Haberler

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Brezilya dönüşü uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı: (2)

Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Devlet Bey ile bizim yaptığımız görüşme, özellikle Cumhur İttifakı'nın uyumu, insicamı, birlikteliği ile Türkiye'nin içinde bulunduğu siyasi ve sosyal konjonktürde kritik önemdedir.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Devlet Bey ile bizim yaptığımız görüşme, özellikle Cumhur İttifakı'nın uyumu, insicamı, birlikteliği ile Türkiye'nin içinde bulunduğu siyasi ve sosyal konjonktürde kritik önemdedir. Bizim aramızda bir anlaşmazlık, bir uyuşmazlık, bir fikir ayrılığı asla yok." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, G20 Liderler Zirvesi için gittiği Brezilya'dan dönüşte uçakta gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu ve gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Erdoğan, bir gazetecinin, "Siz, (Donald) Trump'ın başkanlığının Orta Doğu'daki siyasi ve askeri dengeleri ciddi biçimde etkileyeceğini söylediniz. Suriye'den Amerikan askerinin çekilmesi konusunu da değerlendireceğinizi ifade ettiniz. Bu anlamda, Reuters'ta yayımlanan bir haberde Ankara'nın, ABD'nin Suriye'nin kuzeyinde PKK'lılara desteğini kesmesi noktasında baskı yaptığı ifade ediliyor. ' Türkiye'nin, Suriye'nin kuzeyinde yeni bir harekat düzenleme olasılığı var mı?' soruları da yöneltiliyor. Bu konuda değerlendirmeniz nedir?" sorusu üzerine, şunları söyledi:

"Biz terör meselesini tarihe karıştırma konusunda kararlıyız. Sınırlarımızın ötesinde, sürekli ülkemize yönelik milli güvenlik tehditleri oluşturan yapılanmalara kesinlikle tahammülümüz yok. Bu konuda ne kadar net ve kararlı olduğumuzu bugüne kadar tüm muhataplarımıza ilettik. Yeni muhataplarımıza da bu yaklaşım tarzımızı, hedefimizi net bir biçimde anlatırız. Suriye'nin kuzeyi, Amerika'nın desteklediği PKK/PYD/YPG tarafından işgal edildi. Bu bölge yalnızca bizim için değil aynı zamanda Suriye için de son derece önemli. PKK/PYD/YPG'nin bu bölgeden temizlenmesi Suriye Yönetimi için de oldukça kritik. Suriye'deki iç savaş, komşumuzun topraklarında derin bir istikrarsızlığı beraberinde getirdi.

İstikrarsızlık, bir bataklığın sinekleri topladığı gibi sınırlarımızın ötesine terör örgütlerini çekti. Bu bataklığı kurutmak için biz nasıl çaba gösteriyorsak aynı şekilde Suriye Yönetiminin de bu çabayı göstermesi lazım. Biz şu anda o bataklıktaki sineklerle mücadele halindeyiz. 'Nasıl olsa bataklık kuruyacak, sinekler başıboş dolaşsın' diyemeyiz. Biz terörle mücadelemize devam edeceğiz. Amerika'nın Suriye'den çekilmesinin oluşturacağı yeni duruma da mevcut gerçekliğe de Türkiye olarak hazırız. Milli güvenliğimiz her şeyden önde gelir ve her konunun üzerindedir. Bu konuda Rusya ile gerekli görüşmelerimizi yapmak suretiyle Suriye'deki bu havayı bölgenin lehine çevirme gayretindeyiz."

"Kimse bizim ittifakımızı, kendi naylon ittifaklarıyla karıştırmasın"

Diğer bir basın mensubunun, "Hem siz hem MHP lideri Sayın Devlet Bahçeli aslında her fırsatta Cumhur İttifakı'ndaki uyuma ve birlikteliğe dikkati çekiyor, vurgu yapıyor. Geçen hafta da Sayın Bahçeli ile bir görüşmeniz oldu. Bu görüşme diğerlerinden biraz daha önemliydi. Çünkü bu Sayın Bahçeli'nin terörist başı çıkışının ardından yaptığınız ilk görüşme oldu. Öncelikle bu konuyu nasıl ele aldınız ve bununla birlikte umut hakkıyla ilgili bir değerlendirme yaptınız mı?" sorusuna Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Devlet Bey ile bizim yaptığımız görüşme, özellikle Cumhur İttifakı'nın uyumu, insicamı, birlikteliği ile Türkiye'nin içinde bulunduğu siyasi ve sosyal konjonktürde kritik önemdedir. Bizim aramızda bir anlaşmazlık, bir uyuşmazlık, bir fikir ayrılığı asla yoktur ama birileri 'Cumhur İttifakı bölündü, çatladı' gibi iddiaları ileri sürüyor. Ana muhalefet, eski-yeni yönetim ile belediye başkanları arasındaki kavgayı perdelemek için bu tür söylemlerden medet umuyor. Kimse bizim ittifakımızı kendi naylon ittifaklarıyla, 'al gülüm, ver gülüm' düzenine dayalı çıkar ilişkileriyle karıştırmasın. Böyle bir şey söz konusu değil.

Bizim ittifakımız karanlık koridorlarda, kirli masalarda kurulmadı, bizimki sağlam. Gönül birlikteliğiyle inşa edilmiş bir ittifakımız var. Bu ittifakın hamuru aziz şehitlerimizin kanlarıyla yoğruldu. Sayın Devlet Bahçeli ile yaptığımız her görüşme, Cumhur İttifakı'ndaki mefkure birlikteliğinin pekiştirilmesi açısından bir fırsattır. Özellikle ülkemizin 40 yıllık terör kamburundan kurtarma konusundaki hassasiyetlerimiz aynı. Şunun bilinmesini isterim, Sayın Bahçeli ile görüşmemizde siyasetin ve ülkenin gündemindeki tüm konuları detaylıca ele aldık. 'Terörsüz Türkiye' hedefimize giden yolda atılabilecek ilave adımları aramızda değerlendirdik. Çünkü bugüne kadar teröre karşı verdiğimiz mücadelenin bir anlamı var. Eğer Cudi'de, Gabar'da, Tendürek'te, Bestler Deresi'nde biz terörle bir mücadele verdiysek bunun bir anlamı var. Şu anda oralarda görüyorsunuz artık terörün bir esamesi okunmuyor. Bizim şu anda derdimiz, Suriye içerisinde 30 kilometrelik o derinliği hiçbir zaman boşa geçmeyeceğiz ve orada da bu mücadelemizi kahraman Mehmetçiklerimizle beraber sürdürüyoruz, sürdüreceğiz."

"Terörsüz Türkiye hedefimize ulaşmamıza az kaldı"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Terörsüz Türkiye hedefi koydunuz, bununla ilgili yol haritası nedir? Terörsüz Türkiye ile ilgili öncelikle atılacak adımlar nelerdir?" sorusunu ise şöyle cevapladı:

"Ülkemizdeki terör sorununu sonlandırmak için bugüne kadar attığımız adımlar ortadadır. Bu adımların nihai hedefi terörsüz Türkiye'dir. Bunu gerçekleştirirken kimsenin terörle mücadeleyi bırakmayı düşünebileceğimiz aklından dahi geçmemelidir. Bizim muhatabımız milletimizdir ve terör örgütlerinin istismar ettiği tüm zeminleri ortadan kaldırmak temel amacımızdır. Bunu milletimizle yapacak ve iç cephemizi sapasağlam hale getireceğiz.

Son zamanlardaki tartışmalar bile terör örgütünün Kürt vatandaşlarımızı nasıl istismar ettiğini, yıllarca onlara anlattıkları hikayelerin nasıl boşa düştüğünü göstermiştir. Terör örgütünün efendilerine sadakatle hizmet dışında ideolojisi de davası da yoktur. Onlar sadece emir alır ve onları yerine getirmeye çalışırlar. Bölgemizdeki gelişmelere göre terörle mücadele stratejimizi yeniliyoruz. Terör örgütünün istismar zeminini ortadan kaldırmaya yönelik sosyal ve ekonomik politikalar geliştirdik ve özellikle dezavantajlı bölgelerde yaşayan insanlarımızın mağduriyetlerini gidermek için tarihi nitelikle adımlar attık. Eğitim, iş imkanları ve sosyal hizmetlerin güçlendirilmesini bu bağlamda özellikle ele aldık. 'Terörsüz Türkiye' hedefimize ulaşmamıza az kaldı, soruna tüm yönleriyle odaklandık ve çözmeye azmettik. Bunun yanında muhalefetin diline doladığı bir konuya da açıklık getirmek isterim. Biz savunma sanayii ile ilgili halktan para toplama gayretinde olan bir iktidar değiliz. Böyle bir şey kesinlikle söz konusu değil. Muhalefet, bizim iktidarımızın 'halktan para toplamak suretiyle sıkıntıları gidermenin gayreti içinde olduğumuzu' söyleyecek kadar sefil durumda. Bizim böyle bir derdimiz yok. Hamdolsun bizim mali imkanlarımız şu anda savunma sanayiimizi ayakta tutacak güç ve kabiliyete sahiptir."

"Ankara ve İstanbul'un temel belediyecilik hizmetlerinde ciddi sorunları var"

"Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun konser vurgunları kamuoyuna yansıdı. Bununla ilgili Cumhuriyet savcılığı soruşturma başlattı. Ankara ve İstanbul'daki konser olayıyla ilgili düşünceleriniz nelerdir? Ayrıca, daha önce de başta AK Partili belediyeler soruşturma geçirdi ve aklandı da. Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş kamuoyunda bu soruşturmaların gelecekte kendilerine engel oluşturacağı gibi algı yaratmaya çalışıyor. Bu konu hakkındaki düşüncelerinizi öğrenebilir miyim?" şeklindeki soru üzerine Erdoğan, "Biz konserlere karşı değiliz. Milletimiz belediyelerimize büyük bütçeler, kaynaklar sunuyor. Bu kaynakların çarçur edilmesi, yolsuzluklar yapılması ise konuyu adli boyuta taşır. Yargının yaptığı da bu boyutu araştırmaktır." dedi.

Erdoğan, idari açıdan meseleyi araştırdıklarını ve adli bir soruşturmaya ihtiyaç olması halinde de konuyu yargıya intikal ettirdiklerini belirterek şunları kaydetti:

"Bu, bizim görevimiz, bunu yapmak zorundayız. Siyasi açıdan da milletimize verilen sözlerin tutulup tutulmadığını elbette takip ediyoruz. Ankara ve İstanbul'un trafikten toplu taşımaya, çöp toplama ve temizlikten diğer konulara temel belediyecilik hizmetlerinde ciddi sorunları var. Tabii diğer taraftan Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı olarak bu isimlerle ilgili konulara girmem. Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı bu tür şeylerle uğraşmaz. Burada bizim yargımız gereğini yapar. Burada yolsuzluklar varsa bunları yapanlardan hukuk önünde hesabını ben inanıyorum ki savcılarımız, hakimlerimiz soracaktır. Eğer bir yanlış yapmışlarsa bunun bedelini ödeyecekler, bundan kimse rahatsız olmamalıdır."

"Benim seninle gezmeye vaktim yok"

Bir gazetecinin, "Siz yola çıkarken '3Y ile mücadele' dediniz; yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklar… Bu konuda büyük oranda yol alındığını görüyoruz. Yerel yönetimlerde ise muhalefet partileri önemi ölçüde belediyeleri yönetiyor. Özellikle 3Y ile mücadelede muhalefet belediyeciliğini yeterli görüyor musunuz?" sorusu üzerine Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Muhalefet belediyelerinin yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklarla mücadelesi var mı ki sorgulayalım. Yeterli olsalar bugün bu meseleleri konuşmuyor olacaktık. Birçok muhalefet belediyesi bu konularda adım dahi atmadı. Adım atanlar ise sorunlara kalıcı ve etkili çözümler üretmekte yetersiz. Yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklar gibi köklü sorunlarla başa çıkmak, daha fazla kararlılık ve cesaret ister. Bu belediyelerin ciddi bir vizyona sahip olup olmadıkları da tartışmalıdır. Gerçekçi ve somut projeler üretemeyenlerin bu sorunlarla başa çıkması düşünülemez. Bunlarda zaten böyle niyet de ufuk da istek de yok. Onların nelerin peşinde koştuğunu milletimiz görüyor. Şunu anlamaları lazım. Belediyeler milletindir ve onlara layıkıyla hizmete mükelleftir. Bizim bugüne kadar yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklarla ilgili bir prensibimiz var. Bu dün vardı, bugün var, yarın da olacak ama şimdi öyle şeyler anlatıyor ki, mesela bir genel başkan pazara gitmiş. 'Cumhurbaşkanı benimle pazara gelebilir mi?' diyor. Sayın Genel Başkan, benim seninle gezmeye vaktim yok. Oraları kendimiz ve ilgili arkadaşlarımızla zaten geziyoruz. Hiç endişe etme, biz oralardayız. Marketleri, pazarları boş bırakmayız."

"FETÖ'nün sızma girişimlerine karşı daha etkili tedbirler uyguluyoruz"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Geçen hafta İstanbul'da yakalanan bir FETÖ'cü mahrem imamın 15 Temmuz'dan sonra askeri ve polis okullarına öğrenci yetiştirdiği tespit edilmiş. Geçtiğimiz yıl Tuzla Piyade Okulunda, bu yıl da Kara Harp Okulu mezuniyet töreninde askeri disiplinle bağdaşmayan davranışlar yaşandı. FETÖ'nün hala sızma girişimleri var. Harp Okulları, Polis Akademisi ve diğer kritik okullarla ilgili öğrenci alımında daha hassas tedbirler söz konusu mudur?" sorusu üzerine, "Biz FETÖ'ye karşı asla rehavete kapılamayız. Terör örgütü 'su uyur, düşman uyumaz' yaklaşımıyla pusuda beklemektedir. Onlara imkan veremeyiz, vermiyoruz. Tüm kurumlarımızda FETÖ'nün sızma girişimlerine karşı teyakkuz halindeyiz." diye konuştu.

FETÖ ile mücadelenin zorlu olduğunu vurgulayan Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

"Ülkenin kılcal damarlarına kadar girmiş sinsi örgütü temizlemenin meşakkatli olduğunu biliyorduk ve tüm adımları buna göre attık. Eğitim kurumlarımıza, özellikle de askeri ve polis okullarımıza öğrenci temini konusunda bu zamana kadar görülmemiş bir tedbirler silsilesi uyguluyoruz. Kritik kurumlarımızın yıpratılmasına asla izin vermeyeceğiz. Bunun için başta insan kaynakları olmak üzere her alanda üst düzey bir tedbir uyguluyoruz. Bunlar her şekle girdikleri için mücadelemizi de bu nedenle daha hassas yürütmek zorundayız. Özellikle güvenlik güçlerimizde ve kritik hizmetlerde görev alacak personel ile ilgili denetimleri artırmış durumdayız. Yargı da bu konuda hassas davranıyor ve FETÖ'cü hainlere geçit vermemek için canla başla çalışıyor.

Biz tüm kamuda bu hainlerin izini sürüyor, somut tespitler yaptığımızda da hemen gereğini yapıyoruz. FETÖ'nün sızma girişimlerine karşı daha etkili ve kapsamlı tedbirler geliştiriyor ve uyguluyoruz. Alacağımız her önlem sadece mevcut durumu değil, gelecekteki olası tehditleri de kapsıyor ve çok yönlü bir stratejiyle bu konuya eğiliyoruz."

"Büyükbaş hayvan ithali talimatını verdim"

"Malum yine yıl sonu ve herkesin gözü kulağı hem çalışanların hem emeklilerin maaşlarındaki artışlarda ama biz biliyoruz ki esas mesele alım gücü efendim. Enflasyonda bir düşüş var ve bu düşüş önümüzdeki dönem hem çalışanın hem emeklinin hayatına nasıl yansıyacak acaba?" sorusu üzerine de Erdoğan, amaçlarının vatandaşların, toplumun bütün kesimlerinin alım gücünü kalıcı olarak artırmak olduğunu söyledi.

Erdoğan, bunun da yolu enflasyonu kalıcı şekilde tek haneye düşürmekten geçtiğine işaret ederek "İlk yılımızı dezenflasyona geçiş olarak öngörmüştük. Mayıs ayından bu yana enflasyonda düşüş var ve bu düşüş devam edecek. 2025 yılında özellikle hem para politikasının gecikmeli etkisi hem maliye politikasında bütçe açığının azalması hem de fiyatları bir şekilde bütçe imkanları çerçevesinde enflasyon hedefi paralelinde oluşturmamız, enflasyonu düşürmeye devam edecek." ifadelerini kullandı.

Asgari ücretlilere geçen yıl yüzde 107 buçuk zam verdiklerini aktaran Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Geçen sene enflasyon yüzde 65'ti. Bu sene biz yüzde 49 zam verdik. Ekim ayı itibarıyla enflasyon yüzde 49'un altında. Yani yılı da Merkez Bankamızın tahminlerine göre yüzde 44 civarında bir rakamla tamamlayacağız. Özetle biz ne emeklimizi ne memurumuzu ne asgari ücretlimizi, toplumun hiçbir kesimi enflasyona ezdirmeyeceğiz. Son 22 yılda da resim buydu, son 1 yılda da aynı şekildeydi, bu sene içerisinde değişmedi. Muhalefet bu konuyu istismar ediyor ama biz önümüzdeki dönemde de aynı prensipler çerçevesinde hareket edeceğiz ve enflasyonun üzerinde, çalışanlarımıza alım gücünü koruyacak çerçevede muamele edeceğiz ama aslolan, enflasyonun kalıcı bir şekilde düşürülmesidir.

Vatandaşlarımızın aldığı temel mallarda enflasyon yüzde 28,5. Sebze meyve gıda dahil mallarda ise yüzde 40 civarında."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, enflasyonu halihazırda biraz yüksek tutanın, kira ve özel eğitim gibi hizmetlerdeki enflasyon olduğunu belirterek "Enflasyon kalıcı bir düşüş trendine girdi, inşallah bu şekilde de yoluna devam edecek. Burada şunu da söylemek isterim; yeni bir adım daha atmayı planlıyoruz. Bu da büyükbaş hayvan ithalini yaparak kırmızı ete çok daha iyi imkanlarla erişimini sağlamaktır. Bunu Tarım ve Orman Bakanımız İbrahim Yumaklı ile de değerlendirdik. Vatandaş kırmızı ete beklediği fiyatlarla ulaşabilsin diye gerekirse süratle Uruguay'dan Brezilya'dan bu büyükbaş hayvan ithalini yapalım talimatını verdim. Bunu değerlendireceğiz ve bu adımları da atacağız." dedi.

(Bitti)

Kaynak: AA / Özcan Yıldırım - Güncel
TSK'dan ihracı istenen teğmenlerin avukatlarından açıklama: Tören ilgili yönergeye uygun icra edilmiştir

Teğmenlerin avukatlarından ortak açıklama! MSB'nin suçlamasına yanıt verdiler

Uluslararası Ceza Mahkemesi'nden Netanyahu hakkında tutuklama emri

Netanyahu hakkında tutuklama emri

Narin'in sol avucunda saç teli ve kıl örneği bulunmuş

Narin'in avucunda davanın seyrini değiştirebilecek delil

Fırat Sarı, çete üyelerini de dolandırmış: Aldığı altın ve parayı ödemedi

Fırat Sarı, kendi suç ortaklarını bakın nasıl dolandırmış

title