Cumhurbaşkanı Erdoğan, 6. Uluslararası Kadın ve Adalet Zirvesi'nin açılışında konuştu: (2)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Hayatın tüm alanlarında kadınlar arasındaki başörtülü ve başı açık ayrımına son verdik.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Hayatın tüm alanlarında kadınlar arasındaki başörtülü ve başı açık ayrımına son verdik. Türkiye'yi yasakların, korkuların, baskıların ülkesi olmaktan çıkartıp, fırsat eşitliğinin, adaletin, özgürlüğün hakim olduğu bir yer haline dönüştürdük." dedi.
Erdoğan, Kadın ve Demokrasi Vakfı (KADEM) tarafından Haliç Üniversitesi'nde "Yapay Zeka ve Kadın" temasıyla düzenlenen 6. Uluslararası Kadın ve Adalet Zirvesi'nin açılışındaki konuşmasında, bundan 40-50 yıl önce eşyalardan ziyade insanların yaşamları, ne yapıp ettikleri, değerleri ve ortaya koydukları eserlerin ön planda olduğunu belirtti.
Sadece İslam aleminde değil, Batılı toplumlarda da mahremiyet duygusunun yaygın olduğunu dile getiren Erdoğan, "Göz hakkı, diğerkamlık, empati, fakir fukaranın da hukukunu gözetme gibi kavramlar fertlerin davranışlarında belirleyici rol oynuyordu. Var olmak ile görünür olmak, bütün bunlar arasında bu derece yüksek bir illiyet bağı kurulmuyordu. Günümüzde ise bireylerin hayata yaptıkları katkılar değil, neyi aldığı, neyi yediği, neyi paylaştığı daha çok gündeme geliyor." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Gerçekle sanalın, algı ile olgunun, yalan ile gerçeğin yer değiştirdiği dijital kültürün insanın hayata bakış açısını alt üst ettiği bir dönemde yaşıyoruz. Dijitalleşmenin ortaya çıkardığı ürünlerin, sunduğu imkanların, getirdiği kolaylıkların ve konforun yanı sıra insanı nesnelleştirdiğini, insanın biricikliğini örselediğini çok net biçimde görüyoruz." ifadelerini kullandı.
Çok boyutlu bir dijital hegemonyanın hayatlarına daha fazla nüfuz ettiğine, üstelik etki alanının her geçen gün genişlediğine dikkati çeken Erdoğan, teknolojinin özellikle de yapay zekanın adaletsizlikleri derinleştiren yönünün kimi zaman göz ardı edildiğini vurguladı.
Erdoğan, yapılan ilmi araştırmaların yapay zekanın kötü uygulamaları tekrar edip toplumsal eşitsizlikleri pekiştirdiğini ortaya koyduğunun altını çizerek, yapay zeka teknolojileri ve algoritmaların mağdurları arasında ilk sırada kadınların yer aldığını kaydetti.
"Regülasyon eksikliği başka alanlar gibi burada da en ciddi sorundur"
İş başvurularından sosyal medya platformlarına kadar birçok farklı mecrada kadınların yapay zekanın eşitsizlikleri artıran bu çirkin yüzüyle çok sık muhatap olduklarına işaret eden Erdoğan, şöyle devam etti:
"Regülasyon eksikliği başka alanlar gibi burada da en ciddi sorundur. Elbette şunu tersine çevirmek bizim elimizdedir. Sadece dezavantajların önüne geçilmesinde değil, kadınların eşit haklara erişebilmesinde ve kendilerini geliştirebilmelerinde de yapay zekadan istifade edebiliriz. Bunun için yapay zeka algoritmalarında ve veri tabanlarında dezavantajlı kesimleri gözeten temel prensiplerin belirlenmesine ihtiyaç duyuluyor. Daha fazla mağduriyet oluşmadan, sorunlar daha fazla kronik hale gelmeden bu konuda evrensel bir deklarasyona imza atılması gerektiğine inanıyoruz."
KADEM'in Türkiye'de bu sürece öncülük etmesinde fayda olduğunu belirten Erdoğan, zirvenin bu alanda yeni bir dönemin başlangıcı ve ilk adımı olmasını temenni etti.
"Eşrefi mahlukat olan insanı merkeze almayan, ona hizmet etmeyen, insanı ve insani değerleri yüceltmeyen hiçbir gelişmenin, hiçbir yeniliğin cazibesi ne kadar yüksek olursa olsun kıymetiharbiyesi yoktur." diyen Erdoğan, şunları söyledi:
"Bilhassa kadınları dışlayan, kadınlara adaletsizlik yapan bir teknolojinin insanlığa hayrının dokunması mümkün değildir. Kadın emeğinin ucuz iş gücü olarak görüldüğü, kadının metalaştırıldığı, kadının sadece adının olduğu, siyasete, iş dünyasına, eğitime, devlet idaresine kadın elinin değmediği velhasıl kadının üretimden, toplumdan, siyasetten, akademiden dışlandığı bir sistem sadece eksik değildir. Böyle bir düzen aynı zamanda adaletsizdir, toplumun gücünün yarısını yok sayıyor demektir."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'de son 22 yılda hayatlarına en fazla dokundukları kesimin başında kadınların geldiğini, geriye dönüp baktıklarında gurur duydukları mücadelelerinden birinin kadınların hak ve hürriyetlerini genişletme yolunda verdikleri kararlı, çetin ve sancılı mücadele olduğunu kaydetti.
Bu konuda çok zorluk çektiklerini anlatan Erdoğan, "22 yıl boyunca çok ciddi engellerle karşılaştık. Vesayetin, baskının, sistemin hücrelerine kadar işlemiş yasakçı zihniyetin her çeşidiyle muhatap olduk. Kadınları zaten sahip olmaları gereken haklara kavuşturma çabalarımızda muhalefeti yanımızda değil hep tam karşımızda bulduk." dedi.
Erdoğan, Anayasa'nın apaçık hükümlerine rağmen kadınların yıllarca bu ülkede sırf başörtüsünden dolayı eğitim ve çalışma hayatından dışlandığını vurgulayarak, "Özgürlüğün ve özgür düşüncenin merkezi olması gereken üniversitelerin kapısına faşizmin simgesi olan ikna odaları kuruldu. Sadece kamu kurumlarında değil, kraldan çok kralcı davranan özel sektör kuruluşlarımızda da kadınlar özgürce çalışamadı. Mesleği ve inancı arasında tercih yapmaya zorlandı." diye konuştu.
"Kadınlar lehine pozitif ayrımcılık yapılmasını Anayasa kuralı haline getirdik"
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve Başbakanlık görevlerinde eski Türkiye'nin dayatmalarıyla karşılaştıklarının altını çizen Erdoğan, bugün veya geçmişte beraber siyaset yaptığı yol arkadaşlarının kahir ekseriyetinin aynı sıkıntılarla yüzleştiğini belirtti.
Erdoğan, son 22 yılda verdikleri kararlı mücadele neticesinde tüm bunları Türk demokrasisine dair kötü birer hatıra olarak tamamen geride bıraktıklarına işaret eden Erdoğan, "Eğitim ve çalışma hayatı başta olmak üzere her alanda ülkemizin beşeri sermayesinin zenginleşmesinin önündeki tüm engelleri kaldırdık. Hayatın tüm alanlarında kadınlar arasındaki başörtülü ve başı açık ayrımına son verdik. Türkiye'yi yasakların, korkuların, baskıların ülkesi olmaktan çıkartıp, fırsat eşitliğinin, adaletin, özgürlüğün hakim olduğu bir yer haline dönüştürdük. Geçmişin hatalarını telafi etmek üzere kadınlar lehine pozitif ayrımcılık yapılmasını Anayasa kuralı haline getirdik." değerlendirmesini yaptı.
Reform paketleriyle, destek mekanizmalarıyla, teşviklerle, yasal ve idari düzenlemelerle kadının ekonomik ve sosyal statüsünü güçlendirdiklerini dile getiren Erdoğan, şiddete, özellikle kadına ve çocuğa yönelik kötü muameleye sıfır tolerans anlayışıyla yaklaştıklarını bildirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu doğrultuda Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi (ŞÖNİM), kadın konuk evi, Kadın Destek Uygulaması (KADES), elektronik kelepçe gibi devrim niteliğinde uygulamaları hayata geçirdiklerini kaydetti.
Attıkları adımların istihdam başta olmak üzere olumlu yansımalarına her alanda şahit olduklarını belirten Erdoğan, kadınların iş gücüne katılım oranlarında önemli ilerlemeler yaşandığını söyledi.
Erdoğan, "Mesela 2002 yılında yüzde 27,9 olan kadınların iş gücüne katılım oranı 2024 yılı Ağustos ayı itibarıyla yüzde 37,3'e çıktı. Kadın istihdam oranı yüzde 25,3'ten yüzde 33'e yükseldi. Bu rakamları yeterli görmediğimizi her vesileyle söylüyoruz. Amacımız 2028 yılı sonuna kadar kadın iş gücüne katılım oranını yüzde 40'ın, istihdamı da yüzde 36'nın üzerine çıkarmaktır." şeklinde konuştu.
(Sürecek)