Cumhurbaşkanı Erdoğan'a Suikast Girişimi Davası
Muğla'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe teşebbüsü sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik suikast girişimi ve iki polisin şehit edildiği saldırıya ilişkin, ikisi firari, 43'ü tutuklu 47 sanığın yargılandığı davanın duruşmasında son sözleri sorulan sanıklar,...
Muğla'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe teşebbüsü sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik suikast girişimi ve iki polisin şehit edildiği saldırıya ilişkin, ikisi firari, 43'ü tutuklu 47 sanığın yargılandığı davanın duruşmasında son sözleri sorulan sanıklar, suçsuz olduklarını öne sürdü.
Muğla 2. Ağır Ceza Mahkemesince adliye binasındaki salonların fiziki yetersizliği nedeniyle Muğla Ticaret ve Sanayi Odası salonunda görülen duruşmada, verilecek karar öncesi sanıklara son sözleri soruldu.
Söz verilen sanıklardan eski Teğmen Muhammet Burak İpek, acil bir yargılama yapıldığını, delillerin tam toplanmadığını savundu.
Adil bir yargılama yapılmadığın ileri süren İpek, "Çıkan kararın prematüre bir karar olacağını düşünüyorum. Hukukun üstün tutulduğu mahkemelerde yeniden yargılanmak istiyorum. Bizler çimenleriz, fillerin savaşında ezilen biz olduk." ifadelerini kullandı.
Sanık eski Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş, geçen süreçte gerçeklerin değil, ceza vermenin peşine düşüldüğünü iddia etti. Son sözlerini söylemeyeceğini belirten Sönmezateş, taleplerinin kabul edilmediğini öne sürdü.
Sanık eski Yüzbaşı Ergün Şahin sıkıyönetim emriyle hareket ettiğini, emirlere uyduğunu savundu.
Darbe yapmadığını iddia eden Şahin, "Bugün sıkıyönetim emri gelse yine aynı şeyi yaparım, çünkü ben bir askerim." şeklinde konuştu.
Sanık eski Üsteğmen Hasan Aslanbay, herhangi bir kastı olmadan görev içerisinde yer aldığını, emir komuta içinde verilen emirleri yerine getirdiğini savundu.
Sanık helikopter pilotu eski Yarbay Davut Uçum, kararın kendilerini ölüme gönderenler ve planlayanlar ortaya çıkartılmadığı için karanlık bir leke olarak tarihi geçeceğini iddia etti.
"Dava normal seyrinde sürmüştür, böyle tamamlanmıştır"
Sanıkların heyete yönelik suçlamalarına yönelik Mahkeme Başkanı Emirşah Baştoğ, "Dava normal seyrinde sürmüştür, böyle tamamlanmıştır. Her hangi bir baskı altında değiliz." dedi.
Sanık eski Üsteğmen Mehmet Demir, alt rütbedeki kişilerin olaya karışmasının engellenmesi yerine önlerinin açıldığını, 15 Temmuz'da Türkiye'de büyük bir deprem olduğunu, kendisinin de enkaz altında kaldığını savundu.
Sanık eski Astsubay Zekeriya Kuzu, hayatı boyunca millete, değerlerine ve bayrağa hainlik yapmadığını belirterek, "Bir gecede bir insan bunun tam tersi olamaz. Kumpas içine düştüm. Bizimle ilgili basında çeşitli yorumlar yapılıyor. İçerden sızma mı oldu bilemiyorum" diye konuştu.
"Bilgisayarlarımızı bile UYAP'a bağlamadık bilgi sızma olmasın diye"
Başkan Baştoğ, "İçerden her hangi bir sızma olması mümkün değil. Bilgisayarlarımızı bile UYAP'a bağlamadık bilgi sızma olmasın diye." karşılığını verdi.
Sanık helikopter ikinci pilotu eski üsteğmen Haydar Murat Özden, 15 Temmuz gecesi 3-4 saat içinde hayatının altüst olduğunu kaydetti.
O gece kendi yerinde hangi pilot olsa, Murat Dağ kimin adını söylemiş olsaydı bugün onun yargılanıyor olacağını savunan Özden,"Yargılama konusu olaylara habersiz dahil edildim. Tüm tanıklar ifadelerimin doğru olduğunu teyit etti. Emrin konusunun şuç teşkil ettiğini bilmiyordum. Pişmanım, keşke Çiğli'de olanlardan haberdar olsaydım ve dahil olmasaydım. FETÖ'nün en hünerli olduğu konu mağdur yaratmadır. Suçsuzlarla suçluların aynı cezaları çekmesinin önlenmesini istiyorum." ifadelerini kullandı.
Sanık helikopter pilotu eski Albay Murat Dağlı, "Keşke bizden önce gelen grubun kimler olduğu ortaya çıkartılmış olsaydı. Keşke saat 16.00'da amirim tarafında verilen emirle başladığım göreve gitmeseydim. Keşke Orgenaral Abdullah Recep gözlerimizden öpmek yerine, 'Darbe oluyor yerlerinize dönün' deseydi. Keşke tüm dünyanın gözü önünde helikopterler giderken birisi uyarsaydı da geri dönseydik." şeklinde konuştu.
Bir başka helikopter pilotu eski Albay Zeki Göçmen, kumpasa düşürüldüklerini ileri sürdü. Imsık'a gidene kadar bunun normal bir görev olduğunu sandığını savunan Göçmen, "Görevin Cumhurbaşkanı ile ilgili olduğunu bilmiyordum, kimse bizi ikaz etmedi. Beni bu olaya sürükleyenlere hakkımı helal etmiyorum. İrademle yapmadım." iddiasında bulundu.
Sanık eski Binbaşı Taner Berber, gerçeklerin er ya da geç ortaya çıkma gibi kötü bir huyunun olduğunu belirterek, yargılama sürecinde gerçekleri konuşamadıklarını öne sürdü.
Berber, "Gece 03.00'dan önce Marmaris bölgesinde gezinen üç helikopteri savcının kabul etmesini bir başlangıç olarak kabul etmek istiyorum." dedi.
Sanık eski Astsubay Gökhan Güçlü, kendilerinden önce gelen siyah kıyafetli timin kimler olduğunu bildiğini iddia edip, "Gerçek suikast sanığı onlardır. Bizi 4 saat bekletip onları gönderenler aynı zihniyettir. Adil yargılanmadığım için çıkacak hükme gerçek saymıyor, hükmü gerçek sahibine bırakıyorum." ifadelerini kullandı.
Sanık eski Binbaşı Şükrü Seymen, yargılamada "Şimdilik" sonuca gelinmiş olduğunu söyledi.
Temel hak ve hürriyetlerinin elllerinden alındığını iddia eden Seymen, şunları savundu:
"Bizden önce başkalarının geldiğine dair birbiriyle uyumlu 50'ye yakın tanık ifadesi var. Bizim hiç bulunmadığımız yerlerde çatışma izleri var. Makul taleplerimiz rededildi. İddianamede lehimize bir tek delil toplanmadı, aleyhimize suni deliller oluşturuldu. Bizde askerlik ve silah arkadaşlığı vardı, şimdi salon arkadaşıyız. İlk perdesi kapanan bu tiyatronun, yeni oyuncularla yeniden sahneleneceğine hiçbir şüphem yok. Ahirette bu dava yeniden görülecek."
Daha önce 25 saat esas hakkında savunma yapan sanık eski yüzbaşı Haldun Gülmez, son sözleri yerine deliller hakkında ve esas hakkında savunma yapınca Mahkeme Başkanı Baştoğ tarafından birkaç kez uyarıldı. Gülmez'in uyarılara rağmen devam etmesi üzerine sözüne son verildi.
Sanıkların son sözlerinin ardından duruşmaya ara verildi.
Bu sırada şehit polis memuru Nedip Cengiz Eker'in annesi Güzel Eker salondan çıkarken, "Oğlumun kanı yerde kalmayacak. Hak ettiğiniz cezayı alacaksınız." diyerek ağladı. Şehit annesi yakınları tarafından sakinleştirildi.
Duruşma boyunca rahat tavırlar sergileyen sanıkların, ailelerine el sallayıp konuşmak istemeleri dikkati çekti.
Duruşmayı AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ravza Kavakçı Kan ve AK Parti milletvekilleri de takip ediyor.