyor ya 'Bakan gelip parlamentoda hesap vermeyecek.' Hesabı cumhurbaşkanı verecek. Onun şahsında onlar geliyor zaten. Senin de bakandan bizzat almak istediğin bir şey varsa yazılı olarak bakana soru önergeni gönderirsin, bakan da sana yazılı olarak onun cevabını verir. Bunlarla vakit kaybolmuyor. Yoğun şekilde çalışan bir sistem, mekanizma meydana geliyor. Bir diğer konu bütçede aksama süreci yok."
Bu dayanışmanın getirdiği işlevle, parlamentoda yer alacak partilerin dayanışmasının da farklı olacağına inandığını anlatan Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Örneğin şu anda AK Parti ile MHP'nin dayanışması geleceğe yönelik aslında bir güzel örnektir. Demek olabiliyor. Bu süreç içerisinde meydanlarda olabiliyor. Ama öbür taraftan vatanımıza, milletimize bölücü olarak yaklaşan zihniyet, mantık da burada yerini bulamıyor. Nasıl? Nasıl olacak kardeşim, sen Kandil Dağı'ndan talimat alacaksın, Kandil Dağı'ndan aldığın talimatı parlamentoya taşıyacaksın, kürsüde onu dillendireceksin. Burası yol geçen hanı değil ki. 7 Haziran seçimlerinde görmedik mi? 253 kardeşimiz öldürülmedi mi seçimin ardından. Kimdi bunlar? Kürt'tü. Öldüren kimdi? Onlar da Kürt'tü. Ölen Kürt, öldüren Kürt. Bunu ne ile izah edeceksiniz. İşte bu sistemin bedeli bu."
(Sürecek)