Erdoğan: Başka Bir Parti Hükümet Olsa Yine Destek Verirdim
Cumhurbaşkanı Erdoğan, başka bir partinin hükümet olması durumunda mevcut senkronizasyonu sağlayıp sağlayamayacağına sorusuna, "Her türlü desteği verirdim" yanıtını verdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Al Jazeera Arapça kanalına verdiği röportajda gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Erdoğan, AK Parti hükümeti değil de başka bir partinin hükümet olması durumunda mevcut senkronizasyonu sağlayıp sağlayamayacağı sorusunu, "Tabi böyle bir şey yaşamadım. Ama olsa bile ben asla onların işini zorlaştırmaz kolaylaştırır, benden istedikleri her türlü desteği de kendilerine verirdim" şeklinde yanıtladı.
"HİÇBİRİ 'HAYIR' DEMEDİ"
"Esed Suriye'de 400 bin insanı öldürdü, 12 milyon Suriyeli muhacir durumuna düştü. Bunların 5 milyonu Suriye dışına çıkmış vaziyette, 7 milyonu Suriye'nin içinde. Bunlara karşı artık bir adım atmamız lazım" ifadesini kullanan Erdoğan, konuyla ilgili ABD Başkanı Barack Obama ile de konuştuğunu, Putin ve Avrupalı liderlere de bunu anlattığını ve hiçbirisinin "hayır" demediğini kaydetti.
Erdoğan, "Topraklarına dönmek isteyen insanlara bunun yolunu açmamız lazım, bir proje ortaya koymamız lazım, işte proje bu. Orada 500'er metrekare içinde herkese birer konut yapsak, bu insanlar hem kendi topraklarına dönerler hem de Suriye dışına göç hareketini durdururuz" diye konuştu. Erdoğan, güvenli bölge oluşturulması konusunda Türk askeri birimleriyle ABD'nin askeri yetkililerinin görüşeceklerini de dile getirdi.
KÜLFET PAYLAŞIMI KONUSU
Şu ana kadar Türkiye'ye gelen sığınmacıları geri çevirmediklerini aktaran Erdoğan, "Bugüne kadar açık kapı politikasıyla bunlara baktık ama 2,5-3 milyon insanı nereye kadar besleyeceğiz. Batı kendisine gelecek 100 bin, 200 bin insanın endişesini taşırken, en gerçekçi teklifi Kanada yaptı" dedi.
Kanada Başbakanı Justin Trudeau'nun 25 bin Suriyeliyi alabileceklerini söylediğini hatırlatan Erdoğan, bunun güzel bir külfet paylaşımı örneği olduğunu belirtti.
Erdoğan, "Türkiye'nin bütçesine para yardımı değil, oradaki Suriyeli kardeşlerimize destek istiyoruz. Terörden arındırılmış bölgede konutlar yapalım, bu konutlara bu kardeşlerimizi yerleştirelim, Batı'yı da mülteci akınından kurtaralım. Hepsi bana sözde katılıyor ancak beklenen adımı atmıyorlar. Bizim bu attığımız adımlar karşılık bulmazsa bu mülteci sorunu devam edecektir endişesini taşıyorum" değerlendirmesinde bulundu.
"ESED'SİZ DAEŞ, DAEŞ'SİZ ESED DÜŞÜNÜLEMEZ"
Paris'te yaşanan terör saldırılarından sonra Batı ülkelerinde, "Esed'in iktidarda kalabileceği, şu anki önceliğin DAEŞ'le mücadele olduğu" yönünde açıklamalar yapılmasıyla ilgili soruyu yanıtlayan Erdoğan, bunun mümkün olmadığını söyledi.
Erdoğan, şunları ifade etti: "Suriye sorununu Esed'le çözmek mümkün değil. Bu olursa da ancak Viyana sürecinde olduğu gibi 3 ya da 6 aylık bir süre Esed'le devam edilebilir, sonrasında da onsuz çözüme geçilmelidir. Esed'in kalması çok yanlış olur çünkü DAEŞ'in en önemli destekçisi Esed'dir. Esed'siz DAEŞ, DAEŞ'siz Esed düşünülemez. Petrolü rejime satan o, rejimden parasal kaynağı temin eden o. Bunların belgeleri ABD Hazine Bakanlığı tarafından da açıklandı."
Erdoğan, Suriye rejimine destek veren aktörlerin başında İran'ın yer aldığına işaret etti. İran'ın yaklaşım tarzını mezhepçi bulduğunu dile getiren Erdoğan, bu nedenle Türkiye ile İran'ın karşı karşıya geldiğini kaydetti.
ARAP DÜNYASIYLA İLİŞKİLER
Son dönemde Arap ülkeleriyle özellikle de Katar'la geliştirilen ilişkilere de değinen Erdoğan, "Şu anda bizim Arap ülkeleriyle münasebetlerimiz geneli itibarıyla gayet iyi bir konumda. Gerek Katar, gerek Suudi Arabistan ve Kuveyt'le ilişkilerimiz iyi ve bunun artarak devam etmesini temenni ediyorum. Başbakan olduğum günden itibaren özellikle Arap ülkeleriyle olan ilişkilerimi hep geliştirmenin gayreti içerisinde oldum" ifadesini kullandı.
Erdoğan, Katar'da Şeyh Temim ve ailesiyle iyi ilişkilerin olduğunun altını çizerek, Türkiye'ye gelen Arap turistlerin sayısının sürekli arttığını ve bu yıl 2 milyonu bulduğunu açıkladı.
Bölgede yaşanan sıkıntılar konusunda Suudi Arabistan ile Türkiye'nin dayanışma içinde olduğunu ve son G-20 Zirvesi'nde Kral Selman ile bunları baş başa değerlendirdiklerini aktaran Erdoğan, "Burada da güzel gelişmeler var, bunları daha da yaygınlaştıralım istiyoruz. Temennimiz odur ki, İslam dünyasının içinde birliğimiz, beraberliğimiz, dayanışmamız asla gölgelenmesin. Karşımızda oluşan paktları görüyorsunuz, hepsi Müslümanları bölmeye, parçalamaya yönelik. Buna fırsat vermeyelim" yorumunu yaptı.
Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ile ilişkilerin Mısır'da yaşanan gelişmeler nedeniyle etkilendiğini anlatan Erdoğan, şöyle konuştu: "Yani şu anda BAE ile tabi alt düzeyde bazı görüşmeler devam ediyor. Halkla arada zaten en ufak bir sıkıntı söz konusu değil, olamaz da. Kaldı ki Körfez İşbirliği Konseyi içinde yine Türkiye olarak bizler aynı hassasiyetimizi koruyoruz. Fakat az önce de ifade ettiğim gibi, bizim birbirimize kullandığımız cümleler çok hassas olmalı, biz birbirimize karşı çok çok dikkatli olmalıyız. Yani daha düne kadar BAE'nin tüm yönetimiyle gayet samimi ilişkiler içinde olurken, bir anda bunun kopmasının sebeplerini tabii ki araştırmak lazım. Fakat ben şahsen Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı olarak bunun süratle, ortadan kaldırması gerektiğini düşünüyorum. Yani bunun tek sebebi var, o da, Mısır olayıdır. Mısır olayındaki gelişmeleri biliyorsunuz ki bu da ancak yine diplomatik usullerle masaya oturmak suretiyle çözülür. Yoksa sağda solda birbirimizin aleyhinde konuşmakla olmaz. Onun için biz birliğimizi beraberliğimizi koruyalım diyoruz. Birbirimizin aleyhinde konuşmamızın veya kampanya sürdürmemizin hiçbir anlamı yok. Temenni ederim ki bunlar süratle aşılmış olur"
TÜRKİYE'DEKİ MUHALEFETİN ELEŞTİRİLERİ
Erdoğan, Türkiye'de muhalefetin kendisine yönelik, "hükümetin işlerine müdahil olduğu" şeklindeki eleştirilere ilişkin de değerlendirmelerde bulundu. Cumhurbaşkanı olarak anayasada belirlenen yetkileri kullandığını ancak bazı kesimlerin bundan rahatsız olduğunu ifade eden Erdoğan, makamında oturduğu sürece yetkilerini tam manasıyla kullanacağına vurgu yaptı.
Erdoğan, "Ben makamına oturup orada sadece gelen evrakı imzalayan veya imzalayacak olan bir Cumhurbaşkanı değilim, yetkilerimi tam manasıyla kullanırım ve bugüne kadar yaptığım da budur. Kaldı ki ben tabi parlamento içinde seçilmiş bir Cumhurbaşkanı da değilim. Ben tam aksine ilk defa halkın oylarıyla seçilmiş bir Cumhurbaşkanıyım. Halkın oylarıyla seçilmiş bir Cumhurbaşkanı, cumhura karşı bu yetkilerini kullanmak durumundadır. Şu anda benim yaptığım budur" dedi.
"KÜLLİYE'DE HER GÜN ETKİNLİK OLUYOR"
Halkın bu durumdan son derece memnun olduğunu, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nin sürekli etkinliklere ev sahipliği yaptığını, bir günün dahi boş geçmediğini anlatan Erdoğan, şunları dile getirdi: "Şu anda bu Külliye'nin içinde gün yok ki burası boş geçsin, her gün burada bir etkinlik oluyor. Çocuklardan tutunuz yaşlılara kadar, kadınlar, ilim adamları, tüm sanat çevreleri, hepsi buraya gelir giderler. ve anayasaya olan bağlılık, halka karşı olan sorumluluğunuzun gereğini yerine getirmektir. ve benim her hafta mesela Türkiye genelindeki muhtarları grup grup burada toplarım. 500'er kişi toplarım, onlara hitap ederim, daha sonra beraber otururuz yemek yeriz. Yemeği yedikten sonra tekrar onları illerine uğurlarım. Bunlar bugüne kadar alışılmış şeyler değildi."
Erdoğan, böyle şeylerin şu ana kadar olmadığını ama şimdi bunlar oluyor diye birilerinin rahatsızlık duyduğunu belirterek, "Biz kararlı bir şekilde anayasamızın bize verdiği yetki neyse, yasaların bize verdiği yetki neyse bu yetkiyi kullanırız, asla bir yetki aşımına gitmem" diye konuştu.
"BEN SORUMLULUKTAN GELEN BİRİSİYİM"
Hükümetin işlerine müdahalesinin asla söz konusu olmadığını, aksine uyum içinde olmanın gayreti içinde bulunduğunu dile getiren Erdoğan, şunları söyledi: "Cumhurbaşkanı ile Başbakan eğer senkronize olamazsa siz orada netice alamazsınız. Bu ülkede hükümetin başına, yani Başbakana anayasa fırlatan Cumhurbaşkanları da geldi ama biz öyle olmadık. Biz tam aksine hep kolaylaştırıcı olduk. Çünkü ben sorumluluktan gelen birisiyim. 11 yıl bu ülkede Başbakanlık yaptım, nerede tıkanma var, nerede yok bunları bilen birisiyim. Onun için de çok daha hızlı çalışmaya mecburuz. Çünkü Türkiye'yi muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkarmanın gayreti içindeyiz."
"İŞLERİNİ ZORLAŞTIRMAZDIM"
Erdoğan, AK Parti hükümeti değil de başka bir partinin hükümet olması durumunda mevcut senkronizasyonu sağlayıp sağlayamayacağına ilişkin soruya da "Tabi böyle bir şey yaşamadım. Ama olsa bile ben asla onların işini zorlaştırmaz kolaylaştırır, benden istedikleri her türlü desteği de kendilerine verirdim. Çünkü bu ülke benim, bu millet benim milletim" yanıtını verdi.